İbrahim Hoca’nın herkesçe bilinen kıvrak zekası ve vizyonerliği..
Hocamızı kapıda karşıladık ve hemen sohbete başladık. Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım. Sohbet değil müthiş bir öğreti idi. Yöneticiler için MBA programı öneriyordu. Öğrenmede “merak” ve “hikâyenin” önemini vurgulayıp, dersleri nasıl tasarladığını anlattı. Öğrenirken gülümsemenin akılda kalıcılıkla ilişkisini anlattı. Anlatırken karikatür çiziyordu. Tüm konuları “case”lerle kurguluyordu. Gerçekten, dünyadaki rakiplerinden de çok ama çok farklıydı. Müthiş bir vizyon, inanılmaz bir yaratıcılık…
İbrahim Hocamız tam da bizim aradığımız bir konuşmacıydı, CV’sini okuduğumda hayranlık uyandırmıştı. Bu etkinliğimize gelmemesinden korkarak konuk konuşmacı olarak davet ettik, nezaket gösterdi, davetimizi kabul etti. Yaptığı konuşması ve vizyonu ile özel okul yöneticilerinde ve öğretmenlerde farkındalık yaratmıştı yani eğitime dokunmuştu, etkinliğimiz de amacına ulaşmıştı (Mekanı cennet olsun!)…
Sizlere onun vizyoner kişiliğinden bahsetmeyeceğim. Muhtemelen hepiniz onu benden çok önce tanıdınız, çok daha iyi tanıyorsunuz. Bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik şartlar hakkındaki görüşlerini 2000 yılında basılan “
Değişim ve Yaratıcılık” isimli kitabın 107. sayfasında bulabilirsiniz….
Vakıf Vizyonu, 2005
İbrahim Kavrakoğlu, benim şu anda Onursal Başkanı olduğum Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın Mütevelli Heyeti üyesiydi, eşi Füsun Kavrakoğlu ile birlikte. Müthiş bir vizyona, yoğun çözümleyici düşüncelere sahipti. Eşiyle birlikte zaman zaman yaptığımız her sohbetten zenginleşerek ayrılırdım. Mükemmel bir gezgin olan Füsun Hanım’la gezdiğimiz yerler hakkında konuşurken o akıl almaz yeni bilgilerle bize katkıda bulunurdu. Ama bir keresinde Vakıf’ta gündemli bir toplantı yaptık, Vakfın çalışmaları üzerine. İnanılmaz bir konu hakimiyetiyle bize şaşırtıcı bir gelecek programı çizmişti. Kuruluşlar hakkında çok bilgiliydi, onu biliyorduk, ama özelde vakıflar hakkında da şaşırtıcı bir bilgiye sahipti. Fiziksel ve mali nedenlerle onun dediklerini hayata geçiremedik. Ama cümleleri hala aklımda. İbrahim Hoca’nın bir de böyle vakıfçılık yanı vardı. Eğitim dünyamız ve sanayi alemi için büyük bir kayıp. Işıklar içinde yatsın…