Türklerin tarihine ve zaman boyutundan kuşbakışı bakmak ve değerlendirmek alışkanlığımızın olduğu söylenemez. Çoğunlukla Hanlar, Hakanlar, Sultanlar, Beyler, Padişahlar üzerinden, kişiler üzerinden gideriz. Bu şekilde kişileri suçlamak veya övmek ise bizi gerçeklere yakınlaştırmayacak ama alabildiğine uzaklaştıracaktır. Fakat zamanın objektif ruhu açısından değerlendirdiğimizde ise karşımızda gerçeklerin tablosu ile karşı yüzyüze geleceğiz.
Tarihçiler Türk olsun yabancılar olsun zaman boyutunda Türk tarihini inceleyen kitap ve makaleler yayınlamışlardır. Ayrıca batılı tarihçiler kendi emperyal gündemleri ve ihtirasları neticesinde de ırkçı tezleri geliştirmişlerdir ki, bunlar büyük ölçüde batılı istihbarat servislerinin patronajında ortaya atılmıştır.
Zaman boyutunun yanı sıra zemin boyutu da ikinci bir değişken olarak değerlendirmeye alındığında hamaset edebiyatı yapmak yerine, kıtaların mekanlarına ve ülkelerine bütünlüğüne bakarak dilimizin ve kültürümüzün oralardaki kalıcı izlerini ve bugüne uzayan bağlantılarını ortaya koymak durumundayız. Türkiye’de bu konuda, üzerinde mutabakatı varılmış ortaklaşa gündem ve fikir söz konusu değildir.
Zaman konusu gündeme getirildiğinde arkeoloji ve antropoloji bilimlerinin verileri ve kazanımlarına değinmeden geçemeyeceğiz. Türkiye bu manada Türklerin yaşadığı ülkelerin Hindistan, Moğolistan, Türkistan ülkeleri, İran ve Rusya mekanlarındaki arkeolojik kazıları başlatmak durumundadır. Bugün Türk Arkeolojisine bütünlüğüne bakarak kendimize bu soruları sormak zorundayız.
TURGAY TÜFEKÇİOĞLU Bey’in YouTube kanalında sürekli olarak yayınladığı videolar ile birlikte Türk dil ve tarihine ilişkin katkılarını görmezlikten gelemeyiz.
Bu ve benzeri girişimler Türk düşünürleri tarafından çoğaltılacaktır. Zaman açısından baktığımızda eskilik ve yenilik kavramını söz konusu edebiliriz ama önü arkası tarzında bir nitelemede bulunamayız. O açıdan eski Türkler kavramını gündemimize almalıyız.
Birinci Bin Yıl ve Türkler
- Attila ö.453
- İlteriş Kağan ö.694
- Tonyukuk, 646-724;
- Bilge Kağan, 683-734;
- Kültigin, 684-731;
- Ebu Hanife, 699-767;
- Musa El Harezmi, 780-850;
- İmam Maturidi, 852-944;
- Farabi, 872-951 (ilk İslam filozofudur);(870-950): İslam felsefesinin önemli isimlerinden olan Farabi, felsefe, mantık, siyaset felsefesi ve felsefi-psikolojik eserler kaleme almıştır. Platon ve Aristoteles’in eserlerini Arapça’ya çevirmiş ve yorumlamıştır.
- El Biruni, 973-1048;
- İbni Sina, (980-1037): İslam dünyasının en önemli filozoflarından biri olan İbn Sina, tıp alanında da önemli katkılar yapmıştır. “El-Kanun fi’t-Tıb” (Tıp Kanunu) adlı eseri, Orta Çağ’da Avrupa’da tıp eğitimi için temel kaynak olarak kullanılmıştır.
İkinci Bin Yıl
- Kaşgarlı Mahmud, 1008-1105;
- Yusuf Has Hacib, 1017-1077;
- Nizamülmülk, 1018-1092;
- Ömer Hayyam, 1048-1131;
- Gazzali, 1058-1111;
- Ahmet Yesevi, 1093-1166;
- Şeyh Edebali, 1206-1326;
- Mevlana, 1207-1273;
- Hacı Bektaşı Veli, 1209-1271
- Yunus Emre, 1240-1321
- Katip Çelebi 1609-1657
- Evliya Çelebi
- Mimar Sinan
- Ahmet Cevdet Paşa
- Mustafa Kemal Atatürk
Üçüncü Bin Yıl