HomeMAINAnadolu Coğrafyası

Anadolu Coğrafyası

Bitlis’in Ahlat ilçesinde yeralan Anadolu’nun Orhun Abideleri olarak adlandırılan Mezartaşları

***********************************

  • Şahidimiz Anadolu
  • Anadolu’yum Ben, Şiir, Ahmed Arif
  • Anadolu’daki Fikirsel Çeşitlilik ve Fikir Adamları
  • Anadolu’da Türk mütefekkirlerinin coğrafi yayılışı
  • Yunus Emre
  • Balkanlar ve Anadolu
  • Türkiye Coğrafyası ve İnsan
  • Balkanlar, Anadolu, Mezopotamya ve Levant coğrafyası
  • Merhamet ve Muhaceret toprağı Anadolu
  • Avrupa’nın Kökü Anadolu
  • Bilgelik Kütüphanesi

***********************************

Şahidimiz Anadolu

Dostum tiyatro, seslendirme ve belgesel filmler sanatçısı Murat Kocacık bey yıllardır Anadolu’da turneler düzenleyerek Anadolu insanının yegane sevgi ve kardeşliğini tiyatro eserleri ile ülkemizdeki çok sayıda şehirlerde sergilemektedir. Levendname şiirlerimden üç tanesini de müthiş etkileyici sesiyle seslendirerek şiirlere daha da derin anlamlar katmıştır.

Yer. Gök. Su: Şiir Üçlemesi (Seslendirilmiş)

Şiir: Levent AĞAOĞLU Seslendirme: Murat KOCACIK   Kızıl Elma: Yer https://www.youtube.com/watch?

Geçenlerde bir sohbetimiz esnasında Anadolu’dan ışıyan sevgi ve kardeşliği tiyatro eserleriyle yurt dışı turneler vasıtasıyla dış ülkelerdeki sahnelerde de sergileme hayalini aşağıdaki satırlarda dile getirmiştir.

Anadolu coğrafyasının evlatları olan bizler, asırlardır topraklarımızdan fışkırmış medeniyetlerin sadece kültürel değil, bu manevi mirasçıları olarak da kendimizi görmekteyiz. Bu minvalde kadim topraklarımızın hamurunda olan sevgi, barış ve kardeşlik temalarına değindiğimiz ” Şahidimiz Anadolu “ adlı oyunumuzu, insan olmanın özünde bulunan bu kavramları yeniden ve yeniden hatırlatmak ve diri tutmak maksadı ile iki yıldır ülkemizin çeşitli bölgelerinde sahnelemiş bulunmaktayız.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu Sultanı Alparslan ile başlayan hikayemiz, Ömer Hayyam’a dokunarak, Hz. Şems – Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ve Hz. Yunus Emre deryasından geçerek, şanlı Fatih Sultan Mehmet’e ile devam etmektedir. Ve büyük komutan Gazi Mustafa Kemal ile de son bulmaktadır.

Bugüne kadar valisinden kaymakamına, öğretmeninden öğrencisine kadar buluştuğumuz tüm seyircilerimizden güzel övgüler almış olan oyunumuzu daha fazla kitle ile buluşturma isteğindeyiz. Bütün liselerde, üniversitelerde ve elbette yetişkin izleyicilerimize ulaşabilmek adına, hatta sanatın olumlu yaratıcı etkisini kullanarak Anadolu irfanını tüm dünyaya duyurmak adına

Kurum ve kuruluşlara imkân sağlayabilecek insanlarımıza ulaşmak istiyoruz .

Levent bey, siz de yardımcı olursanız hani belki vesile olursunuz da insanlığa dair toz kadar bile olsa umudumuz artar . Belki vesile olursunuz , çok şükür Anadolu nun sesini ruhunu burada da duyurduk deriz hep birlkte.

Ve Anadolu’dan yani Sevgiden barıştan insanlıktan yana taraf olduğumuz bir kere daha belli olur

Sevgiler sevgiler sevgiler…

Diyoruz ki

Bize yol açın dünyaya seslenelim.
Siz bize yol açın, bizler de güzelliklere…

” Anadolu film yapım”

Mail : [email protected]

Anadolu’yum Ben, Şiir, Ahmed Arif

 

Anadolu’daki Fikirsel Çeşitlilik ve Fikir Adamları

Şehirlerimizin Simge Düşünürleri

İngilizler; Sırp İsyanı’ndan (1804) başlayarak Ruslarla ittifak halinde Türkiye’yi (Rumeli) bitirip, Anadolu coğrafyasına hapsettiler. Ruslar’ın Afganistan-Hindistan’a inmelerine karşı Türkistan ayaklanmalarını teşvik ettiler, yine Ruslar’a karşı Uygur Türkistanı’nın Çin tarafından işgalini organize ettiler

Büyük düşünürler Türklerin 1071 ile Anadolu işgalini ve 14.yy ile Dardanos (Çanakkale ) Strait üzerinden Balkan coğrafyasına dayanışını (işgal) olarak yazar ve yorumlar. Müteakiben Üst akıl denilen Chatham House da der ki herkes işgal ettikleri yerlerden çekildi, İngiltere güneş batmayan imparatorluk U.K. olarak Adalara sıkıştı, Roma İmparatorluğu İtalya- Vatikan’a çekildi , ABD diye bir devlet kuruldu…….

Türklere de Anadolu’yu bırakın , geldiğiniz Orta Asya’ya dönün denmektedir !
Bunlar belgelidir, kaynak Chatham House.

Amaç/Gaye ; Dünya dönüştü , Devletler çıktıkları yerlere döndü, Türkler de geri dönmeli. .!

Anadolu’da Türk mütefekkirlerinin coğrafi yayılışı

Prof Şevket Aziz Kansu; Anadolu’da Türk mütefekkirlerinin coğrafi yayılışı üzerinde bir araştırma. “A research on the geographical distribution of Turkish intellectuals in Anatolia,” Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi I, 1942. 21-34.

Bu kaynağa göre;

EN ÇOK MÜTEFEKKİR YETİŞTİREN İLK 10 İL (OSMANLI ANADOLU COĞRAFYASI)

  1. Amasya
  2. İstanbul
  3. Edirne
  4. Bursa
  5. Siirt
  6. Konya
  7. Aydın
  8. Tokat
  9. Çanakkale
  10. Diyarbakır

Prof Kansu, antropolojik bir değerlendirme üzerinden de gitmiş. İlk 10 il incelendiğinde Anadolu’nun kadim geçmişinin izleri apaçık gözüküyor. Hepsi kadim yerleşimler..

Yunus Emre

Büyük Asya’daki binlerce yıllık birikim, Maveraünnehir ve Horasan üzerinden Anadolu’ya taşındığında ise, aynı kavramsal çerçeve süreklilik arz etmiştir. Söz konusu birikimin en yüksek olarak dile getirildiği yer ise Yunus Emre’nin yaşadığı Eskişehir topraklarıdır. Sibirya bataklıklarından Sakarya Nehrine taşınan aynı insanlık anlayışıdır. Kesintisiz bir süreklilik ile Yunus’ta dile gelmektedir. Küçük Asya coğrafyasındaki 10 bin yıllık yerleşimin getirdiği yegâne kültür birikimi ve insan çeşitliliği, Türklerin yarımadaya gelişleri ile birlikte evrensel bir senteze kavuşmuştur.

Atatürk’ün kararlılığını dayandırdığı temel, binlerce yılın birikimini taşıyan bu yegâne kişilik oluşumu ve birikimidir. Eğer böylesine kişilikli bir karşıduruş ve benimseyiş olmasa idi, Atatürk düşmanlar karşısında tekbaşına kalacak, yalnızlaşacaktı.

Eskişehir doğumlu Yunus Emre ile 1200’lü yıllarda evrensel manada yorumlanan İnsan varlığı 1900’lü yıllarda bu kez Eskişehir-Polatlı çizgisinde cereyan eden Sakarya Savaşında 22 gün 22 gece boyunca Atatürk’ün önderliğindeki ölüm kalım savaşının öznesi olmuştur. Yunus Emre’nin şiirleri ile gönüllere işlediği insan felsefesini, Atatürk bu kez savaş ve strateji ile kan ve gözyaşı ile kahramanca kazanmıştır. Eskişehir-Polatlı aslında Yunus Emre ile Atatürk’ü aynı insaniyet noktasında biraraya getiren alınyazısı ve kader çizgisi olmuştur.

23 Nisan 1920’de dünyaya ilan edilen Türk insanının egemenliğinin ilk neticesi Sakarya Zaferi olmuştur. İnsan onurumuzun başlangıç noktasından yola çıktıktan sonra ilk zaferin kazanılması az bir süre içinde gerçek olmuştur. Yüzüncü yılının içinde olduğumuz bu onur önümüzdeki binyılların da mihenk taşıdır.

Eski Dünya Asya’dan Eskişehir’e uzanan Türklerin yolculuğu aynı topraklarda yeni bir dünyanın ve yeni bir insanın kurtuluş ve kuruluş mücadelesine tanıklık etmiş, Sakarya Savaşı’ndan bir yıl sonra yinelenen zafer ise Eski Yunan’ın demokrasi, felsefe, düşünce gücü ilkelerini kendisine güya ilke edinen saldırgan Batı’nın ikiyüzlülüğünü ortaya koymuştur. Eski Yunan kaybederken Yeni Türkiye yeniden küllerinden doğmayı bilmiştir.

Balkanlar ve Anadolu

Bu akşam tarihsel havzalarımız üçlüsü (Küçük Asya- Rumeli – Mezopotamya) konusundaki düşüncelerinizi keyifle izledim, doktora tezinizi de bu konuya ayırdığınızı öğrenmiş oldum. Zihniniz ile aydınlanmak ne güzel.

Anam Üsküp 1936, rahmetli babam 1928 Filibe doğumlu. Kendim 1958 Fatih doğumluyum.
Evladı Fatihan, Fatih’de yeniden hayat bulmuş.

Balkanlara çıkışımızın 650.yılı olan 2002 yılında Balkanpazar sitemi kurdum ve devam ettiriyorum. Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Macaristan, Romanya, Kosova’ya iş seyahatlerim oldu.

Balkan ve Anadolu yarımadalarının bütünlüğü ve birlikteliği üzerinden gidip iki yarımdan tek bir kıta bütünlüğü çıkarmak, Küçük Asya’yı da büyütecektir. Anadoluculuk neticede 81 vilayeti de komşu vilayetine hasım yapmıştır.

Türkiye Coğrafyası ve İnsan

3000’li yılların şafağındayız. Şafak aydınlanırken fikirlerin ve bilgilerin de daha değerli olduğu dönemin ilk ışıkları 21.yüzyıl ile birlikte gözükmeye başlamıştır. Düşüncelerin ilk filizlen­diği topraklar olan Türkiye Coğrafyası dünyaya gelen ilk on düşünürden beşinin yaşadığı bereketli coğrafyaların başında gelmektedir. Kıtaların (Avrupa, Asya, Afrika) geçiş noktasın­daki Türkiye yarımadaları (Rumeli, Anadolu) nın havuzunda yer alan gen çeşitlilik ve zenginliğinin neticesi aynı şekilde düşünce zenginliği ve çeşitliliği olmaktadır.

Evrensel Düşünürler Ansiklopedisi konusundaki ilk deneme MÖ 624 doğumlu ilk bilinen filozof Miletli Thales ile başlayan 2650 yıllık birikim ile başlamaktadır. İlk 10 büyük filozof içinde ilk 3, toplam 5 tanesi Türkiye coğrafyasından. Felsefe, Türkiye coğ­rafyasında başlamıştır. İlk 10 düşünürden 5 düşünür Türkiye doğumludur.

  • 1. Thales, Milet
  • 2. Anaximander, Milet
  • 3. Pythagoras, Sisam adası
  • 4. Laozi
  • 5. Confucius
  • 6. Sun Tzu
  • 7. Heraclitus, Efes
  • 8. Parmenides
  • 9. Anaxagoras, Klazomenai, Urla
  • 10. Protagoras

Kaynak: Xue Xiaoyuan, Dr. The Charisma of 100 Philosophers. 2018. China Pictorial Press.

Balkanlar, Anadolu, Mezopotamya ve Levant coğrafyası

Türkiye coğrafyası insanlık tarihinde ilk toplu yerleşmelerin (Çatalhöyük), ilk tarımın (Urfa, Diyarbakır), ilk inançların (Karahantepe, Göbeklitepe), ilk düşünürlerin (Milet) başlangıç noktasıdır. İnsana ait ilk sorular burada sorulmuştur. 15.000 yıllık kesintisiz birikim Türkiye coğrafyasındaki insan varlığının da zenginleşmesini sağlamıştır.

Düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim.

Aydınlanma kavramı, halkı bütün değer ve dinamiklerinden kopartmış ve körleştirmiştir. Halkı aydınlatılması gereken bir nesne olarak göstermiştir. Devleti yaşatan bir ülkenin edebiyatının, sanatının, felsefenin gelişmesi ile Anadolu’da felsefe halkın kendi üstün düşünme yetenekleri ile geliştirdiği kısa hayat kısa film hafızada Zerdüşt hikâyeleri aynı zamanda Batı’nın çok önemli şirine de etkisi olan doğu hikâyeleri. Halk gerçekte bir efsanedir. Devlet halktan çıkıyor. Halkın Yarattığı Değerler. Halkın kendi dinamiği, toplumun ve halkın gelişmesi.

Muhterem Levent Bey; Mailiniz için çok teşekkür ederim. Bu târihsel mecrâ fikrini ısrarla müdafaa ediyorum. Balkanlar, Anadolu ,Mezopotamya ve Levant coğrafyasının susadığı barışı da ancak bir mukadderat birliği ekseninde çözülebileceğini düşünüyorum. Sizin de fikrinizin buna yakın olduğunu gördüğüm için ayrıca memnun oldum. Geçenlerde Ülke Tv’de Faruk Aksoy’un Her Kafadan Programına iştirak ettim. Orada bu fikirlerimi daha da açmak imkânı buldum. Youtube’a da koymuşlar. Belki alâkanızı çeker diye bir not düşmek istedim.. Göstermiş olduğunuz alâkaya ve gönderdiğiniz bilgi notlarına çok teşekkür ederim..
Sıhhat ve âfiyet temenni ederim… Saygılarımla Süleyman Seyfi Öğün (7 Ağustos 2020)

Merhamet ve Muhaceret toprağı Anadolu

Asya’nın Yenisey ve Orhun boylarında taşa yazılan TENGRİ inançları ile başlayan Türklerin inanç yolculukları, Dunhuang mağaralarındaki Budist resimler ve tapınaklar, ahşap direkli Semerkant, Buhara Camileri, Ahlat mezar taşları, Anadolu coğrafyasındaki Kapadokya yeraltı kiliseleri, Göbeklitepe Tapınağı, Karaim Sinagogları, Karamanlı Ortodoks Kiliseleri, Küçük Asya’nın kadim mitolojileri, Sümer Tanrıları, Rumeli dergah ve tekkeleri ile çeşitlenip zenginleşmiştir.

Kutsal Toprakların Ülkesi Türkiye, kutsal toprakların ülkesi: Ana Tanrıça Kibele Kültü, Meryem Ana Evi, İznik Konsülü, Ortodoksluğun Türkiye topraklarında hayat bulması, 7 kutsal kiliseler, Ayasofya Kilisesi, Mimar Sinan Camileri, Medreseler, Külliyeler, İbrahim Peygamber Urfa, Nuh Peygamber, Nuh’un Efsanesi, Harran, Aziz Paul, Antakya, Tarsus, Kapadokya Yeraltı Kiliselerindeki ilk Hristiyanlar, Göbeklitepe (MÖ 8000), Süryanilik, Aramilik, Nesturilik, Doğu Hristiyanlığı hep ülkemiz topraklarındaki inanç yolculuklarıdır. Mütekamil Medeniyet Çizgisi: MMM ve Türklerin Genetiği

Maveraünnehir, Mezopotamya ve Menderes nehirlerinin; Nil’den Tuna’ya… Nil’den Ceyhun’a, Ceyhun’dan Yamuna nehrine; coğrafyaların alüvyonlu topraklarının meydana getirdiği zengin kültürel birikim Türklerin genetiğine işlemiştir.

Anadolu, inananların sığınağı; merhamet ve muhaceret toprağı olmuştur her zaman. Kapadokya yeraltı kiliseleri ile inananları bağrına basan Anadolu, 1492’de Endülüs Yahudilerini, 1800’lü yıllarda ise Balkanlar ve Kafkasya’dan sürgün edilen Müslüman Muhacirleri bağrına basmıştır. 3 Ekim 2015

Avrupa’nın Kökü Anadolu

Sevgili dostlar bugün sizlerle Avrupa’nın Türkiye’deki gerçek köklerini, filizlerini konuşacağız. Bu kökler ilk olarak batı Anadolu’da İonya devleti içerisinde gelişen Milat’tan önce 500’lü yıllarda gelişen ve özellikle Milet ağırlıklı olarak gelişen felsefedir. Felsefe Türkiye coğrafyasında başlamıştır. Aydınlanma Türkiye coğrafyasında başlamıştır ve bu genetik halen Türkiye coğrafyasında, topraklarında 2500 yıldır devam etmektedir.

Avrupa’nın Roma köklerine indiğimizde ise karşımıza Etrüskler çıkmaktadır ki yine batı Anadolu’dan bugünkü İtalya coğrafyasına göç etmişlerdir kurucu simgeleri kurt, Türklerin mitolojik efsanelerinin temelidir.

İtalya’da doğan Roma imparatorluğu daha sonra batıda son bulmuş ve Türkiye coğrafyasında devam etmiştir. Osmanlı imparatorluğu da romanın devamıdır. Nasıl ki felsefe Türkiye coğrafyasında doğmuşsa savunma stratejileri de yine Romalılar tarafından Türkiye coğrafyasında uygulanmıştır.

Roma’nın doğu sınırı bugünkü Türkiye’nin içerisinde Gümüşhane-Malatya- Diyarbakır-Gaziantep hattıdır, bu hat boyunca sürekli Persler, Sasaniler İranlılarla savaşlar gerçekleşmiş ve buralarda çok müstahkem kaleler, savunma hatları yapılmıştır

Diyarbakır surlarını yaptıran da 330’lu yıllarda İstanbul’u yeniden imar eden Kurucu İmparator Konstantin’dir.

Avrupa, Türkiye’den sadece arkeolojik eserleri alıp çalıp götürmemiştir. Türkiye’de filizlenmiş, hayat bulmuş bir medeniyeti de eski İonya ve Roma medeniyetini de çalıp kendisine misyon edinmiş ve AB oluşumu ile birlikte Türkiye’yi bu anlamda defterden silmiştir. Bu felsefenin ve bu medeniyetin asıl sahibi Türkiye’dir, dolayısıyla Türklerdir.

Bizim vazifemiz sadece batının müzelerinin süsleyen Anadolu’dan gitme arkeolojik hazineler değil, aynı zamanda Avrupa’ya mal edilen medeniyetin Türkiye topraklarında doğduğu gerçeğidir. Bu gerçek üzerinde ne kadar çalışsak azdır. 16 Eylül 2021
…………………………………..

Bilgelik Kütüphanesi

Türklerin yegâne bir dünya görüşü vardır ve bu kendine özgü dünya görüşü yazıtlar ve yazmalardan başlayarak bilgelik kavramı etrafında şekillenmektedir. 12 Türk Bilge mütefekkirler yazdıkları devasa eserler ile bir bilgelik kütüphanesi oluşturmuşlardı. İlk yazar ilk düşünür Bilge Tonyukuk, Orhun Yazıtlarının yazarı Bilge Kağan, İlk yazılı Türkçe kitap Kutadgu Bilig’dir; aslolan hep bilgelik olmuştur.

İlk eser Moğolistan’da Tola ırmağı kenarında Bilge Tonyukuk tarafından dikilen Tonyukuk Yazıtı ile başlamış ve ardından Kazakistan, Özbekistan, Doğu Türkistan ve en son olarak Türkiye coğrafyasında yazılan eserlerle sonsuzluğa uzanmıştır.

Mütefekkirlerimizden Hacı Bektaşı Veli Nişabur İran, Mevlana ise Belh Afganistan doğumludur. İlk yazarımız Tonyukuk ile başlayan bilgelik ülküsü, nihayetinde Aşık Paşa ile Anadolu’nun merkezinde Kırşehir’de onbini aşkın beyit ile zirveye ulaşmıştır.

Bilgelik merkezli bu eserlerde aslolan evrensel boyutu ile insandır ve Savaş sanatı, felsefe, ilahiyat, dil bilim, siyasetname, tasavvuf ağırlıklı disiplinler ve bakış açıları ile insan inceden inceye işlenmiştir. Eserlerin başlıklarındaki erdem, tevhid, divan, bilig, hikmet kavramları ile mütefekkirlerin isimlerindeki bilge, has hacip, veli, hoca ve aşık kelimeleri bilgelik perspektiflerinin ipuçlarını ele vermektedir.

Bu eserler ile gezgin dilimiz mayalanmış, zengin bir zihin dünyamıza kapı aralamıştır.

1. Bilge Tonyukuk Yazıtı
2. Bilge Kağan Yazıtı/ Kültigin Yazıtı
3. Farabi: Erdemli Devlet
4. Maturidi: Kitabüt Tevhid
5. Kaşgarlı Mahmud: Divanı Lügatit Türk
6. Yusuf Has Hacip: Kutadgu Bilig
7. Ahmed Yesevi: Divanı Hikmet
8. Hacı Bektaşı Veli: Makalat
9. Mevlana: Mesnevi
10. Nasrettin Hoca: Mizah ve Bilgelik
11. Yunus Emre: Divanı Yunus
12. Aşık Paşa: Garibname

Türkistan diyarlarında sürekli bir çizgi oluşturan 7 bilgenin sonuncusu Ahmed Yesevi’nin yaktırdığı çoban ateşlerinin menziline giren Türkiye coğrafyasının merkezinde yer alan Kırşehir, Eskişehir ve Konya şehirleri, Anadolu topraklarındaki Kapadokya bilgelik geleneğini daha da derinleştirmişlerdir.

Bir düzineyi bulan düşünürlerin tek bir ortak noktayı eserlerinde merkeze almaları tesadüfle açıklanamaz. Bilge bu Mütefekkirlerimiz gerçek manada bilgelik sevgisinin peşinde şehirlerden şehirlere, diyarlardan diyarlara sürekli hareket halinde olmuşlar, fikir ve düşüncelerini kıtalara dökmekle kalmamışlar, kıtalara da ulaştırmışlar, yaymışlardır.

Avrupa Birliği bayrağındaki 12 yıldız sadece bir kıta ve tek bir din ile sınırlanmış, soyut bir birlik görüntüsü ile yetinir iken Büyük Asya & Küçük Asya sentezini esas alan 12 Bilgemiz evrenselliğe uzanarak yıldızlaşmaktadır.

12 Bilgemizin aydınlattığı fikir ve düşünceler, bilgelik sevgisi ile insanların birliği idealini, yer-gök-insan uyumu dairesinde sonsuza kadar yaşatmaya devam etmektedir.

646 yılında Çin’in İç Moğolistan eyaletinin Yunzhong şehrinde doğan Bilge Tonyukuk’dan, Orta Anadolu’da Kırşehir şehrinde 1333 yılında vefat eden Aşık Paşa’ya değin 700 yıla yakın onbin sayfayı aşkın bir birikim meydana getiren bilgelik eserlerimiz, devamındaki 700 yılın da zihin dünyasını yönlendirirken, aydınlatmaya devam etmektedir.

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular