Türklerdeki çok derin Amerika sevgisi.
Bireyler olarak İçimizdeki Amerika ile hesaplaşmak
Çin iç pazarına dönüyor ve Meiguo (Güzel Ülke) olmayı hedefliyor; AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ. Pasifik Havzasında Yeni Bir Dünya kuruluyor.
İkinci Dünya Savaşından sonra ülkemizde başlatılan Amerikan romantizmi sevgisi ve dünyası 80 yılını doldurmuş ve aşmıştır. Savaşın galibi olmasının getirdiği psikolojik üstünlük ile ve Yalta Konferansı neticesinde Türkiye’nin Amerikan kampında konuşlandırılması ile birlikte ülkemiz sağ siyasetçiler tarafından küçük Amerika olarak adlandırılmış ve halkta Amerika konusunda derin bir sempati yaratılmıştır.
Siyasetçiler de her ne kadar perdenin önünde Amerikan aleyhtarlığı yapıyor olsalar bile perdenin arkasında Amerika ile gizli ittifaklar ve işbirlikleri yapmışlar, Türkiye’nin eğitiminden milli savunmasına sanayi ürünlerine tüketim sanayine kültür sanat etkinliklerine kadar Amerikan Rüyası içimize işlemiştir. Tabii Amerika bunu propaganda teknikleri ile ayarlamış ve ülkemizde Rus Salatası olarak bilinen salata dahi Amerikan salatası olarak adlandırılmıştır. Bu çok dramatik bir örnektir.
Aslında Türklerin Amerika’daki varlığı güçlü bir lobi de teşkil etmemektedir. Yunanlıların Çinlilerin Hintlilerin İtalyanların İspanyolların Almanların lobileri ise Türkiye ile kıyas edilemeyecek ölçüde son derece kuvvetli lobi yapılarıdır. Kore Japonya ve Asya Pasifik ülkeleri Amerika pazarına derinlemesine olarak nüfuz etmişlerdir.
Türkiye’nin Amerikan pazarındaki varlığı da ihmal edilebilir değer ve büyüklüktedir. Verilen görev Antikomünizm propagandaları neticesinde Rusya’yla düşmanlaşma ve paradoksal bir örnek olarak ise Avrupa Birliğine, Amerika’nın izlediği politikalar neticesinde üye yapılmaması şeklindedir. Çünkü eğer Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olursa Avrupa birliği çok güçlü bir yapı haline gelecek ve bu da Amerikan çıkarları ile çelişecektir.
Amerika, Türkiye’de 1960, 1971, 1980, 1993, 1997, 2016 askeri darbelerinin baş aktörüdür. Pakistan, Türkiye, Yunanistan, İran’da darbeler yapan, Çin ve Rusya’ya savaş açma planları peşinde koşan ve Okyanuslar tarafından çevrelendiği için kendini güvende hisseden ABD, diğer yandan Hindistan’da neden böyle bir girişimde bulunmamıştır, bunu inceden düşünmek lazımdır.
Önümüzdeki kritik konu, Türk halkındaki platonik Amerika aşkının nasıl izale edilebileceği sorunudur. Amerikalılar, Türkiye’de ne sanayi yatırımlar yapmakta ne de turist göndermektedir. Türkiye’yi batıdan Yunanistan ve güneyden Suriye üzerinden kucaklamış ve düşmanca bir duvar örmüşler, buna karşın yine de bu hastalıklı platonik ilişki nasıl aşılabilecektir?
Yapılması gereken tek bir çözüm vardır aslında. Türk kültürünün yüksek değerlerinin sanatının biliminin binlerce yıllık geçmişten süzülmüş gelen düşünürlerin katkılarının özellikle eğitim programları ile birlikte gençlere ve çocuklara öğretilerek bu aşağılık kompleksinin aşılması şeklinde olacaktır.
Dünyada kırkı aşkın Türk topluluğu söz konusudur.
Burada diğer bir kaldıraç unsur ise 9000 yıllık bir dil olan türkçe’nin iletişim gücü ve dehasıdır. Türkler bu iletişim güçleri ile birlikte kendilerine olan güvenlerini tekrar kavuşacaklar ve dünyadaki Türk toplulukları ile yakın iletişim içerisinde olarak komplekslerini ortadan kaldırılacaklardır. Amerika’nın propaganda teknikleri ile Türklere ürettikleri tek şey “Türklerden adam olmaz, bizden adam olmaz” zihniyetidir. Bu zihniyetin acilen aşılması önem kazanmaktadır.
Türklerin Amerikalılara olan hayranlıklarını aslında zaman perspektifinden bakıldığında bu hayranlık öncelikle Bilge Kağan tarafından Orhun Yazıtlarında “ey Türk Çinlilerin ipeğine, prenseslerine kandın” şeklinde dile getirilmiştir. Ardından Uygurlar döneminde Budizme olan hayranlık ve ayrıca Selçuklular döneminde Fars kültürüne olan hayranlık ki farsça Selçukluların resmi dili idi. Türklerin önce farsça ardından Arap isimleri almaları nihayetinde de 20 ve 21. yüzyıldan itibaren İngilizce kelimelerin Türkçenin içerisine plaza dili olarak yerleşmesi konularını göz ardı etmemeliyiz.
Bu Türklerin yabancı kültürlere olan hayranlıkları ve kendilerine yabancılaşmaları ile ilgili bir hastalıktır kolaylıkla asimile olmaktadırlar kendi benliklerini yitirmektedirler. Çünkü Türkler bulundukları ülkelerde yönetici sınıfı teşkil etmekteydiler ve halkın içinde çoğunluk olmadıkları için yönetim ellerinden gittiğinde oranın yerli halkı ile asimile olmaktaydılar. Avrupa’yı akınlarla fetheden Hunlar da Avrupa içerisinde bu şekilde kaybolmuşlardır. Ayrıca Bizans, Türkler arasında Hristiyanlık dini üzerinden bir yabancılaşma yaratmıştır.
Bu yabancılaşmanın geldiği son nokta ise Amerikan hayranlığıdır. Türkler kendilerine hayran olacaklarına düşmanlarına hayran olmakta ve düşmanlarını dost arkadaş olarak görmektedirler
Amerikan Tarzı Yaşam Biçiminin Türkiye’ye Girişi: Tarihsel Bir Bakış Açısı
Amerikan tarzı yaşam biçimi, 20. yüzyılın başlarından itibaren Türkiye’ye kademeli olarak giriş yapmıştır. Bu değişimin arkasında yatan faktörler karmaşıktır ve siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal boyutları içerir.
Ana Etkenler:
- I. Dünya Savaşı ve Sonrası: Amerikan askerlerinin ve yardım kuruluşlarının gelişi, Türk toplumuna yeni fikirler ve ürünler tanıttı. Özellikle sinema, müzik ve moda gibi alanlarda Amerikan kültürü büyük bir etkiye sahip oldu.
- Marshall Planı: 1948 yılında yürürlüğe giren Marshall Planı, Türkiye’ye önemli miktarda mali yardım sağladı. Bu sayede Amerikan malları daha ulaşılabilir hale geldi ve Amerikan yaşam tarzı idealize edilmeye başladı.
- Soğuk Savaş: Soğuk Savaş döneminde Türkiye, Batı bloğunun bir parçası olarak konumlandı. Bu durum, Amerikan kültürel ve politik nüfuzunun artmasına katkıda bulundu.
- Küreselleşme: 20. yüzyılın sonlarında küreselleşmenin artmasıyla birlikte Amerikan ürünleri ve medya daha da yaygınlaştı. Bu durum, Türk toplumunun Amerikan yaşam tarzına daha fazla maruz kalmasına neden oldu.
Giriş Yöntemleri:
- Filmler ve Müzik: Hollywood filmleri ve Amerikan müziği, Türk halkı arasında oldukça popüler hale geldi. Bu eserler, Amerikan yaşam tarzına dair imgeler ve değerler aktardı.
- Dergiler ve Reklamlar: Amerikan yaşam tarzını anlatan dergiler ve reklamlar yaygınlaştı. Bu yayınlar, modern ve ideal bir yaşam tarzı olarak Amerikan kültürünü tanıttı.
- Eğitim: Birçok Türk öğrenci Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim gördü. Bu sayede Amerikan kültürüne ve değerlerine yakından tanıklık ettiler.
- Ticaret: Amerikan şirketleri Türkiye’de yatırımlar yapmaya başladı. Bu durum, Amerikan ürünlerinin ve hizmetlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulundu.
Sonuçlar:
Amerikan tarzı yaşam biçimi, Türk toplumunda önemli değişimlere yol açmıştır. Bu değişimler giyim tarzı, müzik zevki, beslenme alışkanlıkları ve aile yapısı gibi birçok alanda kendini göstermiştir.
Ancak, Amerikanlaşmanın etkileri karmaşıktır ve her zaman olumlu olmamıştır. Bazı eleştirmenler, Amerikan kültürünün geleneksel Türk değerlerini aşındırdığını ve toplumda yabancılaşmaya yol açtığını savunmaktadır.
Günümüzde Türkiye, Amerikan ve Türk kültürü arasında bir denge kurmaya çalışan karmaşık bir topluma sahiptir. Amerikan tarzı yaşam biçimi hala önemli bir etkiye sahip olsa da, Türk kimliği ve kültürü de güçlü bir şekilde korunmaya devam etmektedir.
Not: Bu konuyu daha detaylı araştırmak için aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:
- https://dergipark.org.tr/tr/
download/article-file/3507018 - https://dergipark.org.tr/tr/
pub/anasamasd/issue/70945/ 1138549 - https://m.youtube.com/shorts/
25xOct6ql58