21. yüzyılda denizlerin ve deniz gücünün artan önemi kapsamında Türkiye’nin deniz stratejisi: Bir deniz gücü analiz model önerisi
Turkey’s maritime strategy in the context of the increasing importance of the seas and sea power in the 21st century: A sea power analysis model proposal
Yazar:EDA TUTAK
Danışman: PROF. DR. GÖKHAN KOÇER. Yer Bilgisi: Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı. Konu: Uluslararası İlişkiler = International Relations. Dizin:21. yüzyıl = 21. century ; Analitik hiyerarşi süreci = Analytical hierarchy process ; Askeri stratejiler = Military strategies ; Deniz kuvvetleri = Naval forces ; Deniz politikaları = Maritime policies ; Denizler = Seas ; Ekonomi = Economy ; Stratejiler = Strategies ; Ticaret = Trade ; Uluslararası ticaret = International trade Onaylandı. Doktora. Türkçe. 2021. 298 s. Tez No İndirme Tez Künye Durumu
705206 Pdf dosyası
Tarih boyunca denizler, toplum yaşamının her alanında etkili olmuş; kültürden güvenlik durumuna, yaşam biçiminden ülke sınırına, geçim kaynağından dış politikaya kadar geniş bir yelpazede etkisini hissettirmiştir. Bu nedenle devletler için denizlerde güç elde etmek ve hakimiyet sağlamak hem ekonomik hem de askeri stratejilerin ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. 21. yüzyılda küreselleşmenin ve teknolojik ilerlemenin etkisiyle devletlerin denizlerden sağladığı çıkar ve menfaatlerin kapsamı oldukça genişlemiş ve denizler, yüzyılın kritik rekabet ve ilgi alanları haline dönüşmüştür. Denizlerin artan önemi, devletlerin bu alanda sahip oldukları güç bileşenlerini milli gücün önemli bir parçası haline getirmektedir. Deniz kuvvetlerini de içine alan deniz gücü, sağladığı stratejik rekabet avantajları ile devletlerin küresel sistemdeki rollerini etkileyen önemli bir güç unsurunu oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı genel olarak denizlerin 21. yüzyılda değişen önemini ve dünyada önemli deniz gücüne sahip devletlerin deniz stratejilerini tespit etmek, özelde Türkiye’nin 21. yüzyıl deniz gücü ve stratejisini analiz ederek en nihayetinde bir deniz gücü analiz modeli önerisinde bulunabilmektir. Çalışmada deniz gücü bileşenleri askeri ve ekonomik açıdan ikili bir ayrımla incelenmiş ve bir devletin gelişmiş deniz gücüne sahip olabilmesi için gerekli olan kriterler kapsamlı bir literatür araştırması gerçekleştirilerek tespit edilmiştir. Devletlerin deniz gücü kabiliyetinin değerlendirilmesinde kullanılan bu kriterlerin önem ağırlıkları, çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan AHP yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Deniz gücü analiz modelinin geliştirilmesinde kullanılan veriler; ilgili alanda çalışan akademisyen, meslek mensubu, devlet kurumları ve sektör temsilcilerinden oluşan toplam 44 uzmanın görüş, bilgi ve tecrübelerinden elde edilmiştir. Çalışma sonucunda hem askeri hem de ticari deniz gücünü etkileyen en önemli kriterin sırasıyla 0,2794 ve 0,2194 önem derecesiyle denizcilik politikası olduğu tespit edilmiştir. Askeri deniz gücünde ikinci ve üçüncü sırada; donanma altyapısının milli teknolojilerle oluşturulması ve teknoloji kriteri, ticari deniz gücünde ikinci ve üçüncü sırada; sürdürülebilir deniz ekonomisi ve teknoloji kriteri yer almaktadır. Çalışmanın sonunda; gerçekleştirilen analizler, ilgili literatür, incelenen raporlar, strateji belgeleri ve oluşturulan uzman gruplardan elde edilen veriler çerçevesinde Türkiye’nin sahip olduğu deniz gücünün geliştirilmesine yönelik politika önerilerinde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: AHP, Deniz Gücü, Deniz Kuvvetleri, Deniz Stratejileri, 21. Yüzyıl
Denizci bir ulus olabilme hedefine yönelik olarak Türkiye’nin uygulaması gereken denizcilik stratejileri
Maritime strategies to fulfill Turkey?s aim to become a maritime nation
Tez No İndirme Tez Künye Durumu. 302998 Pdf dosyası
Yazar:OKTAY ÇETİN
Danışman: PROF. DR. ERTUĞRUL DOĞAN
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü / Deniz İşletmeciliği Ana Bilim Dalı
Konu:Denizcilik = Marine ; İşletme = Business Administration
Dizin:Deniz politikaları = Maritime policies ; Deniz ticareti = Sea trade ; Denizcilik = Maritime ; Denizcilik sektörü = Maritime sector ; Denizcilik tarihi = Maritime history ; Ekonomik etki = Economic effect ; Strateji = Strategy ; Stratejik gelişme = Strategy formulation ; Turizm = Tourism ; Türk denizciliği = Türkiye’s maritime ; Türkiye = Türkiye ; İşletmecilik = Business administration Onaylandı
Doktora. Türkçe. 2009. 342 s.
Denizci bir ulus olabilme hedefine yönelik olarak Türkiye’nin uygulaması gereken denizcilik stratejileri konulu tezim literatür taramasına dayalı bir araştırmadır. Kıyılarının toplam sınırlara oranı yaklaşık %75 olan ve toplam ithalat ve ihracatının % 88’ini deniz yoluyla yapan Türkiye, aslında bir deniz ülkesidir. Ancak, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu önemli denizcilik potansiyeli ve olanaklardan yeteri kadar yararlanabildiğimizi söylemek mümkün değildir. Bu durum; denizlerdeki hak ve çıkarlarımızın devletimiz ve ulusumuz tarafından yeterince kavranamamış olmasının bir sonucudur. Türk Denizciliğinin Büyük Amirali Barbaros HAYRETTİN’in asırlar önce söylediği ?Denizlere hâkim olan Dünyaya hâkim olur.? özdeyişinin içerdiği anlamın askeri güçten daha çok ekonomik güç olduğunun bilincinde olan ve tarih boyunca refah içinde yaşayan neredeyse tüm ulusların ortak özelliği denizi ve denizciliği tam anlamıyla benimsemiş olmalarıdır. Büyük önderimiz Atatürk’ün ?Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız? ifadesinde yer alan milli ülküyü aradan 70 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen hala kavrayamamış olmak üzücü ve düşündürücüdür. Tarihi ve gelenekleri ağırlıklı olarak kara yaşamı ve savaşları ile dolu olan bir ulusu denize yönlendirmek kolay bir iş değildir. Alışkanlıklardan vazgeçmeyi sağlayarak denizci bir ulus oluşturabilmek ancak eğitim ve ekonomi ağırlıklı bilinçli denizcilik politikalarıyla sağlanabilir.
21. yüzyıl’da Türkiye cumhuriyeti deniz politikasının jeostratejik değerlendirmesi: Libya politikası açmaz ve açılımları
A geostrategic analysis of the maritime policy of the republic of Türkiye in the 21st century: The Libya policy dilemmas and initiatives
Tez No İndirme Tez Künye Durumu. 834851 Pdf dosyası
Yazar:BAHRİ SARP YILMAZ
Danışman: PROF. DR. MİM KEMAL BÜLENT ÖKE
Yer Bilgisi: İstanbul Ticaret Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Konu:Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin: Onaylandı. Doktora. Türkçe. 2023. 252 s.
21. yüzyılın küreselleşen dünyasında Akdeniz havzasında ortaya çıkan ve nedenleri hala tartışılmakta olan Arap Baharı Libya üzerinde de ciddi sarsıntılara sebep olmuştur. 2011’in Ekim ayında içsel dinamiklerle ülkenin yıllanmış diktatörü Kaddafi tepe taklak edilmiş ve kaosa sürüklenen ülkede bölgesel ve uluslararası güçler bu gelişme karşısında kendi dış politikaları uyarınca çeşitli tepkiler ortaya koymuşlardır. Bu çerçevede meydana çıkan Libya krizine NATO, Batılı güçlerin inisiyatifiyle R2P ilkesi doğrultusunda askeri müdahalede bulunmuştur. Söz konusu müdahale Libya’daki mevcut durumu daha da karmaşıklaştırmış, bunun ötesinde fırsattan yararlanmak isteyen güçlerce Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek boyutlara varmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti neorealist dış politikası gereğince meşru haklarını savunmak üzere çok boyutlu girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimler Türkiye’nin Akdeniz’deki jeostratejik güvenliğini sağlamak üzere kapsamlı bir denizcilik politikası üretmek zorunluluğunda olduğunu göstermiştir. Bu tez, 21. Yüzyıl’da Türkiye Cumhuriyeti Deniz Politikasının Jeostratejik Değerlendirmesi: Libya Açılımı ve Açmazları üzerine odaklanmıştır. Tezde, deniz gücüne ilişkin nicel verilerden ve uluslararası ilişkiler disiplininde egemen metodolojik yaklaşımlardan yararlanılmıştır. Bu itibarla, ilkin birinci bölümde bir kavramsal ve kuramsal çerçeve sunulmaktadır. Neorealist paradigmadan hareketle öncelikle savunmacı ve saldırgan realizm ihtilafı üzerinde durulmuştur. Ardından Güç Geçiş Teorisi ile Çoklu Hiyerarşiler Modeli kısaca özetlenmiştir. Çalışma açısından Deniz Hakimiyeti’nin tarihsel perspektiften günümüze evrilişi irdelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümü ise Akdeniz ölçeğinde bir tarihsel arka plana yer vermektedir. Burada medeniyet tarihinde Akdeniz, Akdeniz’de güç mücadeleleri tarihi, Akdeniz’de Türk deniz hakimiyeti ve çağımızda Akdeniz’deki yeni güçler ve güç geçişlilikleri anlatılmıştır. Günümüz Akdeniz’inde karşımıza çıkan paydaş devletlerin strateji ve politikalarına yer vermek kaçınılmazdı. Bu bağlamda üçüncü bölümde genel itibarıyla küreselleşmeyi takip eden zaman diliminde Akdeniz havzasındaki denizcilik stratejilerine değinilmiş ve bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz politikalarının altı çizilmiştir. Dördüncü bölümde ise tezin birinci derecede teksif olduğu Libya’daki siyasi gelişmeler özetlenmiştir. Libya krizine yol açan nedenler ve onu takip eden süreç ayrıntılandırılmıştır. Devamla Libya sorunsalının çözümüne ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin açılımları elimizdeki bilgi ve belgelerin ışığında aktarılmıştır. Sonuç bölümünde ise Türkiye’nin Libya politikası temelinde Akdeniz’deki egemenlik haklarını korumaya yönelik stratejisinin bir değerlendirmesi yapılmış ve bu kapsamda izlenecek denizcileşme politikasına ilişkin bir model önerisi sunulmuştur. Son derece kapsamlı olan bu model ile çalışma, Libya kriziyle ilintilendirilerek genel geçer bir kurama yönelik bilimsel bir çabayı tez olarak sunmaktadır.
Türk Deniz Kuvvetleri stratejik kültürünün evrimi ve dönüşümü
Evolution and transformation of the Turkish Navy’s strategic culture
Yazar:SERKAN BALKAN
Danışman: PROF. DR. MURAT YEŞİLTAŞ
Yer Bilgisi: Sakarya Üniversitesi / Ortadoğu Enstitüsü / Ortadoğu Çalışmaları Ana Bilim Dalı
Konu:Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin:Eleştirel jeopolitik = Critical geopolitics ; Grand stratejisi = Grand strategy ; Türk donanması = Turkish navy Onaylandı. Tez No İndirme Tez Künye Durumu. 845102 Pdf dosyası. Doktora. Türkçe. 2023. 340 s.
Klasik Türk Deniz Harp Tarihi yazımında Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren deniz gücüne çok önem verildiği ve deniz kuvvetlerinin Genelkurmay çatısı altında diğer kuvvetler ile Cumhuriyet kurulduğu andan itibaren bir bütünün uyumlu bir parçası olarak görev yaptığı vurgulanmaktadır. Söz konusu argüman ikincil kaynaklar kullanarak yapılan çalışmalarda da tekrar etmektedir. Birbirini tekrar eden bu yazımların, sadece resmi tarih kitapları üzerinden araştırma yaptıkları ancak TBMM tutanaklarını, İngiliz arşivlerini ve deniz kuvvetleri dergilerini taramadıkları görülmüştür. Literatürdeki Türk Deniz Kuvvetleri tarihi incelendiğinde temelde birkaç sorun öne çıkmaktadır. Öncelikle, mevcut kaynaklar daha çok ulusal tarih araştırmalarını içermektedir. Ancak, Osmanlı Döneminde donanma tarafından öncelikli olarak İngiliz ekolü benimsenmiş olmasına rağmen, İngiliz arşivlerinin söz konusu tarih yazımında göz ardı edildiği tespit edilmiştir. Öte yandan, deniz kuvvetleri personelinin görüş, öneri ve dönemin askeri stratejisine olan eleştirilerini içeren önemli bilgi kaynağı olan deniz kuvvetleri dergilerinin de dahil edilmediği görülmüştür. Bununla birlikte, deniz kuvvetlerinde komuta kademesinde aktif rol almış ancak aktif görevdeyken gündeme getirilemeyen hususların emekli olduktan sonra yazılan anı kitaplarında eleştirel bakış açıları da dikkate alınmamıştır. Dönemin “Tayyare mi Donanma mı?”, “Harbiye mi Bahriye mi?” tartışmalarına kaynak teşkil eden meclis tutanaklarında da aynı ihmalin tekrarlandığı görülmektedir. Bu sorunlar, Türk Deniz Kuvvetleri’nin tarih yazımının eksik ve sınırlı olduğu gerçeğini gündeme getirmektedir. Bu durum, kuvvetler arasındaki fikir ayrılıklarının ve deniz kuvvetlerine verilen önem derecesinin ortaya konulamamasını da beraberinde getirmektedir. Böylece Cumhuriyetin kurulduğu ilk andan itibaren deniz kuvvetlerine gereken önemin verildiği, deniz kuvvetlerinin ülke savunmasının dayandığı milli güvenlik ve askeri strateji içerisinde önemli bir yer tuttuğu gibi eksik bir sonuca ulaşılmasına yol açmaktadır. Bu tezde, stratejik kültür, askeri kültür ve kurumsal kültür üzerinden kuvvetler arası fikir ayrılığı ortaya konacak ve Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren deniz kuvvetlerinin oluşturulan stratejideki yeri gösterilecektir. Erken Cumhuriyet Dönemi 1923-1947, Soğuk Savaş Dönemi 1947-1991 ve Soğuk Savaş sonrası dönem olmak üzere toplam üç dönemde deniz kuvvetlerinin dönüşen stratejisi ortaya konacaktır.
Sultan II. Abdülhamid Dönemi denizcilik stratejileri çerçevesinde gemi tedarik ve inşa faaliyetleri
Ship procurement and construction efforts within the framework of naval strategies during the Reign of Sultan Abdul Hamid II
Yazar:EVREN MERCAN
Danışman: PROF. DR. EBUBEKİR SOFUOĞLU
Yer Bilgisi: Sakarya Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Abdülhamid II = Abdülhamid II ; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı = Turkish Naval Forces ; Denizcilik = Maritime ; Denizcilik tarihi = Maritime history ; Donanma = Navy ; Donanma = Navy ; Gemi inşaatı = Shipbuilding ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Strateji = Strategy Onaylandı. Tez No İndirme Tez Künye Durumu. 423300 Pdf dosyası. Doktora
Türkçe. 2015. 249 s.
19’uncu yüzyıl askerî teknolojideki gelişmelerin hızla yol aldığı bir dönemdi. Yeni teknoloji ürünü çelik zırh ve kuyruktan dolma toplarla donatılmış yeni tipteki ana muharebe gemileri, denizci devletlere denizlerin kontrolü aşamasında önemli bir üstünlük sunsa da torpidonun keşfiyle bu imkân kısa bir süreliğine sona erecekti. Bir anlamda torpido, deniz savunma doktrinleri ve buna mukabil donanmaların yeniden yapılanması sürecine hatırı sayılır katkılarda bulundu. Bu çalışmada, Sultan II. Abdülhamid Dönemi boyunca Osmanlı Bahriyesi’nin hızlı değişen koşullar altındaki güvenlik hassasiyetleri ve buna bağlı olarak takip ettiği stratejik yaklaşımlar mercek altına alınmıştır. Aslında, Osmanlı karar mekanizmasında bir dönüm noktasını teşkil eden 93 Harbi ve 1897 Osmanlı-Yunan Harbi’nin, donanma stratejisindeki köklü değişimlerin kurgusunu belirleyen en önemli parametreler olduğu ifade edilebilir. Bu minvalde, Osmanlı Devleti’nin de sahip olduğu ekonomik ve sınai imkânlar doğrultusunda başta Jeune École stratejisi olmak üzere önde gelen deniz doktrinlerini kendi jeopolitik ve stratejik hassasiyetlerine göre şekillendirmesi ve bunu muharebe sahasında edindiği tecrübelere uygun biçimde tatbik etmesi dönemin şartları gözetildiğinde kaçınılmaz bir sonuçtu. Bu çalışmada, donanmanın yeniden yapılanma süreci veyahut daha bilinen bir tabirle modernizasyonun, gemi tedarik ve inşa faaliyetlerine olan dolaylı/direkt etkisi ve Osmanlı’nın deniz güvenliğinin sağlaması noktasında ne derece muvaffak olunabildiği sorgulanmıştır.
Uluslararası enerji ve ulaştırma koridorlarındaki stratejik gelişmelerin Türk deniz ticaretine etkisi üzerine ampirik bir çalışma
An empirical study on the effects of the strategic developments in international energy and transport corridors on Turkey’s maritime trade
Yazar:BARIŞ KULEYİN
Danışman: PROF. DR. A.GÜLDEM CERİT
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Ana Bilim Dalı / Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bilim Dalı
Konu:Denizcilik = Marine ; Enerji = Energy ; Ulaşım = Transportation
Dizin:Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı = Baku-Ceyhan Petroleum Pipeline ; Deniz yolu taşımacılığı = Sea transportation ; Deniz yolu taşımacılığı = Sea transportation ; Doğal gaz enerji santrali = Natural gas power plant ; Jeostratejik güvenlik = Geostrategic security ; Jeostratejik konum = Geostrategic position ; LNG = Liquefied natural gas ; Petrol taşımacılığı = Oil transport ; Türk denizciliği = Türkiye’s maritime ; Uluslararası deniz taşımacılığı = International maritime transport Onaylandı. Tez No İndirme Tez Künye Durumu. 348857 Pdf dosyası. Doktora. Türkçe 2013 442 s.
Güçlü bir ekonomi için daha fazla enerji üretmeye ve daha fazla enerji üretebilmek için ise daha çok enerji kaynağına ihtiyaç duyulması; enerji ve ulaştırma koridorlarının, enerji politikalarındaki önemini arttırmaktadır. Söz konusu süreçte, denizyolu taşımacılığı; transit geçişler ve boru hatlarının liman/terminal bağlantıları açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu bilgiler ışığında, uluslararası enerji ve ulaştırma koridorları üzerinde odaklanan stratejik gelişmelerin Türk deniz ticaretine etkilerinin saptanmasına katkıda bulunmak amacıyla keşifsel ve kısmen de tanımlayıcı nitelikli ampirik bir araştırma yapılması amaçlanmıştır. Uluslararası enerji ve ulaştırma koridorları ile uluslararası enerji sektörü kapsamında yapılan literatür taraması sonucunda, söz konusu alanlarda meydana gelen stratejik gelişmelerin, Türkiye’ye yansımasına ilişkin içerik analizleri yapılmış; daha sonra, bu gelişmelerin, Türk deniz ticaretine etkisi üzerine iki ayrı delfi araştırması gerçekleştirilmiştir. Nihayetinde, yapılan içerik analizleri ve delfi araştırmaları sayesinde oluşturulan ifadeler kapsamında hipotezler geliştirilmiştir. Geliştirilen bu hipotezler doğrultusunda, saha araştırması ile toplanan verilerin test edilmesi amacıyla, faktör analizleri ve buna bağlı olarak kurgulanan çok değişkenli varyans analizleri yapılmıştır. Tüm bu çalışmalar sonucunda; enerji nakli sırasında limanların rolünün artırılması, Ceyhan’ın önemli bir enerji merkezi/terminali haline getirilmesi, enerji ithalatında kaynak çeşitliliğinin sağlanması, enerji etkinliğinin/verimliliğinin artırılması, Türk deniz ticaret filosunun güçlendirilmesi, daha ucuz ve düşük riskli deniz taşımacılığının hedeflenmesi, denizcilikte ar-ge sorunlarının giderilmesi, LNG ithalatının artması, Türk Boğazları’ndaki çevre/emniyet risklerinin azaltılması ve altyapı eksikliğinin giderilmesi noktalarında uluslararası enerji ve ulaştırma koridorlarındaki stratejik gelişmelerin Türk deniz ticaretine etkisi olduğu saptanmıştır. Bu bulgulardan yola çıkılarak, Türkiye’nin uluslararası enerji ve ulaştırma koridorlarındaki etkinliğini ancak güçlü bir deniz ticareti yapısıyla gerçekleştirebileceği ortaya koyulmuştur. Anahtar Kelimeler: Enerji ve Ulaştırma Koridoru, Deniz Ticareti, Jeostrateji, Enerji Stratejisi, Türkiye.
Türkiye’de deniz ulaştırma politikaları oluşturma süreci ve stratejik analizler /
Maritime transport policy making process in Turkey and strategic analyses
Yazar:DİDEM ÖZER
Danışman: PROF. DR. HAKKI KİŞİ
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Ana Bilim Dalı
Konu:Denizcilik = Marine ; Ulaşım = Transportation
Dizin:Deniz yolu taşımacılığı = Sea transportation ; Stratejik analiz = Strategic analysis ; Ulaştırma politikası = Transportation policy Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu 261541 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2010 588 s.
Deniz ulaştırması, doğası gereği hem bölgesel ve ulusal, hem de uluslararası ve uluslar üstü politika alanında yer almaktadır. Denizcilik çevresi açısından bakıldığında birçok değişken unsur deniz ulaştırmasını ve ilgili politikalarını etkilemektedir. Teknolojinin çok hızlı yenilendiği; siyasi olayların piyasaları etkilediği; rekabet nedeniyle büyük ekonomik birleşmelerin yaşandığı; sosyal ve kültürel hareketliliğin arttığı; çevreye duyarlılığın geliştiği ve yasal yükümlülüklerin ve kuralların standartlaştırıldığı günümüz dünyasında deniz ulaştırması alanında politika oluşturmak ve bu alanda stratejik kararlar vermek giderek daha da karmaşık bir hal almıştır.Bu araştırma deniz ulaştırması ve politika oluşturma süreci alanındaki literatürü göz önüne alarak Türkiye’nin deniz ulaştırma politikalarını ve bu politikaları oluşturma sürecine ilişkin değişkenleri incelemek, uzman görüşlerinden elde edilen veriler doğrultusunda stratejik analizler ile gelecekte oluşturulacak deniz ulaştırması politikaları için önerilerde bulunmak amacıyla gerçekleştirilmiştir.Çalışma kapsamında değişkenlerin belirlenmesi amacıyla literatür taraması, gözlem ve kısa anket uygulamasından oluşan bir ön çalışma yapılmıştır. Ön çalışmanın sonunda edinilen bilgiler doğrultusunda bir kavramsal model kurulmuş ve deniz ulaştırması çevresine ilişkin politika oluşturma değişkenleri, içerik analizi yöntemiyle belirlenmiştir. Yapılan literatür taraması ve tespit edilen bu değişkenlerin doğrultusunda veri toplama aracı olarak yapılandırılmış yüz yüze görüşme formu oluşturulmuş ve bu form ile yapılan görüşmeler sırasında deniz ulaştırması politikaları alanında seçkin uzmanların yorumları alınmıştır. Araştırmadaki örneklem doğrultusunda elde edilen veriler değerlendirilerek stratejik analizler yapılmıştır. Çalışmanın bulguları Türkiye’de deniz ulaştırma politikaları oluşturma sürecine etki eden unsurları, stratejik analizler sonucunda yapılan değerlendirmeyi kapsamaktadır.
Denizcilik şirketlerinin rota seçim tutumları: Arktik deniz rotaları için bir analiz
Route selection behavior of shipping companies: An analysis for Arctic shipping routes /Tez No İndirme Tez Künye Durumu 766992 Pdf dosyası
Yazar: KEMAL AKBAYIRLI
Danışman: PROF. DR. OKAN TUNA
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Deniz İşletmeleri Yönetimi Ana Bilim Dalı / Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bilim Dalı
Konu: Denizcilik = Marine ; Ulaşım = Transportation ; İşletme = Business Administration
Dizin: Onaylandı Doktora İngilizce 2022. 312 s.
Uluslararası ticaretin temel taşlarından olan ticaret rotaları yüzyıllardır önemini korumaktadır. Uluslararası ticaretin hem değer hem de ağırlık bakımından çoğunluğu denizyolu ile taşınmaktadır. Bu nedenle deniz ticaret rotalarının dinamik ve bileşenleri şirketler için önem arz etmektedir. Her ne kadar multimodal taşımacılık kapıdan kapıya hizmet sağlamak için bir zorunluluk olsa da deniz ticaretini destekler pozisyondadır. Diğer yandan kara veya demiryolu rotasında yaşanacak bir sorun birkaç firmayı etkileyecek olmasında karşın deniz yolu rotasında yaşanacak bir sorun tedarik zincirinin yapısını tamamiyle etkileyebilir. Bu duruma en somut örnek COVID-19 pandemisi ve Ever Given vakasıdır. Bu nedenle, deniz yolu rotalarının sağladığı avantajlar kadar barındırdığı riskler de gözetilmelidir. Bir rota kurulurken, yeni hizmet tasarım süreci devreye girmektedir. Yeni hizmet tasarımı, rotanın avantaj ve risklerinin yanısıra, talep, rota kapsamındaki hinterlantların deniz bağlantısı, politik ve yasal boyutlar, IMO yönetmelikleri gibi dış etkenlerin ve şirketin iç etkenlerinin devreye girdiği oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir. Neticesinde günümüzde 16 temel deniz nakliye rotası ve 500 dolaylarında servis bulumaktadır. Rota seçimi, bu mevcut alternatifler içerisinden en uygun olanının belirlenmesi işlemidir. Bir rotanın uygun olabilmesi için transit süre, hız kararı, hizmet ve planlama güvenilirliği ve güvenlik faktörleri hizmet yapısına uygun olmalıdır. Ancak en önemlisi maliyettir. Firmalar kar elde ederek varlıklarını sürdürürler ve maliyetleri azaltmanın yollarını ararlar. Küresel ısınmanın sonucunda kutup bölgesindeki yoğun erimelerle Arktik Okyanus’unda yeni deniz yolları belirmeye başlamıştır. Arktik nakliye rotaları şeklinde anılan bu dört rota büyük ekonomiler arasındaki mesafeyi ve transit süreyi ortalama %40 azaltmaktadır. Yakıt giderleri deniz operasyonlarının neredeyse yarısına tekabül etmektedir. Mesafenin kısalması giderlerde bir hayli azalma sağlarken, kısalan transit süre yıllık ortalama sefer sayısını arttırarak geminin sağladığı faydayı maksimize etmektedir. Ancak, Arktik rotaların potansiyel faydalarının yanı sıra, çevresel ve sosyal maliyeti de oldukça fazladır. Çevre, sefer, arama & kurtarma, teknik destek, haritalama vb. konularda mutlak bilgi mevcut değildir. Örneğin, Arktik bölgede gemi seferleri bölge ekolojisini olumsuz etkileyebileceği gibi, daha az yakıt tüketerek emisyon salınımını azaltacaktır. Bu gibi durumlarda rota seçim kriterlerinin yanı sıra, şirketlerin politika, tutum ve konuyu algılayışları ve paydaşların beklentileri rota seçiminde etkili olmaktadır. Bu doğrultuda, bu tezin amacı denizcilik şirketlerinin Arktik rotaların potansiyel fayda ve tehditleri karşısında rota seçim tutumlarını keşfetmek ve denizcilik şirketlerinin rota seçimindeki karar alma perspektiflerini ve önceliklerini göstermektir. Paydaşlar sosyal medyada duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmektedirler. Bu nedenle, çalışmanın amaç ve hedeflerine ulaşmak için önce sosyal medya üzerinden Duygu Analizi ve Tematik Analiz yapılmıştır. Sonrasında konunun amaç ve yapısına uygun olarak belirlenen kriterleri test etmek için DEMATEL ve Best-Worst Yöntemleri (BWM) karma bir şekilde kullanılmıştır. Sonuçlar, paydaşların büyük çoğunluğunun Arktik rotaların kullanımına karşı olduklarını ve bu konunun onların zihninde çevresel bir ikilem olarak konumlandığını göstermektedir. Ayrıca, bu rotaların paydaşların zihninde, çevresel hassasiyetler, şirketlerin tutum ve tavırları ve politika temalarını çağrıştırdığını göstermektedir. DEMATEL yönteminin sonuçları maliyet ve hizmetin en önemli boyutlar olduğunu, hinterlant ve emniyet & güvenlik boyutlarının diğer boyutlar üzerinde nedensel etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Etkisel Bağlantı İlişkisi Haritaları ise zaman ve maliyetin en etkisel boyutlar olduğunu söylemektedir. DEMATEL ve BWM yöntemlerinin entegrasyonu ile elde edilen sonuçlara göre ise, ekipman uygunluğu, planlama güvenilirliği, kapıdan kapıya hizmet, transit süre ve enerji etkinliği en öncelikli kriterler olarak gözükmektedir. Sonuçlar, 2030’lara kadar Süveyş kanalının, 2050’lere gelindiğinde ise Arktik rotaların ağır bastığını göstermektedir. Ancak, belirli dönemlerde belirli yük tipleri için iki rotanın entegrasyonunun uygun olabileceğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. Bu çalışma, rota seçimi ve Arktik nakliye yazınına kıyasla pek çok açıdan yenilikçi bir yaklaşımla ele alınmıştır ve birçok ilki de bünyesinde barındırmaktadır. Örneğin, paydaşların Arktik rotalar karşısındaki hislerini ve düşüncelerini tanımlayan; Tedarik zinciri disiplininde sosyal medya verileriyle tematik analiz yapan; ve DEMATEL ve BWM yöntemlerini rota seçimi ve Arktik nakliye özelinde entegre eden ilk çalışmadır. Yine, bu çalışma kriterlerin belirlenmesi bakımından öncül bir yaklaşım sergilemektedir. Ek olarak, çalışmanın bulguları şirketlerin Arktik politikalarını ve sosyal medya stratejilerini açık bir şekilde anlatmaları noktasında çıkarımda bulunmaktadır.
Yeni kurumsal iktisat perspektifiyle Türk denizcilik sektörü gelişiminde kurumların etkisi (1923-2023)
The impact of institutions on the development of Turkish maritime industry through the perspective of new institutional economics (1923-2023)
Yazar:FUNDA SONGUR
Danışman: PROF. DR. HÜLYA AKAY
Yer Bilgisi: Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Ana Bilim Dalı / İktisat Bilim Dalı
Konu:Ekonomi = Economics
Dizin:Deniz turizmi = Maritime turizm ; Denizcilik sektörü = Maritime sector ; Denizcilik tarihi = Maritime history ; Ekonomi tarihi = Economic history ; Kurumlar tarihi = Corporate history ; Turizm tarihi = Tourism history ; Türk denizciliği = Türkiye’s maritime ; Türk ekonomi tarihi = ; Yat turizmi = Yacht tourism ; Yeni kurumsal iktisat = New institutional economics Onaylandı 861249 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2024 442 s.
Son yıllarda benzer coğrafya ya da doğal kaynaklara sahip ülkelerin tarihsel gelişimi yanında sürdürülebilir ekonomik alt yapısı arasındaki ayrıma ilişkin açıklamada kurumların işleyişi ön plana çıkmıştır. Zira formel ve informel kurallar ile kuruluşlar çerçevesinde oluşan etkin ve sağlam bir kurumsal yapı, sürdürülebilir iktisadi gelişim için gerekli koşul şeklini almıştır. Kurumsal değişim, ekonomi içindeki tüm aktörlerin birbirini etkilemesiyle oluşmakta ve her biri zaman içerisinde kurumları geliştirip değiştirmektedir. Bu kurumsal düzende; mülkiyet hakları, devletin yapısı, siyasi ve ekonomik kurallar ile informel kurumlar ve organizasyonlar, ekonomileri geliştirme veya zayıflatma özelliğine sahiptir. Gerek üretim gerek değişim sırasında iktisadi yapı üzerinde etkisi olan kurumların ekonomik büyüme ile ilişkisi, işlem maliyetleri üzerinden ortaya çıkarılabilmektedir. Yeni kurumsal iktisat okuluna ait işlem maliyetleri, bireyden hareketle toplumsal kuralları belirleyerek ekonomik faaliyetlerde ortaya çıkan maliyetlerin kaynağı olmaktadır. Bu tezde yeni kurumsal iktisat perspektifinden kurumsal kökenler ve işlem maliyetlerinin inceleme sahası olarak denizcilik sektörü seçilmiş ve Türk denizcilik sektöründe işlem maliyetleri çerçevesinde gerçekleşen tarihsel değişim izlenmiştir. Çalışmada öncelikle dünya denizcilik tarihi ve ekonomisi kurumsal hatlarıyla aktarılmış, ardından Türk denizcilik sektörü tüm alt gruplarıyla araştırılmıştır. Bu alt gruplardan deniz turizmi sektörü seçilerek Douglass North’un kurumlar kuramı üzerinden sektörün işlem maliyetleri nedenli değişimi üzerinde durulmuştur. Deniz turizmi sektöründe doğan işlem maliyetleri sözleşme öncesi araştırma, pazarlama, görüşme, sözleşme sırasında avukatlık ve denetleme, sözleşme sonrasında takip, garanti, bakım ve onarım hizmetleri kapsamında örneklendirilerek açıklanmıştır. Sektörel bazda belirsizlikleri azaltacak faaliyetlere girişildiği ve maliyetlerin düşürülmeye çalışıldığı görülmüştür.
Demir Çağda Batı Anadolu’da denizcilik ve ticaret Cilt I
Maritime and trade Western Anatolia in the Iron Age
Yazar:ÖZGÜN ÖZ
Danışman: PROF. DR. AYNUR CİVELEK
Yer Bilgisi: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Arkeoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Arkeoloji = Archeology
Dizin: Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu 853043 Pdf dosyası Doktora Türkçe
2024 552 s.
Bu tez çalışmasında, Demir Çağ’da Akdeniz’deki deniz ticareti, ticaretin gelişimi ve etkileşim gerçekleştiren kentler özelinde ele alınmıştır. Batı Anadolu’da yer alan Aiolis, Ionia ve Karia Bölgeleri’nde yer alan yirmi iki kıyı kenti, denizsel yapıları, ticareti ve ticareti etkileyen bölge siyaseti, tüm Akdeniz havzasında tespit edilen buluntuların köken analizleri ile yapılmıştır. Yapılan araştırma ve incelemeler, Anadolu’nun batı kıyılarının Akdeniz deniz ticaretinde spesifik bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. Kıyı kentlerinin bir bölümü yoğun üretim faaliyetleri ile elde ettikleri mamulleri kente uğrayan denizcilere satmak ile beraber tüccar denizci kentlerin düzenli alışverişleri ile dünya ekonomik sisteminin temelleri de bu dönem atılmıştır. Özellikle Phokaia, Batı Akdeniz’de gerçekleştirdiği koloni faaliyetleri ile elde ettiği egzotik ürünleri, Anadolu’nun batı kıyılarına taşımıştır. Buradaki zeytinyağı ve şarabı da takas ettiği Akdeniz’in batı kıyılarına taşımıştır. Batı Akdeniz’de kesişim noktalarında Fenikeliler ile girilen takaslar ise Doğu Akdeniz’e taşınmasını sağlamıştır. Ayrıca Batı Anadolu kentlerinden Khios, Teos, Phokaia, Klazomenai, Knidos, Halikarnassos ve Midilli Mısır’da Naukratis limanı ile ticarette bir üs anlayışı getirmiştir. Bu bölgede üretim yapmışlardır ve üretimde Mısır kökenli yerli sanatçılar çalışmıştır. Böylece Ege kıyılarında yoğun biçimde ele geçen Mısır kökenli eserler üretilmiş ve denizci halklar ile tüm kentlere satılmıştır. Demir Çağ boyunca gerçekleştirilen ticari faaliyetler ve toplumların birbiri ile etkileşimleri, bilgi paylaşım hızını arttırarak tarım ve üretimde gelişmeler yaratmıştır. Tapınım turizmi olgusu ortaya atılmış ve kentler tapınım ziyaretleri geliştirmeye başlamıştır. Sanatta etkileşim, kusursuz sanat anlayışını ortaya çıkarmış, özellikle heykel ve seramik sanatının yükselişi Demir Çağ’da bu etkileşimler sayesinde gerçekleşmiştir. Yükselen kültür Demir Çağ’da hazırlanarak dünya ekonomik sisteminin temellerini atmış ve Hellenistik Dönem’e zemin hazırlamıştır.
Atatürk dönemi sonrası Türk denizcilik politikaları
Turkish maritime policies after Atatürk period
Yazar: YILMAZ KARAKAYA
Danışman: PROF. DR. CEM GAZİOĞLU
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü / Deniz İşletmeciliği Ana Bilim Dalı / Deniz Politikası Bilim Dalı
Konu: Denizcilik = Marine
Dizin: Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu
733780 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2021 365 s.
Denizler yaşadığımız yeryüzünün yaklaşık %75’ini oluşturmaktadır. Denizlerin insan, toplum ve devlet hayatında önemli yeri olmuştur. Dünya devleti olma denizci devlet, denizden yeterince istifade eden devlet olmakla mümkündür. Deniz politikası, kamu politikalarının bir parçasıdır. Kamu politikalarının temeli ekonomi politikasına dayanır. Bir ülke otarşik ise o ülkenin her konuda kendi ayakları üzerine durabiliyorsa, o ülkenin uyguladığı politikalar başarı gösterir. Ekonomide üreten bir ekonomi var ise denk bütçe var ise, borca dahalı bir ekonomi ve para-finans sistemi kullanılmıyorsa özellikle dış borça dayalı bir ekonomi politikası izleniyorsa, o ülkenin her hangi bir konuda oluşturacağı politikada başarılı olması mümkün olmayacaktır. Tez konumuz olan “Atatürk Dönemi Sonrası Türk Deniz Politikaları”; Atatürk Dönemi ve öncesi ile de birbirini etkileyen bir süreç olduğu gibi kamu politikaları da bir bütünlük içinde bir birini etkileyen unsurlardar. Atatürk döneminin en önemli özelliği Osmanlı dönemindeki çıkmazların ve hastalıklı yapıların bertaraf edildiği, devletin yeniden yapılandırıldığı, artık yabancı devletlerin ekonomik ve siyasi olarak yarı sömürge vaziyetinden çıkarılmaya çalışıldığı, kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmasıdır. Atatürk Dönemi sonrasından kastımız 1938 yılından itibaren 2020 yılları arasını kapsamaktadır. Atatürk sonrası ise yeni yeni emeklemeye çalışan yeni devletin, II. Dünya Savaşı’nda tek parti yönetiminin getirdiği milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyen yönetimi, Cumhurbaşkanı İnönü’nün ise devlette ve partide tek yetkili olmasına rağmen, devletin ve milletin kötü yönetilmesinden sorumlu mevkiinde iken kötü yönetimden şikayetlenmesi acziyetin itirafı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki yeni ruh ve heyecanın öldüğünü gösterir. İçerdeki kötü yönetim halkın genelini çok bunaltmıştı, Bunun üstüne bir de dışardan Sovyet tehdidi gelince, yöneticiler II. Dünya Savaşı’nın galibi ABD ve Batı blokuna kayıtsız şartsız teslim olarak devleti ve milleti yönetmeği onlardan alınacak kredi ve imkanlarla sürdürmeyi tercih ettiler. Bu tutum yine eski kötü hastalıklara düşerek, devletin ve milletin hayatını yabancı ülkelerin himmetine, yardımına muhtaç hale getirmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan yeni dünya düzeninde küresel kurumlar Birleş Milletler ve ona bağlı IMF, Dünya Bankası, IMO gibi bundan önce hiçbir dönemde olmadığı kadar dünya sistemini kurmuş ve çalıştırmıştır. Süper güç ABD dünya siyasetine bu kurumlar vasıtasıyla yön vermiştir. IMO Dünya’da sivil denizciliğe dair her türlü düzenleyi yaparken, askeri olarak da dünyadaki 1990’lara kadar hakim olan iki kutuplu Dünya’nın askeri ittifakı yön vermiştir. Türkiye bu iki kutuplu Dünya’da batı, NATO kutubunda yer alarak askeri stratejilerini oluşturmuştur. Bu dönemin devlet yönetici siyasetçileri popülist politikalarla kendi gününü kurtarmayı devletin ve milletin yarınlarını kurtarılmasına tercih etmişlerdir. Anahtar Kelimeler: Atatürk sonrası, ABD yardımları, tersane, Doğu Akdeniz, Karadeniz, deniz politikası
Anadolu kıyı şeridi Neolitik dönem yerleşimleri denizcilik faaliyetleri ve deneysel arkeolojide ilkel bir deniz aracı üretimi ve seyahat çalışması
Maritime activities of the Neolithic Period settlements in the Anatolian coastline and a primitive sea craft prodution and travel study in experimental archaeology
Yazar:KORAY ALPER
Danışman: DOÇ. DR. ALİ OZAN
Yer Bilgisi: Pamukkale Üniversitesi / Arkeoloji Enstitüsü / Arkeoloji Ana Bilim Dalı / Arkeoloji Bilim Dalı
Konu:Arkeoloji = Archeology
Dizin:Anadolu = Anatolia ; Arkeoloji = Archaeology ; Deneysel arkeoloji = Experimental archaeology ; Deniz araçları = Naval vessels ; Denizcilik = Maritime ; Kano = Canoe ; Kıyı şeridi = Coastal line ; Neolitik Dönem = Neolithic Period ; Prehistorya = Prehistory ; Su altı arkeolojisi = Underwater archeology Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu
688386 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2021 316 s.
Anadolu kıyılarında denizcilik faaliyetlerinin Epipaleolitik Dönem’den itibaren başladığını ve Neolitik Dönem’le beraber artarak denizcilik faaliyetlerinin temellerinin atıldığını söyleyebiliriz. Konu edilen dönemlere tarihlenen yerleşimlerde, çok az sayıda da olsa, tespit edilebilmiş deniz araçları ve bu araçlara ait aksamlar denizcilik faaliyetlerinin doğrudan kanıtlarını oluşturmakta ve bu tür etkinliklerin Epipaleoitik Dönem’den itibaren hatta öncesinde başlayarak gerçekleştirildiğini göstermektedirler. Kara bağlantısı olmayan bölgeler ve adalar arasında aktarılmış olan hammaddeler, alet veya eşyalar başta olmak üzere birçok dolaylı kanıt da yine yukarıdaki tespiti doğrulamakta, Neolitik Dönem itibariyle denizcilik faaliyetlerinin kıyı topluluklarının yaşam biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak geliştiğini göstermektedir. Diğer yandan doğrudan ve dolaylı kanıtlar aracılığıyla, Neolitik Dönem’de hatta öncesinde denizcilik etkinliklerinin gerçekleştirildiği bilinse de bu etkinliklerde kullanılan araçların türleri ve yapım teknikleri, araçların kullanımı ve performansları gibi birçok soru hala tam olarak anlaşılamamıştır. Bu bağlamda bu tez çalışmasında arkeolojik kanıtlar ve geleneksel yaşam biçimlerini devam ettiren toplulukların uygulamaları incelenerek Neolitik Dönem denizcilik faaliyetlerinin nasıl yapılmış olabileceği anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, deneysel bir arkeoloji projesi gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma iki aşamada yürütülmüştür. Arkeolojik ve etnografik kanıtlar ve tarihsel bilgiler ışığında ilk aşamada yekpare bir kütükten bir oyma/kazıma kano üretilmiştir. Oyma/kazıma kano Neolitik Dönem üretim teknikleri ve aletleri denenerek yapılmıştır. İkinci aşamada ise üretilen deniz aracının performansını gözlemlemek amacıyla deneysel seyahatler yapılmıştır. iv Yapılan çalışmalar neticesinde, Neolitik Dönem’de kullanılabilecek olan araç türleri ve bu araçların yapım süreçleri hakkında çeşitli bilgilere ulaşılmıştır. Gerçekleştirilen deneysel seyahatler sonucunda da tez çalışmasında araştırılan ayrıca deneysel olarak üretilen ilkel araçların kullanım tarzları, taşıma kapasiteleri, hız ve kat edebildikleri mesafeler gibi sorulara dair bilgiler elde edilmiştir.
Basra Körfezi’nde Osmanlı denizcilik faaliyetleri (1847-1914)
Ottoman naval activities in the Persian Gulf (1847-1914)
Yazar:MEHMET KORKMAZ
Danışman: PROF. DR. ALİ FUAT ÖRENÇ
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Basra Körfezi = Persian Gulf ; Denizcilik = Maritime ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Türk denizciliği = Türkiye’s maritime Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu
533855 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2018 367 s.
Osmanlı Devleti, XIX. Yüzyılda siyasi ve ekonomik sorunlarla uğraşırken, peş peşe girdiği savaşlar sonucu önemli toprak kayıplarına da maruz kalmıştı. Devletin çöküşüne doğru giden bu duruma çare bulmak için başta askerî olmak üzere idari ve iktisadi birçok sahada reform başlatıldı. Bu yönelimlere ek olarak Arap Yarımadası ve çevresindeki nüfuzu da muhafaza edilmek istendi. Süveyş Kanalı’nın açılmış olmasıyla Kızıldeniz’de ve Basra Körfezi’nde yeni bir denizcilik stratejisi gereği buralara harp ve ticaret gemileri gönderildi. Fakat İngiltere’nin Arap Yarımadası çevresinde kurmaya çalıştığı hegemonya sebebiyle kaçınılmaz olarak siyasi gerilimler yaşandı. Osmanlı Devleti’nin Basra Körfezi’ne gösterdiği alaka, bölgede tutunabilmek için sarf ettiği gayret ve bunun için izlenen politika bu tez çalışmasının konuları arasında yer almıştır. Osmanlı Devleti’nin çevre deniz havzası içerisinde yer alan Basra Körfezi’ndeki denizcilik faaliyetlerinin 1847-1914 yılları arasındaki döneminin araştırılması bu çalışmanın temel hedefidir. Bu amaçla bölgede devletin denizcilik politikalarının yürütücüsü olan Basra Bahriye Kumandanlığının teşkilatı, işleyişi ve faaliyetleri tespit edilmiştir. Basra vilayeti sahillerindeki ahaliyi denizden gelecek tehlikelere karşı harp gemileriyle korumak ve bünyesinde yüzlerce personelin istihdam edildiği Basra Tersanesi’ni yönetmek kumandanlığın görevleri arasındaydı. Anahtar Kelimeler: Basra Körfezi, Basra Bahriye Kumandanlığı, Basra Tersanesi, İngilizler, Osmanlı Denizciliği.
Sultan II. Abdülhamid Dönemi denizcilik stratejileri çerçevesinde gemi tedarik ve inşa faaliyetleri
Ship procurement and construction efforts within the framework of naval strategies during the Reign of Sultan Abdul Hamid II
Yazar:EVREN MERCAN
Danışman: PROF. DR. EBUBEKİR SOFUOĞLU
Yer Bilgisi: Sakarya Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Abdülhamid II = Abdülhamid II ; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı = Turkish Naval Forces ; Denizcilik = Maritime ; Denizcilik tarihi = Maritime history ; Donanma = Navy ; Donanma = Navy ; Gemi inşaatı = Shipbuilding ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Strateji = Strategy Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu 423300 Pdf dosyası Doktora
Türkçe 2015 249 s.
19’uncu yüzyıl askerî teknolojideki gelişmelerin hızla yol aldığı bir dönemdi. Yeni teknoloji ürünü çelik zırh ve kuyruktan dolma toplarla donatılmış yeni tipteki ana muharebe gemileri, denizci devletlere denizlerin kontrolü aşamasında önemli bir üstünlük sunsa da torpidonun keşfiyle bu imkân kısa bir süreliğine sona erecekti. Bir anlamda torpido, deniz savunma doktrinleri ve buna mukabil donanmaların yeniden yapılanması sürecine hatırı sayılır katkılarda bulundu. Bu çalışmada, Sultan II. Abdülhamid Dönemi boyunca Osmanlı Bahriyesi’nin hızlı değişen koşullar altındaki güvenlik hassasiyetleri ve buna bağlı olarak takip ettiği stratejik yaklaşımlar mercek altına alınmıştır. Aslında, Osmanlı karar mekanizmasında bir dönüm noktasını teşkil eden 93 Harbi ve 1897 Osmanlı-Yunan Harbi’nin, donanma stratejisindeki köklü değişimlerin kurgusunu belirleyen en önemli parametreler olduğu ifade edilebilir. Bu minvalde, Osmanlı Devleti’nin de sahip olduğu ekonomik ve sınai imkânlar doğrultusunda başta Jeune École stratejisi olmak üzere önde gelen deniz doktrinlerini kendi jeopolitik ve stratejik hassasiyetlerine göre şekillendirmesi ve bunu muharebe sahasında edindiği tecrübelere uygun biçimde tatbik etmesi dönemin şartları gözetildiğinde kaçınılmaz bir sonuçtu. Bu çalışmada, donanmanın yeniden yapılanma süreci veyahut daha bilinen bir tabirle modernizasyonun, gemi tedarik ve inşa faaliyetlerine olan dolaylı/direkt etkisi ve Osmanlı’nın deniz güvenliğinin sağlaması noktasında ne derece muvaffak olunabildiği sorgulanmıştır.
Denizci bir ulus olabilme hedefine yönelik olarak Türkiye’nin uygulaması gereken denizcilik stratejileri
Maritime strategies to fulfill Turkey?s aim to become a maritime nation
Yazar:OKTAY ÇETİN
Danışman: PROF. DR. ERTUĞRUL DOĞAN
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü / Deniz İşletmeciliği Ana Bilim Dalı
Konu:Denizcilik = Marine ; İşletme = Business Administration
Dizin:Deniz politikaları = Maritime policies ; Deniz ticareti = Sea trade ; Denizcilik = Maritime ; Denizcilik sektörü = Maritime sector ; Denizcilik tarihi = Maritime history ; Ekonomik etki = Economic effect ; Strateji = Strategy ; Stratejik gelişme = Strategy formulation ; Turizm = Tourism ; Türk denizciliği = Türkiye’s maritime ; Türkiye = Türkiye ; İşletmecilik = Business administration Onaylandı Tez No İndirme Tez Künye Durumu
302998 Pdf dosyası Doktora Türkçe 2009 342 s.
Denizci bir ulus olabilme hedefine yönelik olarak Türkiye’nin uygulaması gereken denizcilik stratejileri konulu tezim literatür taramasına dayalı bir araştırmadır. Kıyılarının toplam sınırlara oranı yaklaşık %75 olan ve toplam ithalat ve ihracatının % 88’ini deniz yoluyla yapan Türkiye, aslında bir deniz ülkesidir. Ancak, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu önemli denizcilik potansiyeli ve olanaklardan yeteri kadar yararlanabildiğimizi söylemek mümkün değildir. Bu durum; denizlerdeki hak ve çıkarlarımızın devletimiz ve ulusumuz tarafından yeterince kavranamamış olmasının bir sonucudur. Türk Denizciliğinin Büyük Amirali Barbaros HAYRETTİN’in asırlar önce söylediği ?Denizlere hâkim olan Dünyaya hâkim olur.? özdeyişinin içerdiği anlamın askeri güçten daha çok ekonomik güç olduğunun bilincinde olan ve tarih boyunca refah içinde yaşayan neredeyse tüm ulusların ortak özelliği denizi ve denizciliği tam anlamıyla benimsemiş olmalarıdır. Büyük önderimiz Atatürk’ün ?Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız? ifadesinde yer alan milli ülküyü aradan 70 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen hala kavrayamamış olmak üzücü ve düşündürücüdür. Tarihi ve gelenekleri ağırlıklı olarak kara yaşamı ve savaşları ile dolu olan bir ulusu denize yönlendirmek kolay bir iş değildir. Alışkanlıklardan vazgeçmeyi sağlayarak denizci bir ulus oluşturabilmek ancak eğitim ve ekonomi ağırlıklı bilinçli denizcilik politikalarıyla sağlanabilir.