Kaynak: Turk Tarihi, Toplumlarin Mayasi, Uygarlik
H.B. Paksoy
(Izmir: Mazhar Zorlu Holding, 1997)
ISBN 975-96079-0-5
Bilindigi gibi, “Pan-Turanizm” “Turancilik” ve “Pan-Turkizm” Turkiye Cumhuriyeti disinda es anlamda kullanilan deyimlerdir.
Istanbul’da “Tekin Alp,” takma adi ile yazan Moiz Cohen’in Turan adli kitabi (Istanbul, 1914), Alman Genel Kurmayi tarafindan Turkismus und Panturkismus olarak Almanca’ya cevirtilmisti (Weimar, 1915). Bu kitap, Ingiliz Deniz Kuvvetleri [Admiralty] Istihbarat Dairesince, gizli kaydi ile The Turkish and Pan-Turkish Ideal adi altinda Ingilizce’ye cevrildi. (London: Admiralty War Staff, Intelligence Division, 1917). Ek olarak, Vambery’nin daha once yayinladigi Turkenvolk (Leipzig, 1885) kitabi, gene Ingiliz Deniz Kuvvetleri Istihbarat Dairesince A Manual on the Turanians and Pan-Turanianism adi ile Ingilizce’ye aktarildi (H. M. Government, Naval Staff Intelligence Department: Oxford, November 1918). Z. V. Togan’in yazdigina gore, bu uygulama’yi yapan Sir Denison Ross idi. Bak, Z. V. Togan, Turkili Turkistan ve Yakin Tarihi (istanbul, 1981). J. M. Landau’nun yazdigi Pan-Turkism in Turkey: A study of Irredentism. (London, 1981) adli kitap, “Pan-Turkizm“in 20ci yuzyilda politik nedenlerle kullanilis oyunlarinin yalnizca bir bolumunu icerir.
Cedidler, Rus imparatorlugunda yasamakta olan diger Turk el, boy ve oymaklari ile mayasal ve politik konularda iliskilere girmeyi, isbirligi yapmayi, bu birligin basari yolunu acacagina inaniyorlardi. Cedidlerin bu atilimlari Ruslarca hemen “Pan-Turkizm” olarak olarak kotulenmeye baslandi. Ancak, Ruslar icin (Almanlardan gordukleri ‘Pan-Cermen’ politikasindan kopya ederek) Balkanlarda “Pan-Slav” politikasi gutmek mubahti. Ustelik, unutulmamasi gerekir ki, “Pan- Turkizm” propagandasini (1865 de) ilk olarak Macar Dogu Bilimleri profesoru Arminius Vambery baslatmisti. “Asyadaki Buyuk Oyun” (Great Game in Asia) un bir adimi olan bu “Pan-Turk” (Pan-Turan)izm propagandasi, Ruslari Ingiliz Hindistanindan uzak tutmak icin Asyali Turkleri ayaklandirmak amacini guduyordu. Avrupadaki guc dengesinin degismemesi icin calisan devletler, Vambery’e maas baglayarak Asyali Turklere (Avrupalilar hesabina ve bilmeden, Ruslara karsi koymalari icin) “Pan-Turkizm” ogretmesini istemislerdi. Avrupali devlet adamlarinin gorusune gore, Asyadaki ayaklanma ile ugrasmak zorunda kalacak olan Ruslar, Avrupa ici zorlamalardan dikkatlerini ayirmak durumuna dusecekler, Avrupa guc dengesi boylelikle korunmus olacakti.
“Hareket Ordusu,” 1909 da Istanbul’da yer alan 31 Mart irtica olayini 17 bastirmak icin yola ciktiginda, subaylarinin yuklu bolumu once’den Selanik’te ve Makedonyada gorev yapmislardi. 1912 Balkan savasi bittiginde, Avrupali devletler Osmanlilarin bir jandarma orgutu kurmasini istemislerdi. Bu jandarma, “Osmanli imparatorlugu icinde yasamakta olan Hristiyanlarin can ve mal guvenligini koruyacak” idi. Selanik ve Makedonyadaki Osmanli subaylari, Osmanli jandarmasini denetlemek icin gelen Avusturyali ve Italyan subaylarla da tanisiyorlardi.
Ustelik, o surec icinde, Alman subaylari Istanbul’daki Harbiye’de ogretmenlik yapmakta idiler. Yetisen subaylar, Almanca ogreniyor, Alman ordusu savas yontemleri ile yakindan ilgileniyorlardi. Bu subaylarin arasinda, 1909- 1911 arasinda Almanya’da Askeri Atase olarak gorev yapacak, Alman Dogu Bilimleri profesorlerince arkadasligi arananip, yakinligi bilinecek Enver Bey de var idi. Enver’in Pan- Turkizm ve Pan-Islamizm dusunce akimlarina olan tutkusunun bu sure icinde koyulastigi da soylenir. Birinci Dunya Savasi sonrasi, Enver Pasa’nin Turkistandaki olaylarla yakindan ilgisi olacakti.18
Pan-Turanizm ve Pan-Islamizm Turklerce yaratilan akimlar degildi. Dogu Bilimleri Profesorleri ve degisik devletlerin yonetimince gorevlendirilmis kisilerce olusturulmuslardi. Pan-Turanizm‘in baslangici, 1865 yilinda yayinlanan bir kitapta gorulur. Bu yaraticiligin temelini, Uruk, boy ve oymaklarina bakmadan Turklerin toplu kokenleri ve birbirleri ile tek dil olan Turkce ile anlasabilmeleri olusturuyordu. Ustelik Turkler, Altay daglarindan, Osmanli imparatorlugunun baskenti Istanbul’a kadar uzanan genis bir bolgeye yayilmislardi. Bu gorus’un Turklere yansitilmasina, oz dusunceleri olarak benimsemelerine ugrasildi. Rus’lar ve Avrupalilar, Pan- Turkizm’i bir bagnazlik tutumu olarak ve Mogol Cengiz Han’in (1167?-1227) yasaminda estirdigi uluslari kasip- kavurma uygulamalarina es tutmaya calistilar. Sonucunda “Pan-Turkizm” in yalnizca Ruslari degil, butun Bati uygarliginin varligini ortadan kaldirabilecegi “korkusu” dile getirildi.19 Topluca, Orta Asya’ya karsi yeni bir dizi Hacli Seferleri duzenlenmesi geregini destekler tutum takinildi.20
Pan-Turkizm, Orta Asya’da acik kollarla karsilanmadi. Yakin yillarda da ogrenildigine gore, Pan-Turkizm onerisi ilk olarak Ingiliz imparatorlugundan aylik alarak calismakta olan bir kisice olusturulmustu.21 Orta Asya’nin bu yon’den yeniden onem kazanmaya baslamasi 1894 yilinda Fransiz–Rus yakinlasmasina ve bu arada Pan-Turkizm uzerine yeni kitaplarin yazilmasina neden oldu. Bu surec icinde yazilan kitaplarin icindeki gorusler, sonradan Rus kitaplarina da aktarildi.
Yarminci yuzyil’da Rus isgali uzerine kacip Avrupa baskentlerine yerlesen az sayida Orta Asyali gocmen dusunurlerce, Pan-Turkizm Turkistan’in Rus somurgeliginden kurtulus yolu olarak gorulmeye baslandi. Orta Asya gocmen dusunurlerinin bu calismalari da, Avrupa kamu oyu olusturucularinca gene ele alindi, daha once sallanan “Pan- Turkizm” i suclayici parmaklar’in sayisi artti. Bu kamu oyu olusturucularinin da cok iyi bildikleri gibi, bu surec icinde Turkiye cumhuriyetinin kurulmasina da neden olan olaylar, Turkistan icin de gecerli idi; Ingiliz, Fransiz, Irlandali, Isvicre ulusculuk dusuncelerinden cok ayricaligi yok idi.
Almanlarin Birinci Dunya Savasi oncesi Osmanlilari Pan-Turkizm‘i acikca kucaklamaya ittirmelerinin nedeni de kolaylikla goruluyordu: Rus’lara karsi bu yol’dan girisim ile, Rus ordu’larini boldurmek, ve Alman ordularina Bati’da soluk aldirmak. Ayrica, Ingilizlerin Asya’daki imparatorluguna karsi, Almanlar Pan-Islam calismalarina basladilar. Dusunceleri, Orta Asya’da bir Islam ihtilali cikartmak, Ingiliz birliklerini diger yerlerden cekerek bu ihtilal’i bastirmakla ugrastirmak. O gunlerin Alman Disisleri Bakan’ina verilen bu “Islam Ihtilali” onerisi, gunumuzde ABD deki Yale Universitesi Kutuphanesinde bulunmaktadir.
Pan-Islamizm’in, Islam dininin temelini olusturan “ummetcilik” tutumu ile dogrudan ilgili olmadigini goz onunde almak gerekir. Pan-Islamizm, Avrupali devletlerin kendi aralarinda “Guc Dengesi” ugraslari sonucu orta’ya cikan “somurgecilik” uygulamalarina karsi Cemaleddin Afgani (1839-1897) tarafindan uygulanmaya baslamis idi. Muslumanlari bir araya getirerek, bagimsiz bir Islam toplumu gerceklestirmek amacini guduyordu. Ancak, “bagimsizligini kazanacak” olan bu “Musluman toplumunun” kendi iclerindeki Arap, Hintli, Iranli, Irakli, Magribi, Sudanli, Suriyeli, Turk v.b. gibi ayirimlari yapilmamakta idi. Avrupali kamu oy’u olusturuculari, Pan-Islamizm’i de “tersine” bir hacli seferi belirtisi olarak gostermeyi basardilar. Alman uygulayicilari da, Afgani’nin olumunden sonra Pan-Islamizm yandaslarina olanca gucleri ile destek verdiler. Bu yol’dan, Ingiliz yoneticilerinin savas icindeki sorunlarini arttirmayi denediler.22 Birinci Dunya Savas’i basladiginda, Pan-Turkizm ve Pan-Islamizm iki ayri yonde, ancak tek amac ile isletilmekte idi.
Bolsevik ihtilali basverdiginde, yukarda da belirtildigi gibi, Alman yoneticileri Bati sinirlarinda bunalmakta olan Alman ordularina soluk aldirmak yollari ariyorlardi. 1918 Kasim ayinda Birinci Dunya Savasi silah birakismasi yer aldi. Yapilan anlasmaya gore, Istanbul’un Ortak Ingiliz, Fransiz ve Italyan ordu ve donanmalari ile isgaline karar verildi. Bu isgal baslamadan kisa sure once Istanbul’dan bir Alman denizaltisi ile cikan Enver Pasa, Odessa uzerinden 1919 basinda Berlin’e vardi. Enver Pasa Berlin’de, Alman subaylarinin destegi ile bir “Islam Birligi” orgutu kurdu, gazete yayinlamaya basladi.23
Birkac deneme’den sonra, Alman yoneticileri Enver Pasa’yi 1920 yilinin ortalarinda Moskova’ya ulastirmayi basardilar. Enver Pasa Moskova’da gunun ileri gelen Bolsevikleri ile konustu, Hindistan’in Ingilizlerden bagimsizligini kazanmasini saglamak icin Asya’da bir Islam Ihtilali baslatmak onerisinde bulundu. Bu is’e Turkistan’da baslamak istegini acikladi.24
Bu arada, Orta Asya’lilar oz bagimsizliklarini ellerine almak icin, dunyadaki diger akimlarla ilisigi olmayan bir orgut kurmuslardi. Bu cerceve icinde, daha onceden duyurulmus olan Baskurt, Kazak, Ozbek, Tatar atilimlarinin baslarindaki onderler belirli bir isbirligi yapiyorlardi. Amaclari, Turkistan toplumlarinca 1916 da girisilmis olan bagimsizlik savasina olumlu olarak birlikte yon vermek ve bagimsiz Turkistan’i gerceklestirmek idi. 1919 da bu birligin kuzeyinde kalan Baskurt, Kazak ve Tatar bolumlerini Bolsevikler isgal edince, onderleri Guney’e, Semerkand ve Taskent yorelerine gectiler.
Cemal ve Halil Pasalar da Enver’den once Moskova’ya gelmislerdi.25 Dusuncelerine gore, bir “Islam Ihtilal Birligi” kuracaklardi. Cemal Pasa’nin istegi, Hindistan’in Puncap yoresinde Islam Ihtilali cikarmak idi. Cemal Pasa, Moskova’da Bolsevik onderlerine Basmacilarin yardimi ile Hindistandaki Ingiliz imparatorluguna son vermek isteginde oldugunu soyledi. Bolsevikler inanir gorunduler. Cemal Pasa’inin, Turkistan’da ve Kuzay Hindistan’da bir Turk Birligi kurmaya calismasindan cekiniyorlardi. Daha once, 10cu yuzyilda Gazneliler,26 12ci yuzyilda Altamis,27 16ci yuzyilda Babur28 gibi Orta Asya Turkleri boyle imparatorluklar kurmamislarmiydi? Bununla birlikte, yakindan gozaltinda bulundurmak yolu ile, Camal Pasa’nin Bolsevik calismalarina dunya kamu oyunda “Pan-Turkizm” ve “Pan-Islamizm” korkusunu yaymak yolu ile yardim edebilecegini gorduler.
Bu arada, Turkistan Bagimsizlik Birligi kurulmus, adina kisaca “Cemiyet” denmekte idi. Onderlerinden biri, daha sonra Avusturya ve Almanya’dan baslayarak, 50 yildan artik tarih Profesorlugu yapan Zeki Velidi Togan (1890- 1970) idi. 25 Ocak 1921 de, Turkistan Birligi, Afganistan’in Kabul sehrinde olan Cemal Pasa’ya bir mektup gonderdi:
“….Sizden ricamiz budur ki, Ortasarktaki siyasetiniz koca Turkistan’in mukadderatini Islam aleminin halasi icin tertip olunan planlara kurban etmemek esasinda olsun….Bir defa daha hatirlatalim ki, Bolseviklerin mustemlekeleri Avrupa kapitalist devletleri elinden kurtarmak fikrinde samimi kaldiklarini bir dakika icin tasavvur ettigimiz halde bile, Turkistan, kendi mukadderatini kapitalizmle sosyalizmin akibeti simdilik mechul olan mucadelesi ile baglayamaz….”29
Turkistan Birligi gizli derneginin calismalari ve etkenligi de gittikce artmakta idi. Sovyetler30 ve Komunist partisi toplantilarinda, polis ve yonetim organlari icinde gizli calismakta olan uyeleri yardimi ile olaylarin akisini degistirebiliyordu. Buhara, Taskent, Semerkant ve Konkand’daki isci orgutleri de bu Birlik icinde idiler. Togan, “….Birligin basindakilerin bu basari’lari, 1917 yilinda ruyalarinda bile gorseler inanamiyacaklarini…” soyler.
Enver Pasa’nin 1921 Eylulunde Turkistan’a gelmesinden once, Islamiyet’in bu toplum icinde belirli bir politik yer’i var idi. Eski dusuncesel canliligini ve parlakligini yitirmis, dar cerceveli bir tutuculuga donmus, kisilerin elinde yeni mezhep ve tekkelerde yonetilmekte idi. Togan’in anlattigina gore, Buhara Emir’i bu tur yoneticilerden biri idi. Bu arada, Basmacilar da uc’e ayrilmakta idiler: “emirciler;” “yari emirciler;” “emir dusmanlari.” Birlik, emir’i, emir’in ozel dincilik dusuncesini ve bu tur dusunceleri destekleyenleri ortadan kaldirmak calismalarina basladi. Birlik, Emir ve emirciligin, Turkistan’in bagimsizligina kavusmasini engelledigi dusuncesinde idi.
Turkistan Birligi askeri ve politik acilardan hazirlik yaparken, birkac ay oncesine kadar Moskova’dan Ingilizlere karsi “Islam Birligi” adina propaganda yapmakta olan Enver Pasa, 1921 sonlarinda Gurcistan ve Baku uzerinden Turkistan’a vardi. Basmacilarla iliski kurarak, Afganistanda olan Cemal Pasa ile birlikte Turkistan Birligi ileri gelenlerine Bolseviklere karsi harekete gecmek onerisinde bulundu. Yakinlik goremeyince, 1922 baslarinda Buhara’ya gecti. 1917 Ihtilalinden sonra Birinci Dunya Savasindan cekilen Bolsevikler, ordularini Bati sinirlarindan geriye alarak yeniden duzenlemeye basladilar. 11 Agustos 1919 da Rus generalleri komutasindaki 106 bin kisilik birlikleri ile “Turkistan cephesini” actilar. 1920 Eylulunde de Bolsevikler: Birinci, Dorduncu ve Besinci ordularini, Turkistandaki Bolsevik ordulari ile birlestirdiler. Sonucunda, yukarida da belirtilen silahlandirilmis demiryolu iscileri ve Rus gocmenlerine ek olarak, 200 bin kisilik iyi donatilmis bir Bolsevik gucu ile “Basmacilik” hareketini sondurmek isine giristiler. Ali Bademci’nin olaylari goz’leri ile gorenlerden topladigi bilgilerde de belirtildigi gibi, insanlik disi agir bir tutum ile sivil Turkistan toplumuna saldirdilar. Gene de, Turkistanlilarin bagimsizlik calismalarini durduramadilar. Bunun uzerine, Bolsevikler, bir yandan askeri harekat’i butun gucleri ile surdururken, diger yanda da “ozel atilimlara” girismek geregini duydular. “Pan-Turkizm” ve “Pan-Islamizm” in butun dunya icin bir musibet oldugu ve ortadan kaldirilmasi icin her turlu guc kullanilmasi gerekli oldugunu dunya’ya duyurdular. Bir taraftan bu yolda propaganda yaparlarken, diger yandan da Turkistanlilari birbirlerine karsi vurusturmak icin yollar aramaya basladilar.
Enver Pasa’nin olumu, emirci ulemaca yaratilmis ikilik yarasinin iyilesmesini onleyemedi. Turkistan Birligi Bolseviklerle yaptigi vuruslari surdurdu. Ancak, ellerindeki silah ve cephaneyi yenileyemedikleri icin, Bolseviklerin donatim ustunlugu altinda ezilmeye basladilar. Bu arada, Bolsevikler de bos durmuyor, Kirgiz ve Kazaklar arasinda bascilik yarismasi acarak, Birligi bozmaya calisiyorlardi. “Pan-Turkizm” ve “Pan-Islamizm” konularinda da ayrica ozendirmelerle de Birligin dusuncesel yon’unu degistirmeye ugrasiyorlardi.
Bolseviklere (Kizil Rus’lara) karsi carpistirilan Rus Peter Wrangel (1878-1928) Ingiliz, Fransiz ve Italyan isgali altindaki Istanbul yolu ile Kirim limanlarindan silah ve cephane yardimi gormekte idi. Amerikan ve Ingiliz birlikleri de 1919 yilinda Kuzey’den, Arkhangels limanina indirilmis, Wrangel’in komutasindaki “Beyaz Rus” birliklerine yardim etmek icin hazirlik yapiyorlardi. Bu ortam icinde, duzenli dusunce cercevesi ile ele alindiginda, Bolseviklere karsi Avrupa devletlerinin Turkistan Bagimsizlik Savasina yardimci olmalari gerekirdi. Ancak, belki de “Pan-Turkizm” ve “Pan-Islamizm” propagandasinin kamu oyu dusuncelerine yerlestirilmis olmasi, Bolseviklere karsi savasan Avrupa devletleri ile Turkistanlilarin dogal gorus birligini engelledi.
“Hayali tarih” yazma cabalarinin iki ornegi kisaca verilebilir: A) Turklerin dunya uzerinde hangi tarihler arasinda yasadiklari; B) “Pan-Turkizm.”
“Pan-Turkizm“[73] bir Turk icadi degildir. Eski Turk kaynaklarinda, “Turklerin dunya hakimiyetini elde tutmak ihtirasi ile yanip tutustuklari”ni belgeleyen bir kavram yoktur. Bununla birlikte, ozellikle 19cu yuzyil sonlarinda ve 20ci yuzyil baslarinda, Turkleri bu suc ile itham edenler oldu.[74]
Bugun bilinen kaynaklara gore “Pan-Turkizm“, 19cu yuzyil Avrupa kuvvet dengesi ugrasmalarina yardimci olmasi icin Avrupa’da icadedilmis bir iddia’dir.[75] Ilk olarak, Carlik Rus ordusu’nun Taskent’i isgal yili olan 1865 de basilan bir kitapta gorulur.[76] Ruslar 19cu yuzyil‘da [1552 yilinda Kazan hanligi’ni isgal etmekle baslattiklari tutumu surdurerek] Asya’ya ekonomik somurge bulucu yayilma hareketlerine devam ettiler. Ingiliz’ler 1828 Turkmencay anlasmasindan baslayarak, Hindistan’daki imparatorluklarini Ruslardan koruma yollari aradilar; Rus ve Ingiliz imparatorluklari arasinda yasayan Turkleri birlestirip, Rus yayilmasina karsi bir engel olarak kullanmak istegi bu “Pan- Turkizm” “cozumunu” ortaya cikardi.[77]
Ruslar da bu “Pan-Turkizm” iddialarini politikalari yararina kullandiklari din maskesi altina aldilar. Cunku Ruslar, Asya’ya yayilma calismalarini (diger somurgeci imparatorluklarin yaptigi gibi), “Hristiyanligi yaymak cabasi” olarak gosteriyorlardi.
Eger bu iddialari ile Turkleri “Batili medeniyetlere zararli” gosterebilirlerse, Ruslar:
- a) Vambery yolu ile ortaya atilan “Pan-Turkizm” ve bu “akimin” onculugunde kendilerine karsi kurulmasina calisilan “Turk kalkani”ni kirabilecekler;
- b) Avrupali Hristiyan devletlerin Ruslarin Orta Asya’daki hareketlerine engel olabilecek diplomatik iddialarini yersiz birakip, kendi Asya’ya yayilma cabalarini surdurebileceklerdi.
Almanlarin iktisadi ve askeri yonlerden guclenmeye baslamasi Ingiliz ve Rus’lari urkuttu. 1907-1909 larda yaptiklari gizli anlasmalarla, Ingiliz ve Rus imparatorluklari birbirlerine karsi “Pan-Turkizm silahini” kullanmama karari aldilar. Bunun uzerine, Ruslar tek tarafli olarak “Pan-Turkizm zararlarini onleme” ve “dunya’yi Turklerden kurtarmak calismalarina” basladilar. Bu anlasmalar,ve ortaya cikardiklari tutumlar, Ruslarin Birinci Dunya Savasi basinda Erzincan ve cevresine girmelerinin “gerekceler”den biri olarak gosterildi.
Orta Asya’daki Turk toplumlarinin esaret altina alinmasi boylelikle uluslararasi toplumlarca da kabul edilmis oluyordu. Ancak, Orta Asya Turk toplumlari bu tutsakliga karsi koyma karari verdiler. Orta Asya’da “Milli Kiyam” (bagimsizlik ayaklanmasi) adi ile bilinen, buna karsilik, Ruslar tarafindan dunya’ya “Basmaci” (haydutluk, sakilik) adi ile aktarilan Orta Asya Bagimsizlik Savasi 1916 yilinda basladi. Kisa surede buyuk cap’ta askeri harekat’a donustu. 1930 sonlarina kadar suregiden bu bagimsizlik savasinin dogal sonucunun ne olacagini bugun bilemiyoruz. Cunku, Ikinci Dunya Savasinin baslamasi Orta Asyalilarin bu ulkulerinin ertelenmesine neden oldu.[78]
“Pan-Turkizm” oyunlari bununla da bitmedi. Birinci Dunya Savasi baslamadan once, Alman bilim adamlari ve subaylari, adi gecen “Pan-Turkizm“i Almanya cikarlarina [Rus ve Ingilizlere karsi] yardimci olmasi icin ele almislardi.[79] Pan Turkizm ve Pan- Islamizm’i basta Enver Pasa olmak uzere, butun Turk subay ve politikacilarina benimsetmeye calistilar. Almanlar bu “ozendirme, imrendirme” calismalarinda toptan basarili olamadilar: Mustafa Kemal, Kazim Karabekir gibi genc ve yetenekli subaylar diger uluslarin gutmekte olduklari hedefleri gorup anladilar ve karsi ciktilar.[80] Omer Seyfettin, Alman bilim adamlarinin ve tuccarlarinin “imrendirme” calismalarini yakindan gorup, toplumu uyarmak amaci ile diger yazdiklarina ek olarak ozellikle “Fon [Von] Sadrinstayn” hikayelerini yaratti.[81] Buna ragmen, Almanlar Turkler’i Kafkaslarda savasa sokmayi basardi.[82] Alman dusunurlerinin amaci, Bati cephesinde Ingiliz ve Fransiz’larla carpismakta olan Alman ordularina nefes aldirmak idi.
Turkler arasinda bu Turk illeri disinda yaratilmis “Pan-Turkizm” dusuncesine yakinlik, Ikinci Dunya Savasi baslamadan once gene Alman dusunurlerince, gene ayni Alman yararlari yolunda filizlendirildi.[83] 1960 sonrasi “Pan-Turkizm” akinlari, Ikinci Dunya Savasi baslamadan once atilan tohumlardan yesermis ve kok salmistir.[84] Bu ve ilgili olaylarin belgeleri, turlu uluslarin resmi devlet arsivlerinde bulunmaktadir. Bu belgelerin bir bolumunun kopyalarini acikca satin almak mumkundur.[85]
Buna ragmen, yukarda sozu edilen diger ulus’larin “yarisma kavgasi” dolayisi ile, Turkler kendi yaratmadiklari bir akim olan “Pan-Turkizm” iddialariyla, uluslararasi kamuoyu onunde mahkum edilmeye calisilmaktadir. Cunku, bu olaylar yakin yillara kadar yazilmamis, kamu oyu onunde belgelenmemis, toplu olarak yayinlanmamistir.
Bununla birlikte, bir maya’dan gelmis toplumlarin, maya birliklerini korumak istemeleri dogaldir. Iskandinav Birligi, Ingilizce Konusanlar Birligi gibi ornekleri de coktur. Dolayisi ile, ortak maya birligini saklayan kitap ve dusuncelerin bu toplumlar icinde canli tutulmak istenmesi, bu toplumlarin hakkidir.
Bir Azerbaycanli dusunur’un de dedigi gibi “Amerikalilar da Sekspir okuyorlar. Bu olay, Amerikalilari Ingilizlestirmiyor.” Uygarligi meydana getiren mayalarin gelismesi, uygarligin yararinadir. Eger Orta Asyalilar da ortak mayalarini korumak icin isbirligi yaparlarsa, bu onlarin bilecegi is’tir. Begenmeyenler, gecmiste oldugu gibi, kendi gundemlerini nasilsa gene aciga vuracaklardir.
“Pan-Turkizm” iddiasini ilk orta’ya atan Vambery, Ingiliz hukumeti yararina maas ile calisiyordu. Vambery Macar uyruklu olmasina ragmen, emekli olduktan sonra, kendisine Ingiliz emekli maasi baglandi. Bak: M. Kemal Oke, “Prof. Arminius Vambery and Anglo-Ottoman Relations 1889-1907” Bulletin of the Turkish Studies Association, Vol. 9, No. 2. 1985.
“Pan-Turkizm“in Avrupa kokenlerinden gelmis ve Avrupa cikarlari icin yaratilmis olmasina ragmen, yurdunu Ruslardan kurtarmak isteyen, ozellikle 1920 sonrasinda Avrupa baskentlerinde yerlesmis olan Orta Asya aydinlarinca uygun bir akim olarak gorulmustu.
PAN ADLI IKI KURGUSAL YARATIK: UYDURMA “BELGELERIN” TURKLER ZARARINA KULLANILMALARI1
Gunlerini kaval calmakla geciren, “beline kadar keci-belinden yukari insan” gorunumunde olan eski Yunan tanrisi Pan, yalnizca insan dusuncesinde yasayan bir yaratiktir. Bir tek’inin “Kaf” daginin ardinda bile bulunmadigi gunumuzde artik anlasilmistir. Efsane kitaplarinda anlatildigi gibi, tanri Pan’in “bir yarismada birinciligi almasi” baska bir dussel Yunan tanrisi olan Apollo’yu kizdirir. Sonucunda, tanri Apollo,tanri Pan’in insan kulaklarini esek kulaklari ile degistirir.2 Bununla birlikte, ilkel insanlardan kalma efsane yaratmak icgudusunden olageleki, 19cu yuzyilda iki tane daha “pan” hurafesi ortaya atildi.3
1“Pan-Turkizm.” Pan-Turanizm adi altinda da pazarlanan bu “akim” Turklerce degil, Turk olmayan ancak yetenekli ve bir Avrupa universitesinde gorevli bir Dogu Bilimleri profesor’unce yaratilmistir.1860 larda yer alan bu yaraticilik, Kraliceleri her gun cay icen bir
imparatorlugun yararina idi. Bu profesor, kralicenin guvenlik gorevlilerinden aylik aliyordu. Emekli olduktan sonra da, Kralice’nin tebasindan olmamasina karsilik, emekli ayligi almayi surdurdu.
Profesor’un gorusunce, ortak tarih ve kokenli Turk topluluklari, Cin duvarlarindan Viyana’ya kadar olan genis bir bolge icinde yasiyorlar ve Turkce konusuyorlardi.4 Turklerin yasadigi bu bolge’nin Guney’inde, cay icenler Kralice’sinin Hindistan Imparatorlugu var idi. Hindistan imparatorlugunun Kuzey’inde ise, toplumu hic olmaz ise gun’de bir kez borst corbasi icen bir baska imparatorluk yer aliyordu. Kuzey’deki bu borst icenler imparatorlugu, Guney’deki cay icenler imparatorlugunun topraklarina ordulari ile yaklasmaya calismaktaydi. Profesor’un dusundugu gibi, iki imparatorluk arasinda ortada kalan Turkler biraraya gelip tug baglayacak olasalar, cay icenler imparatorlugunu borst icenler imparatorlugundan korumus olacaklardi. Boylece, cay icenler imparatorlugu daha guven icinde yasayabilecekti. Ya da, cay icenler imparatorlugu yoneticileri boyle dusunuyordu. 19cu yuzyil icinde, Avrupa’da yeni bir “guc dengesi” olusturulmasina calisiliyordu. Bu ugras’in amaci, tek bir Avrupa devletinin digerlerine ustun bir duruma gecmesini engellemek idi. Almanya, Avusturya-Macaristan, Fransa, Ingiltere, ve Rusya, birbirlerini durmadan gozlemekte idiler. Butun Avrupali devletler tetik durduklari icin, satranc tahtasi uzerindeki atilimlari andiran bu olaylar, Avrupa duzeyinde bir politik-ekonomik durgunluk ve tikaniklik yaratmis idi. Dolayisi ile yarisi kazanmayi kendine amac edinmis ulke yoneticileri, atilimlari Asya’ya kaydirilmaya basladilar. Ingiliz sairi Kipling, bu ugraslara “Asya’daki Buyuk Oyun” adini takmisti.5
Oyunu kazanabilmek icin, Avrupa ulkelerinin oncelikle ekonomik ustunluk kurmalari, komsularindan varlikli bir duzey’e ulasmalari gerekli idi. Bu ekonomik ustunluk ise, Asya’da kurulan somurgelerden ucuz hammadde alip, yerine, ana ulkelerindeki uretim evlerinde turettikleri mallari daha yuksek degerlerle satmak yolu ile gerceklesecek idi.
2“Pan-Islam.” Bu politik dusunce’nin kaynagi gene 19cu yuzyil’a, Cemaleddin al-Afgani’ye kadar geri gider.6 Al-Afgani’nin amaci, tek ortak yanlari yalnizca bir din’e inanmak olan Musluman toplumlarini, bu toplumlarin kokenlerine, gecmislerine ve birbirleri ile olan iliskilerine bakmayarak, bir bayrak altinda birlestirip Musluman ulkeleri ustunde somurge kuran Avrupa devletlerinin boyundurugundan kurtarmak idi.
Toplumu Valkyrie ad’i ile bilinen baska bir kurgusal yaratigin soyledigi ezgileri dinleyerek bira icen ucuncu bir ulke, bu arada Asya’daki Buyuk Oyun’a katildi. Bu ucuncu toplum’un imparator’u, Avrupa’da “Hasta Adam” olarak bilinen Osmanli imparatorlugunun yakin dostu oldugunu belirtmek icin Istanbul’u ve Orta Dogu’yu gezmeye gitti. Bira icenler imparatorlugu yoneticileri, Asya ve Orta Dogu’da bir Islam Ihtilali cikmasini kolaylastirmak istiyorlardi.7
Bu sirada, “Butun Savaslara Son Verecek Son Savas” da baslamak uzere idi.8 Bu savas’i baslatanlarin amaci tek idi: Avrupa’daki Guc Dengesini bozmak, onderligi ele gecirmek. Bira icenler imparatorlugu,kahve icenler imparatorlugu9 ordu birliklerini kendi yaninda bu “Butun Savaslara Son Verecek Son Savas” a sokmak istiyordu. Kahve icenler imparatorlugunun (yeryuzundeki konumu dolayisi ile) bira icenler imparatorlugu yaninda savasa girmesi, cay ve borst icenler imparatorluklarinin bir bolum ordularini kahve icenler imparatorlugunun Dogu yaninda tutmak zorunda birakacak idi. Bu da, Bati Avrupa yonunde cay ve borst icenler imparatorluklari ordulari ile vurusmakta olan bira icenler imparatorlugu ordularinin soluk almasina yardimci olacak idi.
Cay ve borst icenler imapartorluklarina sonradan askeri guc ile katistirilan toplumlarin icindeki buyuk bolumler, “din bakimindan Musluman” idiler. Kahve icenler imparatorlugu da “Pan-Islam” bayragi altinda savas’a girdiginde, bira icenler’in dusuncesine gore, bu Musluman topluluklari kahve icenlerle isbirligi yapacaklardi. Bir “Islam Ihtilali” cikacak idi. Boylece, cay ve borst icenler imparatorluklarinin ic isleri guclesecekti. Bira icenler imparatorlugu, kahve icenler imparatorlugunun ordularini Dogu’da, Kafkaslarda, bu amacla savas’a sokmayi basardi. Ilk bakista, bira icenlerin istekleri yerine gelmis ve basari’ya ulasmakta idiler.
Borst icenler imparatorlugu, imparatorlarinin yasam tur ve duzeni dolayisi ile bir hastaliga yakalandi. Borst icenler imparatorlugu, agri ve sizilarla yataga dustu. 1917 de is basina gecen yeni onderleri ise, borst icenler imparatorlugunu sicak savastan cekti. Yeni borst icenler imparatorlugunun bascilari, yeni’den kaldirdiklari bayraklarla, bu kurgusal Pan-Turkizm ve Pan-Islamizm ikizleri ile, yeni bir savas baslattilar. Orta Asya kimiz icenlerini, gene eski borst icenler imparatorlugunun uyguladigi yontemlerle yonetmek istiyorlardi.
“Butun Savaslara Son Verecek Son Savas” 1918 de sona erdiginde, “ABD baskan’i Wilson’un 14 Prensibi” olarak bilinen atilimlar cercevesinde, Orta Asyali kimiz icenler de bagimsiz olmak istediklerini dunya’ya duyurdular. Bunun uzerine, cok da us’lu olmayan yeni bir savas basladi. Yeni borst icenler imparatorlugu, Orta Asyali kimiz icenlerin bu dogal isteklerinin temel’den “dunyayi isgal etmek”dusuncesi oldugunu cigirislarla ileri surduler. Yeni borst icenler imparatorlugunun bu yaraticiliklari Avrupa kamu oyuna tezlikle aktarildi. Avrupa’da el altindan sessizce yapilan anlasmalarla, kurgusal ikizlerce ileri surulen tutumlarin “Dogru” oldugu deme lerle dunya’ya bildirildi.
1939-1945 Ikinci Dunya Savasi sirasinda ABD baskan’i F. D.Roosevelt’in dile getirdigi “Dort Bagimsizlik Yasa” si (toplumlarin soz, din, toplanma ve yolculuk etmek istekleri sinirlanamaz) da kulak ardi edildi, Orta Asyali kimiz icenlere uygulanmadi.10
Bu gibi sagirliklar’in uluslararasi konumlarda yer almasi de yeni bir olay degildi. Orta caglarda yer almis olan Hacli Seferleri, bu yolda ileri atilmis politik cozumlerin basinda gelir. Kendi ic islerindeki gucluklere cozum bulamayan dini onderler, toplumlarinin ic sikintilarini “dis dusmanlara” yoneltmek icin “din” savaslarina girdiler. 19cu yuzyilin baslarindan baslayarak, Avrupa’li yoneticiler onceki (ortacaglardaki) Hacli Seferlerinde kullanilan goruntu ve sozleri kullandilar. Bu evrensel “dis politika” yolu ile kendi buyruklarindaki yurttaslarinin dikkatlerini ic islerden ve sikintilardan uzaklastirmaya calistilar. Duygulari ile kendilerinden sakli oynanan mumin toplumlar, ic rahatligi ile korukorune bu cagirilara uydular. Bu toplumlar kisa surede gercekleri ogrenmeye basladilar: savas alaninda erler olur, ozellikle olaylari toplu olarak goremeyen ve cahil olan toplumlarin erleri.
Zaman degisir. Ancak, anlasildigina gore, her zaman daha iyi’ye dogru da degil. Turkler de, Avrupa’nin ileri gelen uluslari gibi, bir imparatorluk surecinden gectiler. Ancak, gecirdikleri imparatorluk surecinin butun sorumluluklarindan kendilerini arinmis goren komsularinin gozunde, Turkler bu sorumluluklarindan arinmis degiller.
“Hesap” hanelerine yazilan asiri “faiz” ve her turlu “ceza” yi odemis olmalarina ragmen, Turklerden hala odeme yapmasini isteyenler vardir. Hic degilse, yazdiklari tarih kitaplari icinde Turklerden “tahsilat yapmak” isteyenler bulunur. Unutulmamali ki, gelecek olaylar, buyuk bir cogunlukla bu tur “eski defterler” icinde yazili olaylara gore yonlendirilecektir.
Dunya’da var olan Turklerin cogunlugu, kendi cevrelerinde ve uzerlerinde dondurulen oyunlara bakmadan, hala hic uzaklasmadiklari anayurtlarinda yasamaktadir. Bu gercegi goremeyenlarce de, nereden ve nasil gelmis olurlarsa olsunlar, Turkler zararina kurgusal ikiz Pan suclamalarinda bulunulmakta.
Turkler gunumuz’e kadar “soz gumus ise, sukut altin’dir” diye yanlis bir dusunce altinda yasamaktadirlar. Gerceklerin orta’ya atilmasina yarayacak her tur tartisma’ya girismeyi de, “celebilige” yedirememisler ya da yakistiramamislardir. Ne de olsa, atalari “dogruluk yerini bulur” dememismiydi? Bu atalar sozunun dogrulugu su goturmez. Yalniz, bu atalar sozu, dogrulugun hangi gun yerini bulacagi uzerinde bir bilgi vermez. Dogruluk yerini bulmaya hazirlanadursun, bu sirada “At’i alan da Uskudar’i gecmektedir.” Verilecek zarar verilmis, Ortak Pazar’a giris dilekce’si geri cevrilmis ve ekonomik yara’dan akan kanlar gollenmeye baslamis, govde gucsuz kalmaya baslamistir. Osmanli Amiral’i Barbaros Hayreddin’in (1466-1546) adi’nin Akdeniz kiyilarinda oturan Avrupalilarca soz dinlemeyen cocuklari korkutmak icin “ocu” anlaminda kullanildigi, ve boylece cocuklarin soz dinlemeye zorlandiklari iyi bilinir.
Bu yol’dan, Turk’un ocu oldugu efsanesi genc beyinlere yerlestirilmekte, buyuduklerinde devlet adami, tuccar vb. olan bu cocuklarda yerlesen korkunun sonucunda Turkler bugun zarar gormektedir. “Agac yas iken egilir.”
Ek olarak, Barbaros Hayreddin’e atfedilen “oculuk” hurafelerinin benzerleri, yazili olarak ta yaratilmistir. Bunlarin en eskilerinden ve siyasi nedenlerle yazilmis olanlardan biri 1473 yilina, II. Mehmet’in (1432-1481) Bizans imparatorluguna son vermesinden yirmi yil sonrasina kadar geri gider. Bu kucuk eser’de, Fatih guya “….yaptigi ve yapacagi fetihlerle ovunmektedir….” Bu eser’in kisisel atilimi cok gelismis bir kisi’ce uyduruldugu gunumuzde biliniyor. Ustelik, Avrupali’larin “Turk’lere karsi koyma yeteneginin ne denli guclu oldugunu gostermek icin,” bu “mektubun” sanki Turkce’den “cevrilmis” gibi gosterildigi de orta’ya cikmistir.11
Gunumuzde bilindigine gore, bu tur’den ucyuzden artik degisik mektup, Turkce’den dilmaclarca “cevrilmis” gibi en az alti dil’de yazilmis, yayinlanmis ve o yuzyillarda binlerle sayi’si dagitilmistir.12
Bu mektuplarin amaci’nin da Avrupalilari korkutup, bir birlige yanasmalarini saglamak oldugu gorulmektedir. Katolik ya da Protestan mezhepleri uyeleri olan yazarlari ise, kendi yandaslarini diger Hristiyan mezhebine karsi savas’a cagirmaktadir. Bu yazarlarin ileri surdugune gore, ornegin eger Katolikler biraraya gelip Protestanlari vurmazlar “dinlerini birlestirmezler, Protestan denen ayricilarin elinden kurtarmazlar” ise, “ocu” Turkler gelip herseyi Hristiyanlarin elinden alacaklardir. Bu da, bir dis yagi yaratmak –ve toplum’un ic sikintilarini dagitmak– yonteminden baska birsey degil idi. Bu yontem, bu gun de butun canliligi ile yasamakta ve yasatilmaktadir.
Bu tur propaganda’nin 15ci yuzyil icinde bile pek yeni olmadigi biliniyor. Bizans imparator’u Leo VI (865- 911) ca yapildigi soylenen “Turklerin Son’unun Geldigi” kehanet’i, 16ci yuzyil Avrupa’sinda yazilan dini-politik kavga yazilarina da kaynak olarak alinmistir.13 Bu tur Avrupa ic’i dusuncesel carpismalar yeni yaratilan matbaa harfleri yolu ile Avrupa basimcilarinca genis olcude yayilmakta idi.14 Bu atilim, gunumuzde elektronik iletisim araclari ile –yalnizca radyo, televizyon ve video makaralari yolu ile degil– bilgisayar iletisim aglari ve bilgisayarli bilgi sandiklari ile karsilastirilabilir. Nasil ki, 15ci yuzyilda basilmaya baslanan bu tur ilk eserler onceleri kamu oyuna acik degildiler (yalnizca, sayilari az olan okur-yazarlarca biliniyordu), 20ci yuzyilda bilgisayarlara gecirilmis bilgisayarli bilgi sandiklari da ilk bakista kamu oyunca gorulemezler. Bu gibi her kisi’ye acik olmayan kapali koselerde beslenme ortam’i bulup filizlenen karanlik dusunceler, sonradan buyutulerek kamu oy’una sunuluyor. Bulasici hastalik gibi bir agizdan diger yayin’a geciyor ve ortaligi kirana koyuyor. Bir gozlem yapilabilir: “Bir deli kuyu’ya tas atmis, kirk akilli cikaramamis.” “Ayikla pirincin tasini.”
Ruslar, Avrupa’dan cok seyler kapmis, ogrenmislerdir. Bu propaganda uygulamalari da, Ruslarin Avrupa’dan orendikleri arasindadir. 17ci yuzyildan baslayarak, bu propaganda mektuplari ve kitapciklari da Rusca’ya cevrilmistir. Bugun bilindigi gibi, Orta caglar’dan baslayarak, Asya bozkirlarinin Bati kiyilarinda kullanilmaya baslanan ilk uluslararasi anlasma ve antlasma dili Turkce idi. O sure icinde de, Rus yoneticilerini atayici ve bu yoneticilerin yasal oldugunu belirtir belgeler de Rusca’dan cok Turkce olarak yazilmislardi. Moskova, Vladimir ve Suzdal gibi Rus sehir devletlerinin bascilari’nin yasalliklari bile Altinordu bozkir torelerince saptanmakta idi. Ornegin, Korkunc Ivan (carligi 1533- 1584) onceleri kendi basina Rus tahtina cikmayarak, yerine Bekbulat adli bir Altinordulu Turk’un car olmasini desteklemisti.15
Turkce’nin dil yapisi, Rus disisleri yazicilarinin ve gorvlilerinin de dillerini de etkilemekte idi. Hatta, Rus edebi yazarlarinin eserlerinde bile Turkce’nin etkileri ve Turklerin turunde yazi yazma ozentileri gorulmeye baslamisti.16 Kendi yaraticiliklari bittiginde ya da yetmediginde de, Rus yazarlari eski Turk yazilarini kendilerinin imis gibi gostermekten de kacinmamislardi.17
20ci yuzyilda “Asya’daki Buyuk Oyun” ve “Dogu Sorunu” konularinin Avrupa’nin onemli isler gundem’lerinin basinda yer almalari, yoneticilerini taraf tutmaya yoneltti. Kamu oyu olusturma cabalari yogunlasti. Bir Fransiz yazari acikca Turkleri savundu.18 Buna karsi, 1919 Versailles Baris Toplantisina katilan diplomatlar Baskan Wilson’un Birinci Dunya Savasi sonrasi “Yeni Dunya Duzeni” gorusu’ne olumsuz baktiklarindan, Turkleri dislayan bir karsi duzen ozet’i yayinladilar.19
Yayinlanan sozlerin orantili degerlerine bakmaksizin, sonuc alinmis oldu. Kuzey ve Dogu Asya’da, Sovyet devlet kuruluslari yeni kazanilmis bir guc ile atilimlara basladilar. Rus yoneticileri yalniz kurgusal ikiz olan Pan lari yeniden canlandirmakla kalmadilar, eski Turk yazili anitlarinin icindeki gercekleri de degistirmeye calistilar.20 Bu kapsamda, bagimsizligini 1919-1924 yillari arasinda bir kurtulus savasi vererek kazanmis olan genc Turkiye Cumhuriyeti de diplomatik ve ekonomik alanlarda tek basina birakilmaya calisiliyordu.
Butun bu ugraslar –bir onceki oyunculara yenilerinin de katildigi–gene bir Buyuk Savas’in cikacagi 1930larda kesinlesinceye kadar el altindan surduruldu. Ikinci Dunya Savas’i 1939 da basladiginda, kurgusal ikiz Pan lar gene masal kitaplarindan cikarilip orta’ya surulduler. Ote yandan da Avrupa’li vurusmacilar gene Turkleri kendi yanlarina, kendi yararlari ugruna (ve diger vurusmacilara karsi) kullanmak uzere cekmeye calistilar. Birinci Dunya Savas’i oncesi oldugu gibi Turkler uzerine baski yapilmaya baslandi.
Kurgusal ikiz Pan lar Turklerin zararina orta’ya atilip kullanildikca, Turklerin bu akimlara karsi verdikleri geleneksel karsiliklar iki’ye ayrilir: 1) derin bir sessizlik; 2) geleneksel Turk belgelerine inatla bagli kalmak.21
Bir ulus’un tarihi, kendi basina bir bosluk icinde ve diger ulus’larin tarihleri ile iliskisiz olarak yazilamaz. Turklerin dunya uzerindeki politik konumunu gene dunya olaylari cercevesi icinde ele alan (ve kurgusal ikiz Pan lara karsi ilk uyarici yazi ornegi veren) Turklerden biri, 1904 yilinda Yusuf Akcura olmustur.22 Akcura’nin hemen ardindan, 19 ve 20ci yuzyillarin politik gerceklerini koklu olarak kavramis olan ve aciklayici incelemeleri ile toplum’a anlatan Kazim Karabekir gelir.
Karabekir de, kurgusal ikiz Pan lari bu aci’dan ele alir.23 Son yillarda, Orta Asya’da da ilgili konulari iceren yazilar yazilmakta veyayinlanmaktadir.24
Kurgusal dusler, yalanci belgeler ve efsane yaratmak islemleri, herseyden once “maya” kavram ve tanimina baglidir.25 Eger Turkler kendi tarih ve maya’larina kendi gozleri ile bakip, bunlari kendi kavramlarina bagli olarak yazmazlar ise, uluslararasi dusuncesel ve politik alanlarda oyuncak olarak kalmaya mahkumdurlar. Ornegin, Fransiz tarihcisi Fernand Braudel Fransa tarihini yazarken, Ingiliz tarihcileri A. J. P. Taylor ya da Toynbee’den ornek kullanmak geregini duymamaktadir. Bu tur tutumlar, tersi icin de gecerlidir. Bir “genel tarih” yazilabilmesi icin, once her toplumun tarihinin ayrintilari ile tek-tek yazilmasi gerekir.
Kisacasi: “Gok kubbe’de kalan hos seda” sozu, oz olarak dogrudur. “Su uzerine yazi yazmaya” esittir. Konusulup ta kagida dokulmeyen dusunceler kaybolup gidecektir. Buna karsilik: is yapacak, karar verecek kisiler, yazilari okuyarak dusunmekte ve uygulamalara gecmektedirler.
KAYNAKLAR:
1. Bu bildiri Ingilizce olarak Centre d’tudes et de Recherches Internationales / Fondation Nationale des Sciences Politiques tarafindan Ekim 1991 de Paris’te duzenlenen “LA TURQUIE ET L’AIRE TURQUE DANS LA NOUVELLE CONFIGURATION REGIONALE ET INTERNATIONALE: MONTEE EN PUISSANCE OU MARGINALISATION” baslikli toplanti’da okunmus; ozeti de, adi gecen kuruluslarca yayinlanan Cahiers d’Etudes sur la Mditerrane orientale et le monde turco-iranien dergisinin Ocak 1992 sayisinda Fransizca olarak yayinlanmistir.
2. Herbert Spencer Robinson & Knox Wilson, Myths and Legends of All Nations (Littlefield-Adams, 1981).
3. Bilindigi gibi, “Pan” sozcugu Ingilizce’ye gectikten sonra degisik anlamlarda kullanilmistir. Ilk agizda, “birlestirici” kavramindadir. Ornegin, Kuzey ve Guney Amerika’yi boydan boy’a asan kara yolunun adi “Pan-American Highway” dir. Bu yol’dan, Amerika kitalarindaki devletlerin birbirleri ile daha siki iliskiler icinde yasamasina calisilmistir. Bu kapsam’da “Pan,”19cu yuzyilda “Pan-Germenizm” (Alman Birligi) ile tarihtegorulur. Pan-Germenizm de, “Pan-Slavizm” in yaratilmasina on-ayak olmustur. Asagida da gorulecegi gibi, “pan” Turklere de uzatilarak, “yeni” bir politik akim olusturulmustur.
4. Arminius Vambery, Travels in Central Asia (London, 1865).
5. Edward Ingram, The Beginnings of the Great Game in Asia, 1828-1834 (Oxford, 1979).
6. H. A. R. Gibb, Modern Trends in Islam (Chicago, 1947); Nikki Keddie, Sayyid Jamal ad-Din “al-Afghani.” A Political Biography (Berkeley, 1972).
7. Bu tur bir Islam Ihtilalinin nasil cikarilabilecegi uzerine bu imparatorluk uzmanlarinca hazirlanmis atilim onerisi, gunumuzde Yale Universitesi elyazmalari kutuphanesinde saklidir.
8. Avrupa kamu oyunda, Birinci Dunya Savas’ina verilen ad.
9. Osmanlilar.
10. Sozu edilen “Four Freedoms,” ABD Anayasasi’na yapilan Birinci Ek’ten esinlenmistir. Ornegin, bak: S. E. Finer, Five Constitutions (Penguin, 1979).
11. Daniel Clarke Waugh, The Great Turkes Defiance: On the History of the Apocryphal Correspondence of the Ottoman Sultan in its Muscovite and Russian Variants (Columbus, OH: Slavica Publishers, 1978).
12. Sozu edilen donemde, toplumlarin buyuklugu gunumuz ile orantili olarak goz onunde tutuldugunda, bu sayilar cok buyuktur.
13. Vaticinium Sever, et Leonis Imperatorum, in quo videtur finis Turcarum in Profetia di Severo (1596). A. Fischer’ce 1920 yilinda ZDMG (47) de Arap harfleri ile yeniden yayinlanmistir. Tarihi olaylar bakimindan, 16ci yuzyil kadar, 1920 yilinin da Turkler acisindan oneminin unutulmamasi gerekir.
14. Philipp Lonicer, Chronicorvm Turcicorvm (Frankfurt, 1584); Johannes Leunclavius, Historiae Mvsvlmanae Tvrcorvm, De Monvmentis ipsorvm exscriptae… (1591).
15. Edward Louis Keenan, Jr., “Muscovy and Kazan: Some Introductory Remarks on the Patterns of Steppe Diplomacy” Slavic Review Vol. XXVI, No. 4 (December, 1967); Omeljan Pritsak, “Moscow, Golden Horde, and the Kazan Khanate from a Polycultural Point of View” Slavic Review Vol. XXVI, No. 4 (December, 1967); S. S. Aydemir, Suyu Arayan Adam (Istanbul, 1971). Dorduncu Baski.
16. Edward Louis Keenan, Jr., “The Jarlyk of Axmed-Xan to Ivan III: A New Reading” International Journal of Slavic Linguistics and Poetics XII, 1967. (Mouton, The Hague).
17. Ornek olarak, Rus Tale of Igor destani’in Turk kokenleri uzerine Orta Asya’li yazarlarca ileri surulmus gorusler icin bak:B. Paksoy, “Chora Batir: A Tatar Admonition to Future Generations.” Studies in Comparative Communism Vol. XIX, Nos. 3 & 4, Autumn/Winter 1986.
18. Felix Valyi, Turk’s Last Stand: The Historical Tragedy on the Bosphorus (London, 1913). Londra Universitesinde yapilmis bir konusma olup, Ingilizce’ye cevrilerek yayinlanmistir.
19. Joint Note of the Allied Governments in answer to President Wilson, The Murderous Tyranny of the Turks. Basyazari: Arnold Toynbee (Hodder & Stoughton, 1917). Unlu tarihci Toynbee, Paris Baris Toplantisina katilan Ingiliz diplomatlarindan biri idi.
Daha sonra ek yazilar da yazmistir. Bak: Arnold J. Toynbee and Kenneth P. Kirkwood, Turkey (Charles Scribners, 1927).
20. H. B. Paksoy, ALPAMYSH: Central Asian Identity under Russian Rule (Hartford, 1989).
21. Turk tarihi ile ilgili temel belgelerin kurgusal ikiz Pan lara karsi geleneksel kullanilma yatkinliklari ile ilgili olarak bak: H. B. Paksoy “Central Asia’s New Dastans.” Central Asian Survey Vol.6, N. 1, (1987); Bahtiyar Nazarov “Kutadgu Bilig: One of the First Written Monuments of the Turkic People” H. B. Paksoy, Editor, Central Asia Reader (New York: M. E. Sharpe, 1994).
22. Yusuf Akcura, Uc Tarz-i Siyaset (Ankara: Turk Tarih Kurumu, 1976). Bu yazi ilk once Kahire’de yayinlanan Turk gazetesinde 1904 yilinda basilmis idi. Ingilizce cevirisi icin, bak: David S. Thomas, “Three Types of Policies” H. B. Paksoy, Editor, Central Asian Monuments (Istanbul: Isis Yayinevi, 1992).
23. Kazim Karabekir, Cihan Harbine Neden Girdik, Nasil Girdik, Nasil Idare Ettik (Istanbul, 1937); a. g. y., Istiklal Harbimizin Esaslari (Istanbul, 1933-1951); a. g. y., Istiklal Harbinde Enver Pasa (Istanbul, 1967). Karabekir’in yazilari, yayinlandiklari yillardan cok once basimevlerine verilmis idi. Bu kitaplarin yayinlanmalarinin gecikme nedenleri uzerindeki dusunceler icin bak: Erik Jan Zurcher, “Young Turk Memoirs as a Historical Source: Kazim Karabekir’s Istiklal Harbimiz.” Middle Eastern Studies Vol. 22, No. 4, October 1986.
24. Ornekleri icin, bak: H. B. Paksoy, “M. Ali–Let us Learn our Inheritance: Get to Know Yourself.” Cahiers d’Etudes sur la Mediterrane orientale et le monde turco-iranien Vol. 11, No. 1 (1991); Ayaz Malikov, “The Question of the Turk: The Way Out of the Crisis” H. B. Paksoy, Editor, Central Asia Reader (New York: M. E. Sharpe, 1994).
25. Bak: H. B. Paksoy, “Turk Tarihi, Toplumlarin Mayasi, Uygarlik” Annals of Japan Association for Middle East Studies (Tokyo) No. 7, 1992. Pp. 173-220. Bu yazi, Yeni Forum (Ankara) dergisinin Cilt 13, No. 277, Haziran 1992 sayisinda yeniden yayimlanmistir. (sayfa 54-65).
Kaynak: İstanbul Universitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyasal Bilgiler Fakültesi – Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
Pan-İslamizm Tartışmaları Işığında TURKiSTAN (1864-1922) Doktora Tezi 7200 Tez Danışman:Prof. Dr. M Şükrü Hanioğlu
Hazırlayan: Alaeddin Yalçınkaya lst.anbul – 1994 http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/25845.pdf