Dünyanın en büyük tiyatro yazarı İngiliz Shakespeare ve Türkçenin şiir dili ile şairi Yunus Emre’nin sözlükleri geçmiş yıllarda Türk yazarlar tarafından yayınlanmıştır. Shakespeare Sözlüğü 800 sayfa ve Yunus Emre Sözlüğü ise 1000 sayfaya yakındır. Her ikisi de çok kapsamlıdır. Bu sözlükleri incelediğimizde Shakespeare‘in sözlüğü tiyatro sanatının nasıl bir ülkenin güç simgesi haline dönüştürüldüğünü, ibretle gözlerimizin önüne sermektedir.
Buna karşın Yunus Emre Sözlüğü ise şiir sanatının Türkler tarafından dünya çapında bir güç simgesi haline dönüştürülemediğini, ne yazık ki aynı açıklıkla ortaya koymaktadır. Türkiye yabancı ülkelerde yumuşak güç (İngilizceden tercüme bir tabirdir, soft power) simgesi olarak özellikle Türk dilini öğretmek üzere Yunus Emre kültür merkezleri kurmaktadır.
Fakat Shakespeare bir kültür merkezi değildir. Eserleri tiyatrolarda sahneye konmaktadır ve bu sahne de sadece İngiltere’de değildir. Shakespeare‘in tiyatro eserleri İş Bankası tarafından, ki 50’ye yakındır, tamamen Türkçeye çevrilmiştir. Tüm dünya dillerinde Shakespeare yaşamakta tiyatrolarda sahneye konmaktadır.
Biz Yunus Emre’nin adını kültür merkezlerine verdik ama Yunus Emre’nin felsefesini yaşatıyor muyuz, yaşıyor muyuz. Maalesef buna olumlu bir cevap verememekteyiz. Yunus Emre neticede sadece dini ilahilerde, dualar arasında arada bir terennüm edilen küçük bir detay olarak kalmıştır.
Bizim gönüllerimizde yer edemeyen acaba nasıl dünya sahnelerinde yerini alacaktır? Yunus Emre’den ayrıca tiyatro eserleri sahneledik mi, Yunus Emre’yi yabancı dillere yaygın bir şekilde ne şekilde tercüme edebildik. Talat Sait Halman Bey’in bu konuda tercüme kitapları vardı, onun dışında çalışmalar hatırlamıyorum.
İnsana, insanlığa seslenen Yunus Emre sadece Edirne’den Ardahan’a Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde sınırlı kalmıştır. Siyasilerin dilinde arada sırada şiirleri propaganda malzemesi olarak kullanılmaktadır.
İngilizler, Shakespeare eserlerini tiyatrolarında sahnelemekteler ve bir Türk bilim adamı ise sekiz yılı aşkın süre uğraşıp, iğneyle kuyu kazarak Shakespeare Sözlüğünü hazırlamıştır. Demek ki, Shakespeare dünya çapında ilgi çeken bir değerdir.
Peki Yunus Emre’yi biz dünyaya benimsetebildik mi, bir yabancı bilim insanına Yunus Emre ile ilgili bir sözlük hazırlatabildik mi? Türkiye’nin acilen bir Yunus Emre kültür seferberliği hazırlayarak bunu yurtdışı ülkelerde lanse etmesi lazımdır.
https://leventagaoglu.blogspot.com/2018/02/yunus-emre-enstitusu-kultur.html
Eskişehir doğumlu Yunus Emre ile 1200’lü yıllarda evrensel manada yorumlanan insan varlığı 1900’lü yıllarda bu kez Eskişehir-Polatlı çizgisinde cereyan eden Sakarya Savaşında 22 gün 22 gece boyunca Atatürk’ün önderliğindeki ölüm kalım savaşının öznesi olmuştur. Yunus Emre’nin şiirleri ile gönüllere işlediği insan felsefesini, Atatürk bu kez savaş ve strateji ile kan ve gözyaşı ile kahramanca kazanmasını bilmiştir. Eskişehir-Polatlı aslında Yunus Emre ile Atatürk’ü aynı insaniyet noktasında biraraya getiren alınyazısı ve kader çizgisi olmuştur.
23 Nisan 1920’de dünyaya ilan edilen Türk insanının egemenliğinin ilk neticesi Sakarya Zaferi olmuştur. İnsan onurumuzun başlangıç noktasından yola çıktıktan sonra ilk zaferin kazanılması kısa sürede gerçek olmuştur. Yüzüncü yılının içinde olduğumuz bu onur önümüzdeki binyılların da mihenk taşıdır.
Eski Dünya Asya’dan Eskişehir’e uzanan Türklerin yolculuğu aynı topraklarda yeni bir dünyanın ve yeni bir insanın kurtuluş ve kuruluş mücadelesine tanıklık etmiş, Sakarya Savaşı’ndan bir yıl sonra yinelenen zafer ise Eski Yunan’ın demokrasi, felsefe, düşünce gücü ilkelerini kendisine güya ilke edinen saldırgan Batı’nın ikiyüzlülüğünü ortaya koymuştur. Eski Yunan kaybederken Yeni Türkiye küllerinden doğmayı bilmiştir.
Savaşı kazanan Atatürk ardından düşmanları olan Trikopis ve Venizelos’a sevgi ve dostluk elini uzatarak Yunus Emre misyonunu devam ettirmiştir. Kurtuluş sürecinde kişilik ve insan ile ilgili tespitlerde bulunan Atatürk bununla yetinmemiş, kuruluş esnasında da incelemeci özelliğinden yararlanarak sürekli kitaplar getirtmiş, okumuş ve buradan hareketle özellikle insanlık tarihi ve insanlığın geleceği ile ilgili fikir ve düşünceler geliştirmiştir.
Atatürk’ün hiç sönmeyen enerji kaynağı insanlar ile muhabbeti ve insanların ona olan sevgisi olmuştur. 1300 yıl önce Tonyukuk’a Bilge sıfatını yakıştıran insanımız, bu kez de Mustafa Kemal’i, Ata sıfatı ile onurlandırmıştır. İnsanımızın üstün değerler ile dolu yüreği her iki liderin de gözünden kaçmamış ve kendilerini de hem kâleme hem de kılıça efendi yapmıştır.
Yunus Emre, Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan tasavvuf ve halk şairi. Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmaya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde büyük-küçük Türk Beylikleri’nin kurulmaya başlandığı 13. yüzyıl ortalarından Osmanlı Beyliği’nin kurulmaya başlandığı 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta … Vikipedi
William Shakespeare, İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncudur. İngilizce dilinde yazan en büyük yazar ve dünyanın en seçkin drama yazarı olarak kabul edilmektedir. Sıklıkla İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak anılır. Vikipedi