Fotoğraflar: Çetin Özer
Yere, göğe ve kişilere sevgi ile yaklaşan Aşıklar (Lovendiler) bu toprakların mayasıdırlar, hep yeniden yeniden mayalanır saz çalanlar, şiirler yazıp yüksek sesle okuyanlar, taşların ruhunu konuşturanlar.
Türklerin üç kıtaya yayılmış olan kültür ve yaşantılarında bilgelik en ön safta yer almaktadır ve bilgeliğin üç harf ile ifade edilebilecek olan tanımı ise aşktır. Kastedilen gök, yer ve kişi teolojisinde, ilahiyatında duyulan derin hissiyat ve bağlılıktır. Yazıtlar, yazmalar ve yazılarda dile getirilen hep bu kavramdır. Kavram, Yunus Emre ile birlikte doruğa çıkmıştır. Yunus Emre ise Türkçe’nin zirvesidir. 20. yüzyılda Aşık Veysel ve Neşet Ertaş gibi aşıklar bu abdallık, bilgelik geleneğini devam ettirmişlerdi.
Peki aşk nedir. Yaradana ve yaratılana ( kişiye ) duyulan derin hisler olan aşk en derin ifadesini ise kişinin gönden içre gönül hanesinde bulmaktadır.
Aşıklar bu geleneği saz eşliğinde sürekli bulundukları coğrafyalarda yaymışlardır. Kişi yani aşık, yeri ve göğü sazında ve sözünde bir araya getirmektedir bu şekilde.
Bilgelik ise kişinin kendisini aşarak diğer kişilerle insanlarla yardımlaşma duygularını paylaşmasıdır. Türklerde bilge kişiler tabakası beş kişilik etrafında dolanmaktadır. Bu kişilerin ikisi ise bilgeliklerini sanat ile yaymaktadırlar. Kolpa saz çalanlar yani aşıklar ve ozanlar yani şairler. O halde aşk gönülden kopmaktadır ve şiirlerle en hissi, en derin bir şekilde ifadesini bulmaktadır.
Türkistan coğrafyasında özellikle Ahmet Yesevî’nin ve Türkiye coğrafyasında ise Aşık Paşa ve Yunus Emre’nin dizeleri aşk bilgeliğinin, kişiliğin zirvesinin dizeleridir.
Lovendiler aşkın efendileridir, aşık efendilerdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün hitabetinde sürekli olarak efendi tabirini kullanmasın anlamı karşısındaki kişilere duyduğu sevginin bir tezahürü, yüksek bir ifadesidir. Bu efendiler hanımefendiler veya beyefendiler olabilirler ama tek bir efendi tabirinde hepsi bir araya gelmektedir. Çünkü kişi sözcüğünde cinsiyet ayrımı yoktur; kişi insandır.
Levent kelimesi batı dillerinde sınırlanmış bir coğrafyayı, doğuyu ve doğu Akdeniz ülkelerini tarif ederken, Türkçedeki Levent kelimesi ise kişiliğin güçlü bir ifadesidir. Batının kavramları kullanırken alışkanlık haline getirdiği ayrımcılık, ki bu zeminde veya insanda söz konusu olabilir, Türkçede ise kişilere ve kişilikleri ayırıma tabi tutmayan bir bilgelik ifadesi olarak görülmektedir.
Aşık Müslüm Gürses bilgelik dizeleri ile seslenmiştir topluma, İslamcılar ise aynı İngilizler gibi marşseverdir. Latinlerin (İtalyan, İspanyol, Portekiz, Fransız) futbol maçlarında tribünlerden sanatsal tezahüratlar çıkar. Arapların estetik dolu şarkılarına özeniyorum, tüm Türk&Turan çalgılarını seslendiren Türk Orkestramız da olacak elbet.
“TAŞA KAYITLIYIZ”
- Bilge Tonyukuk
- Ebu Hanife
- Farabi et Türki
- Ahmet Yesevi
- Aşık Paşa
- Yunus Emre
- Hacı Bektaşı Veli
- Mevlana
- Nasreddin Hoca
- Dedem Korkut
- Neşet Ertaş
- Müslüm Gürses
- Sait Faik Abasıyanık
- Namık Kemal
- Nazım Hikmet
- Aşık Veysel
- Mustafa Kemal Atatürk