Çin kalkınmasından Türkiye’nin çıkarması gereken dersler (Bölgesel İşbirliği/Emperyal Güç temelli Bölgeselleşme ve Çin İşadamları Ağı) olduğuna inanıyorum. Her iki ülke de emperyal imparatorluk geleneğinden gelmelerine rağmen, Türkiye bu gücünü kullanamamaktadır.
İki konuyu özellikle vurgulamak isterim:
1. Türk Milliyetçiliğinde JEOTİCARİ yaklaşım Türkiye’nin AB’nin ticaretinden aldığı pay %1, Beş Bölge (Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Rusya-Ukrayna, Orta Asya) ülkelerinin ve komşu ülkelerin ticaretinden aldığı pay ise %3’tür.
En yüksek oran ise %10 ile Kafkasya ülkelerinin (Azerbaycan, Gürcistan) ticaretinden alınan paydır. AB ile ticaretin arttırılmasına yönelik olarak Gümrük Birliği tesis edilmiş olmasına rağmen AB ticaretinden alınan pay %1’i geçememiştir.
Kafkasya ülkelerinin ticaretinden alınan pay emsal teşkil edilerek, diğer bölgeler için hedef alındığında 120 milyar doları aşan bir ticaret hacmine ulaşılacaktır ki, bu AB ile ulaşılan ticaret hacminin iki katıdır. Güç siyasidir, siyaseten güç olunur ama bunun olmazsa olmazı ticarettir, ticari güç olmaktır diye düşünüyorum.
2. Türk İşadamları Ağı Çin İşadamları Ağı (Chinese Business Network)ndan esinlenilerek dünyadaki Türkişadamlarının Türkiye ve Türk dünyasının kalkındırılmasında en etkili bir güç olarak işlev göreceğine inanıyorum. Asimetrik bir örnek TÜSİAD uygulamasında kendini göstermektedir. Türk ve Çin kalkınma modelleri karşılaştırıldığında işadamlarının ve bürokrasinin yaklaşımları temel farklar olarak gözükmektedir.
“Chinese Business Network” olarak literatüre de geçen Çin modelinde Çinli işadamları Çin’in kalkınmasının arkasındaki temel güçtür. Çin’e akan yabancı sermayeyi de Çin dışında yaşayan Çinli işadamları temin etmektedirler. Model bilhassa Çin dışında yaşayan Çinli işadamlarının dayanışması, Çin’in kalkınması ideali üzerinde çalışmaktadır. Ayni dili konuşan Tayvanlı, Hong Kong’lu, Çin Halk Cumhuriyetindeki Çinliler ve Diaspora’daki (ABD, İngiltere, Kanada, Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler, Avustralya, Yeni Zelanda) Çinliler inanılmaz bir ekonomik dinamizm yaratıyorlar. Bunun altında yatan ise aynı dili konuşuyor olmaları, kültürlerinin aynı olması. ASEAN ülkelerinin ekonomileri büyük ölçüde ülke vatandaşı olan etnik Çinli işadamlarının elindedir.
Ekonomik Güç % Çin asıllı Nüfus %
Singapur 76 76 Malezya 32 60
Endonezya 4 50
Filipinler 1 40
Tayland 10 50
Vietnam 1 20
Benzeri bir uygulama Hint İşadamları arasında da geçerlidir. Türkiye uygulamasına dönüp baktığımızda, Ankara’da dönem dönem Dünya Türk İşadamları Kurultayı toplanmaktadır. Kurultay Dünya Türk İşadamları Vakfı tarafından düzenlenmektedir. http://www.dutiv.org.tr/. En son kurultay 2004yılında toplanmıştır. http://www.dutiv.org.tr/kurultay5/ Firmalarla ilgili veritabanına http://www.dutiv.org.tr/rehber/sfirma.htmladresinden ulaşılmaktadır.
Tabii “Türk İşadamları Ağı” nın muhakkak ki formel bir organizasyon olması gerekmez. Önemli olan bu görünmeyen ağı işler, işlevsel kılmaktır. İşadamlarının böyle bir şuura sahip olmalarını sağlamaktır. Böyle bir şuura sahip olunsaydı komşularımızın ticaret hacminden alınan pay %3 gibi son derece düşük bir oranda olmazdı. Türkiye tüm varlığını Avrupa Birliğine endekslediği için bu ağ bir türlü kurulamamaktadır.
Devlet böyle bir konuya ilgisiz kaldığıiçin bu tip bir ağ ancak siyasi inisiyatif alınarak oluşturulabilecektir. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Makedonya, Iran, Irak, Azerbaycan gibi komşu ulkelerde Turk asilli nufus yasamaktadır. Peki ayni dili konusanTurkiyeli, Kibrisli, Balkanli, Kafkasyali, Iranli, Irakli, Kirimli, Rusyali,Orta Asyali Turkler ve Diaspora Turkleri (Avrupadaki 3 milyon Turk vatandasi,ABD, Ingiltere, Avustralya, Uzakdoğu) neden boyle bir ekonomik dinamizm yaratmamaktadirlar da muthis bir yolsuzluk/uyusturucu trafigi dinamizmi yaratilmaktadir?
Öneri- Her Türk işadamının 45 devlet ve 14 özerk cumhuriyette yaşayan 200milyonTürk veya Türkçe konuşan arasından en az iki işadamı ile işbirliğine giderek bir ağ oluşturulması yoluna gidilmelidir.
Evet bir ağmevcuttur, ticaret de bu ağa dahildir ama bu ağ “Türk İşadamları Ağı”değildir!.
Türk Milliyetçiliğinin ideolojik yeniden yapılandırılması çalışmalarında, en önemli eksiklik olan JEOEKONOMİK gerçeğinin teorilendirilmesi ve uygulamaya geçirilmesidir.
“Dış ekonomik ilişkiler alanındaki stratejimizi, teknoloji ekseninde yeniden kurgulamamız lâzım. Mesela fuar desteği ile yurtdışına çikolata satabilirsiniz ama teknoloji alanındaki bir işi fuarlar üzerinden küreselleştiremezsiniz. Teknoloji işi standart dışı düşünmeyi gerektirdiği için tamamen insani ilişki ağları üzerinden ilerliyor. İlişki ağları sayesinde tecrübe aktarımı ve finans bulma gibi işler de daha kolay ilerliyor.
Örneğin Hintliler teknoloji sektöründeki diasporasını bir araya getirmek için 1992 yılında “Indus Entrepreneurs Network” (TEİ) diye bir kuruluş kurmuş. Tamamen sivil bir girişim olan bu yapının 60 şehirde 12 binin üzerinde üyesi var. Bu ağ sayesinde bugüne kadar birçok başarılı yeni girişim ortaya çıkmış. Dünyada bu gibi örneklere bakarak bizim de benzer perspektiften teknoloji işlerini yeniden düşünmemiz faydalı olacaktır.” https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/turkiyede-yapilan-yapay-zeka-ile-ispanyada-ev-satilir-mi/751333
TiE Global
https://tie.org/