HomeMAINCemal Funda&Feleknaz Funda Rumeli Kütüphanesi Ayşekadın Edirne.

Cemal Funda&Feleknaz Funda Rumeli Kütüphanesi Ayşekadın Edirne.

Dayım Niyazi Funda, Feleknaz anneannemin kucağında annem, dayım Nihat Funda, Cemal dedem, kucağında dayım Nevzat Funda, ön sırada teyzem Nihal Funda.

Edirne Medeniyeti: Günay Özdemir Konferansı 

Levent Ağaoğlu –Fatih doğumluyum, evladı Fatihan’ım. İstanbul’da aile tarihini geriye sardığımızda Edirne, Üsküp, Yakova, Kosova. Burada çok önemli bir bilgi verdiniz. Ebu Hanife-Edirne bağlantısını siz düşünmüşsünüz. Çok teşekkür ederim, burada ifade ettiniz. Ebu Hanife ile bağlandırdığınızda konu Mecelle’ye Ahmet Cevdet Paşa’ya geliyor, şimdi biz bir de kavramlar açısından baktığımızda medeniyet, medeni hukuk işte mecelle…

Günay Özdemir – Öncesinde Fatih’in fıkhi anlamda düzenlemeleri de var.

Biraz önce hocamın söylediği merkezi devlet sistemi kurarken, bir sistem kuruluşu var ve fıkhi anlamında İslami değerlere göre bir fıkıh sistemi kurmuş.

Levent Ağaoğlu –Sayın valim, o kavramlar üzerinden gittiniz, son derece katkıda bulundunuz. Bizim Ahmet Cevdet Paşa’nın mecellesi; İstanbul Konstantinopolis, Andrianopolis gibi kavramlar üzerinden gittiğimizde polisler bizde, yani bugün Adrian dediğimiz Adriyatik bunların hepsi bizde, demek ki biz bunları hanefi hukukuyla meshettik. Şimdi sıkıntı nerede, biz bir harita çizelim diyoruz ki Misaki Milli bir de hanefiliğin haritası var. Ben bugün Hindistan’a gittiğimde Hanefiyle karşılaşıyorum. Pakistan, Bangladeş çok geniş bir coğrafyası var. Mezhebi meşrebi bizimle bir olan insanlar. Burada insanlar Fatih Sultan Mehmet döneminde biz geri düştük diyorlar, ama bence bu konular ordan değil de, Yavuz döneminde ki Mısır fethinden sonra geldi. Bakıyoruz bizim bilgi kaynağımız Doğu’dan geliyordu. Türkistan’dan geliyordu, Horasan, Harakani, Semerkant.

Günay Özdemir – Ahmet Yesevi

Levent Ağaoğlu –Hepsi Horasan’dan geliyorlardı. Daha sonra da Mısır üzerinden gelen melanet –Mısır’ı fethettik ama Mısır’da bizi fethetti– ondan sonra batıdan geldi. Ama Bulgaristan’dan olsun, Rusya’dan olsun 19. Yüzyılda ki Türk düşünürleri bunu tekrar ayağa kaldırdı. Ben bu duyguyu çok önemsiyorum, Yalçın Bey’le de üzerinde çalışıyoruz. Justinyanus’un biz şehirlerle alalım artık, evet siz  çok güzel Edirne’yi canlandırdınız o anlamda fikriyat olarak. O zaman İtalya’daki Hanefi hukuku İstanbul’daki Ahmet Cevdet Paşa’nın mecelle hukuku. Bize onun adını Roma Hukuku diye itelemişler, bizden çıkmış nasıl biz rumu bizden çıkardık.. Ben Rumum yani..

Yalçın Koçak – Rumi diyecen, ben Rumiyim doğru laf.

Levent Ağaoğlu –Yani bizden çıkarmışız. Sahibi biziz, bizim bu tekrar bu işi yakalamamız gerekiyor. İstanbul hukukunda da bunun adı Roma Hukuku diye söyledikleri şey İstanbul Hukukudur. İstanbul’da ilk kez Justiyanus Türkçesi Kanuni demek olan Justiyanus tarafından yazılmıştır. Ondan sonra 1500 yıl sonra da Ahmet Cevdet Paşa tarafından hanefi hukukuna göre düzenlenmiştir. Bunun tekrar canlanmasını talep ediyorum. İkincisi de benim şahsi aile tarihimle ilgili. Sayın valim, Edirne Ayşekadın semtindeki 114 numaralı o ev, eskiden rahmetli dedem tarafından Üsküp’ten İstanbul’a geldiğinde otel olarak işletilmiş ve bu ev tekrar kütüphaneye falan çevrilebilirse, Edirne valiliği tarafından kamulaştırılıp…

Günay Özdemir – Kimin o bina?

Levent Ağaoğlu –Bilemiyorum şu an Cemal Funda orada. 1937’de Ayşekadın 114 numara fotoğrafı da var sayın valim bu bir mülkiyet konusu değil, işte biz tarihi yazdığımızda I. Murat –Edirne’nin fatihi I. Murat– benim anne dede soyum, Kosova Meydan Muharebesi’nde Sultan Murat’ın yanında kılıç sallayan bir soy. O açıdan bunun nişanesine çok memnun olurum.

Yalçın Koçak – Senin dayılarından bir tanesi de öyle bir adamdı.

Levent Ağaoğlu –Namık Kemal Funda İstanbul’da Doğru Yol Partisi’nde siyasetçiydi.

Günay Özdemir – Evet, şimdi biliyorsunuz Edirne’den Darul Hadis olarak yapılan ve hadis anlamında yapılan o dönemin en önemli muhaddislerinin ders verdiği ve hadisinde gerçekten önemsendiği, I. Murat tarafından yapılan bir yerimizde var. Baktığınız zaman biraz hızlı geçtik belki ama Edirne’yi çok daha ayrıntılı anlatmamız gerekirdi. Belki sadece onun üzerinde dursak iyi olurdu. Ben özellikle bu medeniyetin nereden geldiğini, İslam medeniyetiyle bağlantısını kurmak için biraz geriden aldım. Edirne’yi anlattığımız zaman Edirne’deki Darul Hadis, Darul Kura, sağlık, teknoloji yeni tabiriyle o dönemde yapılan inovasyonlar neler? Bunlar üzerinde şu an ciddi çalışmalarımız var. Mesela şu anda Gebze Üniversitesi, Karaca Üniversitesi bunlar üzerinde çalışıyor. Fatih Sultan Mehmet hazretleri Gebze’de vefat ettiği için bunlar sahiplenmişler ve üzerinde çalışıyorlar. Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı inovasyonlar var ve biz şu an hepsiyle beraber böyle bir medeniyetin tüm unsurlarını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İlber Hocamın bir sözü vardır, ondan da bahsedeyim, İlber hocam der ki; “Osmanlı İmparatorluğu’na 3. Roma İmparatorluğu’dur“ der, belki duymuşsunuzdur. Temel olarak İslami değerler alınmış, diğer bilgi birikimi ve hukuki olarak da o şekillerle beraber böyle bir medeniyet oluşturulmuştur.

Yalçın Koçak – Maalesef üzülerek söylüyorum, arkadaşlarımızda bilsin, Edirne ilk defa fakih bir vali gördü. Fıkıhın ne olduğunu öbür valilere sorsak… Bir de gönül meselesi var bu işe gönül koymak lazım. Bu arkadaşımız gönlünü koyunca taş yerinden oynuyor.

AVRASYA BİR – GÜNAY ÖZDEMİR KONFERANSI

Dakika: 1:25:26 –  1:33:28

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular