Eski Yunan yerine Hint Düşüncesine yoğunlaşmış olsaydık keşke..
İnönü: eski Yunan
Ecevit: eski Hint
BUDA
Eğer şiddet yoluyla var oluyorsa, o kişi iyi değildir; Öte yandan kanunu koruyan, akıllı olarak var olan kişi, doğruyu yanlışı ayırt eder, bilgilidir ve başkalarına yol gösterir; böyle kişiye bilge denir.
Çok konuşan kişi bilgisiz demektir. Sabırlı olan, nefret ve korkudan uzakta olan kişiye ise bilge denir.
Çok konuşan kişi Bilge değildir.
Bir insanın saçının beyazlaşması onun saygıya değer olduğunu göstermez; onun belki yaşı çok ileridir, fakat ona boşa yaşlanmış denir.
Doğru davranan, erdemli, merhametli, kendini kontrol eden, ılımlı, aynı zamanda kirlilikten uzak ve bilgili kişiye bilge denir.
Kıskanç, cimri, sahtekar adam, sadece çok konuşmakla veya görünüşünün güzelliğiyle saygıya değer bir hale gelmez.
Bütün bu kusurları kökünden söküp atan kişi, nefretten kurtulduğu ve bilgili olduğu zaman, ona bilge denir.
Sürekli yalan söyleyen disiplinsiz kişi, sadece kafasını kazıtmakla bilge olamaz, tutkusuna ve aç gözlülüğüne esir düşmüş bir kimse hiç bilge olabilir mi?
Büyük olsun küçük olsun bütün kötülükleri susturan kişiye bilge denir; çünkü bütün kötülükleri susturmuştur.
İyiliğin ve kötülüğün üstünde olan, bu dünyayı dikkatle yaşayarak geçen namuslu kişiye bilge denir.
Sessizliğin nedeni aptallığı ve cehaleti ise o kişi bilge değildir. İyiyi seçip kötüyü bırakan, dengeli ve bilgili kişi gerçek bir bilgedir; o bu dünyada doğruyu yanlışı tartarak yaşar.
Yaşayan varlıklara zarar veren kişi bilge değildir; yaşayan varlıklara merhamet duyan kişiye bilge denir.
Sadece disiplin ve ant içmekle, çok öğrenmekle, kendinden geçmekle, tek başına uyumakla değil bütün dünyevi işlerden terk ve feragat yoluyla mutluluğu yakalarım. Tutkularını söndürmüş kişi güvende demektir.
Kaynak: Buda, Dhammapada, İş Bankası Kültür Yayınları. ss. 27-29
Budist kutsal kitapları bilge bir kişinin genellikle iyi bedensel davranış, iyi sözel davranış ve iyi zihinsel davranışla donatıldığını öğretir. (AN 3:2)
Akıllı bir insan yapması hoş olmayan ancak iyi sonuçlar veren eylemler yapar, yapması hoş olan ancak kötü sonuçlar veren eylemler yapmaz (AN 4:115).
Bilgelik kişinin kendi seçimi olan cehaletin zehiri için panzehirdir.
Buda, bilgelik konusunda çok şey söylemiştir:
Bir vakayı zorla tahkim eden kişi, bu nedenle haklı değildir. Ancak bilge adam, doğru ile yanlış arasında dikkatlice ayırım yapan kişidir.
Başkalarına şiddet kullanmadan, dürüst ve adil bir şekilde liderlik yapan kişi, gerçekten de bilge ve dürüst bir adalet koruyucusudur.
Sadece çok konuştuğu için kişi bilge değildir. Ancak sakin olan ve nefret ve korkudan arınmış olan, kesinlikle bilge bir adam olarak adlandırılır.
Aptal ve cahil ise, yalnız başına sessizlikle kişi bilge olmaz. Fakat, bir teraziyi elinde tutması gibi, iyiliğini alıp kötülüğü küçümseyen kişi bilgedir; o gerçekten de bu yüzden bir bilgedir. Hem iyiyi hem de kötüyü gerçekte olduğu gibi anlayan, gerçek bir bilge olarak adlandırılır.
Kendini empoze eden üç tozlu zehirle kapsanan (açgözlülük, öfke, cehalet) öz-doğa orijinal yüce bilgeliğini (Buda-doğası) ortaya çıkarmak için, Buda, öğrencilere, açgözlülüğü cömertlik ve disipline, öfkeyi nezaket ve meditasyona ve cehaleti bilgeliğe dönüştürerek uygulanan üç aşamalı eğitim verdi.
TAGORE
Bilim insanın yaşamından daha değerli bir şeyi yoksa insanın yaşamının da bir değeri yoktur.
Çimen topraktaki kalabalığını ara ara, ağaç gökteki yalnızlığını…
Geçmiş her zaman bizimledir, bir zamanlar gerçek olan bir şey asla yok olmaz.
Gölgesinde asla oturamayacağını bilerek ağaçlar diken bir insan, en azından yaşamın anlamını çözmeye başlamıştır.
Güneş olamazsan yıldız ol, ama gökteki en parlak yıldız sen ol.
Güneşi gözden kaçırdım diye ağlarsan, yıldızları da göremezsin.
Sevincin kapaklarını acıların anahtarları ile açacağız.
İyilik ve kötülük kavramlarını aklından çıkarma, başkalarının sözleri, eylemlere seni etkilemesin. Modern dünyanın göz alıcı yapaylıkları seni bozmasın. Yalın ve düz bir yaşam sür, Zenginin sarayına da, yoksulun kulübesine de gönül rahatlığıyla açık alınla girer.
İyilikle kötülüğün çekiştiği çok saatler geçirdim; ama şimdi boş günlerimin arkadaşı hoşlanıyor kalbimi kendine çekmekten; hangi faydasız saçmalık için gelmiş bu çabuk çağrı, anlamıyorum.Her yeni doğan çocuk, tanrının insanlardan umudunu kesmediğini gösterir.
Hey güzellik aşkta gör kendini, aynanın övgüsünü bırak.
Hiçbir şey saklamadan, hayatımı apaçık önüne serdim. Bu yüzden seçemiyorsun beni.
İnanç, şafak hala sökmemişken ışığı hisseden bir kuştur.
İnsanlardan saklanmak mı istiyorsunuz, hayatınızı apaçık önlerine serin ve çözemesinler sizi!
İstediğin zaman ışığı söndür, senin karanlığını da tanır ve severim.
İştahın yok diye, yemeğine kızma.
Kelebek ayları değil anları sayar ve yeterince de vakti vardır.
Kimse bize ait değildir
Kuş, bir bulut olayım, ah! diyor, bulutun dileği ise bir kuş olmak.
Mutlu olmak çok basittir ama basit yaşamak çok zordur.
Mutluluğun kabullenmeyle, mutsuzluğun beklentiler ve hayatın tutturduğu yol arasındaki mesafe ile çok ilgili olduğunu öğrendim.
Mümkün gayrı mümküne sorar: sen nerede oturursun? Öbürü cevap verir: acizim rüyalarında.
Ölü sözcüklerin tozu senin üzerine asılı kalıyor. Ruhunu sessizlikle yıka.
Ölüm kapını çaldığı gün ona ne ikram edeceksin?
Yapraklarını koparmakla güzelliğini toplayamazsınız çiçeğin.Sakin sakin otur yüreğim, toz kaldırma. Bırak, dünya sana gelecek yolu, kendisi bulsun.
Toprağın esaretinden kurtulmak ağaç için bir özgürlük değildir.
Uyudum, rüyamda hayatın sevinç olduğunu gördüm, sonra uyandım, hayatın görevli olduğunu anladım. Çalışmaya başladığımda bir de baktım, görev de sevinç olabiliyormuş.
İnsan, hayvansal isteklerle, manevi özlemler arasında yaşayan bir Sınır boyu yaratığıdır. Yalnızca doğa isteklerine göre ayarlanmış hayat ona huzur veremez.Yanlış, güçlenmekle hiçbir zaman doğru hale gelmez.
Yıldızlar ateşböceği zannedilmekten korkmazlar.
Yükseklere uzan, yıldızlar senin içinde saklı yatıyor. Yürekten hayal et, hedeflerin öncesinde hayaller geliyor.
Zarif bir yağmur damlası fısıldadı yaseminin kulağına: daima yüreğinde tut beni, ne olur! Yasemincik, ama ben diyebildi iç geçirdi derinden, usulca ve sonra toprağa düşüverdi.
Mahatma Gandi
Acı çeke çeke öğreneceğiz!.
Altın prangalar, demir olanlardan daha çok canınızı yakar.
Amaçlar hiçbir zaman geri çekilmezler. Memnuniyet, ona ulaşmakta değil, ona ulaşmak için sarf edilen çabadadır.
Basit bir hayat sür ki, başkaları da var olabilsin.
Ben kimseden beni izlemesini istemiyorum. Herkes kendi içindeki sesi takip etsin yeter.
Bu çağın ihtiyacı ortak bir din değil, farklı dinlere bağlı insanlar arasındaki karşılıklı hoşgörü ve saygıdır.
Bu evrende hiç kimse üstün ya da değersiz değildir.
Dinler aynı noktada birleşen farklı yollardır. Aynı amaca ulaşacak olduktan sonra, farklı yolları seçmemizin bir önemi yoktur.
Doğuştan gelen, kendiliğinden oluşan üstünlük gibi bir kavram olamaz. Tüm kalbimle inanıyorum ki tüm insanlık eşit doğar.
Dünya herkesin ihtiyacını yetecek kadarını sağlar, hırslarına yetecek olanı değil.
Dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi siz olun.
Düşünceyi engellemek, zihni engellemeye çalışmak gibidir. Bu, rüzgârı engellemekten daha zordur.
Efendileri tarafından ona değersiz olduğu öğretilmiştir.
Gerçek eğitim, insanın kendisindeki en iyiyi ortaya çıkarması içindir.
Gerçek zafer, tüm gücünüzle çabalamaya devam etmekte yatar.
Gördüğünüz en fakir veya en güçsüz insanın yüzünü gözünüzün önüne getiren ve atmayı düşündüğünüz adımın bu kişiye bir fayda sağlayıp sağlamayacağına karar verin. Adaletsiz rejimi adaletle yıkın, alkışların karşısına kansız ellerinizle çıkın.
Her sabah uyandığımda kendime söz verdim; Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği, adaletle yıkacağım.
İnsanlığın sonunu getirecek olan şunlardır; İlkesiz siyaset, çalışmadan sahip olunan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisini yok sayan bilim, vicdandan yoksun bir din anlayışı.
Kendin için bir şey yapmayacaksan kim yapacak? Başkası için bir şey yapmadan yaşamanın ne anlamı var? Şimdi yapmayacaksan ne zaman?
Mustafa Kemal İngilizleri yeninceye kadar Tanrı’yı da İngiliz sanıyordum.
Öfke bir asit gibidir, üzerinde döküldüğü herhangi bir şeye verdiği zarardan çok daha fazlasını, içerisinde durduğu kaba verir.
Önce önemsemezler, sonra gülerler, sonra kıskanırlar ve sonunda yenilirler.
Saygı her zaman Erdem’in emrindedir, ancak erdem sahibi biri kendisini beğenmeye başlarsa, sahip olduğu erdemin dünya gözünde hiçbir değeri kalmayacaktır.
Sevgi dünyadaki en incelikli güçtür.
Siz kendi elinizle teslim etmedikçe, kimse kendinize olan saygınızı elinizden alamaz. Haksızlığa sapıp bütün insanları takipçin yapacağına, adaletle hareket ettiğin yolda yalnız kalmak daha iyidir.
Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.
Şiddet bir ya da birkaç kötü yöneticiyi yok edebilir ama onların yerine yenileri gelecektir. Tüm toplumun benim görüşlerimi benimseyeceği ana kadar beklemeyeceğim, hemen kendi kendime başlayacağım.
Tiranlar ve katiller olmuştur, hatta bir süre yenilmez sanılmışlardır ama sonunda mutlaka kaybetmişlerdir.
Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiçbir dava yok.
Umutsuzluğa kapıldığımda, tarih boyunca doğruluk ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım.
Üstün bir sınıfa ait olduğunu iddia eden kişi üstün değildir ve kendisinin değersiz olduğuna inanan kişi de cehaletinin kurbanıdır.
Yeryüzü için yaptıklarınız önemsiz olacaktır, önemli olan onları sizin yapmış olmanızdır.