HomeMAINAlim Alemleri Gezer

Alim Alemleri Gezer

2024 yılında Türk Dünyası İbni Sina ödülünü kazanan alimlerimizden İsmail Hakkı Aydın hocamız ile ilgili olarak bu ödül vesilesiyle konuya değişik bir perspektif çerçevesi kapsamında bakarak hazırladığım yazıyı buraya sunmaktan onur duyuyorum.

Zaman zemin zihin perspektifinden hocamızı değerlendirdiğimizde, Hocamızın ayırt edici ve fevkalade zihinsel gücünün ve enerjisinin zeminlere de müthiş bir şekilde yansıdığını görmekteyiz.

Hocamız 7 Kıta ve 130 şehirde bir alimin ayak izini bırakmıştır. Bu inanılmaz bir rekordur gerçekten.

Ödülün Türk Dünyası adına veriliyor olması nedeniyle biz burada Türkistan‘ı da bir kıta olarak addedeceğiz ve burada hocamızın 130 şehri bilimsel faaliyet ve etkinlikler nedeniyle ziyaret ettiğini not ediyoruz.

Hocamızın bilim peşinde koşturmaca içerisinde olan Türkistan âlimleri geleneğinden günümüze ulaştığını, bu geleneği günümüzde bizzat uyguladığını, yerine getirdiğini görmekteyiz.

Felsefe Atlası kitabının yazarı İsviçreli felsefeci Elmar Holenstein’ın kitabını incelediğimizde 7.yüzyılda Ebu Hanife’den başlayarak, 17 Türk düşünürlerinin bilim peşindeki seyahat ve hareketlerini incelediğimizde toplamda 55 şehre gidip geldiklerini görmekteyiz.

Bu şehirler arasında başı çekenler Bağdat, Mekke, Semerkant, Nişapur şehirleridir.

Bilim insanlarının, düşünürlerin zemindeki hareketleri zihinlerde derin izler bırakmaktadır ve yeni kavramların, yeni fikirlerin oluşumunu ve gelişimini hızlı bir biçimde teşvik etmektedir.

Hocamız yurt dışı bilim seyahatlerine ilaveten ülkemizde de 60’a yakın şehirde üniversitelerde konferanslar vermektedir. Hocamız halkın içinde olmayı çok sevmektedir, yeni bilgilerini, bilimini halkın tüm katmanları ile paylaşmak ve bu şekilde halktan aldığı sorularla, tepkilerle yeni bilgilere doğru yol almak hocamız için büyük bir mutluluk kaynağıdır.

Hocamız konferanslarını hep ayakta vermektedir, oturarak verdiği bir konferans söz konusu değildir. Tek başınadır ve saatler boyu konuşarak bilgi aktarma etkinliğini devam ettirme konusunda sonsuz bir enerji sahibidir.

Tahmin etmiyorum ki ülkemizde böylesine ikinci bir örnek söz konusu olabilsin.

Halk ile direkt yakın temas kurmak, iletişimde bulunmak ülkemizde profesörlerin bilim insanlarının pek de sıcak bakmadığı bir davranış biçimidir, hocamız tüm bu kalıpları kırıp yıkıp geçmektedir, çünkü bilginin kaynağının halktan neşet ettiğini hissetmektedir.

Uzmanlık konusu olan beyinle ilgili olarak, bağlantıların hatta cansız varlıkların da bu bağlantıda etkisi olduğunu bilen bir kişi olarak sürekli bir biçimde insanlarla bağlantı içerisinde olmayı tercih etmektedir. Demek ki, halka uzak durarak bağlantılara karşı soğuk yaklaşmak aslında bilimselliğin dışına çıkmak şeklindedir.

Bu gerçeği kurucu sosyologlarımızdan Ziya Gökalp “Deha halktadır. Ne alacaksanız halktan alacaksınız” tarzında ifade etmişti.

Hocamızın yazdığı kitapların uzunluğu yakında boyunu aşmak üzeredir.

Ülkemizde her konuda olduğu gibi Ortodoks diyebileceğimiz tarzda, skolastik diyebileceğimiz tarzda yaklaşımlar söz konusudur. Buna tipik bir örnek ise bilginin saklanacak bir meta olduğu tarzındaki tutumdur. Hocamız ise tam tersine, bilgilerini çağlayanlar misali halkla paylaşmaktadır, konferanslarda sürekli bu bilgileri halka aktarmaktadır.

ABD’li yazar Frederick Starr, Kayıp Aydınlanma kitabında Türkistan kültürünün mucizesini inci örneği ile açıklamaktadır.

“Orta Asyalıların uzun süredir Hindistan ve Ortadoğu’dan ithal ettikleri inciler, kolay yetişmezler. Çoğu istiridye incinin özünü oluşturacak kum tanesiyle hiç karşılaşmaz bile. Bazıları kumu içine alır, ama hiçbir şey olmaz, birtakım istiridyelerin ise bünyesi kabul etmez kumu, süreçte canını yitirir. 

Bu, Orta Asya kültürünün mucizesidir ki yüzyıllar içinde hem yabancı kum tanesini almaya açık oldu hem de inci üretmek için kullanacağı kapasiteye sahipti. Bu, dış dünyaya açık olmak ve yeniliği sadece özümsemek yerine üzerinde çalışıp uyarlamak anlamına da gelir. 

Bu durum hüküm sürdükçe Orta Asya entelektüel yaşam ve kültür olarak global anlamda ön saflardaydı. Ve yapısal olarak, ne zaman ki yabancı olanı karşılama ve inciye çevirme yetisini yitirdi, o zaman medeniyeti çöktü.”

Bilgi ve Gönül

Hocamız ruhunun derinliklerinde taşıdığı sevgiyi bilgi ile kaynaştırarak, insanlara bir inci olarak sunmaktadır. Klasik eserimiz olan Yusuf Has Hacip’in 1000’li yıllarda ilk kitabımız olarak eserleştirdiği, yazma eser haline getirdiği Kutadgu Bilig kitabında, gönül ve bilgi ilişkisini bakın nasıl açıklamış. Yusuf Has Hacip bilgeliğin şifresini Kutadgu Bilig 211-213 beyitlerde vermiş.

“İnsan gönlü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer. İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun ister çakıl taşı fark etmez. Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır, oradan çıkınca beylerin başına tuğ tokası olur.“

Kutadgu Bilig ss.211-213

Yusuf Has Hacip, “Bilgi, dibi olmayan bir deniz gibi olan insan gönlünün dibinde yatan incidir” der iken, gönülün sonsuz nitelikli derinliğini ve bilginin gönül içre olduğunu açıklıyor.

Demek bilginin yeri gönüldür. Gönülden olmayan da bilgi değildir. Gönülde olan bilgi de bilgelerdedir. Taşıyıcılar aktaranlar bilgelerdir. Bilge bilgisini gönlünde taşıyandır. Gönülsüz bilgi de bilgi sayılmaz.

Çelebiler Çağı

Kalender ve Çelebi olan alimimiz, sanki Çelebiler çağından Evliya Çelebi ve Katip Çelebi’nin zamanlarından günümüze ulaşmış gibi gözükmektedir. Evliya Çelebi seyahat ettiği 4500 şehir kasaba ve köye gitmenin öncesinde bizlere bir mesel anlatmıştır. İstanbul’da Eminönü’nde Ahi Çelebi Camii’nde “şefaat ya Resulallah” diyecek iken “seyahat ya Resulallah” demenin neticesinde Osmanlı İmparatorluğu’nun sayısız noktalarına, şehirlerine ulaşmış bulunmaktadır.

Aynı şekilde Çelebiler Çağ’ından çıkıp gelen Kâtip Çelebi de yine bilgi peşinde Osmanlı coğrafyası sınırları içerisindeki sayısız kütüphaneler yapıp çıkmış, kitapları edinmiş,  kaynakçalarını yapmış ve günümüze kalan klasik eserlerini ortaya çıkarmıştır.

Demek ki bilmemin zemini kaynağı Türkistan coğrafyasıdır ve “Türkistan coğrafyasında en değerli yeraltı kaynaklarımız, hazinelerimiz bilgelerimizdir ve sonsuz değer taşımaktadırlar”. Burada İbn-i Sina’nın yanı sıra değinebileceğimiz bir alimimiz daha söz konusudur; Yusuf Has Hacip.

İsmail Hakkı Aydın hocamız da tavır ve davranışları ile Yusuf iken yazdığı Kutadgu Bilig eseri ile Has Hacip seviyesine yükselen, ilk yazılı eserimizi ortaya koyan alimimiz gibi bilginin peşine koşuşturan bir alim olarak çağımızda yaşayan bir Yusuf Has Haciptir.

Yusuf Has Hacip’in yaşadığı Karahanlılar devri çok sayıda klasik eserlerimizin ortaya konduğu bir devirdir ve ileride Türkiye Cumhuriyeti’ni düşünsel açıdan değerlendirecek olan incelemeciler ise İsmail Hakkı Aydın’ın eserleri ile karşılaştıklarında aynı duyguları yaşayacaklardır.

İsmail Hakkı Aydın hocamız sürekli olarak Kutadgu Bilig’de tarif edilen incileri denizlerin diplerinden çıkartarak gençlerimizin ve bilim sevdalısı insanlarımızın yürek ve gönüllerine birer hediye olarak sunmaktadır.     

              

Alim İsmail Hakkı Aydın Hocamızın Bilim Yollarında Seyyah Eylediği

7 kıtadaki 130 şehir

 

 **********TÜRKİSTAN************

 Almatı Balasağun Bişkek Buhara Hive Hokand Hotan Issık Göl Kargılık Kaşgar Oş Pekin Semerkant Şangay Taşkent Turfan Urumçi Ürgenç

**********ASYA**********

Aden  Amman BAE Bağdat Bahreyn Bangkok Batum Bombay (Mumbai) Cidde Dubai İsfahan İslamabad Karaçi Kerbela Kerkük Kuveyt Manila Medine Mekke Moskova Musul Oklahoma Riyad Saint Petersburg Sana’a Seul Şam Tahran Tebriz Tiflis Tokyo Yemen Yeni Delhi

 

**********Avrupa**********

Ahen Amsterdam Atina Barselona Basel Belgrad Berlin Bern Bristol Brüksel Budapeşte Cenevre Düsseldorf Edinburg Frankfurt Freiburg Geng Glasgow Hamburg Heidelberg İnsburg Koblenz Mainz Köln Leipzig Lindao Ljubliana Londra Lozan Lüksemburg Lyon Madrid  Milano Moskova Münih Nice Paris Roma Saint Gallen San Remo Selanik Strausburg Ulum Viyana Wroclaw York Zürih

 

********** AFRİKA**********

Casablanca İskenderiye Kahire Marakeş

 

**********KUZEY AMERİKA**********

Boston Connetticut Filadelfiya Florida Houston Los Angeles Maryland Minneapolis New Jersey New Orleans New York Ohio Ottawa San Antonio San Diego San Francisco Seattle Şikago Vancouver Washington DC

 

**********GÜNEY AMERİKA**********

Acapulco Monteri New Mexico

 

**********AVUSTRALYA**********

Sydney

 

Türk Düşünürlerin Bulundukları Şehirler

 

 

Akşehir  Alamut Bağdad     Balasagun Belh Birun  Buhara  Buzecan Cürcan Diyarbakır Erzurum   Gilan      Gürgenc Haleb  Harran Hasankale/Pasinler Hemedan  İsfahan İstanbul Kabul Karaman Kaşgar Kazimeyn/Kazimiyye  Kazvin Keşmir Kirmanşah  Konya    Kudüs    Kufe Larende Malatya Matürid Medine Mekke   Meraga Merv     Meymundiz  Musul Nişapur  Pencap  Rey Selanik       Semerkand Sertaht Siirt    Sivas Sultaniyye  Sühreverd  Şam  Thanesar       Tillo/Aydınlar  Tus           Vesic     Zencan

 

 

 

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular