HomeREADERSPHILOSOPHY & WISDOMBibliyografya Felsefesi

Bibliyografya Felsefesi

Bibliyografya

305, MÖ: Kallimakhos, İskrenderiye
1609: Katip Çelebi
1670’ler: “Kitapların yazılması”, Yunanca bibliographia’dan “kitapların yazılması”, biblion “kitap”tan (bkz. biblio-) + graphos “çizilmiş veya yazılmış”.
1803: “Kitapların, yazarların, yayınların vb. incelenmesi” anlamı 1803’e aittir.
1814: Bir konunun literatürünü oluşturan kitapların listesi” anlamı 1814’te onaylanmıştır.

Kallimakhos

Kallimakhos (/kæˈlɪməkəs/; Greek , Kallimakhos; 310/305– 240 BC) Libya’da yer alan Kirene’deki Yunan kolonisinin yerlisiydi. İskenderiye Kütüphanesi’nde çalışan şair, eleştirmen ve bilim insanıydı. Mısır – Yunan Firavunları Ptolemy II Philadelphus ve Ptolemy III Euergetes’in himayesindeydi. Hiçbir zaman baş kütüphaneci olmadı. Kütüphanenin içeriğine dayalı bir bibliyografik araştırma yapmaktan sorumluydu. Bu, 120 cilt uzunluğundaki Pinake’leri, eski Yunan edebiyatı tarihi üzerine daha sonraki çalışmalar için temel oluşturdu. Helenistik çağın en üretken ve etkili alim-şairlerindendir.
İskenderiye kütüphanesinin yer aldığı İskenderiye kütüphanesi bibliyografya bilimine öncülük etmiştir. Düşünür yanı ağır basan bir şair olan Kallimakhos tarihte ilk kez kitapları listeleme ve kitaplardan antolojiler geliştirme konusuna el atmıştı.
Libya’daki Yunan kolonisinin vatandaşı olan Kallimakhos’un (310/305– 240 BC)  ardından Katip Çelebi (1609-1657) Osmanlı coğrafyasındaki çok sayıda şehirlerde yer alan kütüphaneleri dolaşarak devrimsel anlamda değişiklikleri içeren bibliyografyasını meydana getirmiştir.

Akdeniz Medeniyeti

Böylece Akdeniz medeniyetinin öncüleri olan Yunanlılar ve Türkler bu bilimde en ön saflarda yer almaktadırlar.
Buradaki kritik soru işareti şudur. İçinde bulunduğumuz dijital çağda insan beyninin ürünü olan bibliyografyaya ihtiyaç bulunmamakta mıdır, yoksa algoritma mantıklı dijital beyinler, yapay zekalar ile makineleşmış, mekanikleşmiş bir bibliyografya çağına mı girmiş bulunmaktayız.
Harezmi
Özbek Türkü Harezmi
Aslında değinmemiz gereken bir konu da algoritmanın kelime anlamının Al Harezmi olduğunu ve Harezmi’nin Özbek Türkü bir matematikçi ve filozof olduğunu, hezarfen olduğunu unutmamalıyız. Algoritma sözcüğü Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el Harezmi‘nin Latince isminden kaynaklanır.
Burada da tekrar bu mantık içerisinde yine bu sefer İç Asya bölgesinden ki orası da bir Akdeniz idi, etkileşim anlamında Akdeniz’de bir Harezmi görmekteyiz.
Sıfır ile matematiksel işlemler başlatan Harezmi bu konuda öncü bir kişidir.  Sıfırı felsefi anlamda, kavram anlamında geliştiren Hint felsefesidir. Bakın bibliyografya yolculuğumuz doğu Akdeniz’deki Libya’dan başladı yine Doğu’daki Hindistan‘a kadar uzanmış olduk. Doğa dediğimiz zaman da mekanikle sınırlanmayan, doğallık içerisindeki bir boyutla karşı karşıyayız.

Kitap Medeniyeti ve Bibliyografya Bilimi

Kitap kavramından yola çıktığımızda karşımıza bir harita çıkmaktadır. Bu harita doğu Akdeniz haritasında Türkiye kıyılarında Bergama, Efes, Milet, Mısır kıyılarında İskenderiye, Fırat ve Dicle nehirleri havzasındaki Bağdat’ta Beytül Hikmet (bilgelik evi), bu haritanın üçgen teşkil ettiği alanların köşe taşlarıdır.
Daha sonradan Osmanlı döneminde bu kütüphanelere İstanbul Süleymaniye yazmaları kütüphanesi de dahil olacaktır. İstanbul, yazmaların en çok yer aldığı bir kütüphanedir dünyada.
Şimdi bu açıdan bakıldığında tabii ki bibliyografya bilimi de bu şekilde kütüphanelerin en çok sayıda olduğu bir coğrafya sahasında başlayıp gelişmiş ve bugünlere gelmiştir.

Katip Çelebi

17. yüzyılda esas olarak kullanıma giren bibliyografya terimi ile birlikte Türkiye’den Katip Çelebi de bu yüzyılda yaşamıştır ve bir şaheser bibliyografya meydana getirmiştir; 15.000 künyeli Keşf El Zünun.
Keşf el-Zunun an Asâmi el-Kutub ve el-Fünûn: Arapça yazılmış 15.000’e yakın kitap ve 10.000’e yakın yazarı tanıtan büyük bir bibliyografya ansiklopedisi mâhiyetindedir. Mısır’da, Almanya’da, İstanbul’da basıldı. Latince ve Fransızcaya çevrilmiştir.
İlimlerin sayımını ve taksimini konu edinecek ölçüde, kitapları (kütüb) ve ilmî disiplinleri (fünûn) içeren geniş muhteviyatlı bir eserdir. Müellifi tarafından sonradan “Keşfü’z-Zunûn an Esamü’l-Kütübi ve’l-Fünûn” şeklinde adlandırılmıştır.
Katip Çelebi’nin açtığı bu yolda ülkemizdeki bilimsel disiplinler kendilerine kılavuzluk edecek bir pusulayı, bibliyografyaların zengin bir şekilde oluşturulması sayesinde temin edeceklerdir.

İnsan Beyni (Zihin) ve Yapay Zeka

Bu oluşturma işleminde de aslolan insan beyni merkezde olacak şekilde Yapay zeka ve benzeri arama motorları ve bu konuda insan beynine yardımcı olacak aletler ve unsurlardır.  Bağlantılar kurma konusunu insan beyninin kapasiteleri açısından değerlendirmeliyiz. Bu sonsuz kapasitenin gücüne hiçbir yapay alet erişemeyecektir.
Burada önemli diğer bir unsur ise Türkçenin matematiksel yapısının bibliyografya bilimi açısından getireceği olanaklar ve sonsuz ufuklardır. Türk dili konusu bibliyografya biliminin gelişimi açısından başat bir ilerletici unsurdur.
İnsan zihni ile üretilen bibliyografya beş duyunun eseridir. İnsanidir. Duygulardan yoksun algoritmalar, Google tarzları, gerçek dünyayla alakasız sanal bir dünyanın üreteceği listeler aslında başka bir şekilde adlandırılmalıdır. Adı üstünde yapay zeka.
Enine boyuna düşünmek ile kestirme yollardan giderek, konuları basite indirgeyerek incelemek farklı rotalardır. Önemli olan çözümler üretmektir ve fakat hangi düzeyde olursa olsun entelektüel düzeyde kesin hükümlere varmak konusunda aceleci bir tavır izlenmemelidir.
Küresel Atlantik Çağı, kadim Akdeniz medeniyetinin fersah fersah uzağındadır halen. Kallimakhos ve Katip Çelebi’nin temellerini attığı bir bibliyografya bilimi, insan zekasının bir ürünü olarak daha da geliştirebilme sürecindedir. Bibliyografyanın bilinen katkılarının dışında yapabileceği en büyük katkı kitaplarla haşır haşır neşir olmanın, kitaplarla ilgili çapraz listeler yapmanın yıllar içerisinde insan zihninde oluşturacağı birikim ve katkıların analiz ve sentezinden üretilecek kıymetli fikirlerdir.
Bu bakış açısı ise tek kelimeyle söyleyebilirsek ufuk ötesini görebilme yetisidir.
Henüz daha insan beyninin sonsuz olan kapasitesini çok sınırlı bir şekilde kullanan günümüz insanlığının önündeki vazife, insan beynini beyni ile ilgili bilgilere bilim eşliğinde ulaşabilmektir, insan beyninin sonsuz kapasitesini kullanarak, bibliyografya bilimine yeni ufukların açılmasıdır. Bu noktada ise yapay zeka, Google arama motorları gibi teknikler ise yardımcı unsurlardır, hiçbir zaman asla insan beyninin yerini tutamazlar.
Görmemiz gereken asıl nokta ise insan beyninin yegane olduğu ve sonsuz üretim kapasitesi ile birlikte kitapların künye bilgilerinden hareketle hangi noktalara, hangi yenilikçi noktalara ulaşabileceğidir.
Katip Çelebi’nin ardından gelen Seyfettin Özege, Fuat Sezgin, Türker Acaroğlu, Bülent Ağaoğlu  gibi Türk bibliyografları zihinlerinde barındırdıkları yüzbinlerce bibliyografik künye bilgilerinin yaratacağı fırsat ve fikirler, Türk Bilim Dünyası için hazine değerindedir.
……………………………………………………

bibliography (n.)

1670s, “the writing of books,” from Greek bibliographia “the writing of books,” from biblion “book” (see biblio-) + graphos “(something) drawn or written” (see -graphy).The meaning “the study of books, authors, publications, etc.,” is from 1803. The sense of “a list of books that form the literature of a subject” is attested by 1814. Related: Bibliographic.

biblio- 

word-forming element meaning “book” or sometimes “Bible,” from Greek biblion “paper, scroll,” also the ordinary word for “a book as a division of a larger work;” originally a diminutive of byblos “Egyptian papyrus.” This is perhaps from Byblos, the Phoenician port from which Egyptian papyrus was exported to Greece (modern Jebeil, in Lebanon; for sense evolution compare parchment). Or the place name might be from the Greek word, which then would be probably of Egyptian origin. Compare Bible. Latin liber (see library) and English book also are ultimately from plant-words.

word-forming element meaning “process of writing or recording” or “a writing, recording, or description” (in modern use especially in forming names of descriptive sciences), from French or German -graphie, from Greek -graphia “description of,” used in abstract nouns from graphein “write, express by written characters,” earlier “to draw, represent by lines drawn,” originally “to scrape, scratch” (on clay tablets with a stylus), from PIE root *gerbh- “to scratch, carve” (see carve).

algorithm (n.)

1690s, “Arabic system of computation,” from French algorithme, refashioned (under mistaken connection with Greek arithmos “number”) from Old French algorisme “the Arabic numeral system” (13c.), from Medieval Latin algorismus, a mangled transliteration of Arabic al-Khwarizmi “native of Khwarazm” (modern Khiva in Uzbekistan), surname of the mathematician whose works introduced sophisticated mathematics to the West (see algebra). The earlier form in Middle English was algorism (early 13c.), from Old French. The meaning broadened to any method of computation; from mid-20c. especially with reference to computing.  https://www.etymonline.com/word/algorithm

https://www.felsefe.gen.tr/kallimakhos-kimdir/

https://leventagaoglu.blogspot.com/2017/03/the-origins-of-bibliography-first.html

http://leventagaoglu.blogspot.com/2017/03/bibliyografyanin-felsefesi-ve-onemi.html

 

 

 

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular