Dk: 32:25
Prof Dr Doğan Göçmen: Evet şimdi Levent Ağaoğlu’nun bir şeyi var Olcay ona da şey yapayım Ondan sonra evet Avrupa karanlıktan aydınlığa geçerken Türkler tersini mi yaşadılar Orhun yazıtlarıyla başlayıp Yunus Emre ile biten 500 yıl Türk aydınlanması mı idi.
Avrupa’da çok ilginç bir şekilde aydınlanma deyince ta 13 yüzyıla kadar gerilere gidilir Aslında Hatta o o dönemde bir şeyde bir aydınlanmacı bir e dalga da yaşanır fakat sonra tekrar sönümlenir ta ki 15 yüzyıla kadar Bu bakımdan rönesanstan çok önce başlar Aslında bizzat şey Avrupa’da aydınlanmacı hareketin modern aydınlanmacı hareketin kökleri Anadolu’da şimdi Levent hocamızın haklı olarak dikkat çektiği gibi Ben Yunus‘la başlatıyorum daha gerisine gitmek bilmiyorum Çok ne kadar doğru onu bilemiyorum Çünkü yerleşik hayata Biz Anadolu’da e geçiyoruz ve aydınlanmanın koşullarından bir tanesi yerleşik hayata geçmiş olmak şimdi Yunus‘la başlıyor ve Yunus erçekten bizim Anadolu aydınlanmacılık veya Anadolu Türk aydınlanmacılık e gerçekten başlangıç noktası Antik Yunan felsefesini İslam’ı bütün Türkçe düşünme geleneğini Anadolu’da oluşmuş olan tüm mirası tüm düşün mirasını Türkçe ve Anadolu aydınlanması için türkçee Anadolu aydınlanması için muazzam bir senteze tabi tutuyor Bu bakımdan Evet ama işte her ne kadar Yunus‘la başlasa da işte biliyorsunuz Osmanlı’da Yunus‘un şiirlerini okumak vesaire yasaklanıyor Osmanlı’nın kuruluşu Selçuklular da Aslında her ne kadar Selçuklu Türk devleti dense de aslında halka karşı çok mesafeli Hatta persleri sarayda vesaire çalıştırıyorlar halka karşı mesafeli olmak için özellikle ve Osmanlı’da işte hanefilik o zamanlar Anadolu’da var olan Türkçe var olan düşün akımlarına karşı hanefiliğe getiriyor ve devlet bir devlet ideolojisi olarak inşa ediyor ve onu e empoze etmeye çalışıyor bütün bir topluma Evet bizim de Osmanlı her ne kadar çok övül de evet yani çok şeyler olmuş e kesinlikle yabana atılmaması gereken bir 600 yıllık tarihimiz var ama e Osmanlı tarihi de e Aslında bizim karanlık Çağımız e veya karanlık orta Çağımız olarak alın Bilir neden olmasın tabii hemen bu soruyla ilişkili hocam Zafer Özer Bey Yunus Emre klasik Arap Arap kültürü zemininde inşa edilen inanç sistemini daha Evrensel hümanist ve ussal bir yoruma tabi kılıyor diye bir yorum olmuş Hocam şimdi Hocam bu çok çok çok doğru söylüyor Çok doğru söylüyor yani bundan dolayı Anadolu aydınlanmacılık gerçekten Evrensel ve o zamanlar o evrenselliği yakalayabilmek bak Olcay burada o Evrensel Zafer Hoca’nın Evrensel sözcüğü hemen benim aklıma şeyi getirdi Anadolu aydınlanmacılık la Osmanlı’nın kendisine ideologu olarak kabul ettiği Hanefi İslamın Hanefi yorumu Pekala kıyaslanabilir Yunus Emre‘nin şiirlerinin her tarafında insan fışkırır insan kavramını kullanır Yani yani Hümanizm anlamında insan diyorsunuz değil mi hocam Hayır insan kavramını kullanır ola şimdi İslam’da insan kavramı yoktur Müslüman insan olmak Müslüman olmakla eş alınır H Onun için İslam’da insan kavramı yoktur mesela İnsan Hakları Evrensel beyannamesine karşı ii İran Müslümanların hakları diye karşı bildiri yayınladı Yani bu dinin içinde olanlara herkese değil Evrensel değil bu dinin içinde olanlara ev Onu söylemeye çalışıyorum Yani bizim Anadolu Yunus Emre‘nin başlatmış olduğu Anadolu aydınlanmacılık temel kavramı insan yani sadece Müslüman olan değil Evet Anladım hocam Anladım anladım yani Ç ilangi inanc en ileri en uzak görüşlü herhalde Atılım olsa gerek değil mi hocam Yunus Emre’nin yaşadığı dönemi dikk alınız Yunus Emre‘nin Yunus Emre orada şunu görüyor e Eğer büyük bir insanlığın bir bütünlüğü yakalanacaksa bu ancak Tüm insanlığı bir bütün olarak düşünmekle mümkün olur ve dolayısıyla 72 milletten bahsediyor tüm inançlardan bahsediyor sadece İslam’dan bahsetmiyor kendisi kendi yorumunda kendisini E tabii ki Müslüman olarak görüyor ama kendi inancını mesela hiçbir şekilde tek ve mutlak e doğru inanç olarak hiçbir şekilde söylemiyor Hatta yani tüm e şeyini e öğretisini akıl kavramına dayandırıyor inanç kavramına değil akıl kavramına dayandırıyor şimdi bu bizim için E ne kadar önemli bakın Yunus Emre öğretisini ki başta bir Her şeyden önce bir ahlak felsefesidir Onun bize öğretmeye çalıştığı e temelinde insan kavramı var Fransız Devrimi Olcay Fransız Devrimi 1789 Fransız Devrimi insan kavramı üzerine uğruna yapılmış bir devrim yani e Yunus Emre‘nin 133 yüzyılda temel edinmiş olduğu kavram uğruna Avrupalılar 18 yüzyılda 500 yıl var hocam 500 yıl H Evet Devrim yapıyorlar Bu bakımdan yani e Yunus Emre’nin şiirlerinin derlenmemiş de çok büyük bir kayıp onlar da çünkü Yunus Emre çok sonra okudular ama sanıyorum dediğim Anlaşıldı yani 18 yüzyılda devrimciler insanı insan kavramını öne çıkarıyorlar karşı devrimciler insan yoktur diyorlar Yunus insanı temel alıyor e felsefesinde ve burada dediğim gibi insan olmanın koşulu Müslüman olmak filan değil insan olmak herhangi bir insan kadın erkek de fark etmez Hatta cinsiyet yok ırk yok mezhep yok din yok mezhep yok evet hatta Yunus‘un e varlık öğretisi şeydir dişidir H Eril değil yani varlık öğretisi ve bu da muhteşem bir gözlem Çünkü Doğa kavramı dişil kavramdır Doğa dişil bir kavramdır ve o bundan hareketle yani o Muhtemelen yapmış olduğu Antik Çağ okumalarında hareketle o Doğa felsefesine ilişkin tartışmalardan hareketle varlık kavramını dişil olarak belirliyor kendisi bunu bilmek gerekiyor Yani Yunus‘un 13 yüzyılda keşfettiği şey uğruna Avrupalılar 18 yüzyılda Devrim yaptılar Biz de Cumhuriyeti inşa ettiğimizde aynı şekilde insan kavramı geri döndük ve o biraz önce bahsetmiş olduğum makalesinde Mendelson aydınlanmadan bahsederken İnsanın insan olarak aydınlanmasında yurttaşın da Yurttaş olarak aydınlanmasında yani iki boyutlu bir aydınlanmadan bahsediyor işte Cumhuriyetle birlikte biz hem insan kavramına dönüyoruz ve insanı aynı zamanda Yurttaş olarak da aydınlatmak istiyoruz Çünkü Reşit olmak e Sadece genel insan olarak değil Aynı zamanda toplum içerisinde yaşadığımız için ve toplumda da eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamak istediğimiz için bizim aynı