HomeMAINAile Tarihim, Dostlar ve Kaynak Referanslar

Aile Tarihim, Dostlar ve Kaynak Referanslar

Büyük Babadedem İsmail Kosoğlu, Filibe, 1870

Babadedemin Ağaoğlu Ailesi

Vala Enünlü

Eski İstanbul vali yardımcılarından rahmetli Vala Enünlü de babamın Şefkat teyzesinin damadı idi.

Timsal Karabekir Yıldıran

Babaannemin kız kardeşi. Müşerref teyze capcanlı bir insandı. Bizi de çok severdi. Oğlu Murat felsefe öğretmeniydi. Abisi Cavit Yıldıran dayı Aksaray’da Namık Kemal Caddesi üzerinde otururdu. Gür sesli bir insandı. Kızı İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümünde okumuştu. Kâzım Karabekir’in kızı Tilmaç Karabekir Yıldıran hanımın eşi Atilla Köymen Yıldıran,  Cavit Yıldıran dayının yakın akrabası idi.

Ahmet Köymen Yıldıran

Timsal Karabekir hanımın eşi ATILLA KÖYMEN YILDIRAN, rahmetli babamın teyzesinin kocasının (Cavit Yıldıran) akrabasıdır. Atilla Köymen Yıldıran 1941 yilinda, Ankara’da , Istiklâl Savasi gazi ve komutanlarindan Ali Fehmi Bin Rasit Filibe’nin oglu olarak dünyaya geldi. Hukukçu olan Yildiran, devlet sektöründe genel müdürlük ve müstesarlik görevlerinde bulundu; ayrica üniversitelerde ögretim görevlisi olarak da egitime hizmet etmis olan hayirseverimiz çesitli kitaplar yazdi. Halen TBMM’de hukuk müsaviri olarak görev yapan Atilla Bey degerli esi Timsal Karabekir hanimla beraber yurt çapinda secere ve mezhep gözetmeksizin vatanin bütünlügünü savunan bilimsel konferanslar vermiştir

Annededemin Funda Ailesi

Fotoğraftakiler:

  • En sağdaki annededem Cemal Funda (papyonlu fesli).
  • Solunda büyükdedem Şükrü Funda,
  • Kucağında küçük kızı Müzeyyen Hala.(İzmirde Tanıklara gelin gitti)
  • Solunda büyükdedemin kardeşi Hamdi Funda.

Gururlu ve keskin bakışlar. Hepsi de devlet adamı, devletçi.  Bildiğim en eski Funda (Fanda) fotoğrafıdır.

Osmanlı İmparatorluğunu Rumeli’de kuranların evlatları, torunları.

Büyükdedem ile dedem 100 yıl önce. Evladı Fatihan..

Üsküp 1920

Arka plan:

  • Havara taşı (kelle muçuk 60×40)
  • Küfeki sıva harcı taşların arasında
  • Pencere parmakları dövme demir
  • Yorum: Yerleşik düzendeki insanların kullandığı yapı ve malzeme tipi.
  • Bulunduğu bölgeye sahip çıkan ve etrafını koruyup kollayan güven ve itimat üzerine insanları bir arada toplayan kişilerin içinde bulunduğu yapı tipi.

Dukaginzadeler

Selim Fande

Ismail Kemal’e Mektup

Isyan  için belirlenen tarih gűn geçtikçe yaklasıyordu, Ismail Kemal’e gorevini yerine getirmesi için mektup yazdim.

Verdiği cevap ha bugun ha yarın olduğu ortada hiçbirsey yoktu. Onun çağdaşlarına ve elimizde bulunan belgelere göre Ismail Kemali bu sıralarda arnavut-yunan arasında bir konfederasyon.

Yemin edenlerin soğuktan usumeleri, űzűlmeleri ve yorulmaları korkusundan, çok çalıstım her dakikayı iyi değerlendiriyordum , örneğin Necip Drage’nin olayına.

Üskűpte Necip Draga ile ne oldu? Bir gűn “Taş Köprűsűnde” Selim Fanda ile buluştu ve: “ Necip Draga Selim Fanda’ya görűyor musun, şu an jandarma peşime takildi ve yakalanmami isterler” dedi.

Selim Fanda Necip Draga’yi sakinlestirmek için kafe içmeye götűrdű ve sohbet boyunca isyanın şimdi başlamayacağını ama iki yıl sonra olacağını inandirdi. Tek amaç Necip Beyi sakinlestirmek içindi.

Bir zamanlar Üskűp’teki evime Makedon slavlarıın arnavutlarla işbirliği kurup kurmayacakları konusunda haber vermek için Bulgar Pollov gelir. Içeriye girip konuşmasına surdurdu ve sonunda “Bulgarlarin bir kalkışmada kesinlikle yer almamaları gerektiğini söyledi.

Bulgaristanin bu bildirisi bizi cok űzdű. Fakat diğer taraftan űstlendiğimiz bu önemli görevi yerine getirmek için maddi destekten de mahrum idik, o anda magazalarımı ve depolarımı satmaya karar verdim.

1921 Hasan Bey Priştine: 1912 Arnavutluk Ayaklanması Üzerine Kısa Anı

Hasan Bey Prishtina: Brief Memoir on the Albanian Uprising of 1912

Fazlı Fanda

Yücel Teşkilatı’ndaki akrabalarım. Anne tarafımdan akrabalarım, Makedonya’da Yücelci Türkler arasında idiler. Türkiye’nin duyarsız kaldığı Yücel Teşkilatı mensupları, Yugoslavya dışından gelen bir “ihbar” sonucu, 1947 yılında yakalanarak mahkemeye çıkarıldılar. Nazmi Ömer Yakup   (idam), Kamil Hakimoğlu  (hapis)

Fazlı Fanda (tüccar): 10 yıl hapis.  1953’te Kamil Hakimoğlu’nun dayısının oğlu CHP İstanbul il yönetiminden Sami Funda, Yugoslavya’ya giderek oradaki Türklerin durumuyla ilgili geniş bir araştırma yapar ve rapor hazırlar, raporda Yücelci Türkler konusuna da değinir.

Kemal Hakimoğlu

Namık Kemal Funda

Rahmetli dayım. Namık Kemal Funda. 1943-2000. Siyasetçi. Gönül Adamı. Devlet Adamı.  A d a m.

‘Minik Kuş’ Funda

Namık Kemal Funda İstanbul’da Adalet Partisi ve ardından Doğru Yol Partisi’nde siyasetçiydi. Özü sözü doğru namuslu çok iyi bir insandı Namık dayım. Maalesef çok erken aramızdan ayrıldı. 

“Önceki gün, İstanbul’da merkez sağın önde gelen isimlerinden Namık Kemal Funda’yı kaybettik. 100’ü aşkın kilosu ile arkadaşlarının ‘Minik Kuş’ diye takıldıkları pırıl pırıl bir insandı; uçtu gitti. Cenaze namazına gelenlere bakıyorduk bir arkadaşımla; ‘şu kadroya bak’ dedi.

– Ne var kadroda?

– Baba’yı çukurdan çıkaran, DYP’yi iktidara taşıyan insanlar bunlar.

Kimler mi vardı cenazede?

Soruyu daha doğru koyalım:

– Cenazede kimler yoktu?!

Minik Kuş’a Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı ve sabır diliyoruz.”

Şakir Süter, Galeri Akşam Gazetesi 10 Aralık 2000

Dayım Namık Kemal Funda hep böyle ufukları gözlerdi, vizyon adamı idi. Erken yaşta vefat etti. Ülkemizin isimsiz kahramanlarındandır. Küçük oğlu Tamer’i kolu ile sarmış. İyiliksever, esprili bir ruha sahipti. Makamlı Türk Sanat Müziği şarkıları okurdu. Kanun çalardı.

Taşlıcalı Yahya

Taşlıcalı Yahya Efendi

Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi https://www.youtube.com/watch?v=A6-K7qwNDJY Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı Yahya Efendi Taşlıcalı…

Taşlıcalı Yahya Bey

Taşlıcalı Yahya Bey Taşlıcalı Yahya Bey Taşlıcalı Yahya Bey Taşlıcalı Yahya Bey YAHYÂ BEY, Taşlıcalı, Dukagin-zâde Mehmed Çavuşoğlu  TAŞLICALI YAHYÂ – TDV İslâm Ansiklopedisi Yahya Bey Dukaginzade Türk…

The poet Taşlıcalı Yahya and Suleiman the Magnificent

https://www.youtube.com/watch?v=hqqH1qqyEdY The poet Taşlıcalı Yahya and Suleiman the Magnificent. The poet Taşlıcalı Yahya and Suleiman the Magnificent. The poet Taşlıcalı Yahya and Suleiman the Magnificent.  Suleiman…

Feridun Dirimtekin

Dukakin Sancağı Arnavutluk

Feridun Dirimtekin Yunan komutan Trikopis’i Dumlupınar’da teslim almasıyla ünlenen Dukakinzade Feridun bey de sonradan Dirimtekin adını alır. 1895 doğumlu olan Feridun bey Harbiye’den mezundur. Balkan…

 

Kaynak Referanslar

Ahmet Cevdet Paşa

“Hot Malisyası’nın sağ ve sol iki bayrağı vardır ve İzlav memâlikine sefer olundukda Hot birinci olup mevki‘-i harbe en ibtidâ dahil olur ve en sonra avdet eyler ve Hotlar tayin almadıkça sairleri tayin alamaz. Cedvel-i mezkûr işte bu tertib üzere yazılmışdır. Ama sair tarafa sefer olundukda tertib-i mezkûr ber-aks olarak birinci bayrak Mirdita’nın Uroş Bayrağı’dır ve ucuna bakır kaplamak bu bayrağın imtiyâz-ı mahsusudur. Sair bayrakların uçları hep tenekedir.

Çünkü Mirditler Kosova Muharebesi’nde hüsn-i hizmet eylemekle mazhar-ı nazar-ı devlet olmuş ve mezkûr Uroş bayrağının ucuna bakır kaplamak imtiyâzı ihsân buyurulmuş idi ve meşhur İskender Bey birçok hâneleri bi’l-istishâb İtalya’ya firar [47] eylemiş olduğundan şimdi Mirdita denilen kıt‘a hâlî kalıp Mirditler ise o zaman Yakova havalisinde mutavattın oldukları hâlde yerleri dar olmakla barınamaz olduklarından mezkûr kıt‘a-i hâlîyenin kendilerine ihsân buyurulmasını istid‘â etmeleri üzerine sekiz yüz kırk tarihinde sâdır olan fermân-ı âlî mûcebince ol vakit Dukakin muzâfâtından olan Zavrime Hâkimi Hasan Efendi tarafından Fandi-i Sağîr ile Fandi-i Kebîr arasındaki yerler Mirditlere teslim ile buna dair yedlerine bir kıt‘a hüccet verilmiş ve ondan sonra bu kıt‘aya Mirdita denilmişdir.

O zaman Mirditler Uroş ve İspaç ve Kuşnani nâm üç bayrakdan ibaret iken sonra Fandi ve

Dibri Nahiyeleri dahi onlara katılarak Mirdita beş bayrağa münkasim olmuşdur. Ba‘dehû nüfus dahi tekessür ederek Mirdita’nın hududu tevessü‘ etmişdir.

Ve ber-vech-i bâlâ MirditaDukakin Sancağı voyvodalarının taht-ı zabt-ı idaresinde iken bu sancak ilgâ olundukdan sonra İşkodra Sancağı’na rabt olunmuş ve ondan [48] sonra Mirdita kaptanının nüfuzu tezâyüd eylemekde bulunmuş idi.”

Kaynak: Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet

270 o s m a n l ı a r ş i v b e l g e l e r i n d e a r n a v u t l u k

s o s y a l h a y a t 271

T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MUDURLUĞU Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı

Yayın Nu: 97  O S M A N L I  A R Ş İ V  B E L G E L E R İ N D E ARNAVUTLUK İstanbul 2008

“Meşhur İskender Bey bir çok hâneleri istishâb[en] firar ettikte hâlen Mirdita denilen kıt’ a hâli kalmış idi. Yakova havâlisinde sâkin olan Mirdita kabilesi ise Kosova muhârebesinde hüsn-i hizmet etmekle mazhar-ı nazar-ı devlet olup bulundukları yerlerde dahi barınmaz olduklarından bu kıt’anın kendilerine ihsan buyrulmasını istid’â etmeleri üzerine sekiz yüz kırk tarihinde sâdır olan fermân-ı âlîye imtisâlen ol vakit -Dukakin muzâfâtından olan Zadrima hâkimi Haşan- Efendi Fandi-i sagîr ve Fandi-i kebîr arasını Mirdit kabilesine îtâ ile buna dâir kendilerine bir kıt’a hüccet vermiş idi. Mu’ahharen Mirdita’ya etraftan hayli ahâli gelerek çoğalmışlar ve îspah ve Dibri bayrakları dahi anlara katılıp mirditleşmişler ve nüfûsu çoğalarak Mirdita hudûdunu tevsi’etmişlerdir. Bib Doda Paşa bir aralık İskender Bey neslinden olmak iddiâsında bulunarak rehâbîn ile öyle bir silsile-nâme te’lîfine çalışmıştır ve bir aralık dahi Lek Dukakin’in vârisi olmak iddiâsında bulunup hattâ Dukakin deyu bir mühür kazdırıp ba’z-ı mahallere gönderdiği mektub zarşarının üzerine anı basardı. Hakîkat-i hâl ise Arnavudluk’ça ma’lûm ve Doda’ların gerek İskender Bey ve gerek Dukakin neslinden olmadıkları emr-i meczûm olmağla ve Işkodra malisyaları içinde Mirditler en ednâ kabilelerden ma’dûd bulunmağla Bib Doda Paşa’nın bu sanî’aları te’sirsiz kalmıştır.

Hot Malisyası’nın sağ ve sol iki bayrağı vardır ve İzlav memâlikine sefer olundukda Hot bi-
rinci olup mevki‘-i harbe en ibtidâ dahil olur ve en sonra avdet eyler ve Hotlar tayin almadıkça sairleri tayin alamaz. Cedvel-i mezkûr işte bu tertib üzere yazılmışdır. Ama sair tarafa sefer olundukda tertib-i mezkûr ber-aks olarak birinci bayrak Mirdita’nın Uroş Bayrağı’dır ve ucuna bakır kaplamak bu bayrağın imtiyâz-ı mahsusudur.

Sair bayrakların uçları hep tenekedir. Çünkü Mirditler Kosova Muharebesi’nde hüsn-i hizmet eylemekle mazhar-ı nazar-ı devlet olmuş ve mezkûr Uroş bayrağının ucuna bakır kaplamak imtiyâzı ihsân buyurulmuş idi ve meşhur İskender Bey birçok hâneleri bi’l-istishâb İtalya’ya firar [47] eylemiş olduğundan şimdi Mirdita denilen kıt‘a hâlî kalıp Mirditler ise o zaman Yakova havalisinde mutavattın oldukları hâlde yerleri dar olmakla barınamaz olduklarından mezkûr kıt‘a-i hâlîyenin kendilerine ihsân buyurulmasını istid‘â etmeleri üzerine sekiz yüz kırk tarihinde sâdır olan fermân-ı âlî mûcebince ol vakit Dukakin muzâfâtından olan Zavrime Hâkimi Hasan Efendi tarafından Fandi-i Sağîr ile Fandi-i Kebîr arasındaki yerler Mirditlere teslim ile buna dair yedlerine bir kıt‘a hüccet verilmiş ve ondan sonra bu kıt‘aya
Mirdita denilmişdir.

O zaman Mirditler Uroş ve İspaç ve Kuşnani nâm üç bayrakdan ibaret iken sonra Fandi ve
Dibri Nahiyeleri dahi onlara katılarak Mirdita beş bayrağa münkasim olmuşdur. Ba‘dehû nüfus dahi tekessür ederek Mirdita’nın hududu tevessü‘ etmişdir.”  Ahmet Cevdet Paşa

Anneannemin Merganlar Ailesi, Üsküp

Müesser , ölen genç yaşında . Feleknaz in kardeşi.Yaninda Zekir Ağa’nın ikinci eşi. Anneannem Mevlüde ve Müesser iki elti. Diz çökmüş Kamil amca, Zekir aga kucağında Rüştü. Dato ağa , Zekir dedenin amca oğlu. Muazzez hala. En önde Canan teyzem (isimlendiren Feyzan İstanbullu)

Şehit Nazmi Ömer

  • Annemin teyzesi Kızılelma’da oturuyordu çok sevimli bir insan ve al yanakları vardı, yemek tarifini bu şekilde ifade ediyordu, kayınbiraderi ise Üsküp’te idam edilen Yücelci Türklerden Nazmi Ömer idi.
  • Anneannemin babası Zekir Aga, annesi Hamdiye Nene. Kızları Feleknaz, Nakşiye, Muazzez. Oğulları Fuat, Sabri.  Kamil. Muazzez teyzenin eşi Kadri Yücel’in kardeşi Yücelci şehit Nazmi Ömer’dir.
  • Annemin teyzesinin kayınbiraderi idam edilen Yücelci Nazmi Ömer.

Lalelili Funda Ailesinin Dostları

 

İstanbul’a vali olacağına Laleli’ye muhtar ol.

Nejat Eczacıbaşı Laleli’de ne yapıyordu?

Uzun boylu, yakışıklı genç adam komşusu bakkala girdi. Şimdiki marketlere benzeyen kocaman bakkal dükkânının sahibi aynı zamanda Laleli muhtarı idi. Adı Recep Funda. Genç adamı sevgiyle selamladı Recep bey. Parmağıyla “sus” işareti yaptı. Fasulye çuvallarının arasına oturmuş şişman bir beyfendi elindeki kâğıttan şu şiiri okumaktaydı:

“Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç.”

Beyefendinin sesinden bu güzel şiir, dükkânın loş yüksek tavanına musiki gibi yükseliyordu. Yakışıklı genç adam büyülemiş gibi dinliyordu.

“Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç.”

Tezgâhın arkasında oturan hanımefendi çayını yudumlamayı bırakmıştı.

Beyefendi şiiri bitirince bir an gözlerini kapattı. Sonra gülümseyerek baktı dükkândakilere… Tezgâhın ardında oturan hanım:

“Her şiiriniz bir başka güzel Yahya Kemal Bey. Her okunuşuna dalıp gidiyorum,” dedi.

Evet. Laleli muhtarı Recep Funda Bey’in bakkal dükkânında, fasulye çuvalları arasında şiir okuyan Yahya Kemal Beyatlı idi. “Bizzat kendisi.”

Tezgâhın ardında tavşan kanı çayını yudumlayan hanımefendi ise Halide Edip Adıvar.

Laleli’nin muhtarı Recep Funda böyle dostları olan adamdı. Ne derlermiş o 1940’lı yıllarda “İstanbul’a vali olacağına, Laleli’ye muhtar ol.”

 Manastır’lı Türk aydınları Laleli’de

Laleli muhtarı Recep Funda, Rumeli’den göç eden Manastırlı bir Türk aydını idi. Mustafa Kemal Atatürk’ün hemşehrisi ve komşusuydu.

Solda Esat Tanık sağda Recep Funda. Laleli Funda Pazarı. Funda Bakkaliyesi

Manastır İdadisi’nden arkadaşları Kâzım Taşkent ve Mustafa Laleli muhtarı Recep Funda’nın dükkânı akademik bir kulüp gibiydi. Rahmetli babamın çok yakın dostuydu Kazım Taşkent. İkisi de genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hizmetindeki heyecanlı gençlerdiler. Alpullu Şeker Fabrikası’nı 1929’da kurarken beraberdiler. Maden Tetkik Arama’nın ilk yönetiminde, Türkiye Kömür Madenlerinin yönetiminde birlikteydiler. Türkiye Şeker Fabrikaları’nın bina edilmesinde yine birlikteydiler.

Kâzım Taşkent, daha sonra Yapı ve Kredi Bankası’nı 1944’te kurdu. 27 yıl bankayı yönetti.

Kâzım Taşkent, çocukluk arkadaşı Recep Funda’ya takılırdı. “Sana Manastır’da küçükken Mustafa Kemal Paşa’yı gösterip, “Bak, büyü de böyle bir adam ol” dediler, sen tuttun bakkal oldun” derdi.

Başa dönelim, Yahya Kemal’in şiirini okuduğu dükkâna giren yakışıklı genç adam, muhtar Recep Funda’ya;

“Recep Bey bir ricam var dedi.

“İlaçlarımı pazarlamak için bazı kimselere başvuracağım. Siparişler için sizin telefonu verebilir miyim?”

Recep Bey “Memnuniyetle” dedi. Bu genç adamı çok seviyordu. Bakkalın hemen karşısındaki Kanatlı Apartmanı’nda otururdu. Avrupa ve Amerika’da öğrenim görmüştü. Genişlettiği evinin mutfağında balık yağı ve vitaminler üretiyordu. Balık yağını D vitamini katarak güçlendirmekteydi ayrıca…

Ürettikleri şişelenmişti, müşteriye hazırdı. Ancak, 1941 yılında telefon sahibi olabilmek, yeni patlamış 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’i durdurmak kadar zordu. Ama Muhtar Recep Bey’in telefonu vardı.

Bakın bundan sonrasını size o genç eczacı anlatsın:

 “…O zamanlar İstanbul’da telefon az. Bizim mahallede yalnız Recep Funda’nın telefonu vardı. Ondan alışveriş ediyorduk, nazımız da geçiyor. Kendisine rica ettim. Bir zaruret olursa, telefonundan yararlanayım diye… Laboratuvarım yoktu. İlaçları apartmanın mutfağında imal ediyordum. Müşteri adaylarına da Funda’nın telefonunu vermiş sipariş bekliyordum… Bir akşam Funda kapıdan bana el etti. İlk sipariş Funda’nın telefonuna gelmişti. (İlk aşkım ilk heyecanım benim) İlk defa ilacımı satıyordum. İlk kazandığım para muhtarımız Recep Funda’nın telefonundan geldi.”

Hatıratına bunları yazan genç Lalelili eczacı sonradan Türkiye’nin en büyük sanayicilerinden oldu. Saygıyla andığımız Nejat Eczacıbaşı.

Küçük yaramaz Adile

 Bir de, dünyayı dolaşmasıyla ünlü Lalelili gazeteci Hikmet Feridun Es neler yazmış okuyalım:

“… Eczacıbaşı’nın Recep Funda ile karşı karşıya oturduğu günler Laleli’nin Laleli olduğu zamanlardı Şehir ortasında tam bir huzur cenneti. Bir taze huzur almak için Münir Nurettin ile birlikte kalkıp da Kalamış’a gitmeye asla lüzum yok. Gel Laleli’ye al huzuru. Kadıköy gibi bir aydınlar semtiydi Laleli. Beyazıt’tan Aksaray’a inen bol ağaçlı bir bulvar. İki tarafında oturan Türkiye’nin en büyük şöhretleri, Antalya Apartmanında Halide Edip, Dr. Adnan Adıvar. Birkaç adım ötesinde Sabri Esat Siyavuşgil. Tam karşı sokakta oturan ve Adile namında gayet yaramaz bir kızı bulunan komik Naşit. Mukabil sokakta Dümbüllü İsmail…”

Kaynak: Yener, Tevfik  (2011). İstanbul Aşk Ekmek Hayal. İstanbul: İnkılâp Kitabevi. S. 331-334 

 

 Kazım Taşkent

Halide Edip Adıvar

Nejat Eczacıbaşı

                         

Yahya Kemal

Anneannem ve Yahya Kemal aynı gün vefat etmiş.. Yazan emel teyze.

“Anneannen ve Yahya Kemal aynı gün vefat etmiş”

“Ben orta ikinci sınıfyaydım halamın öldüğünde okulda ağlıyordum. O gün Yahya Kemal Beyatlı da ölmüş, arkadaşlarım şair için ağladığımı zanetmişlerdi. Çok iyi anımsarım halam şairle aynı gün vefat etmişti mekanları cennet olsun inşallah”

Adnan Şenses

Mehmet Akif

1.Murat 2.Murat

Soyu Şehit Hüdavendigar 1.Murat’ın 1389 Kosova Savaşında gösterdiği kahramanlıklardan ötürü, Fâtih Sultan Mehmet’in babası 2.Murat tarafından 1436’da fermanla ödüllendirilmiştir. Ahmet Cevdet Paşa’nın Tezakir-i Cevdet kitabında bu hususlar yazılıdır.

“Ahmed Cevdet Paşa, Fande Mirditlerin aslında bugün bilindiği gibi bölgede yaşamadıklarını, Yakova bölgesine yerleştiklerini kaydeder. Ona göre, Kastrioti İskender Bey’in bölgeden kaçmasından sonra bu bölge boş kaldığından, 1436-7 yıllarında Sultan’ın bir fermanıyla Fani i Vogël (“Küçük Fani”) ve Fani i Madh (“Büyük Fani”) nehirleri arasındaki bölgede kendilerine toprak tahsis edilmiştir. Ayrıca on yedinci yüzyılın başlarına kadar, bugün Mirdita olan bölgenin Dukagjin olarak adlandırıldığı (ve aynı adı taşıyan sancağa ait olduğu) ve Dukagjin ailesinin Batı ve Orta Kosova’ya uzanan mülklerini de içerdiği unutulmamalıdır.”

Sami Funda

Soldan Nüsret Tınay -Sami Funda – Naki Tınay ve Mehmet Ali Tınay

Annemin babasının tarafı Fundalar, hep Aksaray-Laleli bölgesinde otururlardı. Funda Emlak Sami Funda, Funda Bakkaliyesi Recep Funda, Funda Apartmanı Nejat Funda. Dedemin akrabaları hep Laleli’de idi ve daha 1940’lı yıllarda, Sami Funda, emlak dükkânının içerisinde Rumeli’den gelen muhacirlerin vatandaşlığa kayıt işlemlerini yaptırıyordu. Daha sonra bu yapı Fındıkzade’deki Rumeli Türkleri Dayanışma Derneği oluşumunun çekirdeğini teşkil edecekti. Funda’lar, Rumeli’de bir aşiret yapısı olduğu için bağları çok güçlü idi ve her zaman devletin yanında idiler.

Sami Funda, Yugoslavya’ya gidip 1953 yılında oradaki Türklerin durumu ile ilgili bir rapor hazırlamıştı, fakat o rapora bir türlü erişemedim. Kendisi CHP İstanbul il yönetimi adına hazırlamıştı bu raporu.

Fransız yazar Frances Trix tarafından 31 Aralık 2015’de yayınlanan “Urban Muslim Migrants in Istanbul” başlıklı kitapta Sami Funda’nın 1940’lı yıllarda Laleli’de ilk olarak başlattığı Rumeli’den gelen muhacirlere bir dernek çatısı altında nasıl tek başına sahip çıktığı detaylı olarak anlatılmaktadır. Umarız kitap biran önce dilimize çevrilir.

Nejat Funda rahmetli, annemin amca çocuğu, Vatan Apartmanı’ndaki dairemizin alınması konusunda kendisi öncü olmuş ve babamı bu konuda ikna etmişti.

 

 

E-Posta Bültenimize Bekliyoruz.
Haftalık olarak, sizinle tüm içeriklerimizi e-posta yoluyla paylaşıyoruz.
icon
RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here


Most Popular