“Ey, mışıl mışıl uyuyan ve birbiriyle uğraşan cahiller!
Daha ne kadar gaflet uykunuzda debeleneceksiniz?
Daha ne kadar içinde yaşadığınız esaret koşullarına katlanacaksınız?
Açın gözlerinizi artık.
Geleceğe dönün yüzünüzü.
Bakın dünyanın nerelere geldiğini.
Bilim ve eğitime önem veren kavimler, doğanın sırlarını birbiri peşi sıra aralıyor ve insanlığı aydınlığa çıkarıyor. Fakat siz, aklınızı hâlâ size hiçbir yararı olmayan batıl inanç ve hurafelerle bozmuşsunuz.
Yetmiyor mu bu kadar aşağılandığınız!
Utanmıyor musunuz!
Bu çağda, cahil şeyhlerinizin el eteğini öpmeyi bir marifet sayıp, kendinizi bu kadar alçaltmaya hala mı doyamadınız?
Çocuklarınız da günden güne size benzemekte, zamanlarını bilime ve kültüre değil, insana hiçbir yararı olmayan oyun ve eğlencelere harcamakta.
Zihinlerinde ve kalplerinde iyilik ve güzellik değil, şiddet ve öfke kabarmakta.
Daha ne kadar katlanacaksınız bu hayata?”
***
Namık Kemal 1840-1888
(“Rüya” adlı kitabından.)
………………………….
Atatürk, 23 Nisan 1920‘de TBMM’nin açılışını yaparak ulusal egemenliği ilan eder…
Bu tarihten tam 48 yıl önce, 23 Nisan 1872‘de Namık Kemal’in devrimci eserlerinden biri olan “Görülmüş Bir Rüyadır” adlı kitabı yayımlanır. Eser, Abdülhamit tarafından anında yasaklanır.
Ancak bu eserin okunması engellenemez, yeni baskıları elden ele dolaşır.
Atatürk anılarında, N. Kemal’in eserlerini okuyarak siyasi fikirlerini edindiklerini şöyle anlatır:
“Harbiye senelerinde siyaset fikirleri baş gösterdi. Vaziyet hakkında henüz kesin bir görüş ortaya koyamıyorduk. Dönem Abdülhamit dönemiydi. [Namık] Kemal beyin kitaplarını okuyorduk. Çok sıkı takip ediliyorduk. Kitaplarını çoğunlukla koğuş yattıktan sonra okuma imkanı buluyorduk. Bunun gibi vatanseverliği aşılayan eserleri okuyanlara yönelik takibat yapılması, işlerin içinde bir berbatlık olduğunu hissediyorduk…”
Atatürk ve onun kuşağı, Namık Kemal’in “Rüya” adlı kitabını okuyarak, Özgürlük, Bağımsızlık, Aydınlanma, Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkelerini benimsemişlerdi.
İnsanı titreten bu sesi, bilincinde ve yüreğinde hisseden Atatürk, henüz genç bir subayken 1903’te arkadaşlarına yaptığı bir konuşmada şunları söyler:
“Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok oluş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir. Tarih bugün biz evlatlarına büyük vazifeler yüklüyor… Kahredici bir istibdada karşı ancak devrimle cevap vermek ve köhneleşmiş çürük idareyi yıkmak, milleti iktidar yapmak, kısacası vatanı kurtarmak için sizi vazifeye davet ediyorum!”
Rüya’nın yayımlandığı gün olan, 23 Nisan 1920‘de Atatürk, TBMM’nin kuruluşunu ilan ederek, bir nevi Namık Kemal’e felsefi ve siyasi bağlılığını da ilan etmiş olmaktadır. https://x.com/Sadik0707/status/1810245653244596445