Türk İnsanı’nın Ruhu
*******************************
Okul müfredatlarında dini referanslardan yola çıkarak tarikat ve cemaatlerin nezaret ve yönlendirmesiyle müfredatı ideolojik bir içeriğe büründürmek, geleceğimizi de kendimize yabancılaştırmanın en kestirme bir yoludur.
Oysa ki çıkacağımız yol kendimiz ile başlamalı, bu da kendi tarihimizden süzülen karakter ve ruhumuzun açıklanması ve aydınlatılması ile mümkün olacaktır. Kendimize ilişkin destanlar ve ardından yazıtlar çağından başlamak üzere ardından yazmalar ve matbaanın ülkemize gecikerek de olsa girişi ile birlikte yazılar ana referans kaynaklarımızdır. Bu eserlerde biz kendimizi bulmaktayız ve kaynağımız dilimizdir Türkçemizdir.
Sistematik bir inceleme neticesinde Bilge Tonyukuk’u ilk yazılı metninden başlayıp Yunus Emre’nin şiirleri dahil olan 700 yıla yaklaşan dönem içerisindeki yazılmış metinlerde kendi gerçekliğimiz ve karakterimiz olanca çıplaklığı ve netliğiyle düşünürlerimiz tarafından ortaya konulmuş bulunmaktadır.
Önemli olan bu kendi referanslarımızın çocuklarımıza ve gençlerimize eğitim öğretim sistematiği içerisinde aktarılması ve üzerlerinde istişareler, münazara ve söyleşiler yapılarak derinliğine içselleştirilmesidir.