HomeMAIN1998 yılında ne oldu?

1998 yılında ne oldu?

 

Bülent Ecevit’in, çok taraflı dış politika uygulamaları çerçevesinde, 1997 yılında Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in (1997-2002) Çin’e açılım politikasını başlatmış, Türkiye Şanghay’da ilk kez konsolosluk açmıştır. Çinlilerin kutsal sayısı 8 dir.

 

Cathay Pacific Hava Yolları​, Hong Kong-İstanbul uçuşlarını 8.8.1998 tarihinde başlatmıştır.

Sonsuzluk döngüsü, su karakteri ile simgelenirken, bu döngü, Çin alfabesinin temel 8 karakteri ile oluşturulmuştur. Alfabedeki diğer bütün binlerce karakterler (kelimeler) bu 8 karakter kullanılarak türetilmektedir.

1998 yılı Türk Amerikan ilişkileri açısından kırılma noktasıdır.

Türk ordusu 1998 yılında doktrin  değişikliğine giderek ABD ile arasındaki ayrılığı netleştirmiştir.

Ardından gelen çeyrek asırlık süreç içerisinde Türkiye’de yaşanan gelişmelerin temelinde söz konusu ayrılık vardır. Türk ordusu kendi bağımsız doktrinini beyan etmiştir. Ardından gelen 1 Mart 2003 tezkeresi oylaması, 4 Temmuz 2003 Çuval olayı, 2008 Ergenekon kovuşturması ve tutuklamaları ve 15 Temmuz 2016 bu sürecin köşe taşlarıdır.

Ordu’nun 1998’de Amerikan Doktrininden bağımsızlaşması 

***************************************

1998’de Türk Ordusu, askeri-politik stratejisini değiştirerek geliştirmiştir.

“Soğuk Savaş döneminde Türk Ordusu’nun savunma anlayışı, bir Sovyet saldırısını caydırmak ve diğer NATO ülkeleri orduları ile birlikte kollektif güvenliğin sağlanması üzerine kuruludur. Ancak değişen koşullar değişen tehditler ve cevaplar ortaya çıkarmıştır.

Bundan dolayı, 1998’de Türk Ordusu, NATO’yu karşısına almadan; hatta NATO’daki yapısal değişime paralel olarak, “ileriden savunma” ve “kriz yönetimine askerî katkı” ilkelerini, caydırıcılık ve kolektif güvenlik ilkelerine eklemiştir.

Amerikalı akademisyen ve askeri istihbarat elemanı Michael Robert Hickok tarafından ABD Kara Kuvvetleri’nin resmi yayın organı olan Parameters dergisinde, 2000 yılında yayınlanan “Yükselen Hegemon: Türk Stratejisi İle Askeri Modernizasyon Arasındaki Uçurum” adlı makale önemlidir. Dr. Hickok’a göre, Soğuk Savaş boyunca NATO stratejileri çerçevesinde silahlanan, eğitilen ve NATO konseptine bağlı olan Türkiye, NATO dışında “inandırıcı şekilde gücünü yansıtamadığını” görmüştür.

Dr. Hickok, Türkiye’nin 1990’ların başında Kafkaslar ve Balkanlar’da etkisiz kaldığını gördüğünü savunmaktadır. Bundan dolayı 1990’lı yıllarda “Türk karar alıcılar, Batı ve NATO ile olan ilişkilerinde bir değişiklik olmaksızın, Atatürk’ün Türkiye’nin geleceğinin sadece Batı’da olduğu” yolundaki sözlerini yumuşatmaktadır (Bu husus Hickok’un kendi çarpıtmasıdır. Atatürk’ün böyle bir anlayışı yoktur. Ü.Ö.)

Resmi askerî belgeler günümüzde, Türkiye’yi bir Avrasya ülkesi olarak nitelemekte ve hem Batı hem de Doğu’yla ilişkilerini korumak ve geliştirmek zorunda olduğunu belirtmektedirler. 70 yıllık alışılmış politikadaki bu sapma, Hickok tarafından “Türk stratejik düşüncesinde önemli bir dönüm noktası” olarak nitelendirilmiştir.

Farklı bir jeopolitik algılama geliştiren ve NATO konseptinin bu jeopolitik algılama için yetersiz olduğunu gören Türkiye, Amerikalı uzmana göre, savunma konseptini değiştirmiştir.”

“Türk Ordusu’nun savunma doktrini, 1998’e kadar, caydırıcılık ve kollektif güvenlik ilkelerine dayanırken; 1998’de de eklenerek köklü bir değişim gerçekleştirilmiştir.”

Kaynak: Ergenekon Davası ve Türk Ordusu Yazan  Prof Dr Ümit Özdağ 06 Ağustos 2013

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular