Aceb. Alem. Allah. Ana. Anda. Andan. Anı. Anun. Aşık. Ayruk.
Bana. Ben. Beni.Benüm. Bile. Bilme. Ben. Bir. Biz. Bu.
Can. Canı. Canum. Cümle.
Çok. Çün.
Dahı. Degül. Dem. Derman. Derviş. Dil. Din. Dirlik. Diyü. Dost. Dört. Durur. Dün. Dünya. Dürlü. Düşdi.
Ecel. Eger. El. Emre. Er. Erenler. Evvel. Eydür. Eyle.
Gah. Gark. Geç. Geçdi. Geçer. Gel. Geldi. Geldüm. Gelsin. Gelür. Gerek. Gerekdür. Gerekmez. Gerekse. Gevher. Gibi. Gider. Girü. Gök. Gönli. Gönlüm. Gönül. Gör. Gördi. Gördüm. Göz. Gözi. Gül. Gün.
Haber. Hak. Hakikat. Halka. Halüm. Hayran. Hem. Heman. Her. Hiç. Hoş.
Işk. Işkun
İçinde. İçün. İken. İki. İle. İmdi. İş. İşi. İy.
Kaldı. Kamu. Kanı. Kara. Karşu. Katı. Kendöz. Kendü. Key. Kıl. Kıldı. Ki. Kim. Kimse. Kişi. Kudret. Kul. Kuran.
Marifet. Mecnun. Mı. Mısın. Misin. Miskin. Muhammed. Musa. Müsülman.
Namaz. Nasib. Nazar. Ne. Nedir. Nedür. Nefs. Nesne. Neye. Niçe.
Od. Oda. Odına. Ol. Ola. Olam. Oldı. Oldum. Olma. Olmaz. Olur.
Ögüt. Ölüm.
Pes.
Rahmet.
Sakın. Sana. Sen. Sevda. Seven. Sever. Sevgüsi. Seyran. Söyle. Söz. Su. Sultan. Sundum. Suret. Süleyman.
Şimdi. Şirin. Şol.
Tanrı. Taş. Terk. Togru. Toprak.
Uçmak. Uş. Uç.
Üstine.
Var. Vardur. Varısa. Viren. Virür.
Ya. Yalan. Yana. Yar. Yaranlar. Yaratdı. Yarın. Yatur Yavuz. Yıl. Yidi. Yine. Yir. Yiri. Yiter. Yok. Yol. Yunus. Yüce. Yüz.
Zaman. Zira.
Yunusça’nın en temel 200 civarındaki kavramlarına göz attığımızda gördüğümüz gerçek Yunus’un yer-gök-insan dizgisinde dilinin ne denli yalın olduğudur. Sözlüğünde, buraya alfabetik olarak dizdiğimiz terimler ve kavramlar ise, insanın, zamanı simgeleyen gök ve zemini simgeleyen yer evrensel gerçeği karşısındaki davranış ve tutumlarıdır.
Yunus’un zihni, zaman ve zemin boyutunda işte burada gördüğümüz kavramları önceleyen şiirleri dile getirmiştir. İnsanlar ve eylemleridir Yunus’un şiirlerinde dile getirilen. Bu eylemler ise evrende varoluşun tezahürleridir. Evrende hareketsiz olan hiçbir nesne bulunmamaktadır. Yunus ise şiir olarak dile gelen eylemlerinde bu varoluşun hallerini bize hatırlatmaktadır.
Yunus’u hatırlarken, değerlendirirken kendisini bir kalıba sokmak zorunda değiliz. Bu kalıplaştırmalar yapılmıştır ve halen yapılmaktadır. Bu ise Yunus’u parçalamak ve bölmek anlamına gelmektedir. Halbuki insan gerçekliği ne parçalanabilir ne de bölünebilir. Hümanizm de böyle bir parçalamadır, Yunus’u dini kalıplar içerisinde dondurarak yorumlamak da aynı aksiyon tarzıdır.
Yunus’u parçalamadan bütünleştirmek, Yunus’da bütünleşmek adına atası, atamız Bilge Kağan’ın yazıtlarına düşmektedir yolumuz, Asya’nın en derinlerinde
“Zamanı tanrı yaşar, kişioğlu ölümlü olarak yaratılmıştır.”
“Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış.”
İnsanı esas almak, insanı merkeze yerleştirmek, 72 millet birdir anlayışı içerisinde olmak, insanın birliğini ve dillerin, dinlerin ise çeşitliliğini esas almaktır.
Yunusta dile gelen kendözümüz, kendimizdir. Türlü çeşitli izm’ler ve din kisvesi altındaki mezhep ve tarikat bölünmeleri değildir.
Kendimize yolculuğumuzda Bilge Kağan’dan da gerilere giderek, yine aynı şekilde yer ve gök arasına insanı konumlandıran Oğuz Kağan’a düşecektir yolumuz. Çünkü Oğuz Kağan evlatlarının üçünün adını yer ile, diğer üçünün adını ise gök ile ilişkilendirmiştir.
Türkçe’nin büyük mimarına, Yunus Emre’mize, büyük şair-düşünürümüze, çağların ötesinden, yine şairce seslenelim günümüzden.
Üç Nehiriz
Meriç
Tunca
Arda boyları
Üç Nehiriz
Kara Sevdalarız
Alüvyon değil
Biriktirdiğimiz
Ademiyet
Üç kitabın manası
Selimiye’de birleşiriz.
Ehli Kitabız.
Akar akar
Çağıl çağıl çağlar
Çağlayan olur
Çakıl çakıl seslenir
Çakır Çakır selamlaşır
Türkülerle
Gönüllere taşar
Gözlerde pınarlaşır
Gözyaşı oluruz
Havalanırız..
Levent Ağaoğlu
19-05-2019
Ata Köy