Türk şairlerinin Türkiye dışında oluşturduğu koloniler, Tuna nehri, Adriyatik kıyıları, Akdeniz, Adalar Denizi, İyon Denizi, Karadeniz kıyıları ve Nil nehri kıyıları, Doğu Akdeniz, Levant ve Kuzey Afrika kıyılarındaki şehirler ve limanlar, Suriye ve Irak‘taki Fırat, Dicle nehirleri kıyıları, Hazar denizi kıyıları, Maveraünnehir (Seyhun, Ceyhun) kıyıları, Basra körfezi kıyıları, Volga nehri, İndus ve Yamuna nehirleri, Doğu Türkistan’daki vaha kentler, Yenisey, Orhun, Selenga, Tola ırmak kenarlarındaki şehirler ve yerleşim yerlerinde söz konusu olmuştur.
Türk şiiri, tarih boyunca, sekizinci yüzyıldan itibaren, Avrupa, Asya, Afrika kıtalarından tespit edebildiğimiz iki yüzü aşkın şair tarafından özellikle deniz ve su kenarlarında yazılmış olan, geniş coğrafyaları kendine mekan edinmiş özgün bir edebi türdür.
Yönler olarak bakıldığında batıda Macaristan’ın Peç kentinden, doğuda Doğu Türkistan’ın Turfan kentine ve güneyde Arabistan’ın Mekke kentinden, kuzeyde Tataristan’ın Kazan kentine kadar çok geniş bir yeryüzü parçasında, Türk dilinde şiirler bu geniş coğrafyalardaki duygu ve düşüncelere şiir dileğiyle seslendirmişlerdir.
O halde hedeflenmesi gereken abidevî tarihçimiz, iktisat tarihçimiz Ömer Lütfi Barkan‘ın “Kolonizatör Türk Dervişleri” kitabında örneğini verdiği şekilde Türk şairlerin de kendilerini bir kolonizatör olarak hissederek Türkler üzerinden bu söz konusu Türkçe konuşulan 58 ülkelerdeki şairler ile temasa geçerek, Türk dilini şiirler yolu ile bir dünya dili haline dönüştürmeleridir.
Terim olarak “kolonizatör,” genellikle sömürgeleştirme anlamına gelir ve bu bağlamda Türk dervişleri ile pek ilişkilendirilmez. Türk dervişleri genellikle manevi öğretileri yayma, insanlara rehberlik etme ve yardıma ihtiyaç duyanlara hizmet etme amacıyla faaliyet gösterir. Ancak tarih boyunca, bazı dervişler farklı bölgelere seyahat edip İslam’ı yayma amacıyla faaliyet göstermiş olabilir. Ancak, bu faaliyetler genellikle barışçıl misyonlar olmuştur.
Önümüzdeki en çarpıcı örnek ise İngilizcenin evrensel şairi Shakespeare‘in tiyatro eserleri üzerinden bir dünya dili haline dönüşmesidir. Türkçe de aslen bir dünya dilidir ve şairlerimizin dünyası sadece Türk coğrafyası ile sınırlı değildir. Evrensel açılım, Türk dili üzerinden, Türklerin yaşadığı coğrafyalardaki insan toplulukları üzerinden ve birlik içinde çokluk ilkesini yaşatarak hedeflenmelidir.
Firdevsi‘nin Şahnamesi ile Fars dili Arapça etkisini üzerinden atmış, Yusuf Has Hacip‘in Kutadgu Bilig’i Türkçenin ilk yazılı eseri olarak yayınlanmış, Yunus Emre şiirleri ile Türkçe’nin ilk sözlüğünü geliştirmiş, Şekspir ise tiyatro eserleri ile İngiliz dilini şiirselleştirerek dünya dili haline getirmiştir.
İran, Türkistan, Türkiye ve İngiltere örnekleri şiirin muazzam gücünün en göze batan örnekleridir.
Türk şiirinin dünyada iz bıraktığımız coğrafyalar özelinde incelenmesi elzemdir. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarındaki 200’ü aşkın şehir ve yerleşimlerde doğan şairler Türkçe şiirler yazmışlardır.
Şiir sadece Türkiye coğrafyasına indirgendiği için kısır kalıyor ve böylece Türk kavramı da soyut kaldığı için bu konunun peşine düştüm.
Türk Şairlerin Şehirleri (İlk10)- (720-2020 yılları arası)
Bağdat | 85 | ASYA |
Selanik | 51 | RUMELİ |
Tebriz | 49 | ASYA |
Üsküp | 47 | RUMELİ |
Kerkük | 43 | ASYA |
Manastır | 40 | RUMELİ |
Prizren | 35 | RUMELİ |
Şamahı | 30 | ASYA |
Filibe | 27 | RUMELİ |
Yenişehir (Larissa) | 25 | RUMELİ |
Toplam 432
Levendname Şiirlerde bu ilk 10 şehirden;
- Bağdat
- Selanik
- Üsküp
- Manastır
- Filibe
yeralmaktadır.
Levendname Şiirler Söyleşisi
Levendname Şiirler’de Kişiler Galerisi
Türkiye dışındaki Türkçe Şairler