ttp://tr.wikipedia.org/wiki/
Tam bu anlamda, Chuck Hagel’in konuşmasının büyük bölümünü ‘Arctic’ yani ‘Kuzey Kutbu Dairesi’ne ayırmasının ve ‘iklim değişikliği’nin yol açacağı güvenlik sorunlarına gönderme yapmasının, ‘Kuzey Kutbu Dairesi’nin çok uzağında, Ortadoğu’nun sıcak gündeminde kavrulan bizler için bayağı önemi var.
O da şu: İklim değişikliği nedeniyle yılın önemli bir dönemi buzlarla kaplı olan Kuzey Kutbu çevresinde buzlar erimekte olduğu, daha da eriyeceği için, deniz trafiği mümkün olacak. Bu da Rusya’nın ‘Kuzeydoğu Geçişi’, ABD, Kanada ve Batı’nın ‘Kuzeybatı Geçişi’ (Northwest Passage) dediği, Pasifik-Atlantik ya da Atlantik-Pasifik geçişini -buna petrol ve doğalgaz taşımacılığı da dahil- mümkün kılacak.
Batı, Kuzey Kutbu Dairesi’nin, bir başka deyişle ‘Kuzeybatı Geçişi’nin Rusya’nın ve giderek Rusya-Çin işbirliğinin kontrolünde olmasından kaygılı. ABD’nin ve üyesi olduğumuz NATO’nun bundan sonraki ‘stratejik yaklaşımları’nda ‘Arctic’ ve ‘iklim değişikliği’ bu nedenle özel bir yer tutacak.
Ama Ortadoğu adındaki ‘bizim mahalle’ için asıl ‘stratejik önem’, uluslararası ticarette Süveyş’in önemini yitirmeye başlaması ihtimali. Yani, Ortadoğu’nun ‘stratejik değeri’nin, ABD’nin gözünde, giderek, azalmaya başlaması demek bu.
Obama yönetiminin, Irak’tan sonra Afganistan’dan pılıyı pırtıyı toplamaya başlaması, Suriye’den uzak durması, İran ile ‘potansiyel bir savaşı ortadan kaldıracak’ yeni sayfa arayışında bütün bunların, benim Dubai ve Halifax’ta işittiklerimizin de bir rolü var.
Bütün bunlar, Ortadoğu’yu büyük ölçüde ‘yerel aktörleri’nin kendi aralarındaki ‘itiş-kakış’ ile baş başa bırakılması ihtimalini ifade ediyor. Bu da, elbette, ‘herşey’i etkileyecek önemde bir gelecek demek. Cengiz Çandar, Radikal, 24.11.2013