You searched for Türk Çin – Books on Turkey | Key for Humanity
Ben kendimi Osmanlı addediyorum… Çünkü 400 yıl Osmanlılar’ın bıraktığı kalıntıların içinde doğdum, orada büyüdüm ve Osmanlı gibi yaşıyorum… Omer Serif sabah 13.05.2001 |
Emperyalizm Osmanli’nin otuziki eyaletinden otuz tane devlet cikartti. Fakat Cin’in otuziki eyaleti halen eyalet olarak devam ediyor…Velhasil Cin’i parcalayamadilar…Aslinda Cin’in ceperinde yeralan eyaletleri (Ic Mogolistan,Dogu Turkistan, Tibet) etnik olarak Cin asilli da degil…
Tabiatiyle Cin oyuna gelmiyor.. Dis ticaretinin %60’ini bolge ulkeleri ile yapiyor…bolgesinde kuvvetleniyor..Japonya, Kore, Tayvan en onemli ticaret ortaklari..Japonya ve Tayvan ile hayati derecede onemli sorunlari var.. Fakat cok ince bir strateji izliyor..Bolge ulkelrei ile ticarete onem veriyor..Onlarin yatirimlarini ulkesine cekiyor..Bugun Japonya, Kore ve Tayvan’in Cin’de devasa yatirimlari var..Zaten ABD’nin de niyeti Cin’i komsulari ile dusman etmek…
Donup Turkiye’ye baktigimizda dis ticaretimizin ancak %10’unu komsularimizla yapiyoruz…Butun komsularimizla kavgaliyiz… Cin ne yapiyorsa biz tersini yapiyoruz…
Devamli krizlere girmemizin temelinde bu stratejik yanlisin yattigi kanaatindeyim…”Tas yerinde agirdir” guzel bir atasozumuz…Ama maalesef atalarimizi dinlemiyoruz..
Osmanli bugun yasasaydi 450 milyon nufus ile Bati’ya Cin gibi diz cokturecekti..Heyhat..Bize Musul’u vermeyen, vermemek icin ic isyan cikarttiran Ingiltere, Hong Kong’u Cin’e kendi ellerinle teslim etti..Yok efendim Hong Kong’u Cinlilerden kiralamislar da kira sozlesmesi bittigi icin teslim etmisler…Kira sozlesmesine konu olan Hong Kong’un Cin sinirina yakin olan bir bolgesiydi sadece…Hong Kong’un tamami degildi..
………………………………………………………….
BIR UCTAN BIR UCA ASYA: TURKIYE VE CIN- KARSILASTIRMALI ANALIZ
Yirminci yuzyilin son yirmi yilinda iki eski ve koklu dunyanin yeniden ortaya ciktigini gormekteyiz:Turk Dunyasi ve Cin Dunyasi. Bir zamanlar bibirbirleri ile komsu olan , eski kitanin, eski dunyanin her iki uyesi hemen hemen ayni yillarda ekonomilerinde devrim niteliginde degisiklik yaparak disa acilmaya baslamislardir.
Modernoncesi caglardaki uygarliklar arasinda, Cinliler ve Osmanlilar kendilerini, kendi dislarindaki dunyadan ustun hissediyordu. Cin uygarliginin en carpici yani, teknolojik alanindaki erken gelisme olsa gerektir. Cok oncelerden baslayarak kocaman kitapliklar kuruldu. Cin kentleri, orta cag Avrupasindaki kentlerden cok daha buyuktu. Osmanlilar ise, Roma Imparatorlugundan daha genis bir alanda ve uyruklari haline gelen cok genis halk yiginlari uzerinde resmi bir inanc, kultur ve dil birligi kurdular.
Osmanli kentleri genis, iyi aydinlatilmis ve kanalizasyonuolan kentlerdi; kimilerinde universiteler, kitapliklar ve sasirtici guzellikte camiler vardi. Modern cagin baslarinda Avrupa’ya yonelen en buyuk tehdit, kuskusuz, Osmanli Turklerinden, daha dogrusu, Osmanlilarin heybetli ordulraindan va sahip olduklari cagin en ileri muhasara kuvvetleri ve araclarindan geliyordu. Asya’nin bati ve dogu uclarinda yeralan Turkiye ile Cin’in ekonomik kalkinma hamlelerinin karsilastirilmasi ilginc tespitleri beraberinde getirecektir.
Ünlü Fransiz Sinolog Alain Peyrefitte’nin deyisiyle “Türkler ve Çinliler, ayni dev kitanin iki ucunda birbirlerine taban tabana aykiri bir konum içinde gibidirler. Yine de birbirlerini anlamalari için pek çok neden vardir. Türkmen atlilari yirmi yüzyil boyunca Asya’yi dolasmistir. Ayni Orta ve Güney Asya steplerinden gelmisler, Anadolu yaylalarinda oldugu gibi , Huang Ho vadilerinde de tarihe yön vermislerdir. Türkmen kervanlari, yüzyillar boyunca , Çin ile Bati topraklari arasinda tek baglantiyi meydana getirmislerdir. Bugün bile, Çin’de, Çinli olmayanlarin yasadigi en genis ve en kalabalik bölgelerden biri , Anadolu Türklerinin kan hisimlarinin yasadigi Çin Türkistani’dir.
Ama, Tarih, fetih ve ticaretin yarattigindan çok daha yakin benzerlikler yaratmistir: sözgelimi kader benzerligi. Türkler, Çinlilerle ayni zamanda, akbabalari çeken bir les gibi Batili büyük devletleri üstlerine çeken siyasal dagilmayi tatmislardir. Bir ulusun gücünün, ona yeniden bagimsizligini nasil kazandirdigini da bilirler. Dehasi olaganüstü kosullarin pariltisinda belirip kendini kanitlayan sarsilmaz bir adamin ulusal kadere neler kazandirabildigini ve felakete sürüklenen Tarihi nasil dogrultup yoluna soktugunu bilirler. Çagdas serüvene, geçmisten bütün köklerini koparmadan da girilebilecegini bilirler.”
Kurtuluş Savaşı sonrası Mustafa Kemal’in “Dünyanın kilidi Anadolu’dur, bu kilidi iyi kullanmak ve muhafaza etmek zorundayız.” diye izah ettiği stratejik vasiyetin önemi, Türkiye ve Türkler için bugün de çok iyi anlaşılmalıdır.
Batı, 16. yüzyıldan sonra elindeki yüksek teknoloji ile, devlet dahi olamamış ilkel toplumları kitle halinde imha suretiyle açtığı sahalara yerleştikten sonra, devlet olmuş eski dünya toplumlarının topraklarını işgale yöneldi. Kısmen başardı da. Sıra kilidi ele geçirmeye gelmişti ki başaramadı. Başarsa idi daha doğuda işgal ettiği İran Ortadoğu, Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya’ya ulaşacağı bir ana koridor temin etmiş ve böylece bütün devreler tamamlanmış olacaktı.
Anadolu’nun kurtuluşunun eski dünya milletlerinin kurtuluşunda sadece psikolojik değil, son derece etkili fiziki ve coğrafi rolü de olmuştur. Neticede Grek-Latin, Anglosakson veya Germen nitelikli batı; bir önceki aşamada imha ettiği yerli halkların yerine yerleştiği Amerika, Avustralya ve kısmen de Afrika sınırlarına çekilmek zorunda kalmıştır. Anadolu’ya geliş- ten Kurtuluş Savaşına kadar yaşanan uzun ve büyük bir tarihin ana maddelerinden en önemlisi Anadolu’nun mu hafazasıdır…
Atatürk’ün askeri ve siyasi yüksek kurmay kabiliyetinden süzülüp çıkan “dünyanın kilidi, Anadolu’dur, bu kilidi iyi kullanmak ve muhafaza etmek zorundayız” diye vasiyet ettiği strateji, yabancı kurmaylarca menfi tarafları düşünülerek titizlikle dikkate alınmış ve geçidin yol geçen hanına dönüştürülmesi planlanmıştır.
21.yüzyil eger Asyalilarin yüzyili olacak ise Türkiye Dogu’da sadece lideri oldugu Avrasya’nin Türk Dünyasina degil, Çin Dünyasinin lideri olacagi Asya-Pasifik’e de yönünü çevirmelidir. Böylelikle Asya’nin dogu ucundaki tarihten gelen komºumuz Çin ve bati ucundaki Türkiye arasindaki iºbirligi arttirilmalidir. Türkiye 21.Yüzyil dünyasinin merkez eksenini teºkil edecek olan Asya ile baglantisini Türk boyutunu taºiyan Orta Asya ile sinirlamamali ve fakat Orta Asya üzerinden Asya Pasifik ile baglantiyi Çin boyutu üzerinden kurmalidir.
Türk Dünyasi Kazakistan ve Kirgizistan ile birlikte Çin Dünyasi ile sinir komşusudur. Uygur Özerk bölgesinde ise her iki dünya içíçe geçmiş durumdadir.
Asean ülkelerinin ekonomileri büyük ölçüde ülke vatandaşı olan etnik Çinlilerin elindedir.
Çin asilli Ekonomik
nüfus(%) Güç
Singapur 76 76
Malezya 32 60
Endonezya 4 50
Filipinler 1 40
Tayland 10 50
Vietnam 1 20
Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Makedonya, Iran, Irak, Azerbaycan gibi ulkelerde Turk asilli nufus yasamaktadir.
Her iki ulke de gecmislerinde emperyal imparatorluklari da beraberlerinde getirmislerdir. Cin Imparatatorlugu sona ermis olsa da , Cin Halk Cumhuriyet hemen hemen ayni toprak parcasinda devam etmekte iken, uc kitaya yayilmis olan Osmanli Turk Imparatorlugu dagilmis ve Turkiye Cumhuriyeti ise imparatorluk topraklarinin onda biri olan bir toprak parcasinda devam etmektedir.
- Cumhuriyet’e gecis-Cin 1912, Turkiye 1923
- Bati Hristiyanlastirma politikasi +Misyonerlik (Cin)
- Yunan+Ermeni Turkiye. Guncel soykirim oylamalari. Halen devam eden bir politika.
- Misak-i milli sinirlari icerisinde yeralan Musul ve Kerkuk Ingilizlerden geri alinamazken, 1898 yilinda bugunku Hong Kong’un sadece belli bir kisminin 1997 yilinda Cin’e-kira sozlesmesinin bitiminde-geri verilmesi ongorulmus olmasina ragmen Hong Kong’un tamami Ingiltere tarafindan Cin’e geri verilmistir.
- Hristiyan alemine komsu olan Osmanli Turk Imparatorlugu’nun Avrupa’ya bir tehdit olusturmasi
- Osmanli’nin 31 eyaleti arasindan 31 devlet cikarken, Cin Imparatorlugu’nun 30 eyaleti ise Cin Halk Cumhuriyeti’nin eyaletleri olmustur.
Bati ile savasin sonunda Turkiye orta bir buyuklukte bir ulke, Cin ise buyuk bir ulke olarak cikmistir.
Ayrica, Kemal Dervis, son on yil içinde once Arnavutluk, daha sonra ve özel olarak Bosna-Hersek ve nihayet Filistin’i ekonomik açidan ayaga kaldirmak için müthis bir çaba harcadi. Türkiye’nin Osmanli geçmisinin Müslüman Balkan ve Ortadogu ayaklarinin güçlenebilmesi için bir “misyoner” gibi çalisti.
Akdeniz bölgesi dünyanin merkez eksenini teşkil ettigi dönemlerde Akdeniz’in süper gücü olan ve Akdeniz dişina çikamayan, çikmak istemeyen Osmanli Imparatorlugu gelişme ekseni Akdeniz dişina, Atlantik’e kayinca çöküp gitmişti. ªimdi ise gelişme ekseni tekrar yer degiştiriyor.
Atlantik’ten (Avrupa’dan) Pasifik’e (Asya) kayiyor. Bu gelişme ise, Avrasya araciligi ile Türkiye’ye büyük bir firsat sunarken bunun gerekleri maalesef yerine getirilmiyor. Türkiye Avrasya’da takilip kalmamali, Avrasya üzerinden Asya-Pasifik’e ulaşmalidir. Türkiye’nin temel ihracat hedefleri Pasifik’in iki kiyisinda yeralan ABD ve Asya ülkelerine yönelik olmalidir.
Cin 1,2 milyar nufusu ile devasa bir pazar olmanin getirdigi avantajlari gayet ustalikla kullanmakta ve yabanci sermayeyi ulkesine cekerken , oyunu da kendi kurallarina gore oynatmaktadir.
Cin 1978 yilinda disa acilirken, Turkiye 1980 yilindan itibaren disa acilmaya baslamistir. Cin, bu tarihten itibaren kararli bir bicimde disa acilmaya ve her yil %7 kalkinma hizlarini basariyla gerceklestirmesine ragmen, Turkiye’nin disa acilma deneyimi bilhassa 1988 yilindan itibaren kesintiye ugramis ve ardindan krizler basgostermeye baslamistir. Cin, yabanci sermayenin en cok yatirim yaptigi bir ulke olmasina ragmen, Turkiye bu konuda hicbir caba gostermemektedir.
Cin’in sanayi kompozisyonu da cesitlilik gostermeye baslamis ve hizla bilgi cagi sanayilerine yonelmistir. Turkiye ise halen tekstil disina cikamamaktadir. Cok sayida Cinli ogrenciler ABD’de egitim gormektedirler. Cin hizla ve kesintisiz olarak buyumektedir.
Turkiye’nin Hong Kong Konsoloslugu ise, Cin’in disa acilmaya basladigi 1978 yilinda kapatilmistir. Bugun bilhassa Clinton yonetimi tarafindan Greater China kavrami islenmistir. Cinliler de 20 yildan uzun suredir devamli %7-8 buyuyen ekonomileri ile bunun semeresini toplamaktadirlar. Clinton yonetimi Cin’i (daha dogrusu Greater China= Cin+Hong Kong+Tayvan) dunyanin 10 gelisen ekonomisi arasinda baskoseye oturtmustur.
Turkiye’de olanlar ise malum..Surekli Kriz..Suni Gundemler..Bizans Entrikalari..Yolsuzluk..Uyusturucu Trafiginde Kopru Vazifesi…
Neden Turkiye’nin de bir Greater Turkey(Turkistan) poltikasi yoktur.. Boyle bir kamuoyu olusturulmamaktadir…Neo-Osmanli denmektedir de Greater Turkey, Turkestan denmemektedir… Turki denmektedir.
Ayni dili konusan Tayvanli, Hong Kong’lu, Cin Halk Cumhuriyetindeki Cinliler ve Diaspora’daki (ABD, Ingiltere, Kanada, Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler, Avustralya, Yeni Zelanda) Cinliler inanilmaz bir ekonomik dinamizm yaratiyorlar. Bunu altinda yatan ise ayni dili konusuyor olmalari, kulturlerinin ayni olmasi..
Peki ayni dili konusan Turkiyeli, Kibrisli, Balkanli, Kafkasyali, Iranli, Irakli, Kirimli, Rusyali, Orta Asyali Turkler ve Diaspora Turkleri (Avrupadaki 3 milyon Turk vatandasi, ABD, Ingiltere) neden boyle bir ekonomik dinamizm yaratmamaktadirlar da muthis bir yolsuzluk/uyusturucu trafigi dinamizmi yaratilmaktadir?
Kimse karsiliginda bir diyet koymadan Türkleri cok sevdigi icin milyarlarca dolari akitmaz ve bunun son örnegi Türkiyenin [yanilmiyorsam ya Kosova ya da Bosna ] ile yapmak istedigi ufak bir ticaret antlasmasi Brükselden döndü …”bana sormadan sen ne yapiyorsun?” diye . Rahatsizligin büyüklügü Anadolu Türklerinin Orta Asya ya dogru sarkmasi. Bu konu Amerikayi cok ürkütmüyor [ Amerikanin Orta Asya arastirmalari icin sadece verdigi burslara göz atmak yeterli olur sanirim ] zamani gelince bu etkenin kendi cikari icin kullanabilecegi ileri dönük politik hesaplari arasinda ancak Avrupa bu isten oldukca rahatsiz ve Türkiye aleyhine yaptigi edepsizlik ve tüm girisimlerin altinda büyük ölcüde bu rahatsizlik yatiyor.. Sonuc olarak kurulursa böyle bir kurumun T.C. devletinin idari yönetiminde olmamali Son on bes yilin .
T.C. hükümetleri Avrupanin rahatsizligini bildigi ve her nedense tüm gücüyle kalelerinin anahtarlarini teker teker Avrupaya kendi eliyle verdigi icin < Greater Turkey > [ Büyük Türkiye ] sözcügünü edemiyor..özcesi sonucundan korkuyor. Cin [ Greater China ] sözünü telafuz ettiriyorsa bunun nedeni Cinin ekonomik bagimsizligindan ve kültürel gücünden kaynaklaniyor .. bu nokta göz ardi edilmemeli…
Her iki ulke de bilhassa 19.yuzyilda emperyalizmin saldirisina ugramis; fakat neticede Cin toprak kaybina ugramazken Osmanli Turk imparatorlugu yildirim hiziyla topraklarini kaybetmistir. Cin’in bir diger ozelligi de Mogollar ve Mancular tarafindan isgal edilmesine ragmen, isgalcileri zaman icerisinde kendi icinde eritebilmistir. Cin’in oyle bir yapisi vardi ki, kendisini fethedenlerce degistirilmekten cok, kendisi onlari degistiriyordu. Osmanli Imparatorlugu ise isgal ile birlikte bir daha geri donmemek uzere (Anadolu ve Dogu Trakya haric) tamamen isgalcilerin eline gecmistir.
Su an dünyada, Osmanli’nin hem bizim, hem bölgemiz, hem de dünya (tarihi) için ne anlam ifade ettigini bilmeyen tek ülke ve toplumuz. Osmanli, tarihe karismisti ama Osmanli’nin tarihe karismasiyla birlikte bölgemizde olusan vakum (bosluk) henüz bölgeye ait bir güç tarafindan doldurulabilmis degil. Bu vakumu, bölge disindaki güçler dolduruyor. Bu vakumu ilkin Avrupali güçler doldurdu; ikinci dünya savasindan sonra ise ABD dolduruyor.
Türkiye’de güçlü bir tarih bilinci olmadigi için biz olan bitenleri anlamakta zorlaniyoruz. Bugün Osmanli’nin bulundugu cografya’da 45 devlet; Osmanli hinterlandinda ise 31 devlet bulunuyor. Bu boslugu suratle doldurmaliyiz. Emperyalizmin Cin’i istedigi sekilde parcalayamamasi neticesinde Cin yeniden buyuk bir guc haline gelmekkte ve denge hesaplari degismektedir.
Osmanlılar; Revan’dan (Erivan) yani bugünkü Ermenistan’dan bugünkü Macaristan-Avusturya sınırlarına; Kırım’dan Yemen’e kadar uzanan bir imparatorluk coğrafyasını temsil ediyordu. Turkler ise boyle bir sansi yitirmislerdir. Osmanli Imparatorlugu eger parcalanmasaydi, bugun 450 milyon nufuslu bir guc olarak Guneydogu Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya, Asya’nin batisina hukmedecek idi. Cin’in de Asya’nin dogusunda super bir guc olarak sivrilmesi ile birlikte stratejik dengeler baska bicimlerde olusacakti. Bu nufus buyuklugu, dogal olarak, sartlari empoze etme gucunu verecekti.
Aslinda empoze edilen sartlari kabul etmeme konusunda Turkiye Ataturk ile bir firsati yakalamis, tek kursun atmadan Hatay’i geri almis, fakat Ataturk’un zamansiz vefati ve 2.dunya savasinda izlenen politikalar sonucunda yeniden tamamen Bati’nin yorungesine girmis ve istedigi sartlari dayatma gucunu tamamen yitirerek Bati’ya teslim olmustur.
Turgut Ozal ile tekrar bir firsat yakalanmis, Osmanli cografyasi ve Turkistan ulkelerinin ekonomik dinamizminin merkezi olunmasi yolunda adimlar atilmis ve fakat o firsat da yitirilmistir.
TABII CIN’IN AVANTAJI NUFUSUNUN 1,2 MILYAR OLMASI. AYNI SEBEPLE, HINDISTAN DA PAZARINI ACMIYOR..biz ise parcalanmis durumdayiz..turkiye’deki nufusun yarisi eger 19. ve 20.yy da dagilan osmanli imparatorlugu topraklarindan multeci olarak gelmis ise..problem bence orada..cin dagilmamis ..ama osmanli’yi dagitmislar..bak..ingiliz bile hong kong’dan cekip gitmek zorunda kaldi 1997 de.
Osmanli Imparatorlugu Kafkasya ve Balkanlarda bilhassa Rusya tarafindan parcalanmis ve bu bolgelerden multeci olarak gelerek Anadolu’ya siginan Turkler bugun nufusun onemli bir oranini teskil etmektedir. Turkiye bir multeciler ulkesi haline gelmistir. Ortadogu Fransizlar ve Ingilizler tarafindan paylasilmistir. Balkanlarda, Rumeli’nde bir vatan yitirilmistir.
Çin’e giden yabanci sermayenin, Türkiye’de oldugu gibi, Çin ekonomisini ele geçirerek onu öksürse yataga düsürecek denli denetimi altina almasina Çin’li yöneticilerin izin verdiklerini kim söyleyebilir? Çinliler, ülkelerine yabanci sermaye gelecek diye onlara asla ödün vermis degillerdir!
Çin gibi büyük bir pazara girebilmek, orada bir isim hakkina sahip olabilmek için yabanci sirketler Çin’e ödün vermislerdir. Söyler misiniz, acaba Çin yönetimi, Türkiye’nin yirmi yildir tam bir uysallikla boynunu uzatmis oldugu, IMF ve benzeri “sistem” kaynakli dayatmalarin ürünü olan programlarin hangisini uygulamistir? Tam aksine Çin, söz gelimi bilim ve teknoloji alanindaki patent ve know-how yasalarini bugüne kadar hiçe saymakta devam edegelmistir. Ama kapitalist kar anlayisi ile çalisan sirketler, orada bükemedikleri eli öpmek yoluyla Çin pazarina girebilmislerdir ancak!
Batili devlet ve hukumet baskanlari Cin’I ziyaret icin siraya girmekte ve her ziyaratte is anlasmalari kotarmaya calismaktadirlar.
Cin’in ticaretinde ve yabanci sermaye cekislerinde komsulari Japonya ve Kore ile gayet iyi iliskiler icerisindedir, ki aslinda Japonya, Cin’i 2.dunya savasindan once Cin’i isgal etmistir ve Cinlilerin Japonlara iliskin anilari acilarla doludur.
Cin, APEC uyesidir. Yeni bir atilim olarak Cin, Guneydogu Asya ulkeleri Orgutu-ASEAN (Endonezya, Malezya,Filipinler, Tayland, Burma, Vietnam, Kambocya,Laos, Singapur) ile yakinlasma girisimlerinde bulunmus ve boylece ASEAN+3 (Japonya, Kore, Cin) formulu uzerinde calisilalarak Dogu Asya’da (Guneydogu+Kuzeydogu) bolgesel bir kalkinma girisimi baslatilmasinda inisiyatif alinmistir. 2 milyar nufuslu Dogu Asya Birligi’ne dogru adimlar atilmaktadir.
Ayrica, bilhassa Japonya, Kore, Tayvan, Hong Kong, Tayland gibi bolge ulkeleri Cin’de yatirim yapmaktadirlar. Cin ve Tayvan arasinda savasa kadar gidebilecek sorunlar olmasina ragmen, Tayvan firmalari Cin’de devamli yatitim yapmaktadirlar.
Pasifik kiyisindaki ulkeler arasindaki ekonomik dinamizm bir zamanlar Akdeniz limanlari arasindaki dinamizmi cagristirmaktadir. “Yeni Akdeniz”, Pasifik’te yasanmaktadir.
Cin, ayrica Turkistan cografyasinda da giderek aktiflesmektedir. Sangay Beslisi..Turkistan ulkeleri ile ekonomik isbirligini gelistirmekte ve Turkistan cografyasinda da bir guc olarak ortaya cikmaktadir. Turkiye’nin Kafkasya ve Turkistan cografyasindaki ulkeler ile iliskileri ise inisli cikisli bir seyir izlemektedir.
Dogu Asya-Orta Asya(Turkistan)
Turkiye ise bolgesinde KEIB ile bolgesel kalkinma girisiminde bulunmustur ve fakat KEIB islememektedir. Olumlu bir gelisme ise Turkiye bolgesindeki bircok ulke ile munferit Serbest Ticaret Antlasmalari imzalamaktadir. Bilhassa Israil ile imzalanan anlasma ticareti sicratici etki yapmistir.
ECO,ISEDAK
Turkiye ise Avrupa Birligi yonunde ilerlemektedir.
Bati Asya’da bolgesel kalkinma girisimi yoktur.
Turkiye’nin bolgesindeki ulkelerle benzeri isbirligi imkanlari sinirlidir. Israil haric, komsularindan yatirim cekememektedir.Turkiye’nin yakin komsulari arasinda Japonya ve Kore gibi gelismis ulkeler yoktur. Bolgede, Turkiye(Turk), Iran(Farsi) ve Misir(Arap) gibi benzer nufus buyuklugunde ulkelerin olmasi, bolgede siyasi ve ekonomik liderlik sorununu gundeme getirmektedir. Turkiye’deki siyasi cinayetlerin arkasindan Iran derin devleti cikmaktadir.
Evet, Turk ihracatcilari icin 1980 li yillarda Iran ve Irak en onemli pazarlar idi. Fakat 1990’larin basindan itibaren bu ulkeler ile ticaretimiz neredeyse sifirlandi. Yerine ikame olan Rusya pazari ise guven vermemektedir. Demek ki, Turkiye’nin komsu ulkeleri siyasi ve ekonomik istikrarsizlik icerisindedirler. Bu ulkeler arasinda ayrica ideolojik sorunlar yeralmaktadir.
Cinlilerin uyguladigi uzun vadeli politikalardan ders almamiz gereklidir.
Disa acilma her iki ulke icin de son derece onemlidir. Cunku bilhassa imparatorluk donemlerinde tamamen disa kapali politikalar izlemisler, 19.yy’da ise, Ingiltere tarafindan, disa acilmaya zorlanmislardir. 1838 ticaret anlasmasi, Cin afyon savaslari..
Disa kapalilik ornek ver-Paul Kennedy’nin kitabi.
G-7 ulkeleri:ABD, Ingiltere, Italya, Fransa, Almanya, Japonya, Rusya
Yabanci sermaye ABD, Japonya ve Kore’den geliyor. (China Perspectives-levent 1566)
Komsularla Ticaret (Ilk 10) (% Olarak)
Turkiye DIE
Cin TDC ne kadari ASEAN +2 ile
Osmanli+Orta Asya
Ulke Nufus
- Arnavutluk 3,364,571
- Azerbaycan 7,908,224
- BAE 2,419,119
- Bahreyn 629,090
- Bosna-Hersek 3,482,495
- Bulgaristan 8,194,772
- Cezayir 31,133,486
- Ermenistan 3,552,972
- Fas 29,661,636
- Filistin(West Bank) 1,089,774
- Gurcistan 5,056,976
- Hirvatistan 4,486,825
- Irak 22,427,150
- Israil 6,188,054
- Katar 723,542
- KKTC 784,955
- Kuveyt 1,725,158
- Libya 5,523,263
- Lubnan 3,562,699
- Macaristan 10,065,420
- Makedonya 2,069,270
- Misir 67,273,906
- Moldova 4,489,657
- Oman 2,446,645
- Romanya 2,334,312
- S.Arabistan 21,504,613
- Slovakya 5,396,193
- Suriye 17,213,871
- Tunus 9,513,603
- Turkiye 65,599,206
- Ukrayna 49,811,174
- Urdun 6,597,136
- Yugoslavya 10,991,352
- Yunanistan 10,717,135
- Toplam(I) 427,938,254
- Turk Cumhuriyetleri
- Kazakistan 16,824,825
- Kirgizistan 4,656,464
- Turkmenistan 4,366,383
- Ozbekistan 24,102,473
Toplam (II) 49,950,145
Genel Toplam 477,888,399
Kaynak:www.population.com
By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Ağustos 06, 2016