Türkler Asya’nın doğu ve orta kesimlerinde yaşarlarken öncelikle step üzerindeki doğal güzergahlar üzerinden kuzeyden Avrupa’nın içlerine Tuna boyuna kadar uzanmış olan dördüncü yüzyılda Avrupa’da Hun imparatorluğu hüküm sürmekteydi.
Asya ve Avrupa’da Hun imparatorlukları yaşamaktaydı.
Bu kez de akınlarla Hindistan alt kıtasına ulaşan Türkler de orada 1800 lü yılların sonlarına kadar 1000 yıl boyunca hakimiyet sağlamışlardı.
Ayrıca Maveraünnehir bölgesindeki Semerkant Buhara gibi İranlı kültürün egemen olduğu bölgeyi de Türkleştirmişler ve İran üzerinden, ayrıca Suriye üzerinden de bugünkü Türkiye’ye giriş yapmışlar, burayı vatan haline getirmişlerdir.
Dokuzuncu yüzyılda ise bu kez Tolunoğuları ve Kıpçaklar Kuzey Afrika‘da devletler kurmuşlardı.
Görüldüğü üzere Asya kıtasının hem Avrupa hem Afrika’ya karasal yoldan doğal geçiş yolları söz konusuydu ve Türkler bu yolları kullanarak Avrupa ve Afrika kıtalarına da yol almışlardı.
Bu durumda her üç kıta da Türkler açısından bir bütünlük göstermektedir. Türkleri burada bahsettiğimiz üç katının sadece bir tanesine inhisar ettiremeyiz.
Asya, Avrupa, Afrika kıtaları Türklerin doğal yerleşim alanları olmuştu.