Din, fikir olarak toplumlara geçici şekiller verebilir, ama mümkün değil, ırkları değiştiremez. Bir kısım Türklerin şu dini ve diğer bir kısmın bu dini kabul etmiş olmaları neticesi olarak ve hurafeye dayanan telkin ve inançların tesirleri de eklenerek ırki bağlar uzun bir müddet cehalet karanlıkları içinde kaybolmuş olabilir. Fakat elbet bir gün gelir, hakikat meydana çıkar ve parlak ışığıyla bütün hurafeleri siler süpürür…
Atatürk, 8 Ekim 1931
Türkler dönemin ruhuna her zaman uymuş ve maalesef asimile olmuşlardır. Gerçek ise sadece Gök Tengri inancıdır. Bu konuda Gagavuzyada Mihail Çakır Türkçü bir papaz ve din adamıdır. Buda Saka Türküdür. Budist Dalay Lama Türk soyludur..
“Değerli Levent bey Türkler nasıl olduysa yoğun olarak Museviliğe girmişlerdir. Diğer dinlere giriş lokaldir. Müslümanlık ise kitlesel olarak kabul edilmiştir. Musevi Karaylarda Türkçü damar son zamanlana kadar sürmüştür. Litvanyada son Hahanlarını tanıdım. Onlar haham yerine hahan diyorlar. Türkçeye anadili olarak bağlıydılar. Bugün Gagauzlarda Atatürk döneminden yetişmiş bir kadro var. Din değiştirmiş Sekellerde din adamı potansiyelini bilmiyorum. Amabaşka dinler Türkleri kimliğinden uzaklaştırmıştır. Bunun en tipik örneği Bulgarladır. 12. Yüzyıldda dilleri Türkçedir. Ama kilisenin Türk düşmanlığı vahşılik diyeceğimiz bir noktadadır.” ( Prof Alemdar Yalçın)
“Firavun devri Mısırlılar pek çok ilimler bilirlerdi. Taşkın‘dan sonra tarlalarını tanımak için Kalde’de olduğu gibi, ölçü kullanırlardı. Bu keyfiyet, onları geometride ilerletti. Mısır’ın bulutsuz seması ve parlak geceleri yıldızların gözlemini kolaylaştıran yıldızları gözlemlemekle Mısırlılar astronomi ilminde ilerlediler.
Papazlar, her türlü ilimde çok ileri gitmişlerdi. Muallim, doktor, alim hep onlardı. Mezopotamya’da, Sümer-Akat ve Elam‘da çoktan keşfedilen ve tatbik olunan ilimler, Mısır’da da gelişmiştir . Mısırlılar eski zamanların diğer milletler tarafından bilgileri ve memleketlerindeki intizam dolayısıyla çok itibara mazhar olmuşlardır, rahipleri çok şeyler düşünürlerdi. Yabancılar bilhassa Yunanlılar onlarla konuşmaya gelirlerdi.” Kaynak. Tarih kitapları için elyazısıyla taslak metinler ve düzeltmeler. 1930 yılı sonbaharı.
“Göktanrı inancının adı aslında Toyonizm, çok az bilinir.
Papa Eftim Türk yanlısı değil Türk soyludur.
Mübadele sırasında da malesef, hristiyanlık karşıtlığı sebebiyle Türk hristiyanlar da göç etmek zorunda kalmış.
Konu hakkında Sinan Meydan ve Ümit Doğan’ın araştırmalarından yararlanabilirsin abi.” (Bünyamin Emeç)
“Türklerin Gök Tanrı temelinde yazılı bir kaynağa dayanmaksızın kendi iç kültürel dinamiklerinden doğan ve günümüze kadar varlığını devam ettiren Gök Tanrı dini=tengrizmle başlar. Türkler bu milli dinlerinin dışında
- Gök Tanrı dini=tengrizmle
- Budizm,
- Ak Din, Ak Burbanizm (Ak din=Ak caft)
- Taoizm,
- Konfüçyanizm,
- Zerdüştilik,
- Maniheizm,
- Musevilik ve
- Hıristiyanlık’la
- Müslümanlık
Türk Tarihinde Dinler ve Türk Yanlısı Din Adamları
Sorunuz oldukça kapsamlı ve ilgi çekici bir konuyu ele alıyor. Türklerin tarih boyunca pek çok farklı dine mensup olduğu ve bu dinler içerisinde çeşitli etkileşimler yaşadığı bilinmektedir. Özellikle de belirttiğiniz gibi, Müslümanlık dışındaki dinlerde Türk kökenli veya Türk dostu din adamlarına rastlamak mümkündür.
Ancak sorunuzun tam olarak anlaşılması ve daha net bir cevap verebilmek için bazı noktalara açıklık getirmek gerekmektedir:
- “Türk Ortodoks Papa Eftim benzeri” ifadesiyle neyi kastediyorsunuz? Papa Eftim’in özel olarak hangi yönleri sizin için önemli? Sadece Türk kökenli olması mı, yoksa Türk devletlerine veya halkına karşı olumlu tutumu mu?
- “Türk yanlısı” kavramını nasıl tanımlıyorsunuz? Bu kavramı, siyasi bir destek mi, yoksa kültürel bir yakınlık mı olarak anlıyorsunuz?
- Hangi dönemdeki Türk devletleri ve hangi coğrafyalardaki Türk toplulukları üzerinde yoğunlaşmak istiyorsunuz? Çünkü Türklerin tarih boyunca geniş coğrafyalara yayıldığını ve farklı dönemlerde farklı dinlerle etkileşimde bulunduğunu unutmamak gerekir.
Genel olarak bakıldığında:
- Ortodoksluk: Özellikle Kafkasya ve Balkanlar’daki Türk toplulukları arasında Ortodoksluk yaygınlaşmıştır. Bu bölgelerde bazı Türk kökenli din adamlarına rastlamak mümkündür. Ancak “Papa” unvanı Batı Kilisesi’ne özgü olduğu için, Doğu Ortodoks Kilisesi içerisinde böyle bir unvan taşıyan Türk kökenli bir din adamı bulunması pek olası değildir.
- Nesturilik, Süryanilik: Bu mezhepler özellikle Orta Asya ve Ortadoğu’da yaygın olmuştur. Türklerle olan etkileşimleri de oldukça eskidir. Bu mezhepler içerisinde Türk kökenli veya Türk dostu din adamlarına rastlamak mümkündür.
- Budizm, Maniheizm: Bu dinler de Türklerin tarih sahnesine çıktığı coğrafyalarda yaygın olarak bulunmaktaydı. Türklerle etkileşimleri olmuş ve bazı Türk hükümdarları bu dinlere ilgi göstermiştir. Bu dinler içerisinde de Türk kökenli veya Türk dostu din adamlarına rastlamak mümkündür.
- Musevilik: Türkler ile Yahudiler arasındaki ilişkiler tarih boyunca karmaşık bir seyir izlemiştir. Bazı dönemlerde iyi ilişkiler kurulurken, bazı dönemlerde de gerginlikler yaşanmıştır. Türkler arasında Yahudi dinine geçenler olmuştur ancak bu konuda detaylı bilgiye ulaşmak zordur.
Sonuç olarak:
Türklerin tarih boyunca farklı dinlerle etkileşimde bulunduğu ve bu etkileşimlerin sonucunda çeşitli karmaşıklıkların ortaya çıktığı söylenebilir. Belirli bir din veya dönem üzerinde daha detaylı bir araştırma yapmadan, “Türk yanlısı din adamı” kavramını genel olarak değerlendirmek zordur.
Eğer bu konuda daha spesifik bir soru sorarsanız, size daha detaylı bir cevap verebilirim. Örneğin, belirli bir din, bölge veya dönem üzerinde yoğunlaşmamızı isterseniz, size daha özel bilgiler sunabilirim.
Örneğin şu soruları sorabilirsiniz:
- “Göktürk Kağanlığı döneminde Budizm’in etkileri neler olmuştur?”
- “Kafkasya’daki Türklerin Ortodoksluğa geçiş süreçleri nasıl olmuştur?”
- “Orta Asya’da yaşayan Türkler arasında Maniheizm neden yaygınlaşmıştır?”