Megalo İdea, 19. yüzyılda ortaya çıkan ve Yunanistan’ın Bizans İmparatorluğu’nun eski sınırlarını yeniden kurarak, tüm Rumları tek bir devlet çatısı altında birleştirmeyi amaçlayan bir milliyetçi ideolojidir. Bu ideoloji, Yunanistan’ın bağımsızlık mücadelesi sırasında ve sonrasında önemli bir rol oynamış olsa da, resmi bir devlet politikası haline gelmemiştir.
Megalo İdea’nın bazı unsurları, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Yunan dış politikasını etkilemiştir. Örneğin, Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yürüttüğü savaşlar ve Anadolu’nun işgali, Megalo İdea’nın birer uzantısı olarak görülebilir.
Ancak, Megalo İdea’nın tamamını gerçekleştirmek mümkün olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve Balkan Savaşları’ndaki yenilgiler, Megalo İdea’nın uygulanabilirliğini sınırlamıştır.
Günümüzde Megalo İdea, Yunanistan’da hala popüler bir ideoloji olmaya devam etmektedir. Fakat, resmi bir devlet politikası olarak kabul görmemektedir.
Megalo İdea’nın Yunan Meclisi’nde tartışılsalar da, herhangi bir yasal düzenlemeyle kabul edilmemiştir.
Megalo İdea ile ilgili bazı önemli noktalar:
- Tek bir tanım yoktur: Megalo İdea’nın tam olarak neyi ifade ettiği konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bazıları bu ideolojinin tüm Rumları kapsadığını savunurken, bazıları sadece Ortodoks Rumları kapsadığını savunmaktadır.
- Tartışmalı bir ideolojidir: Megalo İdea, bölgede gerginliklere yol açan ve komşu ülkelerle ilişkileri zedeleyen bir ideoloji olarak değerlendirilmektedir.
- Günümüzde hala etkilidir: Megalo İdea, Yunanistan’ın dış politikasını ve milliyetçi söylemini hala etkilemektedir.
Megalo İdea hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, aşağıdaki kaynaklara göz atabilirsiniz:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Velestinli_Rigas
Şair Rigas Ferreros, ilk Megali İdea haritasını çizerek 1796’dan itibaren Rumlara dağıtmaya başladı. İstanbul başta olmak üzere; Kıbrıs, Girit ve Rodos Adaları, Trakya, Anadolu’nun batısı gibi bölgeler, Megali İdea’nın fikir haritası oldular. XIX. yüzyıl başlarında, sayıları, sayılan bölgede Türk nüfusun karşısında azınlık olarak kalan Rumlar, resmi dilleri Yunanca olan Helen Cumhuriyeti’nin teorik temellerini atmışlardı.