Bir eser başlığı olarak ilk kez Kaşgarlı Mahmut’un Divan’ı Lügati’t Türk (1074) adlı sözlüğünde kullanılan Türk kavramı ardından geçen uzun yüzyıllar boyunca kavram olarak kullanımdan düşmüş ve fakat 19. yüzyılda Şemsettin Sami’nin Kamus-ı Türki (1901) adlı sözlüğü ile yeniden gündeme gelmiştir. Kamûs-ı Türkî, adında “Türk” sözcüğü geçen ilk Türkçeden Türkçeye sözlüktür. Bunun üzerinde etkili olan bir diğer gelişme ise Vilhelm Thomsen (1842-1927) tarafından 1893 yılında Orhun Yazıtlarının dilinin Türkçe olarak çözülmesi ile ilgilidir.
Ardından Yusuf Akçura‘nın Üç Tarz-ı Siyaset (1904) adlı kitabı ve Ziya Gökalp’in Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918), Türkçülüğün Esasları (1923), Türk Töresi (1923) gibi kitapları bu konudaki başlangıç literatür olarak zikredilebilecektir. Türk kavramını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, tüm yönleriyle ele alarak, devleti ve ulusu Türk kavramı etrafında şekillendirmişti.
Siyasi kavram olarak Türklük, ikinci Göktürk devleti ile birlikte Kutluk Kağan ile ilgili keşfedilen yeni bir yazıt’ta ve ayrıca Tonyukuk yazıtında ortaya çıkmıştı. Böylelikle Türk kavramı ilk kez Göktürkler ile hayat bulmuştur.
Göktürkler döneminde Türk kavramı etrafında bir uluslaşmaya karşın Karahanlılar devletinde vuku bulan İslamlaşma ile birlikte ümmet olgusu öne çıkmış ve Türk kavramı 1000 yıl boyunca unutulmaya yüz tutmuştu. Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte kavram yeniden gündeme gelmişti
Türkler, çok geniş coğrafyalarda varlık göstermelerine ve yeradlarını dilleriyle bu coğrafyalara nakşetmelerine ve beş temel renk ( ak, kara, kızıl, sarı, gök) yön belirten yer adlarını kullanmalarına karşın, herhangi bir jeopolitik sistematik ve teori maalesef geliştirememişlerdir.
Bu konudaki akla gelen yegane eser Katip Çelebi’nin Cihannüma adlı dünya coğrafyasını inceleyen kitabıdır. Kitabın ilk kısmı önsöz ile başlar, yerküre, okyanuslar, kutuplar ve kıtalar ile ilgili genel bilgiler verilir. İkinci bölümde; batıdan başlayarak doğuya doğru: Endülüs, Bosna, Macaris
Coğrafyaları, yönler itibari ile de kendi açımızdan inceleyen kavramlar geliştirilmiş olmamıza rağmen, İmparatorluğumuz çöküşe geçtiğinden ötürü, bunlar kullanımdan düşmüş ve Anglosakson kavramlar ( Orta Doğu, Orta Asya vb.) tabirler tarzında coğrafyalarımıza son derece yabancı olan kavramlar kullanılmaya başlanmıştır.
BM 5 güçleri olan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin gibi küresel boyutlu ülkelerin kendi jeopolitik çerçeve ve teorileri ve bu konularda geliştirilmiş kavramları söz konusudur. Bu ülkelere Almanya, Japonya, İspanya, İtalya gibi ülkeleri de ilave edebiliriz.
Türkiye’de politik değerlendirmeler maalesef sadece tarih ve tarihteki kişiler üzerine yoğunlaşmış olup coğrafya konusunda bir ilgisizlik ve bilgisizlik çok yaygındır.
Türk Jeopolitik Alanları
O halde bizlere düşen vazife kendi kavramlarımızla jeopolitik teorimizi ortaya koymak ve geliştirmek olmalıdır. Burada kastedilen sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin jeopolitiği anlamında değildir ve fakat Türk kavramı etrafında şekillenmiş özellikle üç kıtada mevcut olan Türklerin varlığını esas alan jeopolitik çerçeve ve teoridir.
Tonyukuk yazıtında, Güney Sibirya’daki 7 nehir ve 1 gölden bahsedilmektedir. Yazıtlarımız da nehir adlarına atfen adlandırılmışlardır; Yenisey, Orhun. İlk yazılı eserlerimizde söz konusu olan böylece su kuşağı coğrafyalarıdır. Türklerin yazıları ve yaşantıları nehir ortamları ile alakalıdır. Türk jeopolitiğinin Asya’daki sulak alanlar coğrafyaları araştırılmalıdır.
ATÜT vb.tarzlarda sağlı sollu ideolojik boş söylemlerde bulunanlar Türk Su Jeopolitiğinden bihaber olmaya devam ediyorlar. Teo (siyasal islam) ile Jeo (coğrafya) çelişkisini aşamıyoruz. Halbuki Türk Jeopolitiği kıtalar tecrübesi ve ayak izlerine sahip olduğundan ötürü, küresel mahiyettedir.
İngilizler kuzey Amerika kıtasını, İspanyollar Güney Amerika kıtasını ve Ruslar da Asya’nın Sibirya topraklarını eşzamanlı olarak keşfetmişler ve bu coğrafyaları adlandırmışlar, jeo-politikalarının en değerli parçaları haline getirmişlerdir. Keşfedilenler ise aslında Asya’dan Amerikalara göç eden Sibirya Yakutistan’ın Türk&Turan halklarıdır.