Bilgi ve Bilgelik

Bilgi insanı ile bilgeler arasında büyük bir uçurum bulunur.
Birincilerin zihniyeti idealleştiricidir; yâni bir doğru tutturur ve yargılar. Bunların derecesi vardır. En aşağısında bencil olan; ortasında grupcu olan; üstünde toplumcu olan bulunur. Hepsi farklı ölçeklerde basit hayaller kurar. Onlara tarafgir olur veya cephe alır. Yargılar, sonuçta cezalandırır veya ödüllendirir.
Bilgeyi anlamak ise daha kolaydır: o bilgi insanının yanından “insanoğlu çiğ süt emmiştir” der geçer. Ya da der ki “sen de haklısın, sen de haklısın; son tahlilde hepiniz haksızsınız” buna benzer pek çok yalın şey söyler.  Ama, bazen bir tiyatro eseri yazar, veya roman; resim yapar bazen, ya da şiir söyler. İşte o zaman anlarsın bilgedeki derinliği. Oysa pek basittir o gündelik hayatta. Sanatında dile gelir bilgeliği ve -dünya ile sınırlı olsa da- ölümsüzlüğü.
Oysa bilgi (veya bilim) insanı, ona hayâl gördüren benlik, grup veya toplum tükenince, yani paradigma sönünce, masadaki mum gibi erir gider evrenden.
E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular