Home Blog Page 3

Atatürk’ün Türk Tarih Tezi A.T3. Sunum ve Söyleşi (Video)

 

SUNUM Slaytları için Lütfen aşağıdaki linki TIKLAYINIZ. Atatürk’ün Türk Tarih Tezi GÖRSELLİ Sunum

Atatürk ve Celal Bayar

 

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/mahmut-celal-bayar-1883-1986/

Celal Bayar ve İsmet İnönü’nün Milli Mücadele’ye Katılımları

Celal Bayar ve İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli roller oynamış iki devlet adamıdır. Her ikisi de Milli Mücadele’ye aktif olarak katılmış, ancak farklı dönemlerde ve farklı cephelerde görev almışlardır.

  • Celal Bayar: Milli Mücadele’ye daha çok savaşın başlarında, 1919 yılı civarında katılmıştır. İzmir’in işgali üzerine Söke yöresindeki ulusal direnişe katılmış, daha sonra Denizli ve Akhisar cephelerinde görev almıştır. Yani, Milli Mücadele’nin ilk yıllarından itibaren aktif bir rol oynamıştır.

  • İsmet İnönü: Milli Mücadele’ye daha sonra, 1920 yılında Anadolu’ya geçerek katılmıştır. Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Vekili (Genelkurmay Başkanı) olarak görev almış, I. ve II. İnönü savaşlarını kazanmıştır. Büyük Taarruz’da Batı Cephesi Komutanı olarak görev yapmıştır. Yani, Milli Mücadele’nin daha kritik ve belirleyici dönemlerinde önemli bir komutan olarak yer almıştır.

Özetle:

  • Celal Bayar: Milli Mücadele’nin başından itibaren, özellikle savaşın ilk yıllarında aktif olarak görev almıştır.
  • İsmet İnönü: Milli Mücadele’ye daha sonra katılmış, ancak savaşın seyrini değiştiren önemli zaferlerde rol oynayarak, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasında büyük katkı sağlamıştır.

Not: Her iki devlet adamı da Milli Mücadele boyunca farklı görevlerde bulunmuş ve savaşın farklı aşamalarında önemli katkılar sağlamışlardır. Bu nedenle, tek bir yıl belirlemek yerine, genel olarak savaşın başından itibaren Milli Mücadele’ye katıldıklarını söylemek daha doğru olacaktır.

Daha fazla bilgi için:

Soğuk Savaş döneminde Çankaya’da iki gizli toplantı

Göbeklitepe’ye Giden Yol Konferans Tüyap Kitap Fuarı İstanbul. Mehmet Kenan Yelken. 7 Kasım 2024

 

 

7 Soru – Cevap

 

 

 

6

 

5

 

4

 

3

2

1

 

Deniz ve Su Seyahatnamesi Söyleşilerim

 

. Kanallar açarak bataklıkları kurutmak
. Muhtelif tarzda sulama usulleri
. Gemi inşa etmek
. Denizlerde dolaşmak kabiliyeti

Bütün bu saydıklarımız dünyada ve bütün insanlıkta ilk medeni eserlerdir.
Bu medeni eserleri bütün dünya ve insanlıkta ilk yapmış ve yaymış olan insanlar Türk ırkındandır.

Atatürk. Ağustos 1930

 

 

A Bird’s Eye View as the First Quarter Century of the 2000s Ends

Turks and Indian in Coimbatore, Tamil Nadu, Southern India

The Chinese discovered gunpowder and for centuries they only made sparklers with it. The Western man invented guns with gunpowder.

The Chinese cooked rice and fish with steam, the western man used steam in machines, and the industrial age began.

Western man discovered oil, invented the petrodollar with oil and established an evil order in the world.

The Turks, who first discovered paper, were unable to prevent the treachery and self-interest of the Sultanate and Caliphate and were deprived of the printing press for hundreds of years.

The end of the ice age tens of thousands of years ago created a new civilization order that started with Göbeklitepe in the adventure and adventure of humanity. Then, in the 15th century, the West caught a cycle for five centuries due to the things it brought as a result of discovering and plundering new worlds and the Silk Road losing its importance as a result of these discoveries.

As of 2023, Harvard economist Jeffrey Sachs‘ prediction has come true and Asia has moved ahead of the West in global income distribution, and this time, the melting glaciers in the Arctic Ocean will start to trigger the cycle to shift eastwards in the context of the Pacific and Arctic oceans, mainly China and Russia, starting in the 2050s.

Following the elections on November 5, 2024, when Americans voted 47.5/51 to re-select Trump from the knife-edge balance of 49/51, America will now turn inward as the increasing poverty in America increases even more in the eyes of the so-called Democrats.

In this inward turn, the image of the world gendarmerie will begin to fade and as a result of the increasing internal conflicts, America’s majestic Sheriffs will have more work to do.

Incidentally, in 1949, American strategist George Kennan said that the outcome of the struggle between the United States and the Soviet Union would depend not on our weapons and soldiers, but on which society had the greater spiritual vitality . The US society was much more dynamic than that of the Soviet Union. The US developed and the Soviet Union collapsed. The Chinese know that the first priority is to have a strong economy and a strong society; so they educate their people to a great extent and grow their economy so that they will not become a second Soviet Union.

Since the West, which has lost its spiritual vitality, has no model to offer to humanity other than hegemony and the system of exploitation, the solution for humanity that the Westerners, who found the American continent while trying to reach the Indian continent from the east and plundered both the north and the south of the continent, could not offer, will this time be the Indian Civilization.

India, with its melting glaciers, one and a half billion population, democracy and rich civilization accumulation that has survived three quarters of a century of independence, will be the triggers of the collapse of the West.

It is not possible to give these honors to China, which had even the village headman elected by the communist dictatorship, which isolated itself from the outside world with the construction of the Great Wall of China, and to Russia, which still maintains the serf system.

As a result of continuing to pay the heavy price for its reckless guarding of American theses for 80 years, Turkey has cooled its relations with India and deliberately distanced itself from India by preferring religious sects and religious orders instead of the advantage based on common language with India.

Unfortunately, the fish that escape in the Indian Ocean are large.

This carelessness and rootlessness are also noteworthy, despite the historical fact that the Westerners were still trying to discover India, even 500 years later in the 1500s, when the Turks discovered it with Biruni, the world’s first Indologist, in the 1000s, and compiled it in a 500-page book.

2000’li Yılların İlk Çeyrek Yüzyılı Biterken bir Kuşbakışı

Hasköy Haliç kıyısından Tarihi Yarımadası ile İstanbul

 

Çinli barutu buldu onunla uzun yüzyıllar boyunca sadece maytap çatapat yaptı. Batılı adam ise barutla silah icat etti.

Çinli buharla pilav ve balık pişirdi batılı adam buharı makinelerde kullandı sanayi çağını başlattı

Batılı adam petrolü keşfetti petrol ile ise petro doları icat edip dünyada şeytani bir düzen kurdu.

Kağıdı ilk bulan Türkler ise saltanat-hilafet hıyanet ve menfaatçılığına engel olamayıp matbaadan yüzlerce yıl boyunca mahrum kaldılar

On binlerce yıl önce buzul çağının sona ermesi insanlık serüven ve macerasında Göbeklitepe ile başlayan yeni bir uygarlık düzenini yaratmıştı. Ardından 15. yüzyılda Batı’nın yeni dünyaları keşfederek talan etmesi neticesinde getirdikleri ve bu keşifler neticesinde İpek Yolu’nun önemini yitirmesi nedeniyle Batı beş yüzyıl süreyle bir çevrim yakaladı.

2023 itibarıyla Harvard ekonomisti Jeffrey Sachs’ın öngörüsü gerçek olmuş ve küresel gelir dağılımında Asya, Batı’nın önüne geçmiştir, bu kez de Kuzey Buz Denizi’nde eriyen buzullar da çevrimin Çin ve Rusya ağırlıklı olarak Pasifik ve Arktik okyanusları bağlamında doğuya kaymasını 2050’li yıllardan itibaren tetiklemeye başlayacaktır.

Amerikalıların 5 Kasım 2024 seçimlerinin ardından 49/51 bıçak sırtı dengesinin ötesinde 47,5/51 bir performans ile Trump’a yeniden başkanlığı kazandırması neticesinde, Amerika’da artan fakirliğin sözde Demokratlar nezdinde daha da artması nedeniyle Amerika artık kendi içine dönecektir.

Bu içeri dönüşte dünya jandarması imajı artık silikleşmeye başlayacak ve artacak iç kavgalar neticesinde Amerika’nın heybetli Şeriflerine daha çok iş düşecektir.

Bu arada, 1949’da Amerikalı stratejist George Kennan, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki mücadelenin sonucunun silahlarımıza ve askerlerimize değil, hangi toplumun daha büyük ruhsal canlılığa sahip olduğuna bağlı olacağını söylemişti. ABD toplumu, Sovyetler Birliği’ninkinden çok daha dinamikti. ABD gelişti ve Sovyetler Birliği çöktü. Çinliler, birinci önceliğin güçlü bir ekonomi ve güçlü bir toplum sağlamak olduğunu biliyorlar; bu yüzden halklarını büyük ölçüde eğitiyorlar ve ekonomilerini büyütüyorlar, böylece ikinci bir Sovyetler Birliği olmayacaklar.

Ruhsal canlılığını kaybeden Batı’nın, hegemonya ve sömürü düzeni dışında insanlığa sunabileceği bir model olmadığından, çözüm bu kez doğudan özellikle de Hind kıtasına ulaşmak isterken Amerika kıtasını bulan ve kıtanın hem kuzeyini hem de güneyini talan eden Batılıların sunamadığı insanlık çözümünü bu kez Hind Medeniyeti önümüze serecektir.

Eriyen buzullar ve bir buçuk milyar nüfus ile demokrasiyi yaşatan ve bağımsızlığında üç çeyrek asrı deviren zengin medeniyet birikimi ile Hindistan Batı’nın çöküşünün tetikleyicileri olacaklardır.

Köyde muhtarı bile komünist dikta partisine seçtiren, Çin Seddinin inşası ile kendini dış dünyadan soyutlayan Çin ve serf düzenini halen devam ettiren Rusya’ya bu payeleri vermek mümkün değildir.

Türkiye ise Amerikan tezlerinin yılmaz bekçiliğini 80 yıldır fütursuzca devam ettirmenin ağır bedellerini ödemeye devam etmenin neticesinde Hindistan nezdindeki dildaşlık temeline dayalı avantaj yerine mezhepler ve tarikatlar kaosu olan dinciliği tercih ederek Hindistan ile olan ilişkilerini soğutmuş ve göz göre göre Hindistan‘ın yanından uzaklaştırmıştır.

Hind Okyanusunda kaçan balıklar ise büyük olmaktadır maalesef.

Dünyanın ilk Hindoloğu olan ve 1000’li yıllarda Türklerin Birûni ile keşfettikleri, 500 sayfalık bir eser ile kitaplaştıkları Hindistan’ı, Batılıların ise 500 yıl sonra dahi 1500’lü yıllarda hala keşfetme peşinde olmaları tarihsel gerçeğine karşılık bu aymazlık ve köksüzlük de kayda değerdir.

Youtube Videoları: İnsanlığın Anahtarı TÜRKİYE ve İnsanlık İçin DÜNYA

Lütfen linki tıklayın

https://www.booksonturkey.com/youtube-videos-by-levent-agaoglubooksonturkey/

 

İNSANLIĞIN ANAHTARI TÜRKİYE

· İSTANBUL
· ŞİİRLER
· KIBRIS
· ROMA İMPARATORLUĞU
· BİLGE TONYUKUK
· TURKS&TURKEY
· TÜRKİYE
· BOOKSONTURKEY
· KEMAL ATATÜRK
· TÜRK DİLİ
· LEVENT AĞAOĞLU
· TÜRKİYE TARİHİ
· TÜRKİSTAN

İNSANLIK İÇİN DÜNYA

· SEYAHATÇİLERİN KONUŞMALARI
· AFRİKA
· RUSYA
· ULUSLARARASI DÜNYA GÜNLERİ
· AKDENİZ
· AVRASYA
· YAZILIM
· HİNDİSTAN
· RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
· SUDAN
· KUZEY DÜNYA
· AKDENİZ
· HİNDİSTAN DÜNYA
· İŞ
· DÜŞÜNCE & FELSEFE
· DİN
· ÇİN
· EĞİTİM
· SİNEMA
· GIDA & TARIM
· YENİLİK
· KOSOVA
· BALKANLAR
· D8

 

Deniz Kenarında İSTANBUL DÜNYA BAŞKENTİ Fotoğraflarım 1975 /ISTANBUL WORLD CAPITAL by the Sea Black&White Photographs 1975tos

İstanbul, ülkesi Türkiye gibi 3 tarafı denizlerle çevrilidir ve gene aynı benzerlikle bir yarımadadır.

Fotoğrafların yansıttığı dünyayı ve izlenimlerimizi altyazılı olarak aktarmaya çalışıyorum.

İstanbul’un çekirdeği olan İstanbul’un Fatih semtinde doğdum ve Fatih, etrafı tamamen Haliç ve Marmara Denizi’nden kalelerle çevrili tarihi yarımadadır. Tüm ünlü semtler Fatih’te dağılmıştır. Fatih bölgesinde sahip olduğunuz hisler çok eşsiz ve özeldir ve bölgedeyseniz, sadece dünyanın merkezi ile değil, dünyanın merkezi olduğunu hissedersiniz, çünkü Konstantin’den sonra Roma imparatorluğu kuruldu. 395 ve 1453’te Türk Osmanlı İmparatorluğu’nun tamamı İstanbul’un Fatih ilçesinden kontrol edildi.

1974 yılında siyah beyaz fotoğraflar için bir Rus Zorki fotoğraf makinesi aldım ve turist rehberliği kursuna dâhil olduğum için önce Fatih’ten yola çıktım, ardından Ege bölgesindeki Batı tarihi antik mekânlarına geçtim. 45 yıl önce eski şehir Fatih’in yol ve sokaklarından yola çıkarak sıradan insanların, yaşlıların, gençlerin, çocukların ve şehrin o bölgesindeki tarihi yapıların ve ahşap binaların fotoğraflarını çektim.

Bunlar düz siyah beyaz fotoğraflardır ve bize tarihi Yarımada’nın geçmişini göstermesi açısından anlamlıdır.

************************************

Istanbul, like its country Turkey, is surrounded by seas on 3 sides and is a peninsula with the same similarity.

I try to convey the world reflected by the photographs and our impressions with subtitles.
I was born in the Fatih neighbourhood of Istanbul, which is the core of Istanbul, and Fatih is a historical peninsula surrounded by castles from the Golden Horn and the Marmara Sea. All famous neighbourhoods are scattered in Fatih. The feelings you have in Fatih district are very unique and special and if you are in the district, you feel that it is the centre of the world, not only with the centre of the world, because after Constantine the Roman empire was founded. In 395 and 1453 the entire Turkish Ottoman Empire was controlled from the Fatih district of Istanbul.

In 1974 I bought a Russian Zorki camera for black and white photographs and as I was involved in a tourist guide course, I set off first from Fatih and then to the Western historical ancient sites in the Aegean region. 45 years ago I set off from the roads and streets of the old city of Fatih and took photographs of ordinary people, old people, young people, children and the historical buildings and wooden buildings in that part of the city.
These are plain black and white photographs and are meaningful in showing us the history of the historical peninsula.

 

     Galata Tower. Istanbul. 1975

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eminonu Seaside Friday, January 24, 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Classic Istanbul City Line Ferries. Karakoy in the back. Galata (Genoese) Tower. Bank Signs. Sheraton Hotel, Technical University Taşkışla building. 17 year old high school teenager. Visions of the future. The point where the Bosphorus flows into the Golden Horn. Eminonu Seaside Friday, January 24, 1975

Klasik İstanbul Şehir Hat Vapurları. Arkada Karaköy. Galata (Ceneviz) Kulesi. Banka Tabelaları. Sheraton Oteli, Teknik Üniversite Taşkışla binası. 17 yaşında Liseli bir genç. Geleceği düşleyen bakışlar. Boğaz’ın Haliç’e aktığı nokta. Eminönü Deniz kenarı. 24 Ocak 1975, Cuma.

Galata Tower. Istanbul. 1975. Eminonu Seaside Friday, January 24, 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

 

Sarayburnu in the Sea of Marmara in 1975

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Boats waiting in line to enter the Bosphorus off Sarayburnu in the Sea of Marmara and fishing boats around them. Different worlds. Some people’s worlds are iron-packed ships, some are wooden boats. Different aspirations and preoccupations of catching fish from the seabed and transporting the cargo over the sea. Medar-ı Maişet Motoru is the name of Sait Faik’s first novel. Sarayburnu, 24 January 1975 Friday, By the Sea

Marmara Denizinde Sarayburnu açıklarında Boğaza giriş için sıra bekleyen tekneler ve civarlarında balıkçı tekneleri. Farklı dünyalar. Kiminin dünyası demir yığını gemiler, kimininki ahşap sandallar. Deniz üstünden yükünü yerine ulaştırmak ile deniz dibinden balık yakalamanın farklı özlemleri, meşgaleleri. Sait Faik’in ilk romanının adıdır Medar-ı Maişet Motoru. Sarayburnu, 24 Ocak 1975 Cuma, Deniz kenarı

Sarayburnu January 24, 1975 by the Sea, Istanbul

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Coastal road winding along the walls, fishing boats are on the way to sell the fish they caught in the sea, while the ships are waiting in line to enter the Bosphorus at anchor. One of the favorites of the time, the assembly industry Dodge pickup truck is parked on the beach sidewalk. Sarayburnu January 24, 1975 by the Sea

Sahilyolu surları dolanan yol, denizde de balıkçı teknesi yakaladığı balıkları satma yolunda, gemiler ise demirlemiş Boğaz’a girmek için sıra beklemekteler. Zamanın favorilerinden montaj sanayii Dodge kamyonet sahil kaldırımında park etmiş. Sarayburnu 24 Ocak 1975 deniz kenarı

Castle bottom coastal road Sarayburnu, January 1975 Istanbul

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Castle bottom coastal road in front of the boat shooting locations, a wooden mansion behind and a ruined view from the city walls. The priceless images that bring the ancient times to the present. Timeless beauty. People walking alone. A worried and thoughtful young man preparing for university exams, with a tag with his name on his wrist. Sarayburnu, 24 January 1975 Friday, By the Sea

Surdibi sahilyolunun önünde kayık çekim yerleri, arkada ahşap bir konak ve surlardan yıkık dökük bir manzaralar. Eski zamanları günümüze taşıyan görüntülerin paha biçilemezliği. Eskimeyen güzellik. Tektük yürüyen insanlar. Üniversite sınavlarına hazırlanan kaygılı ve düşünceli bir genç, bileğinde isminin yazılı olduğu künyesi ile. Sarayburnu 24 Ocak 1975 Deniz Kenarı

Continents meeting coast to coast in Istanbul. Sarayburnu January 1975

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Scramble of the waves crashing on the rocks interspersed with the sea for highway construction at the foot of the coastal walls. Lonely people walking on the beach. The building on the far right ahead is the Haydarpaşa Train Station, and the buildings on the left are the Haydarpaşa harbor silos. Landscapes stretching from the shores of Europe to the shores of Asia. Continents meeting coast to coast. Eurasia. The Train Station is no longer in use, the coastal road built in the mid-1950s and the sea connection of the walls has disappeared. Sarayburnu January 24, 1975 By the Sea

Sahil surlarının dibinde karayolu yapımı için denize serpiştirilmiş kayalara çarpan dalgaların hercümerci. Sahilde yürüyen tektük insanlar. İlerde en sağdaki bina Haydarpaşa Tren Garı, sol taraftaki binalar ise Haydarpaşa limanı siloları. Avrupa kıyılarından Asya kıyılarına uzanan manzaralar. Kıyıdan kıyıdan buluşan kıtalar. Avrasya. Tren Garı artık kullanılmıyor, 1950’li yılların ortalarında inşa edilen sahil yolu ile surların deniz bağlantısı ortadan kalkmış. Sarayburnu 24 Ocak 1975 Cuma. Deniz Kenarı

Enjoying the weekend in Istanbul in 1975

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Enjoying the weekend at the tiny seaside house of a tradesman who works throughout the week, including Saturdays. He had been an imposing person who carried the burden of a family that started in Plovdiv, Bulgaria and immigrated to Istanbul at the age of 12. He was in love with his job, family and Beşiktaş football team, which he is a fan of. Happy smiling facial expression with gliding mustache. On the table is an imported Kent cigarette and a local matchbox. The coastal town of Kumburgaz, 50 km west of Istanbul. Ethernite roof, sun-dried towels. Reading the Newspaper.

Haftaboyu cumartesi günü dahil çalışan bir esnafın deniz kıyısındaki evinde haftasonu keyfi. Filibe’de başlayan 12 yaşında ailece İstanbula göçeden bir ailenin de yükünü omuzlarında taşımış bir heybetli insan. İşine, ailesine ve taraftarı olduğu Beşiktaş futbol takımına sevdalı. Kaytan bıyıkları ile mutlu gülümseyen bir yüz ifadesi. Masada ithal Kent sigarası ve yerli bir kibrit. İstanbul’un 50 km batısında Kumburgaz sahil kasabası. Eternit çatı, güneşle kurutulan havlular. Gazete okurken.

Sarayburnu, Istanbul. 1975

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Traditional Istanbul Innercity Ships. 1975

From the Galata Bridge, January 4, 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Classic City Line ferries waiting for passengers in Eminönü. They wait their turn, accompanied by city teas and coffees in their rows of seats, what stories, my life novels are housed in a riot of sounds at Istanbul’s classics of veteran, coal-fired steamboats. Haydarpaşa, Kadıköy, Eminönü, Üsküdar, Adalar, Beşiktaş, Bosphorus piers come and go all day long. World views on the terraces of the first place, the second place, and the windows. From the Galata Bridge, January 4, 1975

Eminönü’nde yolcu bekleyen klasik Şehir Hattı vapurları. Sıralarını bekler, içlerindeki oturma sıralarında şehir çay ve kahveleri eşliğinde, sesler cümbüşünde ne hikayeleri, hayatım romanları barındırırlar İstanbul’un klasikleri emektar, kömürlü vapurlar. Haydarpaşa, Kadıköy, Eminönü, Üsküdar, Adalar, Beşiktaş, Boğaz iskeleleri gün boyu gider gelirler. Birinci mevki, İkinci Mevki teraslarında, pencerelerinde dünya manzaraları. Galata Köprüsü 4 Ocak 1975

Roman Hippodrome Square. Sultanahmet. Istanbul. 1975

 

Hippodrome January 24, 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Historical areas of Istanbul, such as Sultanahmet, are known for their charming and narrow cobblestone streets lined with historic buildings and landmarks. These streets often lead to iconic sites like the Hagia Sophia, Blue Mosque, and Topkapi Palace. Walking through these areas provides a sense of the city’s rich history and cultural heritage. Keep in mind that conditions can change, so it’s a good idea to check recent travel updates or guides for the latest information.

 

Zindan Han (Inn) Eminönü, Istanbul. 1975

 

Zindan Han (Inn) Main Gate Eminönü Saturday, January 4, 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

At the door of the Zindan Inn, rosary in hand, sitting in his saddlebag and resting, dreaming of the future, a porter with his eyes on the horizon, his son next to him with a timid look. Zindan Han (Inn) Main Gate Eminönü Saturday, January 4, 1975

Zindan Hanın kapısında elde tespih, heybesinde oturarak dinlenen geleceği hayal eden, gözleri ufuklarda hamal, yanında ürkek bakışlar içinde oğlu. Zindan Han Ana Kapısı. Eminönü. 4 Ocak 1975 Cumartesi.

Dreams on Water. Istanbul. 1975

 

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Eminonu Seaside January 4, 1975

Dreams at the bottom of the sea, truths on the surface. Life buoys on the City Lines Ferry. Under the famous Galata Bridge, which is lively at night with the eyes of the day. The vagrants’ free dormitory. The entrance gate of the Golden Horn. You are unique Istanbul. Who is Kocatas, what is it? Eminonu Seaside January 4, 1975

Denizin dibinde hayaller, sathında hakikatler. Şehir Hatları Vapurunda can simitleri. Gündüz gözüyle, geceleri şenlenen meşhur Galata Köprü altı. Berduşların beleş yatakhanesi. Haliç’in giriş kapısı. Yeganesin İstanbul. Kocataş kim imiş, ne imiş acaba? Eminönü Deniz Kenarı. 4 Ocak 1975

Bosphorus Fishermen. Istanbul. 1975

 

Fishermen under Galata Bridge.
The Lower Part of the Galata Bridge Facing the Golden Horn 4 January 1975

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

 Istanbul. New Rome. 1975

Roman Times, Bozdoğan. Istanbul. 1975

 

Bozdogan Arch 21 December 1974

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

Tarihi yarımadanın göbeğinde MS 373 de bitirilen 1650 yıl öteden Valens Roma Su Kemeri. Yürüyen hemşehriler, Dodge dolmuş ve belediye otobüsü kareyi süslüyor. Soğuk bir kış günü ve dalları yalnız, yapraksız mahzun ağaçlar. Bozdogan Kemeri 21 Aralık 1974

Valens Roman Aqueduct from 1650 years away, completed in 373 AD, in the heart of the historical peninsula. Walking citizens, Dodge minibus and city bus decorate the square. It’s a cold winter’s day and its branches are lonely, leafless gloomy trees. Bozdogan Arch 21 December 1974

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

American dolmuş on the roads and political slogans for the upcoming election on the walls and floors in the traffic around Bozdoğan Kemeri. The beginning years of armed political polarizations will turn into bloody conflicts. Saraçhane Underground Passage. Istanbul Justice Party Senator Candidate Faik Türün Slogan October 11, 1975 Saturday. 

Bozdoğan Kemeri civarı trafiğinde yollarda Amerikan dolmuşları ve yerlerde, duvarlarda yaklaşan seçim için siyasi sloganlar. Silahlı siyasi kamplaşmaların başlangıç yılları kanlı çatışmalara dönüşecek. Saraçhane Yeraltı Geçidi İstanbul Adalet Partisi Senatör Adayı Faik Türün Sloganı 11 Ekim 1975 Cumartesi.

Istanbul Memorial. Çemberlitaş. 1975

Cemberlitas Photographer

© Copyright photo by Levent Ağaoğlu

A 17-year-old boy from Istanbul posing for the Street Photographer leaning against a historical building. Plastic flowers. The walls of Istanbul, the Turkish flag on the backdrop. Long hair style of the 1970s. Cemberlitas Photographer

Tarihi bir yapıya yaslanmış Sokak Fotoğrafçısında poz veren 17 yaşında bir İstanbul delikanlısı. Plastik çiçekler. Fon perdesinde İstanbul surları, Türk bayrağı. 1970’li yılların uzun saç stili. Çemberlitaş Fotoğrafçısı

Sandals. Bosphorus. Eminönü-Fatih. 1975

 

 

 

 

 

Türkler ve Su Seyahatnamesi&Su Ekosistemi

Aşağıdaki linki tıklayıp sunum görsellerine ulaşabilirsiniz.

Link: Türkler ve Su Seyahatnamesi Sunum

 

                         Kiş (Su Samuru) 

Büyük Türk Düşünürü Prof Dr Dursun Yıldırım’ı kaybettik. 27 Ekim 2024

Dursun Yıldırım – Biyografya
https://www.biyografya.com/biyografi/8116

***********************

Dursun Yıldırım <[email protected]>
27 Ağu 2023 Paz 13:36
Alıcı: ben

aziz kardeşim, doğru yoldasınız, kendimiz olmaya, bu yolda uğraş verenlerin yolundan gitmeye ihtiyacımız var. selamlar

erol (güngör) abilere ihtiyacımız var. onu erken ölsün diye bürokrasiye boğdular, TÜRKLÜK YOLUNDA düşüncelerinin TAMAMIN YAZMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞTILAR. bürokrasiye mahkum ederek bir ölçüde başarı sağladılar. ama yine de epey şey yazdı arkaya bıraktı. eksiklikleri tamamlamak arkada kalan Türkçü düşünürlerin görevi olsa diye düşünüyorum.

bir milletin düşünürleri yok ise gideceği istikameti bulamaz. ORDUSUNDA İYİ YETİŞMİŞ KURMAYLARI YOK İSE O TOPLUMUN, O DEVLETİN TARİHTE BEKASI, İSTİKLALİ OLMAZ. OLMAMIŞTIR.BAŞARILAR, SELAMLAR,DY

*****************************

Dursun Yıldırım <[email protected]>
26 Eki 2023 Per 15:57
Alıcı: ben

levent bey kardeşim, size tavsiye edebileceğim fazla şey aklıma gelmiyor.

Son yazım, türkdamı adlı dergide, 2bsayısında yayınlandı. belki sizi ilgilendirecektir, sanırım.

selam ve sevgilerimle,dy

********************

Dursun Yıldırım <[email protected]>
27 Eki 2023 09:06
Alıcı: ben

LEVENT BEY ,SİZİN BİLGELİK VE BİLGİ İLE İLGİLENMENİZ GÜZEL.TÜRK DÜŞÜNCE /TEFEKKÜR HAYATI YENİ EROL GÜNGÖRLERE MUHTAÇ, ÖZELLİKLE ŞU KARANLIĞIN ÇÖKTÜĞÜ GÜNLERDE.KOLAYLIKLAR DİLERİM. SELAMLAR, dy

********************

Dursun Yıldırım <[email protected]>
24 Haz 2023 Cmt 18:29
Alıcı: ben

LEVENT BEY KARDEŞİM,

Konu üzerinde yayınlanmış bir tekke cöngü çalışmam var. Bosna Cöngü adıyla TKAE TARAFINDAN YAYINLANMIŞTI. Ama, ŞU ANDA YAŞADIĞIM SAĞLIK SORUNLARI NEDENİYLE BAKACAK DURUMDA DEĞİLİM. HANGİ TEKKELERDEN NEREDEN NEREYE DOLANDI HATIRLAMIYORUM. BOSNA cöngü çalışmayı Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’den veya kütüphaneden edinip bakmak gerek. evet, orada tekke adı zannediyorum var. eski yazı cönk metni ve çeviri yazısı metinler kitapta yer almaktadır. Kusura bakmayınız, iki yıla yakın bir zamandır. ne hafızam, ne sağlığım konu ile ilgilenecek durumda değil, yardımcı ancak bu şekilde olduğum için kusuruma bakmayınız.

Balkanlar ile G.Ü. HACIBEKTAŞ ARAŞTIRMA MERKEZİ’ye sorabilirsiniz. Balkanlarda bektaşi tekkeleri üzerinde araştırmalar yapmışlardı. size bunun dışında yardım edemediğim için üzgünüm. Elimde nüsha olsaydı seve seve gönderirdim ama maalesef yok. ÇALIŞMALARINIZDA MUVAFFAKİYETLER DİLERİM,

Selamlarımla,dy,

**************************
Dursun Yıldırım <[email protected]>
1 Tem 2023 Cmt 18:12
Alıcı: ben

sizin de bayramınız kutlu, çalışmalarınız yerini bulsun dilerim. Selam ve sevgiler, dy

*************************
Levent ağaoğlu <[email protected]>
25 Ağu Paz 22:05
Alıcı: ben

Levent bey kardeşim, makale bir kişiye bile yararlı olmuş ise beni mutlu eder.

Ben, Bilge Tonyukuk diye okunan adın, onun kam olduğunu kağanlık töreni idare ettiğini ve elbisesinin ak/boz renkte olduğunu düşünüyorum. “Aka” unvanı da büyük, ağabey kabul edildiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla bu adı belirttiğim şekilde okumanın, anlam olarak “tonu ak aka” olması icap ettiğini tasarlıyorum ve böyle okumanın doğru olacağı kanısındayım. Prof Dursun Yıldırım

BENİM BU KANIYA VARMAMIN TEMEL NEDENİ KAYNAK METİNLERDE O TÜR KİŞİLERDEN BİLİCİ, TAM BİLİCİ GİBİ NE DERSE YAPILIR GİBİ ÖZELLİKLERİ, BİLİNMEZDEN HABER VERMELERİ, KEHANETTE BULUNMA VASIFLARINA VURGU YAPILIOYOR OLMASIDIR. BU ANLAYIŞIN sumer yol İLE ortadoğu halklarına, ibrahim kavmine intikal ettiğini düşünüyorum. kagan, hakan, haham, kam kan arasında köklü bir ilişki üzerinde durulması sorunu epeyce aydınlığa kavuşturur.

KOLAY GELSİN, SELAMLAR,DY

Levent AĞAOĞLU <[email protected]>, 4 May 2023 Per, 21:09 tarihinde şunu yazdı:

Dursun Yıldırım Hocam,

TürkDam dergisinde yayınlanan makalenizdeki bilge kavramı konusundaki değerlendirmeniz, bu konularla sürekli zihnim meşgul olduğumdan bana büyük zenginlik katmıştır.

Müteşekkirim değerli Büyüğüm.

En Derin Hürmetlerimle,
Levent Ağaoğlu

***********************************

Dursun YILDIRIM <[email protected]>
26 Ara 2016 Pzt 20:57
Alıcı: ben

Levent Bey kardeşim,

dediğiniz gibi, bir bilge tonyukuk monografisi bugüne dek en önemli eksigimiz. Evet, yazıtları hakkında filolojik bağlamda değerli çalışmalar var. Ancak, henüz tarih bağlamında monografisi henüz görünmüyor. Bunun için türk ve çin filolojilerine tarihi gelişim ve değişimlerine aynı zamanda hakim tarihçiler yetiştiremeyişimiz üzerinde düşünülecek bir husustur.

Hedefi olmayanların yarattığı tablolar yaşatıldıklarımızdan ibarettir.

Umarım ve dilerim böyle elemanları yetiştirmeyi ihtiyaç duyacaklar ortaya çıkar ve onlar bu ve buna benzer nice sorunlara çözüm arayıp bulacak ekipleri yetiştirme zihniyetine sahipler birgün ortaya çıkar, türk milletinin yüzünü güldürür, geçmişi öğrenip geleceği inşa etmeyi amaç edinir bir kuşak yetişir.

Gayretinize ne desem azdır. Ben artik emekliyim, sizlere alkış tutuyorum. selam ve sevgilerimle, dy

Prof. Dr. Dursun YILDIRIM
Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
06532 Beytepe ANKARA
İş Tel: 2976796-2978100

*************************

“Türk Benggü Taş Bitigi Yazitlarda Yeni Okuma Önerileri /New Reading Suggestions in
Turkish Benggü Taş Bitigi Inscriptions”
Prof. Dr. Dursun YILDIRIM

01a5e19e-9aca-4065-89d9-5641194fdaf0-dergi-dizgi-2-sayi (4)

“Bilge Tonyukuk Benggü Taş Bitigi” ve Türk edebi yaratıcılığında Yeri
Dursun YILDIRIM