Ortaçağlar’da (11.12.yüzyıllar) Ticaret Yolları
Büyük Akdeniz Havzası Pagan dinlerinin, Budizmin, Maniheizmin, Zerdüşt dininin, Nasturiliğin, Tengrizm’in birbirleri ile etkileştiği, tek tanrılı dinlerin doğduğu içerisinde Bereketli Hilal’in de yer aldığı, dünyada Türkiye ve Çin’de gerçekleşmiş Neolitik devrimden bir tanesinin zemininde hayat bulduğu bir coğrafyadır.
Kıtaların; Avrupa, Asya, Denizlerin; Karadeniz, Kızıldeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi, Adriyatik, İyon Denizi, Hazar Denizi, Basra körfezi, Okyanusların; Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu kavşak noktasıdır Akdeniz.
Akdeniz denildiğinde kıtalar olarak akla gelen yerler, Avrupa ve Afrika kıtaları olup doğusunda yer alan Asya kıtası çok fazla dillendirilmemektedir.
Avrupa ve Afrika kıtaları kuzey güney hattında bir derinlik arz ederken, Asya kıtası doğu batı derinliğini taşımaktadır. Cebelitarık Boğazı’ndan Pasifik Okyanusu’na açılan noktada, en doğuda yer alan Çin’e kadar, altıncı kıtadır büyük Akdeniz.
Akdeniz’in Asya parçası incelendiğinde Türkiye kıyılarında başlamak üzere Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin kıyılarında doğuya doğru Pakistan’ı da içerecek şekilde devasa bir derinlik ortaya çıkmaktadır.
Felsefeci Elmar Holstein, Felsefe Atlası adlı adlı kitabında Nil ile Amuderya (Ceyhun) nehri arasındaki bölgeyi, dünyanın ana uygarlık merkezi olarak görmektedir.
Böylece büyük Akdeniz Bölgesi’nin ağırlık merkezi of Türkistan ile Nil Nehri arasında kalan bölgedir. Geçiş bölgesidir söz konusu olan Asya ile Afrika’nın geçiş bölgesi.
Büyük Akdeniz çok geniş bir alanı kapsadığı için içerisinde havzalar çeşitliliğini barındırmaktadır. Bu havzalar da aslen büyük nehirlerin oluşturduğu havzalardır; Tuna havzası, Po havzası, Nil havzası, Menderes havzası, Kızılırmak havzası, Fırat ve Dicle havzaları, Mezopotamya havzası ana nehirlere kadar, Seyhun ve Ceyhun Irmaklarının oluşturduğu Maveraünnehir havzası, Beş Nehirin oluşturduğu Indus nehri havzası ve vaha şehirlerden oluşan Doğu Türkistan havzası ana havzalardır.
Türkiye’deki İpek Yolları
Büyük Akdeniz Birliği’nin mihenk taşı her zaman ve zeminde Türkiye coğrafyası olmuştur. Türkistan’dan gelen/giden ipek yolları Türkiye üzerinden Akdeniz limanlarına ulaştırılmaktadır.
- Eski Yunan
- Mısır-İslam
- Tunus – İslam
- Rumeli- İslam
- Kırım – İslam
- İstanbul, Türkiye – İslam
- Türkiye – İslam
- İspanya-İslam
- İran-İslam
- Türkistan – İslam
- Roma
- Türkistan-İslam
- Türkiye – İslam
- İspanya, Tunus – İslam
- Fransa, İtalya
- İspanya, Fas – İslam
Akdeniz’deki ticaret kolonileri olgusunun gösterdiği apaçık gerçek, İpek Yolu coğrafyası olan Türkistan ile Baharat Yolu coğrafyası olan Hint alt kıtasının Akdeniz’de büyük Akdeniz ile olan organik bağlarıdır. Bu maalesef özellikle Türk aydınları tarafından göz ardı edilmektedir.
Beş deniz civarındaki Hazar, Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz, Basra körfezi limanları da büyük Akdeniz havzası ana damarları şeklinde gelişmiştir ve dünya ticaretinin yüzde sekseninin geçtiği liman sahalarıdır.
Keşifler ile birlikte tarihin yaprakları arasına gömülen Akdeniz ve Türkistan merkezli ticaret yollarının yeniden büyük Akdeniz birliği çerçevesi içerisinde canlandırılarak Atlas Okyanusu’nda Hint ve Pasifik Okyanusu’na uzanan, bir eski ve yeni Akdeniz etkileşimi yaratabilme kapsamındaki ülkelerin kültürel ve ticari etkileşimleri hızlandırılmalıdır. Büyük Akdeniz, aynı zamanda büyük imparatorluklar bölgesidir. 17 adet imparatorluk büyük Akdeniz kıyılarında kurulmuştur. İmparatorluk kavramı ise günümüzde ülkelerin birliği şeklinde yorumlanarak yeniden gerçekleşecektir.
Akdeniz Havzası: İmparatorluklar’dan Parçalanmaya
A Fascinating Map of Medieval Trade Routes
Haritaya baktığımızda İspanya’dan Çin sınırına kadar geniş bir alanda ticaret yollarının etkinliğini görmekteyiz. 21.yüzyılda, eğer bir büyük Akdeniz birliği şeklinde bir ticari birlik oluşacak ise ki bu biz burada bilgeleri konu ediniyoruz, o zaman kültür ve ticaret birlikte değerlendirilecektir. Uluslararası ticareti ele geçiren Yahudilerin tekelinde mi devam edecektir, yoksa tüm Akdeniz Ulusları bu ticaretten eşit bir şekilde mi yararlanacaklardır, bu çok önemli bir sorudur.
Dünyada bu konuda ideolojileri temelde farklı olan ve çatışan iki kavim vardır; Türkler ve Yahudiler. Yahudiler sürekli olarak kendi kavimlerini kollamakta ve ticareti, kendi kavimleri ve ideolojileri için yapmaktadırlar tekellerinde tutmaktadırlar, hiçbir Yahudi tüccarın iflas ettiği görülmemiştir.
Türklerin ideolojileri ise insanlığın hizmetinde bir ideolojidir. Karşısındakini düşünmek ve merhamet hisleri işbirliği dayanışma hisleri Türklerde son derece yoğundur. Gazze’de yapılan katliamlar da şunu göstermektedir ki öte dünya anlayışlarında cehennem olmayan Yahudiler bir ölüm makinesine dönüşmüşlerdi.
O halde bu ticaretin, büyük Akdeniz ticaretinin, ki nüfus olarak baktığımızda Türkler, burada Türkiye, İran, Türkistan, Rusya Türkleri, Suriye ve Irak Türkleri, Balkanlar hesaba katıldığında 150 milyona yaklaşan bir nüfus ortaya çıkmaktadır. Bu durumda büyük Akdeniz ticaretinde Türklerin başrol almaları tahmin edilebilecektir.
Türklerin ayrıca büyük Akdeniz bölgesinin parçaları olan doğu Avrupa, Balkanlar, Rusya, Ukrayna, Türkistan, doğu Akdeniz bölgesi ve Kuzey Afrika’da, Kafkaslarda çok güçlü kültürel bağları mevcuttur. Bu olgular aslında Akdeniz Birliği’ni hızlandırıcı etkenlerdir.
Cultural Heritage of Turks in Eastern Mediterranean
Akdeniz Kolonileri
Akdeniz coğrafyası özellikle limanları ile birlikte ticareti kolaylaştıran bir alan olduğundan ötürü Havza’da Yahudiler, Yunanlılar, Fenikeliler, İtalyanlar ticaret kolonileri kurmuşlar ve ipek yoluyla baharat yolundan gelen ticaretleri bu şekilde kontrol altına almışlardır. Bu koloniler İpek yolu ve Baharat yolu limanlarda da son derece aktiftiler.
Fenike Kolonileri
Venedik İmparatorluğu
Ceneviz (İtalya) Kolonileri
Karadeniz Kuzeyindeki Yunan Kolonileri
Yunan ve Fenike Kolonileri
Yunan Yerleşimleri ve Kolonileri
Akdeniz Diasporasında Yahudiler
Modern kapitalizmin iç dinamikleri ve bunların Yahudi tüccar, borsacı ve sermayedarlarla ilintisi hakkında özgün bir tez sunan ve bu tezi tarihî belgeler ve iktisadî olgulara dayandıran Werner Sombart‘ın başyapıtı “Yahudiler ve Modern Kapitalizm” başlıklı kitabın ilk baskısı 1911’de Almanca olarak yapılmıştır. Kitap, 16.-20. yüzyıllar arasında kapitalizmin gelişim seyrini büyük bir titizlikle ele alıyor ve aşağıdaki sorulara makul bir cevaplar manzumesi öneriyor. (Not: Werner Sombart ve kapitalizmde yahudilerin etkisi bilgilerini benimle paylaşan Prof Dr Musa Taşdelen hocamıza teşekkür ederim.)
- Kapitalizm ve din arasında nasıl bir ilişki vardır?
- Modern kapitalizmin oluşumunda Yahudilerin rolü nedir?
- Avrupa’ya geçen Yahudiler ticareti ve borsayı nasıl hükmü altına aldılar?
- Ekonomik yaşamda Yahudi dininin önemi nedir?
- Sanayi nasıl ticarileştirildi ve Yahudi tüccarların müdahaleleri ne idi?
- Yahudilik modern kapitalizme yönelik “doğal” bir yeteneğe mi sahiptir?
Genel olarak weberyan bir bakış açısı takip edilerek kapitalizmin ruhunun asketik Protestanlıktan kaynaklandığı kabul edilir. Sombart ise kapitalizmin ruhunun asketik Protestanlıktan değil, daha eski bir din olan Yahudilikten kaynaklandığını iddia etmekte ve bunu sosyolojik bakış açısı ile ortaya koymaya çalışmaktadır. (Kaynak: Kapitalizmin Ruhu Problemi: Werner Sombart Satılmış ÖZ )
Akdeniz havzası özellikle çok sayıdaki limanları ile birlikte ülkeler arası ticareti kolaylaştıran bir altyapıyı doğal olarak temin etmekte idi. Bu altyapı öncelikle Yunanlı, Yahudi, Fenikeli ve İtalyan tüccarlar tarafından Karadeniz dahil olmak üzere yoğun olarak kullanıldı.
Daha sonra Yahudi tüccarlar Akdeniz limanlarındaki ticareti ellerine geçirdiler. İtalyan tüccarlar, Venedik ve Cenevizliler de Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurdular. Tüccarlara hizmetler vermek üzere ilk konsoloslukları kuranlar İtalyanlar idi. Daha sonra Fenike kökenli Lübnanlılar da Afrika kıtasındaki ticareti de ellerinde tutmaya başladılar. Günümüzde de Afrika ticaretinde Lübnanlılar etkindir.
Yahudiler ise Akdeniz dışına da çıkarak İpek Yolu ve Baharat Yolundaki emtiaların ticaretlerini ellerine geçirdiler.
Bugün dünyadaki ana emtiaların pazarları Yahudi tüccarların ellerindedir. Bunlar sarfı en fazla olan insanların en çok tükettiği temel maddelerdir, emtialardır, bu ticaretin ele Yahudiler tarafından ele geçirilişi Akdeniz bölgesinde vuku bulmuştur. Kapitalizm de bu sayede gelişmiştir.
Düşünürlerimizden Tarık Çelenk, Yahudilikten çok filozof çıkması olgusu üzerine bir söyleşi yapmış ve iki de makale yazmıştır. Düşünce metodolojisi ve düşüncenin finanse edilmesi değişkenlerinin bu gerçeği açıklayabildiğini dile getirmektedir.
- Söyleşi: Niçin Yahudilikten Çok Filozof Çıkar? | Tarık Çelenk – Tolga Avşar – Baha Yılmaz
- Tarık Çelenk yazdı: Niçin Yahudiler Müslümanlardan daha çok düşünürler?
- Tarık Çelenk: Ayırıp ancak ayrıştıramadıklarımız
Yunan ve Fenike Kolonileri
Talasokratik Kenan Cumhuriyeti
Yunan, Fenike Kolonileri ve Etrüskler
Akdeniz Bilgeleri
Seyyahlar, tüccarlar, diplomatlar, gezginler, bilgeler ve filozoflar büyük Akdeniz bölgesini adım adım dolaşmışlardı. Pisagor, Aristo, Marco Polo, Evliya Çelebi, İbni Batuta, İbni Haldun, Farabi, Harezmi, Birûni akla gelen ilk örneklerdir.
Havzalar, sadece nehirlerin, denizlerin, suların toplandığı yerler değildir, kendisine yol çizdiği coğrafi noktalar değildir. Akdeniz Havzası aynı zamanda fikirlerin de oluştuğu toplandığı, fikir adamlarının, bilgelerin bir araya geldiği, sürekli olarak bilgelerin ve fikirlerin peşinde seyahatlerle havzanın içerisinde dolandığı, dünyanın en etkileşimli ana bölgesi güzergahıdır, dünyanın ortasıdır.
Fikirler bu orta bölgede oluşmakta ve dünyanın dört tarafına da dağılmaktadırlar. Tarihte böyle olmuştur, günümüzde de bu şekildedir. Büyük Akdeniz Havzası‘nın göz ardı edilen Asya parçası aslında aydınlanmanın ilk kez gerçekleştirdiği coğrafi alanlardır. Bu alanlardan, Türkistan bölgesinin Türk ve İranlı fikir ve düşünce adamları, Amerikalı Frederick Starr tarafından Kayıp Aydınlanma adlı kitabında, tek tek incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Eski Yunan bilgelerinin eserleri özellikle Bağdat’taki Bilgelik Evi Beytül Hikme’de Arapçaya tercüme edilmiştir. (o zaman bilim dili Arapçaydı)
Aristoteles bir Yunanlı olmasına karşın ikinci Aristoteles Türkistan’da Farabi et Türki olarak ortaya çıkmıştır.
Eski Yunan’ın bu şekilde bütün filozof ve bilgelerinin eserleri tercüme edilmiş ve Türkistan‘daki Türk ve İranlı bilgeler de bölgelerindeki Akdeniz çeşitliliği ve ki bunun temelinde de İpek Yolu dinamizmi yatmaktadır, diller, dinler, coğrafyalar çeşitliliği içerisinde büyük eserlerini ortaya koymuşlardı. Daha sonra, bu eserler Arapça üzerinden Avrupa’ya ulaşmış ve Avrupa’nın karanlıklardan çıkmasını, aydınlanma çağını ateşlemiştir, yolların birleştirdiği Akdeniz Havzası, denizler, nehirler ve şehirlerin etkileşimli bir kültür ve medeniyeti ortaya çıkarmasını sağlamıştı.
Eski Yunan
Büyük Akdeniz Havzasında İslam Bilginleri
Mısır-İslam
Tunus – İslam
Rumeli- İslam
Kırım – İslam
İstanbul, Türkiye – İslam
Türkiye – İslam
İspanya-İslam
İran-İslam
İran – İslam
Türkistan – İslam
Roma
Türkistan-İslam
Türkiye – İslam
İspanya, Tunus – İslam
Fransa, İtalya
İspanya, Fas – İslam