0:36 Türk dili ve tarihi programına hoş geldiniz Bu defaki izlencede gene Profesör Doktor Alemdar Yalçın Bey ile beraberiz. Alemdar Bey hoş geldiniz. Hoş bulduk Efendim gene sizden özellikle Türk gençleri için bilgiler rica edeceğiz, iddialar zanlar ve gerçekler konusunda Anadolu şehirlerini başlayalım incelemeye Bursa BALIKESİR ve Çanakkale zemininde anlatacaksınız.
3:35 Ben burada kademe kademe bu iddiaları ele alacağım ve bu iddiaların ne kadar mesnetsiz olduğunu ifade etmek üzere sadece Bursa BALIKESİR ve Çanakkale örneğinden yola çıkarak sizlerle paylaşacağım özellikle Bursa BALIKESİR ve Çanakkale‘yi 1075-1500 yılları arasını bir incelememiz gerekiyor. Bu Avrupalı profesörlerin üzerimize sistematik olarak yönlendirdikleri yalan yanlış düşünceleri çözmek için söylüyorum.
İkincisi 17.yüzyılda Osmanlı iskan politikası ve Osmanlı arşivindeki İskan defterlerindeki yerleşim üzerinde durmamız gerekiyor, üçüncüsü ise 19.yüzyıl yerleşimleri var. Bölgeye tabii 19.yüzyılın maalesef ikinci yarısından itibaren halen devam eden Bulgaristan’dan bütün Balkanlardan göç eden kardeşlerimizin Bursa BALIKESİR ve Çanakkale bölgesinde yerleştirilmeleri olayı var.
Biz burada ilk üçü üzerinde duracağız. Çünkü özellikle bize karşı yapılan haksız saldırılar Türk toplumuna karşı yapılan haksız saldırılar bu üç unsurlar üzerinde yoğunlaşıyor.
11.33 şimdi peki ne oldu o bölgede de birdenbire bir Cengiz Han’ın kurduğu büyük Cengiz İmparatorluğu var ve onun önünden kaçan bilim adamları, sanatkarlar, inanç önderleri, kültür adamları var. Bunlar nereye doğru geldiler. Anadolu’ya doğru geldiler ve oradaki bilimi kültürü sanatı olduğu gibi Anadolu’ya taşıdılar eğer biz bunları burada vermezsek onun hiç bir anlamı yok.
İşte örnek verelim. Kutbüddin Şirazi 4 Ekim 1236 yani Selçuklular döneminde ve 1233’de burada doğmuş. Yani bir süre kadılık yapmış daha sonra 1286-1290 yıllarında Kastamonu’da yaşamış ve Emir Çobanoğlu Muzafferüddin ve Candaroğlu Süleyman Paşa tarafından himaye edilmiş. Kastamonu’da bilim kültürün hamisi Çobanoğulları Beyliği Muzafferüddin Yavlak Arslan Bey. Peki diyeceksiniz ki siz Bursa‘yı anlatıyorsunuz da neden bunlardan söz ediyorsunuz.
Şunu söylemek istiyorum Çandaroğulları, Çobanoğulları ve bu bölgede yaşayan Türkmenler Söğüt bölgesine yerleşerek Osmanlı İmparatorluğu’nun temelini oluşturdular, bu bilgileri alarak oraya götürdüler. Yoksa bir 300 çadırla gelerek Osmanlı Söğüt bölgesine yerleşmiş değil. Söğüt bölgesinde bir düzen oluştuğu andan itibaren o bölgedeki Türkmen oymakların tümü gelerek Osmanlı beyliğinin altında yeni bir yapıyı oluşturdular. Peki yeni yapıyı oluşturanlardan Kutbüddin Şirazi’nin üzerinde neden duruyoruz, en hassas göz ameliyatlarını yapabilen bir cerrah ve nerede Kastamonu’da ve Muzafferüddin Çoban. Emir Muzafferüddin Çoban Bey kimdir.
Alaaddin Keykubat tarafından bu bölgedeki Türkmenlerle beraber Sinop üzerinden Kırım bölgesine giderek 250 sene Kırım bölgesini kontrolü altında tutan ve Alaaddin Keykubat’ın yazdığı mektuplarda iki denizin hünkarı unvanını kullanmasını sağlayan kişidir Emir Çobanoğlu Muzafferüddin. Eğer biz bunları bilmezsek yalan yanlış uydur kaydır üç tane bilgiyle geliyorlar ve bizim aleyhimizde söylemedik lafı bırakmıyorlar ve de üstelik bizim üniversitelerimizde ders veriyor. Burada görüyorsunuz Çobanoğlu alimlere büyük önem verdiler ve meşhur Alim Kutbüddin Şirazi, İhtiyarat el Muzafferiye isimli astronomi kitabını Yavlak Arslan için hazırladı. İşte Muzaferüddin Yavlak Arslan Bey’in Medresesi.
Ne zaman 13.yüzyıl. Kim bunlar Anadolu’ya gelmiş Çepni ve DANİŞMENTli Türkmen boylarının oluşturduğu medeniyet. Bu Medeniyet ne olmuş bu medeniyet Osmanlı Devleti kurulduğu andan itibaren olduğu gibi Bilecik Bozöyük BALIKESİR Çanakkale‘ye oradan da boğazdan Avrupa kıtasına yayılan yeni bir medeniyeti meydana getirmiş.
Yoksa işte çapuldu, yağmaydı, içinde Rumlar vardı, işte Köse Mihal beyi iddia ediyorlar. Köse Mihal Bey var. Ondan sonra akıncıların içerisinde akıncı dediklerinizin anlattığına bakarsanız %90’ı Hristiyan akıncıların, hepsi yağmacılık yapıyorlar falan, böyle bir üslupla ortaya koyuyorlar, peki bunun tarihi kökeni var mı. Evet tarihi kökeni 19.yüzyıldaki Emperyalist amaçlı Bilim adamlarına kadar gidiyor.
Namuslu bir bilim adamı var Paul Wittek. Paul Wittek doğru bir tespit yapıyor bunun üzerine Paul Wittek’i adeta aforoz ediyorlar. Bunun üzerine Profesör Doktor Fuat Köprülü Türk edebiyatında “İlk Mutasavvıflar” kitabını yazarak Anadolu’daki medeniyet oluşumunun altındaki temel noktaları tespit ediyor ve kendisini saygıyla aNmamız gerekiyor.
17.04 zaten Sinoplu Hekim Mümin bir mukbil’in, zahire-i Muradiye bunların bir kısmı Türkçe onu da söylemem gerekiyor eserinde Hidrosefali neymiş aşırı beyin omurilik sıvısının beyindeki boşluklarda birikmesi ve kafa içinde basıncı artırması üzerine inceleme yapmış bir bilim adamı. Kaynak Profesör Doktor kendisini saygıyla analım Ahmet Acıduman’ın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki ve kitabının yeni baskısını da burada görüyoruz, ne zaman 13.yüzyılda. Bunlar bilim adamlarını yakıyorlardı.
Bacon diye bir adam çıkmış Endülüs’te eğitim görmüş coğrafya eğitimi görmüş Oxford Üniversitesi’nde derse gelmiş. 13 yüzyılda Oxford Üniversitesi’nde demiş ki Filistin’den bugünkü İsrail’in bulunduğu bölgeden ırmaklarından süt ve bal akan bir bölge diye geçiyor kutsal kitapta ama demiş ve orası çöllerle kaplı demiş. Bunun üzerine kutsal kitabı yalancı çıkardığı için köz hal getirilmiş ateşin üzerinde yakılarak öldürülmüş. Dolayısıyla bizim aydın niteliği olan arkadaşlarımızın bu bilgilere karşı cevap vermemiz gerekiyor ki, dünyada Türkiye’ye karşı Türk aydınına karşı Türklüğe karşı bir saldırı zihinlerde oluşan saldırıyı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu kitap şimdi tabii çok şey. Ama bunun kavgasını verdik.
Ben Hollanda’da Almanya’da konferanslarda anlattım bunu. Ama önce Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden Profesör Doktor İlter Uzel’e burada derin bir saygı duymamız gerekiyor. İlter Uzel hocamız Sorbon Üniversitesi’nden bu kitabı buldu getirdi ve ilk tanıttı şimdi çok şükür Edirne’de bir Tıp Müzesi kuruldu ve orada sergileniyor. Amasya’da Şerafettin Sabuncuoğlu Müzesi kuruldu orada sergileniyor ve canlandırıldı ama aydınımızın kalbi ve gözü bağlı olarak Anadolu’yu gezmesi sebebiyle bunlar maalesef kullanılamıyor. Cerrahiyetü’l Haniye bir tıp kitabı Amasya’da yazılmış ve 15.yüzyılda Türkçe yazılmış kitap.
Fransa’ya kaçırılmış Fransa’da 19.yüzyıla kadar Tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulmuş ve bu nerede Amasya’da. Amasya nereye yakın Tokat’a yakın Tokat nereye yakın bugünkü Karabük’e Bolu Gerede bölgesine yakın ve bu bölgeden Türkmen beyleri bu bilgiler olduğu gibi Bursa’ya BALIKESİR‘e ve Çanakkale’ye gitmiş, oradan da batı’ya geçmiş oradan Edirne’ye geçmiş oradan İstanbul’a geçmiş dolayısıyla bunları ihmal edersek bu emeği yok farz edersek kendimize büyük bir haksızlık etmiş oluruz diye düşünüyorum ve arz ediyorum burada bir operasyon cerrahi operasyonu görüyorsunuz bütün resimlerle anlatılıyor 190 hastalığa deneysel yöntemle çözüm bulmuş ve doğumu anne karnından bebeğin çıkışını minyatürlerle gösteriyor, çıkıp bebeğin kundaklanışına kadar geçen süreyi gösteriyor ve batıdaki Tıp biliminin gelişmesine büyük katkıları olan bir bilim adamı nerede yaşamış Amasya’da yaşamış eserini nasıl yazmış Türkçe olarak yazmış Caca Bey’e bakalım şimdi astronomi konusunda Nurettin Caca Bey ünlü bir Türk beyi Kırşehir beyi ve yaptırdığı astronomi merkezine bakın şimdi cami olarak kullanıyoruz ama o zaman tamamen astronomi ile ilgili.
Bunu ben Tübitak’ın bilim ve teknikteki sayfasından aldım incelemişler köşelerinde füze gibi bugünkü füze teknolojisi sanki dumanları da varmış gibi yani füze gökyüzüne yükseliyormuş gibi dört köşesinde şey konulmuş fakat ondan da önemlisi aydınlık feneri denilen bir bölge var yukarıda bunun altında bir kuyu var gökyüzündeki yıldızların görüntüsünü bu şeyin içerisinden aydınlık Fenerin içerisinden bir kuyuya düşüyor. Yıldızlar orada inceleniyor yıldızların hareketi orada inceleniyor ve bu teknoloji şu anda teleskopların için arkasına iç bükey ayna konularak bazı şeylerin tespit edilmesi bu tekniği buradan almışlar ve bu teknik aynı zamanda Semerkant’ta Uluğ Bey’in kurduğu rasathanede de var aynısı var. E şimdi biz bunlara sahip çıkmazsak biz bunları söylemezsek ne zaman 13.yüzyıl. Dolayısıyla bu bilgiler ne oldu Osmanlı Devleti bu bilgilere dayanmadı mı yani Bursa’ya da bu bilgilerle hareket etmedi mi Osmanlı. İşte bu haksızlıklara karşı bizim bir cevap vermemiz gerekiyor.
Onun için bu bilgileri arz ediyorum. Yerasimos Stefanos, Midillili bir Rum İstanbul’da bulunmuş Türkçesi çok mükemmel namuslu bir bilim adamı kendince namuslu bir bilim adamı. Az gelişmişlik sürecinde Türkiye kitabı da daha çok Fransız arşiv kaynaklarını kullanması açısından çok değerli yaptığı çalışma ve okuduğumuz zaman diyor ki Türkler Anadolu’ya geldikleri zaman yani 13.yüzyılda gayrimüslimlerin oranı Müslümanlara oranı %4’tü diyor bu kitabında söylüyor.
28:57 Selçuklu hukuku ve dil üslubu peki bunun belgeleri yok mu değerli kardeşlerime şunu söyleyebilirim Vakıflar dergileri çıkmıştı halen çıkıyor ama ilk vakıflar dergileri birer deryadır orada Selçuklu vakıflarının dili ve üslubu var bir de Orhan Gazi’nin diline üslubuna baksınlar. Demek ki işte Anadolu’dan şeyden gelmiş 200 kişilik bir aşiret yağma ve çapula bilmem nereye ulaşmış değil böyle bir mantık böyle bir mantalite düşünülemez esasında. Dolayısıyla bu bakımdan Bursa, Balıkesir, Çanakkale son derece önemli bir dönüm noktası olduğu için bir bilgi olarak arz ediyorum
32:20 Birazdan vereceğim örnek vereceğim Papa’nın elçisi söylüyor bakınız Gorgios Gemisuos. Pleton olarak anılıyor ne zaman yaşamış şey gelmiş 1355-1452 tarihleri arasında yaşamış. Pleton’un İznik’te İslam bilginlerinden ders aldığı ne zaman 1355-1452 işte 15 yüzyılda Platon İznik’te İslam bilgilerinden ders alarak İstanbul’a dönüyor Floransa’da kilise ihtilafını çözmeye çalıştığı sırada Türkiye’deki inanç özgürlüğünü Anadolu’daki inanç özgürlüğünü örnek gösteriyor ve Suhreverdi’den etkilendiği söyleniyor. Suhreverdi Konya’da iki Suhreverdi var bu Konya’ya da gelen Konya’da yaşayan Suhreverdi ünlü tasavvuf ve devlet yönetimiyle ilgili kitaplar olan bir başka düşünür, kaynak burada bakınız kaynak orada. Peki siz bunları görmediniz mi Hayır diyorlar ki Aşık Paşazade’ye kadar Aşık Paşazade işte 15-16.yüzyıl o zamana kadar yazılmış bir tarihleri yok bunların.
İşte o aradaki 300 yıl için uydurma bir tarih geliştirirler kafalarından işte özgürlükçü adaletçi dünyaya nizam-ı alem vermek üzere Osman Gazi Orhan Gazi diyorlar gazilik. Gazi değil bunlar diyor. Bunlar çapulcu diyor yani ve halbuki Anadolu’da gazilik fikri 8.yüzyılda Malatya’da var. 9.yüzyılda DANİŞMENT Gazi var 10.yüzyılda Danişment Gazi var. Danişment Melik Gazi var.
Nasıl oluyor da bu derece Bunlar pervasızca yalan yanlış bilgiler vererek sırf Türkleri kaba sadece eli silahlı medeniyetten habersiz bir toplum olarak göstermeyi kendilerine şey ediniyorlar, anlamak mümkün değil. Şimdi İznik ve çevresine gelelim Bursa’yı bir kenara koyalım Bursa’yı, bölgenin fethi 1075 ve İznik’in başkent oluşu 1075 Kutalmış Oğlu Süleymanşah tarafından alınıyor sonra el değiştiriyor ama biz o dönemde girmişiz orada eserler bırakmışız ve 1080 Anadolu’da ilk Türk başkenti oluyor
İznik daha henüz Bursa alınmamış İznik alınıyor Bursa ne zaman alınıyor 1300’lü yıllarda alınıyor 1075 ‘te aldığımıza göre 250 yıl önce biz daha batıdayız Yani daha batıdayız bakalım İznik’teki bir sürü tarihi eser var tabii gezdiğimiz zaman görüyoruz Kırgızlar türbesi var çok şükür bunu da tanıtmaya başarılı olduk Kırgızistan’dan ziyaret etmeye başladılar sık sık Biz Bunlar Kırgız Türbesi var burada dediğimiz zaman Trabzon’da Kırgız Köyü var dediğimiz zaman herkes aval aval bakıyordu şimdi yavaş yavaş anlaşılıyor ki o e Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen altın kuşak bağlantının izleri ve külleri halen Anadolu’da var. İznik’te Osmanlı öncesi Kırgız Türbesi var Hacı Özbek Camii ne zaman 1333 te Bursa’yla neredeyse yakın Bursa’nın fethiyle Şeyh Kudbettin camii var 1.Muratoğlu Yakup Çelebi Cami var Bu buraya gelmişler burada Cami yapmışlar ama yanına medresesini de yapmışlar Eğitim Kurumları da var bilim kurumları da var.
Dolayısıyla peki kim var burada İznik’te Çandaroğulları var, Alaaddin Keykubat döneminde Kastamonu beyliğinde görev yapan Çobanoğulları, Çandaroğulları DANİŞMENTler gelmişler buralara yerleşmişler yerleşirken ne yaptılar oradaki bilimi bırakıp terk edip gelip buraya yerleştiler oradaki bilimi de alıp buraya getirdiler, bunu anlamamak için aptal olmak gerekir diye düşünüyorum acizane ve değerli kardeşlerimle paylaşıyorum. Ha şimdi neler var bizim tarihi doğru anlamamız için yine Türk edebiyatında İlk Mutasavvıflar Mehmet Fuat Köprülü’nün kitabının zenginleştirilmesi gerekiyor, açılması gerekiyor, daha detaylandırılması gerekiyor o mantıkla. Ömer Lütfi Barkan’ın Kolonizatör Türk Dervişleri.
Abdal Murat var Bursa’da, ha bunlar inanç önderleri şimdi birileri tutuyor tabii çok detaya girmek istemiyorum sabrı tüketmemiz gerekiyor değerli izleyicilerimizin. Abdal denilen kişiler bedeli ödenmiş insanlar, yani dünyada mal mülk kaygısı olmayan Ahmet Yesevi geleneğinin Anadolu’daki devamı bunlar ve geldikleri zaman diyorlar ki bize devlet mevki makam, mal mülk haramdır diyorlar geliyorlar yerleşiyorlar ve bir nevi ombdusman olarak Türk boyları aşiretleri ve taifeleri arasında barışı adaleti eşitliği sağlayan insanlar bunlar ve Horasan erenleri dediğimiz pirleri Ahmet Yesevi olan bir inancın devamı şimdi ona da tabii bir sürü bazı sözde bilim adamları diyorlar Ahmet Yesevi divan-ı hikmette İslamiyet’i dört kapıya ayırıyor Dört Kapı 40 Makam diyor
39:44 Peki Hacı Bayram Veli’nin hocası kim Akşemsettin İstanbul’un fethine katılan ünlü. ha Hacı Bayram Veli’yi hangi özellikleriyle tanıyoruz sadece tasavvuf halbuki tıp bilgini aynı zamanda Hacı Bayram tedavi ediyor. Akşemsettin aynı zamanda Tıp bilgini ve o dönemde bilim birbirinden ayrılmıyor yani İslami bilimlerle insani bilimlerle fen bilimleri birbirinden ayrılmıyor zaten. Dolayısıyla Somuncu Babanın hem Darende’de mezarı var şimdi orası çok güzel bir yer haline getirildi, Sivas Gürün ve Malatya Darende’de hem Aksaray’da Somuncu Baba var bakan mezarı hem de Bursa’da Somuncu Baba mezarı var tabii detaya girsek Somuncu Baba ile ilgili burada bir saat anlatmam lazım özelliğini ama geçmemiz gerekiyor ve görüyorsunuz Anadolu’yu.
Geyikli Baba’nın öğrencisi Ballıca Sultan. Ballıca Sultan KARESİ beyliğinin inanç önderi olarak gelmiş yerleşmiş. Peki KARESİ Beyliğini kuranlar kimler Danişmentliler, nereden gelmişler Malatya ve Niksar Tokat ekseninden bu tarafa kayarak gelmişler.
Acaba bu tarafa gelirken buralara yerleşirken orada yazdırdıkları kitabı bilim ahlakını medrese kültürünü unuttular mı deprem oldu da unutup mu bu tarafa geldiler oradan alıp buraya getirdiler. Dolayısıyla bizim bir Türk intelijansiyası oluşturmak için kendimize ait değerleri çok iyi analiz etmemiz gerekiyor ve bunu özümsemiş bir insanın şeyini söyleyeceğim Türk milleti ecdadını tanıdıkça kendisinde daha büyük işler yapma azim ve kararlılığı bulur diyor Mustafa Kemal Paşa. O halde ecdadımızı doğru olarak ve iyi tanıyarak bu bir takım sorumsuz yalan yanlış bilgileri Türkiye’ye pompalayan sözde bilim adamlarını elimizin tersiyle itmemiz gerekiyor, tıpkı Ömer L Barkan gibi ve tıpkı Fuat Köprülü gibi.
Şimdi gelelim azınlıklara, amucalar etnik azınlık. Şimdi neredeler amucalar Trakya’dalar amucalar Neredeler amucalar Bulgaristan’da şu anda amucalar nerede Eskişehir’de amucalar Nerede Kars’ta Emmiler emmioğulları Kayseri’de Sivas’ta BALIKESİR‘de Deli orman’da biraz önce söyledim Bulgaristan’da bunlar kim bunlar Dündar Alp Gündüz Alp ve Aydoğdu beyin soyundan gelenler ve Orhan Gazi’nin Nilüfer Hatun’la evlenmesini Türk beylerinin bir yabancı kadınla evlenmesinin felaket getireceğini düşünerek oradan ayrılan kol tamamen Türkmen beyleri bunlar ve işte Aydoğdu Bey’in Allah’tan restore edilmiş Türbesi yapılmış yeniden kim şey ettiyse modern bir mimariyle yapmış Aydoğdu Bey orada yaşıyor
Ama Aydoğdu Bey’in oraya sadece ismini yazmak olmaz ne olurdu şimdi anlattığımız bu tarihi bilgileri de kenarına yazsak da gelen giden okusa ve bunun büyük bir kol olduğunu amcaların ortaya koysa Emmiler ve Amucalar olarak geçen Anadolu’da yüzlerce halen bu koldan gelen insanlar yaşıyor Balkanlar’a halen yaşıyor Tekirdağ’da halen yaşıyor Kırklarelinde halen yaşıyor. Ben de onların arasına girdim onlarla beraber oturduk kalktık. Demek ki amucalar etnik azınlık değil.
43:39 1328 de Bursa’nın alınmasını falan bir tarafa koyalım. 1328 yılında KARESİ Beyliğini görüyoruz. 14.yüzyılda kocaman bir Beylik bu Beylik nereden gelerek kuranlar. Biraz önce söyledim DANİŞMENT Gazi’nin çocukları DANİŞMENTliler. Danışmentli beyleri Danışmentli aşiret ve oymakların kurduğu yer.
Neden Danışmentli diyoruz. Çünkü bilimde sanatta ve kültürde en üst noktada oldukları için onlara DANİŞMENT deniliyor. DANİŞMENT üniversitelerde rehberlik yapan öğretmene verilen addır Selçuklu döneminde bunu da izleyici kardeşlerime bir bilgi olarak arz etmek isterim kaynağını veriyorum Uzunçarşılı kitabeler isimli şeyinden. 1296 da Kalemşah oğlu Karası Bey yani KARESİ Bey Tokat’ta Hamzalar mezarlığında bulunan hanedana mensup Kutlu Melek Hatun ile Mustafa Çelebi’nin mezar taşlarındaki şecerelerin DANİŞMENTlilere dayandığı anlaşılmaktadır. O zaman BALIKESİR’e gelerek orada bir beylik kuran Türkmen oymakları nereden geliyorlar, Tokat’tan geliyorlar.
Bakın burada şeyi var Tokat Hamzalar mezarlığındaki mezar taşlarıyla bağlantıyı kurmuş Uzunçarşılı hocamız ne zaman 1296da. Havran Mezarlığı var çok şükür. Bugün girdim internetten koruma altına alınmış. Ben Havran mezarlığını 1992 yılında ziyaret ettim ve çarpıldım Havran mezarlığına. Havran kaymakamına gittim hemen dedim ki buranın koruma altına alınması lazım taşların bir kısmı çalındı ve Sothesby de açık ihaleyle satıldı şu anda Avrupa’daki zenginlerin bahçelerini süslüyor sanat eseri olarak bahçelerini süslüyor arkasından kaymakama tekrar tekrar söylettik kaymakama buranın koruma altına alınması lazım şimdi koruma altına almışlar ama ne kadar taş kaçırıldı bilmiyoruz ama bu bu taşlar bizim oradaki varlığımızın mührü. Evet dolayısıyla bu tarz mezarlarımız var
Bu mezarlarımızı koruma altına almamız gerekiyor ve tarihi camileri yıkıyorlar yerine Yeni Cami yapıyorlar ve ben Diyanet İşleri Başkanlığı’na söyledim lütfen bu camilerin yıkılmasına mani olun diye. Ama özellikle Doğu Karadeniz’deki ahşap camiler vardı. Mesela Uzungöl’deki Ahmet ahşap camiyi yıkmışlar yerine o beton camiyi yapmışlar O ahşap Cami bir mimari şaheserdi ve çivisiz kakmayla yapılmıştı, maalesef yıkmışlar camiyi
47:59 Emir Ali Baba diye kim Emir Ali Baba. İmralı adasında yaşamış Çaka Bey’den sonraki ilk Türk Amirali, türbesi var. Ama biz bunları bilmiyoruz hikayesini bilmiyoruz. Gaffar Baba aşiret cemaat ve taifelerin Bursa ve BALIKESİR yöresine yerleşmesini sağlayanlardan birisi, şimdi şöyle oluyor yerleşmek için bir inanç önderine soruyorlar buraya yerleşelim mi diye onun üzerine inanç önderi araştırma yapıyor bizim Orta Asya’dan gelen geleneğimizle beraber oraya yerleşebileceği veya yerleşilen söylüyor ve ona göre İskan ediliyor insanlar ona göre yerleşiyorlar.
57:16 mesela BALIKESİR çepnileri İşte bu Danişmentli beyliğinden beri gelerek BALIKESİR‘e yerleşmiş olan çepniler bir kolda 17 yüzyılda gelmiş Kargın boyu var Bursa ve Eskişehir’de ve büyük bir kol Kargın 24 Oğuz boyundan biri ilk yerleşim yerleri bu aldıklarım Tahrir defterleri ve hazine-i evrak defterlerinde var. Başbakanlık devlet arşivleri şu anda Cumhurbaşkanlığı Arşivi bunları yayınladı yayınlamaya da sanıyorum devam ediyor bunları yayınlıyor yeni harflere çevirerek yayınlıyor.
1:04:29 Ben teke yörüklerinin izini sürdüm teke yörüklerinin geldiği Burdur, Afyon Afyon üzerinden Kütahya Kütahya üzerinden BALIKESİR üzerinden bu bağlantı halen devam ediyor ve İzmit karaaliye kadar. orada Yörük dernekleri var halen varlıklarını sürdürüyorlar bu kesimde bir kervancılık yapıyorlar gidip geliyorlar besicilik yapıyorlar Bir de güneyden kuzeye doğru yerleşim olmuş Bursa bölgesine Ulu Yörüklerin bir kısmı önce Eskişehir çevresine yerleştirilmiş Bursa’ya gelip yerleşmişler
Tabii ilk yerleşenler o CumalıKızık falan o bölgedeki köyler tamamen yani Bursa’nın fethinden önce gelerek Bursa’nın çevresine yerleşen Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz üzerinden kayan Türkmen oymaklarıdır, onu da bir bilgi olarak arz etmek istiyorum. şimdi bölgedeki kılavuzlu Gökçeli ikizli Karakeçili gibi Ulu yörük taifesi var bu Ulu Yörük taifesi Sultan Abdülmecid döneminde demişler ki gözümüzün önünde olsunlar, bunlar yaylaları belli olsun kışlaları belli olsun gözümüzün önünde olsun diye zorla yerleştirmişler.
Kaynak: 8 Eki 2023 ANADOLUDA İDDİALAR, ZANLAR VE GERÇEKLER PROF. DR. ALEMDAR YALÇIN 08. 10. 2023:.
Futbolcularda yan bağların kopması sakatlık sebebidir. Düşüncede, düşünürlerde ise aslolan bağların kaybolmamasıdır. Karesi beyliğinin kökü ise Tokat Danişmendli beyliği imiş. Danişmendli adı mütefekkir boyutunu gösterir.