Kapak Fotoğrafı: Fatih Parkı’ndan İtfaiyeden Taş Mektep’e Sokak 21 Aralık 1974
© Copyright photo by Levent Ağaoğlu
Fatih Camiine giden yol üzerinde oto yedek parça dükkanı, saat tamircisi ve esnaf lokantası. Temiz akça pakça giyimli karakaş, karabıyık seyyar satıcılar.
Camekanlı araba tezgahlarında soğuk tostlar. İstanbul sokak lezzetleri.
Hava soğuk mu soğuk, yumruklar soğuktan sımsıkı. Fatih Hava Şehitleri Parkından Taş Mektepe giden yol. 21 Aralık 1974
Küresel olarak sosyal adalet
Küresel olarak sosyal adalet. Merhaba arkadaşlar bugün 10 Şubat 2023. O zaman sosyal adaletten bahsedeceğiz.
Küresel olarak sosyal adalet. Öncelikle, beş gün önce Pazartesi günü Türkiye’de çok şiddetli bir deprem oldu.
Bu gerçekten çok şiddetli. Türkiye’nin güneyinde oldu ve ardından sayılar hızla artıyor. Şu noktadan bahsetmek istiyorum, öncelikle Türkiye’de ızdırap çekiyoruz. İstanbul’dan arıyorum.
Ama bu Türkiye’de 10 ilde daha var. 18’den fazla ülke kurtarma ekiplerini gönderdi. Bu çok iyi bir haber ancak insanlar çok fazla acı çekiyor ve bu nedenle şu anda bizim üzüntümüz bu.
Sosyal adalet konumuza gelecek olursak, 10 başlık içinde hızla tüm dünyada sosyal adalet konusuna geçeceğim.
En Zengin ve En Yoksul
Dünyanın en zengin yüzde 10’u gelirin yüzde 52’sini alırken, en fakir yüzde 50’si toplam gelirin sadece yüzde 8’ini alıyor.
Toplumsal Değer Kavramı
Her şeyden önce, sosyal kavram kavramına geliyoruz. Değer ve zenginlik toplumsal olarak üretilir. Bu değeri ve zenginliği insan üretir. İşçi olarak insanlar üretimi yapar. Sonra beyaz yakalılar ve maviler hep birlikte değer yaratıyorlar. Ancak bu üretim değerinin dağılımı için en çok yüzdeleri kim alıyor?
Üretim sosyal olmasına rağmen, sadece yüzde 10’luk bir gelir yüzde 52’dir. Bu değeri tek başlarına yapabilirler mi?. Hayır, insana ihtiyaçları var. İhtiyaç duyuyorlar ama neden insanlar çok daha az değerde gelir elde ediyorlar. Bu çok büyük bir soru. Çözümleriyle nasıl cevaplanabileceğini anlatacağım.
Üretim toplumsaldır ama paylaşım sınırlı bireyler tarafından yapılır. Hayır kabul edilemez.
Adalet Kavramı
İkincisi, adalet kavramı sadece mahkemelerde değildir. Adalet hayatın içinde olmalıdır. Adalet sadece mahkemelerde geçerlidir. Mahkemeye gidelim ondan sonra hakim ne yapacak görelim. Hayat adalet içinde olmalıdır.
Nasıl olacak gerçekten çok evrensel bir sorun. Dünya nüfusu 8 milyarın üzerinde ve 800 milyon gelirin yüzde 52’sini alıyor. Kabul edilebilir mi?.
Jüstinyen ve Roma Hukuku
Ardından adalet için noktalara geliyoruz. Justinianus’u hatırladım. O bir Roma imparatoruydu. Ve sonra benim şehrim İstanbul Türkiye coğrafyasındaydı. Evime 15 dakika uzaklıkta Roman Palace vardı. Ne yaptı. Dünyada adaleti temsil ediyordu. Çünkü tarihte ilk defa adalet için Roma Hukuku’nu vasıflandırmıştır. Kanunu kodladı ve ardından Ayasofya Kilisesi’ni de inşa etti. İstanbul’daki Ortodoks kilisesi olan MS 550’deki en büyük kiliseydi. O harika bir adamdı. Roma Hukuku olan adalet kanununu yazdı.
Birleşmiş Milletler
Kurumlar noktasına geldiğimizde Birleşmiş Milletler’dir. Milletler bölünmüş demektir. Evrenden dünyaya baktığımızda sadece coğrafyayı, fiziki haritayı görüyoruz. Neden dünyayı milletler olarak bölüyoruz?
Kurumun adı neden Birleşik İnsanlık değil?
Kurumlar
Bu çok önemli ve ikinci olarak son noktaya gelecek olursak dünyanın her yerindeki kurumları kullanmamız gerekiyor ve mevcut kurumlar tatmin edici değil.
İş hayatı
İş hayatında da adalet yok çünkü paylaşım doğru bir şekilde değil.
Meşrulaştırma
İnsanlık sosyal adalet için günlük yaşamda bir çözüm bulmalıdır. Bu durumda adalet haklıdır, aksi halde adalet sadece mahkemelerde gerçekleşir. Mahkemelere gitmek zorunda değiliz. Günlük yaşam için gerekçelendirilmelidir.
Öyleyse tüm arkadaşlarımın sosyal adaletli günleri olsun.
O zaman iyi günler, şimdilik hoşçakalın