1972 yılında Almanca öğrenirken öğretmen şunu söylemişti: 1800 yıllarında çatışmalı politik atmosferle parça bölük olan ve Napolyon işgaline uğramış Almanya hep enerji kaybederken Grimm Kardeş masalları yardımıyla milli birliğini kurup uyumlu yürüyüşünü tamamlamış bir ülkedir, (Prof. Bruno Bettelheim “Kinder brauchen Märchen” adlı kitabında bu olay anlatılır). Bu benim çok ilgimi çekmişti. Sonra araştırmıştım:
Yunanistan ve Bulgaristan da kendi ulusal masallarını yaygınlaştırarak Osmanlı idaresine karşı bağımsızlık elde etmişlerdi, Cezayir Karagöz’ü yaygınlaştırıp Toraman masallarını çok etkili kullanarak Fransızları ülkelerinden çıkarmayı başarmış ve bağımsızlık kazanmışlardı, (Mark Azadovski, “Sibirya’dan Bir Masal Anası” T.C. Kültür Bak. y.) Böyle örnek çok.
Bu örnekler beni çok etkilemişti. 1974 yılında başlayarak Balkanlar’dan Sibirya Türklerine, Yakutistan’dan Uygurlara ve Kafkasya’dan Toros dağlarına kadar bütün Türk yurtlarından yüz kadar bilim insanı, âşık ve masalcının desteği ile masallarımızın en etkililerini derlemeye giriştim, tasnif ettim. Günümüz psikolojisini dikkate alarak onlara yeniden çalışıp 32 kitapta “Kardeş Masallar Dizisi” başlığı altında yayımladım, (Doğu Batı Yayınları).
Sayısı 268 olan Grimm Kardeş masallarını Alman devleti 163 dile çevirterek dünya çocuklarını kendi kültürüyle eğitti, kendisine sempatizan yaptı. Bu gençlere Goethe Enstitüsünde ya da Almanya’ya davet edip dil öğretti. Geri dönen her genç ülkesinde Alman sanayisinin yetkili temsilcisi oldu, Alman kültür ve edebiyatının çevirmeni oldu. Çok kısa sürede Alman ekonomisi büyüdü, patladı, yazarları dünyaya yayıldı. Bunu sadece 268 masalla başardılar. Oysa benim yayımladığım masal ve efsane sayısı 648. Buna rağmen bütün Türk dünyasında çocuklarımız Rus, Çin, Fars, bizde de %80’e yakın bir oranla Batı masallarıyla büyütülüyorlar. Bu çocuklarımız nasıl milli kimlik edinecek, kültürüne nasıl sahip çıkacaktır?
https://www.blogger.com/blog/post/edit/7761205986968256473/8943591866605469013
https://www.dogubati.com/yucel-feyzioglu