Bursalı Mehmet Tahir Bey
- Kuruluş: 2.Göktürk İmparatorluğu. Osmanlı İmparatorluğu
- Osman Gazi – Şeyh Edebali
- Bilge Kağan – Bilge Tonyukuk
- Çugay Dağları (Yinshan) – Uludağ Olimpos
- İpek Yolu- Tonyukuk Yolu
- Asya
- İpek
- Ötüken- Bursa Yaylaları
- Kutsal dağ mitosu
- İlk başkent
- İnanç.Dini merkez
- Asyaya gidip gelen kurucu düşünürler (Molla Fenârî, Kadızade Rumi)
Ötüken (Eski Türkçe: 𐰇𐱅𐰰𐰤 , Ötüken), Türk, Moğol ve Orta Asya tarihlerinde kutsal başke
Beş Şehir/ Bursa
Bursalı düşünürler:
- Davudu Kayseri: Yıldırım Beyazıt. İlk Osmanlı medreselerinin kurucusu, başmüderrisidir.[1] Muhyiddin Arabi‘nin Vahdet-i Vücud denilen sufi öğretisinin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk temsilcilerinden ve yorumcularından birisidir. Fars.
- Molla Fenârî (1350-1430) doğum Mversünnehir. ilk Şeyhülislam. Herat. Buhara. Semerkand). Yıldırım Beyazıt
- Kadızade-i Rumi (Maveraünnehir. Cürcan. Horasan) (1364-1436) Matematik. Astronomi. Uluğ Bey, Ali Kuşçu. Riyazi tefekkür. Fatih devri.
- Süleyman Çelebi
- Bursalı İsmail Hakkı. (1653-1715) Ansiklopedist. Tasavvuf. 125i aşkın eser.
- Bursalı Mehmet Tahir. (1861-1925) Osmanlı Müellifleri. En önemli eseri 1915-1924 yılları arasında 3 ciltte tamamladığı Osmanlı Müellifleri’dir. 30 yıllık bir araştırmanın ürünü olan eser 1691 önemli Osmanlı şeyh, fakih, şair, tar
ihçi, hekim, matematikçi ve coğrafyacısının biyografilerini faaliyet alanlarına göre düzenlenmiş şekilde içermektedir. Bu yazarların 9000’i aşkın eserinden bahsini vermiş, belirli konularda liste ve tabloları da eserine eklemiştir. Günümüz Osmanlı araştırmacıları açısından, döneminin şartlarından kaynaklanan eksiklerine ve özellikle son cildinin büyük maddi sıkıntılar içinde tamamlanabilmiş olmasına rağmen, temel bir kaynak kitap niteliği sürmektedir. - Ahmet Vefik Paşa
- Divan Edebiyatı şairlerinden Şair Ahmet Paşa, Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi, Tanzimat Devri yazarlarından Ahmet Vefik Paşa, Cumhuriyet Dönemi şairlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar gibi edebiyatın bütün alanlarında ürünler veren sanatçılar sayesinde Bursa’da zengin bir edebi birikim oluşmuştur”
Osmanlı hukuk sisteminin kurulduğu şehir. Tonyukuk Yazıtı
………………………………
Bursa’nın, sultanlığı hedefleyen Yıldırım Bayezid’in politik hedeflerinin örnek şehri olduğunu belirterek Bayezid’in sultan olabilmek için bir şehre gerekli yüksek İslâm kültürünü, ilim ve o ilmi besleyecek kurum ve eserler bakımından kurmaya gayret ettiğini; bu amaçla da hem Ulu Camii’yi ve medreseleri yaptırdığını hem de Dâvûd Kayserî gibi aynı zihniyeti temellük ve temessül etmiş Molla Fenârî’yi Bursa’ya davet ettiğini anlattı.
Fazlıoğlu, Molla Fenârî’nin, Bursa’da bir araya getirdiği değişik kültürel birikimleri yoğurarak farklı kültür havzalarından şehre gelen âlimlerin sunduğu imkânlar üzerinden bir zihniyet yaratmak bakımından önemli bir rolü haiz olduğunu ve onun üstlendiği bu rolün İstanbul’u hazırladığını vurguladı.
Fazlıoğlu, Molla Fenârî’yi önemli ve ayrıcalıklı kılanın Osmanlıların mevcut imkânlarıyla sınırlı kalmayışı olduğunu vurguladı ve gelişmeye muhtaç diğer ilmî alanlardaki önemli isimleri Bursa’ya davet etmesinin, tasarladığı faaliyetleri tüm cepheleriyle hesap ederek hayata geçirmesinin, çok yönlü bir organizasyon zekâsına sahip olmasının onu farklı kıldığına dikkat çekti.
Molla Fenârî ve onun talebeleri ile Bursa’da bi’l-kuvve haline olanın İstanbul’da bi’l-fiil hale geldiğini vurguladı. Bu sayede Osmanlı ilmî hayatı lisânî, dinî, irfânî ve amelî ilimler yanında mantıkî, usûlî, kelâmî ve riyâzî tarafını da güçlendirdi.
Osmanlı ilim dünyasının Molla Fenârî ve okulu sayesinde sadece alan değil veren, katkıda bulunan konuma da geçtiğini belirterek Osmanlı ilmî seviyesinin yüz yıl gibi bir sürede kadim kültür havzalarıyla eş değer konuma gelmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı…
Fazlıoğlu, Bursa menşeli âlimlerin sonraki yüzyıllarda da Osmanlı ilim dünyasına katkıda bulunmaya devam ettiğini belirterek üç örnek üzerinde durdu: Çeşitli ilimlerde âlim olmakla birlikte daha çok coğrafya alanında tanınan ve üç dilde okuyup yazabilen Muhammed Sipahizâde (ö. 1589); müfessir, matematikçi ve sûfî Mevczâde diye bilinen Abdurrahman Bursevî (ö. 1748); yine çok etkili bir sûfî-ârif olan ve hala Türk kültür hayatında karşılık bulan Ruhû’l-Beyân adlı iş’ârî tefsirin müellifi İsmail Hakkı Bursevî (ö. 1725)…