Bu modele göz attığımızda aynı şekilde Avrasya kıtasında
Türk Devletler Teşkilatı bünyesinde yer alan 8 üye devlet pekala aynı fonksiyonu görerek
Avrupa Asya birliğini ortaya çıkarabilecek teşkilatçılık gücüne sahiptirler. Türkiye’nin vizyonu
Avrupa Asya birliği olmalıdır.
Avrupa birliği ve
Şanghay birliği bölünmüş yapılardır.
Avrasya‘dan bahsettiklerinde koca ana kıtada, kendi ilgi alanlarını yönetebilecekleri alanları söz konusu etmektedirler. Rusya’nın, Avrupa’nın, Çin’in kendilerine göre bir Avrasya tasarımı vardır. Bu farklı tasarımlar ise Avrasya kıtasının tamamını kapsamamaktadır.
Türkiye’deki siyasetçiler şimdiye kadar Avrupa birliği yalanı ile toplumu oyalamışlardır. Ardından Avrasyacılık diye adlandırılan Rusya menşeli bir hareket başlatılmıştır. Bu arada
Amerika’nın
Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığını da üstlendik, daha sonra Turan birliğinden de bahsedilmeye başlandı. Bunlar tamamen iç politikadaki siyasete endeksli projelerdir. Hiçbir vizyon içermeyen bu söylemler için politikacıların hiçbir kaygıları da yoktur.
Bu durumda Türk devletinin binlerce yıllık tarihinden gelen tecrübesini uygulamaya alarak Avrupa Asya birliği vizyonunu harekete geçirmesini özlemle bekleyeceğiz.
724 tarihli bilgi Tonyukuk yazıtında okyanustan söz edilmektedir. Talaylara sefer yaptım sözü Pasifik okyanusuna işaret etmektedir. Hunların tarihi Pasifik Okyanusu kıyılarından Ohotsk Denizi kıyılarında başlamıştır.
Türklerin kültür coğrafyası tamamen okyanuslarla çevrili bir alanda
Atlantik Okyanusu kıyısında
Meksika’daki saat kulesinden,
Pasifik Okyanusu kıyısında
Japonya’daki Şehitliğimize ve kuzeyde
İsveç’teki şehitliğimizden, güneyde Atlantik Okyanusu kıyısında
Güney Afrika’daki camimize kadar, Türkler okyanuslarla çevrili bir alanda kültürel eserlerini dünyada miras olarak yaşatmaktadırlar.