HomeMAINİran doğumlu Düşünürler'den Bilge Sözler

İran doğumlu Düşünürler’den Bilge Sözler

*******************************

Zerdüşt

Şems-i Tebrizi

GAZZALİ

HALLAC-I MANSUR

******************************

ZerdüşT

Ben Zerdüşt, doruluğun yanında, sevgi ve erdemin sözcüsü, kötülerin ve yalancıların düşmanı, iyilerin yaveri. 
Ben, doğruluğu ve iyi düşünceyi her daim ayakta tutarım. 
Ben, Zerdüşt! Takatim var olduğu müddetçe ve bütün dünyalılar doğruluğun ölümsüz ülkesine yol bulana dek yalanın amansız düşmanı ve doğrunun kararlı koruyucusu olacağım.
Bende olan ne varsa sizin elinizde de gizli. 
Benden duyduğunuz ne varsa, doğru akıl ve fikirle, parlak ve temiz ziynetle ölçüp değerlendiriniz ve öylece kabul ediniz. 
Benim söylemek istediğim şey, açıklamak üzere bir irade beyanına sahip olduğumdur. Benim programım, adalet ve dürüstlük dünyasını bozup harap eden kimselerle mücadele etmektir. 
Benim, Zerdüşt! Kötülerin ve yalancıların amansız düşmanı! İyilerin yaveri ve doğruların güçlü sığınağı! Bütün dünyalıları var gücüyle doğruluğun olumsuz ülkesine yönlendiren adam. 
Bilgelik en büyük iyiliktir, o mutluluktur, bizim için mutluluk, yani bilgelik en büyük mutluluk içindir.
Bu görkemli sistemde ve bu büyük gösteride herkes kendi ödevini yapmalı ve kendisine düşen özel rolü oynamalıdır.
Cennet, en iyi düşüncenin, cehennem ise en kötü düşüncenin evidir.
Cennete herkesten önce girmeye layık olan kimse, herkesten önce uykudan uyanandır
Çiftçi ve çoban olan kimse, iyi düşünce sayesinde doğru ve faydalı olan yolu seçmiş ve kuşkusuz iyi mesajları benimsemişse huzura, emniyete ve nimete erecektir. Ancak böyle bir yolu seçmemiş olan kimse, kuşkusuz bereket, mutluluk ve asayişten nasibini almayacaktır.
Doğrunun izleyicileri sonunda her şeye ulaşacak fakat uzun karanlık, acı ve kötülük yalandan yana olanların payına düşecek, onların ruhları onları kendi eylemleriyle yönlendirecek.
Doğruyu anlama ve idrak etme kapasitesi, bir öğretmen gibi başkalarına da öğretecek şekilde herkese ulaşılabilir açıklıkta ve mükemmellikte olmalıdır.
Dünyada tek bir yol vardır, o da doğruluktur. 
Emir veya Şah, kötü yönetime değil iyi yönetime sahip olmalıdır. İyi düşünce ve iyi eylemlere sahip bir yöneticinin yönetimi altında beşer rahat bir şekilde temizliğe ve inşaya yönelir ve bu dünya, insanların huzuru için güzelce imar edilir, korunur.
En iyi bahtiyarlık, iyi işler vasıtasıyla yaşam koşulları ve toplumun düzelmesi yolunda elde edilen bilgidir. Doğru söz ve hak, cesaretle başkalarının kulağına fısıldanmalıdır. Bireyin ruhunu güçlü ve aydın kılan, doğru idrak, doğru muhakeme, doğru düşünme, doğru işler yapma gücü ve enerjisidir. 
Ey doğruluk, ne zaman sana erişecek? Ne zaman bir bilge gibi temiz bir yaradılışı göreceğim? 
Ey Erkek ve kadınlar! Bu dünyada yalancı güzelliği ve aldatmacayı içeren ve kimi haz ve yaraları olan işlerin doğruluktan uzak olanlarca işlendiğini görmektesiniz. Bunlardan sakınınız ve biliniz ki yalan ve günahtan elde edilen lezzet, üzüntü ve hasrete inkılap edecektir. İşlendiği sırada geçici lezzet veren ancak sonradan daimi pişmanlığa ve azaba sebep olan haz, lezzet ve mutluluk değildir aslında. Çünkü başlangıçta lezzet olarak düşünülen şey, iç dünyayı, ruhu ve mutlu yaşamı parçalayıp acıklı kılmaktadır.
Geçmişte yerine getirdiğim tüm işler, gelecekte yapacağım şeyler, doğruluk ve temiz yaradılıştan kaynaklı olan her şey, iyiliğe karşılık geldiği nispette değerlidir.
Hangi umutlarla bu kurtlar elde etmek zorunda olsalar da yalan yalanlar ve kötü akıllar ülkesinde güç, bu gücün kendisi yok eder onların ruhsal yaşamını.
Hangi yanda duracağım doğrunun mu, yalanın mı? Görüşecek miyim yalancı biriyle kötülük yapan ya da onların kurbanlarıyla acı çeken hakikat için? Yanlış, hep yadsır senin değerli armağanlarını. Yayılmaz mı yalan onların akıllarına ve yüreklerine.
Hepiniz düşünerek ve aklını kullanarak kendi seçiminizi yapınız. Kötü öğrencilerin hayatınızı altüst etmelerine fırsat vermeyiniz. Dünyada iki yol, iki cevher ve iki öz vardır. Biri iyi ve diğeri kötüdür ki hiçbir zaman birbirine uyum göstermezler. Kötü yolu seçenler, çok zarar edecekler. 
Işık için çalışanın kendisi görür aydınlığı.
İnsan bireysel ve toplumsal başarı ve mutluluk için yaratılmıştır. Hayat, iyilik ile kötülük arasındaki ezeli çekişme ve mücadeledir. Biz,  her daim doğruluk ve dürüstlüğün muhafızı, iyilik yolunun yolcusu olmalı ve kötülükle, bozgunculukla ve çirkinlikle mücadele etmeliyiz.
İnsanları iyi bir hayattan yararlanmaları için, temiz fıtratın yardımıyla yönlendirmeye çaba gösterecek, doğruyu ve hakikati takip etmeleri için gücüm ve takatim yettiğince yol göstereceğim. 
İnsanları seviyorum, yaşamı seviyorum. Ben dünyadan vazgeçmedim. Ben dağlara yaşamdan kaçan, ona karşı olan biri olarak gelmemiştim. Ben dağlara kendimi, özgürlüğümü ve bilgeliği bulmaya, bir başına olmaya geldim ve bunları buldum. Artık benim yükseklerde kalmama gerek yok. Tam tersine öylesine doldum ki bunları insanlarla paylaşmam gerek. Sevgimi paylaşmak istiyorum. Fazlasıyla yüklendim, doldum ve taşıyorum.
İyi düşünün! İyi konuşun! İyi yapın! 
İyilerin ruhları, zafer elde edecek ve ölümsüz olacaktır. Yalancıların ruhları ise, her zaman acı içinde kıvranacaktır.
Neden güçsüz olduğumu bilirim ey bilge. Benim koyunlarım az, insanlarım az da ondan. Yakarıyorum sana beni düşünmezlik etme. Dost el uzatır dostuna, bana da sen uzat sağduyu, adaleti öğret bana sen.
Reddediyorum kötü ile birlikte olmayı. Ben, fena olanı çile vereni, kötülük getiren, ahlaksız ve sefil olanı reddediyorum. Şeytan ve taraftarlarını, büyü ve taraftarlarını, tüm onların taraftarlarını, düşüncelerimde, sözlerimde ve görüşlerimde reddediyorum. Reddediyorum tüm yalancı insanları.
Şu sözlerime kulak veriniz, aydınlık bahşeden düşüncelerle bakınız, kadın ve erkek herkes, irade ve aklıselimle kendi özgür seçimini yapmalıdır.
Tabiatın fenomenleri üzerinde düşünüp, bilmeye rağbet ediniz. Çünkü kurtuluş bilgidedir. 
Tanrı doğruluk cevheridir. Doğruluk üzerine kurulu olan bu dünyayı, insanların doğruluk, dürüstlük, çaba, gayret, düzen ve adaletle en iyi şekilde içinde yaşamaları, bedensel ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamaları, bilgi ve görüyle ruhlarını donatmaları için yarattı.
Tanrı’yı tanımak için, insanın iç alemi, vicdanı ve ruh aynası saf, parlak ve aydınlık olmalıdır. 
Tanrısal liyakate sahip olan güç, semavi ve tanrısal kökenli en iyi hediye ve bağıştır. Doğru yolun takipçisi olan, hakikat yolunu her daim gözeten ve gerekliliklerini yerine getiren kimse, arzulanan bir yaşama kavuşur. Bu tanrısal güç dünyada ve bütün varlıklarda, özellikle insanda mevcuttur. Fakat kişi ondan yararlanması için onu istemeli ve kararlı davranmalıdır.
Tanrıya, aydınlığa ve kurtuluşa ne zaman ulaşmak isterseniz, ilkin başkalarına yol göstericilik yapmaya gayret ediniz. Bilginin ve hakikatin ya da adalet ve doğruluk ışığında onları bilgilendiriniz. Ruhsal ve bedensel hayatın mutluluğu doğruluğa, düzen ve dürüstlüğe sığınmadadır. Çünkü bu, hem zihinsel bir rahatlık ve ruhsal bir tatmin hem de maddi hayatta mutluluğa sebep olmaktadır. 
Tüm bir hayat iyilik ile kötülük arasında ezelden beri devam edegelen mücadele sahnesidir ve siz bu ezeli mücadelede taraf belirlemede tamamen özgürsünüz.  Her iki dünyada huzur, mutluluk ve kurtuluş isteyen kimse iyiliğin safında savaşsın ve vicdan azabı ile başlayan gergin ve sıkıntılı yaşamı arzulayan da kötülük yolunda yürürsün.
Uzun süre düşündüğüm ve aradığım için anladım ki, sen varlığın başlangıcı ve sonu, iyi düşüncenin, kanun, düzen, hak ve adaletin yaratıcısısın. Ben seni, kendi içimde düşünerek buldum.
Yalan, hezimete ve bozguna uğradığı vakit iyilikleri ile tanınanlar arzularına kavuşacaklardır.
Zalim hükümdarlar ile kötü davrananlar, kötü sözlüler, kötü vicdanlılar, kötü düşünceliler ve yalancıların ruhları, kendi içlerindeki karanlıktan aydınlığa dönecektir.
Zamanında ölmesini bil. Pörsümüş bir elma gibi dalda asılıp kalma. Ölüm canlılar için bir yetkinleşme, bir dürtü ve bir vaat olmalıdır. Ölüm bir şenlik gibi yaşanmalı, yaşayanların yeminlerini kutsamalıdır. Sen ölürken ruhun akşam kızıllığı gibi parlamalıdır. 

Şems-i Tebrizi

Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için. Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için. Bazen ağlamak gerekir, açılmak için. Bazen atmak gerekir, anılmak için. Bazen susmak gerekir, duymak için. 
Allah‘ın sırrı sensin, kalbine yolculuk et. 
Susmak, mana eksikliğinden değil, mananın parlaklığındandır. 
Ne zaman ki iyiliğim, kötülük olarak algılandı, anladım ki ben doğru yoldayım. 
Bana bakan kişi, bende kendini görür.
Her işin vakti gelmedikçe, sana dostun dostluğu fayda vermez. 
Öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma. 
Hayatta her şey olabilirsin, fakat önemli olan hayatın içinde insan olabilmektir.
Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur.
Kalbinde iyilik biriktirenlerin yolu daima açıktır.
Şems’in On Öğretisi
1) Dürüst ol, dürüst insanlarla ol: ” Nefsin seni yakmasına izin verme!”
Dürüstlük bir şehirdir, ben de o şehrin sultanıyım, onda kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım.
2) Sabır bir duadır: “Dikene baksan da gülü hayal et…”
Sabır sonunu gözlemek, sabırsızlık sonunu göremeyecek kadar kısa görüşlü olmaktır. Sabretmek öylece oturup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü hayal edebilmektir.
3) Bil ama önce dinlemeyi bil: “Yazının kaleme gelmeyen sesi kısılır…”
Söz dinlemeye kabiliyetli kimse bulunmazsa, o söz geldiği yere gider. Sözü dinleyen başkalarının sözünü de dinlemeye kabiliyetli olduğunu söylerse o, söz söylemekten de, dinlemekten de acizdir. Konuşmak can yakmak, dinlemek can beslemektir yazının kaleme gelmeyen sesi kısılır, harfler silinir.
4) Sitem etme: “Şükretmesini bil!”
5) İstemeyi bilmezsen alamazsın: “Allah isteyeni sever…”
6) Acele etmek isyan etmektir:
“Acele eden derinliği göremez!”
7) Tövbe makamı hep açıktır: “Yine de sen günahtan korun…”
8) İyi bir kalp kötülüğe kalkan olur: “Batın namazı, kalp huzurudur…”
9) Marifet kendi kusurunu görmektir: “Kusurunu gördün diye aynayı yere vurma!”
10) Umutsuzluk mutsuzluk getirir:
“Umut bulutunun yağış vakti elbet gelecektir…”
Umutsuz olma! Yüzün saf aya, temiz ışığa dönsün. Doğruya, huzura, rahata kavuşturan umuttur. Karanlık, bulanık günler geçer.
İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden, sabreden beden..
Sen ol da ister yar ol, ister yara. Lütfun da  başım üstüne, kahrın da.
Birgül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma.
Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeni ile, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.
Sevmek bu kadar güzel gül kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.
Senin baktığını herkes bakar, ama senin onda gördüğünü herkes göremez.
Dünya insanı, heva ve hevesine kaptırır, nefsim arzularına uydurur.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
Bil ki güneşe bakmaya cesareti olmayan gölgede kalmaya, gölgeyi ışık sanmaya mahkumdur.
Başkalarına baktığın gözle Leyla’yı nasıl görebilirsin? Onu gözyaşlarınla tertemiz yıkamadıkça!.
Gerçek bir mürşit seni, kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri keşfetmeye yönlendirir.
Arş dönüyor, yıldızlar dönüyor dersin. Zahirdır gördüğün, zahirde dönersin. Marifet dönmek değil, bulmaktır bilesin.
Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa. Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet, çünkü hayat çok kısa.
Nice yüksek dağlar var ki tepeleri yüce sivrilerdir. O tepeler zamanla aşınır ama dağ yine dağ olarak kalır.
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden  de.
Sessizlik en güzel sestir, duyabilen için. 
Her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün. 
İlmi olmayan bir beden, suyu olmayan bir şehre benzer. 
Şeriat der ki: seninki senin van benimki benim. Tarikat der ki, seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki, ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki, ne sen varsın ne ben.
Yürek ay gibidir. Vakti gelince tutulur.
Kalk, silkelen, kendine gel. Umutsuzluğa sarılma. Umutsuzluk şeytandan, ümit etmek ise Allah’tandır.
Mevlânâ benim sözümü benden daha iyi aktarır. Ama yine de benim sözümü nakletmiş olmaz.
Bildiklerini unut. yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, ön yargılarını ve bütün genellemelerini sil, terk et.
Aşk, “Her şeyi senin için var ettim!” diyen Allah’a, “Her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir.
Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.
Bilesin, üstüne aşk giydirdiğim yüreğime söz verdim. Hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmemeye.
Kalbi ile dili bir olan insandan korkma.
Sözün kıymetini lal olandan, aşın kıymetini aç olandan, aşkın kıymetini hiç olandan öğren.
Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.
Yüreğime talipsen yalnızlığını bana adayacaksın.
Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan aşık, tebessümüyle örten ariftir.
Hey benim yetim gönlüm. Bırak gamlı düşünmeyi. Sus ve sabret! Gözyaşının hesabını Rabbim sorsun. Sen hakkını helal et!
Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara, yandık yakıldık ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mazlum bir peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını.  Yaramdan da hoşum, yârimden de. 
Olduğu kadar, olmadığı kader. 
Üstadın aşktır senin. Oraya erişince o sana hal diliyle anlatır ince ince. 
Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.
Anladım ki. İnsanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki, biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar. 
Testi, içinde ne varsa onu sızdırır. 
ey insan! Kafdağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma, her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.

 

Gazzali

Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.
Çocuktaki utanma hâli ondaki akıl nurunun alametidir.
Her hâdisin hudûsu (sonradan var olanın var olması) için bir sebebe ihtiyaç vardır.
Evren hâdistir (sonradan var olmuştur). O hâlde evrenin de var olması için bir sebebe ihtiyaç vardır. O sebep de Tanrı’dır.
İlmi ile amel etmeyen âlim, başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir.
Tamahkâr, aç gözlü olma, kalbin katı ve kara olur. Çok mal artırmak için hasislik (cimrilik) yapma.
Şüphe duymayan hakikati bulamaz.
Dargın ve küskün olanları barıştır ki yarın kıyamet gününde sevinenlerden olasın.
Allahü Teâlânın verdiği nimeti, onun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfran-ı nimettir (nimeti inkâr etmektir).
Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir.
Bir sözü söyleyeceğin zaman düşün! Eğer o sözü söylemediğin zaman mesul olacaksan söyle. Yoksa sus!
Bil ki kalble gıybet etmek, dille etmek gibi haramdır. Bir kimsenin noksanını, kusurunu başkasına söylemek doğru olmadığı gibi kendi kendine söylemek de caiz değildir.
Sabır insana mahsustur. Hayvanlarda sabır yoktur. Meleklerin ise sabra ihtiyacı yoktur.
Allahü Teâlânın her yaptığımızı her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü Teâlâ ise hem dışını hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur.
Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Başka bir şeyim yoktur. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki her çıkan nefes hiçbir şeyle tekrar ele geçmez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır. O halde bu günü elden kaçırmamak bunu saadete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi bütün âzâlarını haramdan koru.
Ey nefsim, sonra tevbe ederim ve iyi şeyler yaparım, diyorsan ölüm daha önce gelebilir, pişman olup kalırsın. Yarın tevbe etmeyi bugün tevbe etmekten kolay sanıyorsan aldanıyorsun.
Kabirdekilerin pişman olduğu şeyler için dünyadakiler birbirini yiyor.
İhtiyacı olan bir kimsenin o ihtiyaca ulaşması için ilk şart, o ihtiyacı sabahtan akşama kadar elde etmedikçe yemek yememektir.
Seven sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder.
Bir şeye düşman olacaksan onu bilmen gerekir. Bir şeyi savunacaksan yine onu bilmen gerekir.
Cahillerle tartışmayın, çünkü ben hiç galip gelemedim.
Yalnızlığın güzelliğini ve derinliğini yaşadım. İnsan yalnız kalabilir fakat asla tek başına değildir. Yalnız olmak, Allahla başbaşa olmaktır. 
Okumak, üç türlüdür: dilin okuması kıraat, aklın okuması tefekkür, kalbin okuması hayattır. 
Şüphe duymayan hakikati bulamaz. 
Gözü aç ve savurgan olma; Ey oğul! Kendini iyice sıkıntıya sokmuş bir miskin gibi gözü aç; mal kıymeti bilmeyen, ilerisini görmeyen bir sefih gibi savurgan olma! Sana ait hakları belirle!  Dostuna saygılı, düşmanına insaflı ol !
Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. 
Takva, çok secdeden ötürü alında iz bırakma veya oruç tutmaktan sararma veya secde ve rükudan belin bükülme hali değildir. Eğilen boyunda veya sarkıtılan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki vera halidir. Güler yüzle karşıladığın kimse, seni asık bir yüzle karşılar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayılarını artırmasın! 
Bir takım arzularının yerine gelmesi için küçülme. 
Ey nefsim! Sonra tövbe ederim ve iyi şeyler yaparım diyorsan, ölüm daha önce gelebilir, pişman olup kalırsın! Yarın tövbe etmeyi, bugün tövbe etmekten daha kolay sanıyorsan, aldanıyorsun!
Ceviz kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder.
Say ki öldün; yalvardın, yakardın, sana bir gün daha verildi. Bugünü, o gün bil, öyle yaşa!
İnsan iki küçük et parçasıyla ölçülür: kalbi ve dili.
Et Oğul! Ağırbaşlı, terbiyeli, saygılı ve nezaketli olmaya çok dikkat et ve itina göster! Ancak böyle yaparken, gurura kapılma! Sonra senden bu sıfatla söz edilir! Halka tepeden bakma, sonra senden bu sıfatla bahsedilir.
Cahillerle tartışmaya girmeyin; ben hiç yenemedim.
Zavallı insanoğlu eğer fakirlikten korktuğu kadar cehennemden de korksa, ikisinden de kurtulurdu.
Çok işte çırak olacağına, bir işte usta ol.
Benlik ve nefis üstünlüğü olan kişilere, nasihat acı gelir. Yasaklanan işler ise onların kalbine güzel ve cazip görünür. 
Mezardakilerin pişman oldukları şeyle ilgili, diriler birbirini yiyor.
İlmi ile amel etmeyen alim, başkalarını giydirdiği halde, kendisi çıplak gezen iğne gibidir.

 

Hallac-ı Mansur

Cehennem acı çektiğimiz yer değildir bilakis acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir.
Dünyadan vazgeçmek nefsin işidir. Önemli olan ruhun işi olan ahiretten vazgeçebilmektedir.
Bu dünyayı cehenneme çevirenler cennete gitmek ister.
Allah’ım! Beni canımdan ayıran bu zalim kullarını affet.
Diller konuşursa kalpler helak olur.
Bizim canımızı düşmandan gelen taş değil dosttan gelen gül acıtır.
Cehennem acı çektiğimiz yer değil acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdir 
Ben bu yeryüzünün hallacıyım, insanlar feryadımı duymuyor. 
Benim Allah’la olan ilişkimi anlamayan kişi, beni anlamamıştır, sapkın der bana. Beni kötü olmakla suçlar. Ama ne zaman ki doğruyu anlar, gelir kapıma af diler. 
İnsanlar dünyayı cehenneme çeviren ve ardından da cennete gitmeye çalışan varlıklardır.
Doğru, sadece gördüğünüzü değil, görmediğinizi de kapsar. 
Gördüğün her şey göz gözün algıladığıdır, bir de gözle görülemeyenler vardır. Bu yüzden gördüğün her şeye inanma, önce sorgula sonra anla, ondan sonra doğru neyse zaten kavrayacaksın. 
Ey insan! Yaratılanların içinde zerreden daha küçüğü yok. sen daha zerreyi bile tanıyamazken onu nasıl tanıyacaksın?. 
Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar. 
Sevginizi dostlarınızdan esirgemeyin… Dostun acı çektiği yerde sonuna kadar mücadele edin… 
İnsanların kavrama yeteneği gerçeklikle ilişkili değildir. Gerçeklik de insanla ilişkili değildir. Düşünceler kişiye özgüdür, insanların özellikleri gerçeklerle bu yüzden ilişkili değildir. Çünkü gerçeğin algılanması zordur. Ancak imkansız değildir. Ateşin ışığı gerçekliğin bilgisidir. Ateşin sıcaklığı ise gerçekliğin gerçeğidir. Bunu anlamak ise gerçekliğin doğrusudur. Bunlar niteliksiz insanın, yanlış yolda yürüyen insanın, tutarsız insanın anlayabileceği şeyler değildir. 
Her şey ancak karşıtının varlığıyla kavranabilir. 
Sizin gibi düşünmene düşman olmayın, anlamaya çalışın. 
Korkacak bir şeyim kalmadı. Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Nasılsa senden uzağa düşmüşüm. Anladım ki, artık benim için yakın da bir uzak da. Ayrılık dostum oldu. Ey övgülerin sahibi, kul senden başkasına eğilmez!
Aşıklar hor görülür.
Dillerin konuşması, kalplerin helak olmasındandır.
Hayallerden uzak dur, gerçekliğin peşinde ol! Ayaklarını insanlardan yukarıya kaldır ve tutkulu ol! Bilmelisin ki dağların ve ovaların ötesini görebilmek için kanatlarını çırpıp en yükseklere uçman gerekir.
İnsan dışı kadar içinden de sorumludur.
Mutluluk anlamaktır. Anlamadan sevmek, mutluluk vermez.
Mutluluk paylaşmak demektir, paylaşmak insana huzur verir.
Hüznü, derdim, acım. Çevresi; kurak, yalnız, ıssız. Ondan sonrakiler aydınlık değil, sönük. Onun konuştuğu işin aslı. Hepsi budur, hepsi yeterli. Ondan gayrısı, onun dışında kalan sadece azap. Başarı yalnızca Allah’tandır.
İnsan bir kainattır, koca kainat da bir insandır. Teker teker bakarsan çok görürsün. Bütün bakarsan tek görürsün. 
Boş işten kendini arındır. Faydasız arkadaştan kendini arındır. Çok konuşan dillerden kendini arındır. 
Melek doğru ve iyi işlerin gösterir der ki: bunları yaparsanız ödüllendirilirsiniz. Ancak önceden kötünün ne olduğunu bilmeyenler, iyinin de ne olduğunu bilmezler.
Gerçek gizlidir: anlatılamaz, açıklanamaz. Onu anlamaya yola çıkanın önüne engin denizler, yakıcı çöller çıkarır. 
Yok oluş benimle birlikte yok oldu. Yok oldum da öylece ulaştım sana. 
Ben sonsuz bilgi denizinin en derinindeyim. Anlamayanlar denizin kıyısında kendi bilgileriyle oyalanır dururlar. Mahrum kalırlar beni anlamaktan. 
Bizi yaşatan şey korku olursa, yaşamamızın da bir anlamı kalmaz. 
Özgürlük korkmadan yaşayanların hakkıdır. 
Ben doğruyum denilerek, doğru olunmaz. Ben O’yum denilerek O olunmaz. Sadece O’ndan olunur. O olmak başka, O’ndan olmak başkadır. 
Kalbinin sesini dinlersen doğruyu duyarsın. Ve aklının sesini de dinlersen sana doğruyu yanlışı ayırt edebilme gücünü verir. 
Kalbinizi dış etkenlerden koruyun, aklınız ile kalbinizi ayrı ayrı değil bir tutun. Doğru olan sizin kendi içinizdedir, siz zaten iyi ve doğru iseniz ne kalbiniz ne de aklınız sizi yanıltabilir.
Ayaklarıma bakıyorum kanımın aktığını görüyorum yazık oldu kanıma yazık oldu kendimi kimseye anlatamadığıma.
Kırılmadan yaşamaz insan! Kırılmayan bilmez hayatın asıl gayesini. Önce kırılacaksın, sonra da kırmadan yaşamayı öğreneceksin.
Bizim sevgimiz; şikayetlerden, isyanlardan uzaktır. İmtihandır, gönül işidir.
Kimseyi kırmayın, inşa etmek zordur.  Ancak, kırıp yakmak her zaman kolaydır. 
Suretleri boş ver, gönüllere bak. Gönle giren dipsiz bir kuyuya iner, ancak sonu aydınlık ve ferahlıktır. Acıların dindiği, huzurun geldiği andır o an. İnciye ulaşan için, nice hikmetler vardır. Öyle inciler vardır ki, o incilere giden yollar zorluklarla dolu karanlıktır. Ama bilmezsin ki asıl karanlık girdiğin yolda değil senin gözlerindedir.
Gönül gözünün karanlığı senin yolunu karartır. Ancak gönül aydınlandın mı en karanlık kuyuya bile güneş dolar. Kendi aydınlığını bulan, başka birisinin aydınlığına ihtiyaç duymaz, yolunu kendi bulur…
Terk edildiysem, benim terk edilişim yoldaşımdır.
İnsan kendisinde olmayanı başkalarına da veremez. Önce kendisini doldurmalı insan.
Meseleniz insan olsun. Meseleniz doğruluk olsun. Meseleniz adalet olsun. Meseleniz gönül olsun.
Gösterişli davranmak boş kişilerin işidir.
Tüm insanlar parçaları iyi birleştirilmiş bir yapı gibidir.
Kendinden olmayana, senin gibi düşünmeyene bile kötü davranma. İyilik er kişinin işidir.
Adil olmak hakkı yememektir. Adil olmak zorda olana yardım etmektir. Adil olmak ayrıştırmamaktır. Adil olmak senden olana değil, senden olmayanı da göz etmektir. Adil olmak insan olmanın şartlarından biridir.
Son durak arınmış ve gönlü temizlerin ulaşabileceği bir duraktır.
“Ey kardeşim unutma ki, İblis özünden uzaklaştığı için Azazil diye adlandırıldı. Özüne dönmedi ve cezalandırıldı. Yukarıya çıkmak için verdiği çaba işe yaramadı Çünkü Yanan Ateşi direniyordu. Oysa çimenliğin içinde bir gölün kenarındaydı, o bu bolluğun içerisinde susuzluktan kıvranıyordu. Körlüğü bir gösterişti!”
Bedenden ayrılıp ruha ulaşamayan insan bedeninin de tamamına sahip değildir.
Ruhunu ve bedenini faydalı işler için kullan. Özgürlüğün gerçek anlamını kavra.
Sıradan insanın düşüncesi kuşkular denizine batar. Seçkin insanların düşüncesi kavrayışlar denizine. Ancak yine de bu iki deniz kurur ve gösterdiği yollar silinir. İki düşünce yok olur, iki sütun devrilir. Yokluğun, kanıtın, bilginin dünyası kaybolur. O kalır bütün bağımlı şeylerin üzerinde, Yüce Tanrı’dır O, ikincil özelliklere bağımlı değildir.
Söylediklerinle insanları güzele yönelt…
Söylediklerinle insanları ferahlat…
Söylediklerinle insanlara öğret…
 Söylediklerinle dünyaya yön ver…
Bir kuş gördüm bilgi denizinde sufileri andıran. Uçuyordu Sufiliğin çift kanadıyla, beni uçamadığım için yadsıdı, çünkü uçmakta diretiyordu. Arınmak nedir? diye sordu bana. Dedim ki: madem beni anlamıyorsun kes kanatlarını yok oluş makasıyla. Dedi ki: ben sevgilime uçuyorum bu kanatlarla. Dedim ki: öyleyse yazıktır sana! Çünkü o her şeyi duyan, gören anlayandır. Bunun üzerine kanatlarını kapattı ve bilgi denizine doğru süzülüp diğer suların içine düşüp boğuldu.
Olumsuz düşünmek umutsuz insanların yaptığı şeydir.
Olumsuz düşünmenin faydası yoktur, ancak zararı fazladır. 
Hayatın içinde sıkışıp kaldıysan kapılarını dışarıya değil içeriye aç. Herkesi anlamaya çalışmayı bırak önce kendini anla. Madde aleminden geç mana alemine karış. Kibir ile düşünmeyi bırak, tevazu olsun yoldaşın. Dünyevi hırslar için kendini paralayıp ruhunu rezil etme. Ruhumu koruyorum deyip de, dünyayı bedbaht etme. Ölçülü olmayı bil, her şeyi gerektiği kadar yap.
Gönül kuyusunda bulunan inci, bulan kişiye aittir.
Ötekini anlamak için, onu kendine katmak değil, ona gitmek gerekir.
Zıtlıkların içinde güzeli ve doğruyu bulmak zor olsa da, değerli ve kıymetli olan budur.
Yeryüzünde huzurlu bir yer aradım ömrümce, ama sakin ve huzurlu bir yer bulamadım. Dünya bana bir şeyler verdi. Karşılığında bir şeyler aldı. Verdikleri bazen tatlı bazen de acıydı. İsteklerimi takip ettim. Beni kendine köle etti.
Dünya iki gündür, ya inanırsın ya reddedersin.
Sende olmayan başkasında var diye suçlama. Sen anlamıyorsun diye başkalarını yaftalama.
O’na dönmen için, O’ndan olduğunu kabullenmen gerekir.
Çile, yüce hedeflere varmanın ve iyi netice elde etmenin tek yoludur.
Bu yola aşıkların yoludur. Bu yol kendilerine acı acıyı bal eyleyenlerin yoludur. Bu yol kendinden geçip O’na gidenlerin yoludur.
Yaşamımda ölümüm, ölümümde yaşamım. Ölümü kendime mutluluk sayarım.
İnsan anlamadığının düşmanıdır.
Görünen her şeyin mutlaka bir de görünmeyen tarafı vardır. Görünmeyeni görmek için çaba harca.
E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular