Türk düşünürü Yusuf Akçura 1904 yılında Kahire’de yayınladığı Üç Tarzı Siyaset makalesi ile imparatorluğun kurtarılmasındaki çareleri üç başlık altında özetlemişti; Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük. İlerleyen süreçlerde ise bugünün BM5 güçleri olan zamanının güçleri bu çözümleri teker teker ortadan kaldırmışlar ve bunu da birbirleri ile işbirliği içerisinde yapmışlardı.
Osmanlıcılık çözümü için ilk önce Balkanlar’da İngiltere Rusya işbirliği Türklerin karşısına geçerek aynı anda hem Osmanlıcılığı hem de İslamcılığı berhava ettirmiş, Türkler Balkanlardan atılmıştı.
Türkçülük akımının ortada kaldırılması için ise İngiltere Rusya ve Çin birlikte, Doğu Türkistan’ı Çin’e hediye ederek Türkleri esaret altına aldırmışlar ve bu şekilde Türklerin arasındaki geniş çaplı birleşme ve işbirliği imkanını ortadan kaldırmışlardı
Ardından bu kez İngiltere Orta Doğu coğrafyasında Arapları, Türklerin karşısına geçirmiş ve Osmanlıcılık ile İslamcılık çözümlerini birlikte ortadan kaldırmıştı.
1904 sonrası olan süreçte ise her ne kadar BM5 gücü olmasa da Almanya, İslamcılık akımını kendi çıkarları için kullanmış ve İmparatorluğumuzu Birinci Dünya Savaşı’na sokarak ölümüne neden olmuştur.
İkinci Dünya Savaşından sonraki süreçte ise tek kutuplu dünyanın mimari ABD hem İslamcılık hem de Türkçülük akımının içine sızmış ve her iki akımı da Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde kendi menfaatleri doğrultusunda birleştirmiş ve biçimlendirmiş, adını da Türk İslam sentezi olarak koymuştur.
Görüldüğü üzere Yusuf Akçura’nın 1904 yılında çözüm olarak önerdiği İslamcılık ve Türkçülük akımlarının içerisine BM 5 güçleri sızarak Türklerin bir dünya gücü haline gelmelerine bu şekilde engel olmuşlardır.
Derenin taşı ile derenin kuşu vurulmuştur.